Plaj Kabinindeki Güzelliklere Bakmaya Doyum Olmaz, Gizli Çekim Seks
🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻
Plaj Kabinindeki Güzelliklere Bakmaya Doyum Olmaz, Gizli Çekim Seks
İkinci kitap bölüm üçe kadar okuyup finallerden dolayı okumayı bırakmak zorunda kaldığım bir kitaptı, kendisi. Kitabı baştan itibaren okudukça, üzerindeki toz hatta kasvet kalkmış oldu. Yeniden okumanın ve bitirmenin getirdiği tazelik, huzur geldi. Hayal dünyasını çok iyi besleyen ve büyüten bir eserle vakit geçirmenin keyfine vardım. (。•̀ᴗ-)
• Karakterleri bir anda tanımak pek mümkün değil. Kitap size adeta: "Yeri gelince tanıman gerekeni yeterince tanırsın." der. Farklı ağızlardan, başka başka zamanlarda, adım adım öğrenmek zevkli ama bilgileri toparlaması zaman alır. Romanda efendi yardımcı ifadeleri geçer ama dost ilişkileri yaşanır. Soylu, ulu ve basit halk ifadelerinden anlaşılır ki kimi kiminden üstün kılınmıştır.
◉ Gri Gandalf(Mithrandir; Gri Hacı) kendi için der: "Beni tanıyanlar takdir edecektir ki çok nadiren (o kadar) aciz bir duruma düşerim. Gri Gandalf, bir sinek gibi örümceğin tekinin hain ağına takılsın! Yine de en mahir örümcek bile zayıf bir ip bırakır." Ateş-ışık efsununda uzman. Hobbit ilmiyle ilgilenen tek uzman. Gizli Ateş'in bir hizmetkârı. Elf kılıcı: Glamdring
◉ Aragorn kendi için: "Sırf ben ben olduğum için bana yakınlık duyabileceğinizi ümit ediyordum. Avcıyız ama avımız daima Düşman'ın uşaklarıdır; çünkü bu uşaklar pek çok yerde bulunurlar. Sağlam surlarınızın ve parlak kılıçlarınızın engelleyemediği nice şer yaratığı var. Biz olmasaydık, kim hangi yollarda seyahate cesaret edebilirdi, evlerinde kimin canı emniyette olurdu ki? Yine de şükran görmeyiz." der. Spoiler: Diğer adları: Yolgezer, Kolcu, Dúnadan (Elfçe Batıi insan= Númenorean.). Dúnedain reisi. İsildur'un varisi.(Denizi aşıp gelmiş Kralların soyundan). Kılıcı yeniden dövüldü ve ona yeni bir isim taktı: Anduril( Batı'nın Alevi)
◉ Arwen Akşamyıldızı(Undómiel): Annesi Celebrian, babası Elrond, anneannesi Galadriel. Bakmaya kıyılamayacak güzellikte, bakışlarında düşünce ve bilgi var. Yüzü yıldızların ışığı. Onda Luthien'in çehresinin yeniden dünyaya geldiği söylenir.
* Hobbitler: Kolay kolay tartışmaya girmezler ve yaşayan şeyleri zevk olsun diye öldürmezler.
◉ Bilbo bu kitapta: Rahatı yerinde, kitabının sonunu yazmak üzeredir. Ciddi konuları hep şakaya vurur. (*Spoiler: Doğum günü vesilesiyle matematik de devreye girer. Yaş günü konuşmasında durakladığında: Hiç tezahürat yok, cümlesi insanı güldürebilir.)
◉ Frodo: Yolculuk ismi Tepedibi. Buçukluk(hobbit). Yüzük Taşıyıcısı. Elrond bu karakter için:" Siz bir yol bulamazsanız kimse bulamaz." Bilbo'nun gözdesi ve evlatlığı. Bilbo ile doğum günleri aynı. Kılıcı: Sting
◉ Sam Gamgee: Ham'in en küçük oğlu. Canlılara doğal bir güvensizliği var. Bilgi toplayıcı. Sağlam yoldaş, adeta gizli polis.
◉ Legolas: Kuzey Kuyutorman Elf Kralı'nin oğlu. Celeborn akrabası. Gözleri keskin, gururlu ve sert bakışlı. Zarif yüze sahip.
◉ Gimli: Sağlam yapılı gururlu cüce.
