Mantığın Kaşifi: Aristoteles

Mantığın Kaşifi: Aristoteles

Marsu

🧠 Dünyamızı Şekillendiren Fikirler
⏱️ Ortalama Okuma Süresi 4 dk.

Aristoteles, görüşleri ve çalışmalarıyla Batı felsefe tarihinde çarpıcı gelişmelere imza atmıştır. Bir filozof olmanın yanında, bilim insanı, astronom ve siyaset bilimcisi olan Aristo, günümüzde biçimsel mantık olarak anılan terimlerin de mucididir. Biyoloji, psikoloji, etik, fizik, metafizik ve siyaset konularında geniş bir yelpazede eserler veren Aristo, günümüzde de bu alanlardaki tartışmaların şartlarını belirleyebilmektedir. Örneğin hukuk alanında eğitim gören öğrencilerden, Aristo'nun adalet üzerine yazdığı eserleri okumaları istenmektedir.

Aristo'nun günümüze ulaşmış eserlerinin çoğu ders notları şeklindedir. Onun düşünceleri, çoğunlukla kuru bir üslup taşımasına rağmen Batı Felsefesi üzerinde olağanüstü bir etki bırakmıştır. Ne yazık ki eserlerinin çoğu kaybolmuştur. Bazı eserleri ise kaybolduktan 200 yıl sonra Girit'te yeniden keşfedilmiş ve MS 500 yılında Boethius tarafından Latinceye tercüme edilmiştir. Hristiyan Avrupa'da yeterince dikkate alınmayan Aristo'nun eserleri, Suriye'de ve diğer Müslüman ülkelerde büyük ilgi görmüştür. 13. yüzyılda Thomas Aquias'ın yürüttüğü çalışmalar sayesinde Aristo ve Hristiyan öğretisi arasında uzlaşma sağlanabilmiş bu sayede Aristo Batı Avrupa'da da ün kazanmaya başlamıştır.

Raffaelo tarafından yapılan ünlü Rönesans resmi Atina Okulu'nda Platon, Formlar dünyasına doğru yukarıyı işaret ederken, Aristoteles ise tam tersine elini önündeki dünyaya uzatır.

M.Ö 384 yılında Makedonya'da doğan Aristo, Platon'la çalıştıktan ve Büyük İskender'in hocalık ettikten sonra Atina'da Lykeion adında bir okul kurmuştur. Bu okul, antik dönemin en önemli eğitim merkezlerinden biriydi ve kısmen modern üniversiteleri andırmaktaydı. Lykeion'da kapsamlı bir kütüphane de kurmuştu.

Kendinden önceki filozoflara oranla daha derinlikli gözlem yapma şansına sahip olan ve çalışmalarında detaylı bir veri sınıflandırması üzerinde duran Aristo, nedensel bilim ve bilimsel yöntemlerin babası olarak anılmaktadır. Platon'un aksine hakikatin ortak düşünceler sayesinde bulunacağına inanan Aristo, kendi argümanlarını açıklamadan önce hem uzmanların hem de halkın görüşlerini göz önünde bulunduran özenli bir metot kullanmıştır.

Aristo, insan doğasının varlığına ve insanın bir amacı olduğuna inanıyordu. Ona göre insanlar diğer hayvanlardan ve başka her şeyden ayrı olarak, ne yapması gerektiği hakkında akıl yürütebilirdi. Kısacası Aristo en iyi yaşam biçminin aklın güçlerine dayanan bir yaşam olduğu sonucuna varmıştır.

Aristo'nun dünyayla ilgili görüşleri, ölümünden yüzyıllar sonra da çoğu alim tarafından sorgusuz sualsiz kabul edilmiştir. Onlara göre bir şeyin kanıtlanması için Aristo'nun o şeyden bahsetmiş olması yeterliydir. Örneğin belirli bir yükseklikten aynı ağırlıkta bir tahta ve bir metal parçası atılırsa yere ilk düşen parçanın hangisi olacağı sorusuna Aristo, metal parçasının daha hızlı düşeceğini öne sürmüştür.

Galileo'nun deneyini tasvir eden görsel.

Aristo'nun bu görüşünü sınamak için Galileo, tahta bir topu ve metal bir savaş güllesini Pisa kulesinden aşağıya bıraktığı dile getirilir. Deneyin sonucunda ise her iki cisim de yere aynı anda ulaşmıştır. Özetle Aristo yanılmıştı bunu daha önce de ispatlamak mümkündü fakat o zamana kadar Aristo'nun yanılabileceğini sorgulayan kimse çıkmamıştı.

Bu durum "otoritenin doğrusu" diye adlandırılan şeydir, önemli bir "otorite" doğru olduğunu söylediği için bir şeyin doğru olması gerektiğine inanmak anlamına gelir. Oysa başka birinin otoritesine sorgusuzca güvenmek felsefenin doğasına aykırıdır. Çünkü felsefe; tartışmayla, yanlışlamayla, karşıt argümanlarla ve keşfedilen yeni yollarla gelişmektedir.

Aristo, Platon'un, Platon da Sokrates'in öğrencisiydi. Yani bu büyük düşünürler bir zincirin halkalarını oluşturmaktaydı. Dahiler genellikle yoktan var olmazlar. Çoğunun onlara ilham veren bir hocası olur. Bu üç filozof, aynı zincirin halkaları oluşturmuş olsalar da fikirleri farklılaşmaktaydı. Birbirlerinden öğrendiklerini aynen tekrar etmek yerine her biri özgün bir yaklaşım ortaya atmış ve farklı konularda etki bırakmışlardır. Özetle, Sokrates iyi bir konuşmacı, Platon başarılı bir yazar, Aristoteles ise her şeyle ilgilenen bir düşünürdü.

Aristo'nun Etik Anlayışından Bir Örnek


📌 Düşünürler Serisi - 1: Sokrates

📌 Düşünürler Serisi - 2: Platon

✔️ Düşünürler Serisi - 3: Aristoteles

📌 Düşünürler Serisi - 4: Diyojen

📌 Düşünürler Serisi - 5: Thomas More

📌 Düşünürler Serisi - 6: David Hume


Report Page