◉ Boromir: Gondor şehrinin irfan üstadının oğlu. (Minas Tirith Efendisi Denethor'un oğlu.) Güçlü, savaşçı insan.
◉ Ak Saruman: Arif, tarikat büyüğü, Divan başı. Yüzük araştırmacısı.
◉ Boz Radagast: Gandalf'ın tarikatından büyücü.
◉ Celebrimbor: Demir ustası ve sanatçı idi. Üçler'in yapıcısıydı, Sauron'un Tek Yüzük'ü ilk taktığı gün sahtekarlığı anlamış. Üçler'i Sauron'dan saklamıştı.
◉ Büyük Düşman: Sauron'un efendisi idi.
◉ Büyük Sauron: Orta günlerin Karanlık efendisi. Gücünün büyük bölümü Yüzük'te. Garazinin terazisinde her şeyi inceden inceye tartar. Bildiği tek ölçü kudret arzusu; bütün gönülleri de böyle yargılar.
"Karanlıklar Efendisi'nin gücünün en iyi ispatı hala ona karşı koymakta olanların arasını açan (şu) yabancılaşmadır."
* ~Yüzük= Hükmeden Yüzük= İsildur'un felaketi= Tek Güç: Altın güç yüzüğü, takdığında görünmez yapar. Sauron'a ait, tamamıyla kötüdür, yüreği bozar. Ariflerden biri bile yüzük ile Mordor Hükümdarı'nı alt ederse, Sauron'un tahtına yerleşir. Ve yeni bir Karanlıklar Efendisi olurdu. Yüzüğü takmış ve gizli olanları görmüş birinin görüşü keskinleşir. Her takana kendine denk bir kudret verir. Diğer yüzükleri birbirine bağlama(hükmetme) gücü var.
* ~Diğer yüzükler: Üçler Elfler'in, Yedisi Cüce Hükümdarlarınındı, Dokuzu İnsanlarındı. Biri Karanlık Efendisi'nindi.
* ~Üç Yüzük(Üçler) Elflerin Yüzük'ü muharebe ve fetih silahı olarak yapılmadı. Onları yapanlar anlayış, iyileştirme peşindeydi; her şeyi kirlenmeden koruyabilmek istiyorlardı.
* Spoiler: Sauron Tek Yüzük'ü ele geçirirse Üç Yüzük'ü kullananların yapmış olduğu her şey bozulacak ve zihinleriyle gönülleri Sauron'a malum olacaktır. Hükmeden Yüzük yok edilirse Üçler de bitecek ve bir çok güzel şey solup unutulacak.
* ~Dokuzlar= Dokuz Süvari= 9 yüzüğün bulunduğu insanlar yüzüktayfları olmuş en korkunç hizmetkârlardır. Yüzüktayfları'nın içlerinde efendisinin gücü var; o düşerse düşerler. Bozguna uğradıklarında boş ve şekilsiz bir halde efendisine geri dönmeye mecbur kalabilirler.
* ~Dokuz Piyade: Yüzük Yoldaşları (spoiler: Frodo, Gandalf, Legolas, Gimli, Aragorn, Boromir, Sam, Peregrin Took(Pippin), Merry Brandybuck.)
* ~ Varglar(Worg): Vahşi hain kurt türü. Uludugu yerde ork da bulunur.
* ~ Ork= Uruk: hizmetkâr goblin.
* ~ Goblin: Zalim, hain, kötü yürekli. Zekice şiddet aleti yapar. (Orcrist(ısıran): Goblin doğrayan kılıç.)
* ~Crebain: Kara karga diye geçer.
◉ Gollum= Smeago hem bir tilkiden daha kurnaz, hem de bir balıktan daha kaygan, ufak sümüksü yaratık. Can yakacak her konuda keskin gözlü ve delik kulaklı olmuş. Köklere başlangıçlara meraklı. Yüzük'e "kıymetlimisss" der. İşitme, kokuda ve suda iyi.
◉ Morgoth Balrog: İnsandan büyük kara bir silüet, koca bir gölge gibi. Hem gölge hem kara ateş, Udûn Alevi. Elf afetlerinin en ölümcüllerindendir.
◉ Tom Bombadil= İarwain Ben-adar= Forn=Orald:: İri, ağır, tuhaf şarkılar söyler. Yüzü yüzlerce kahkaha kırışıklığıyla buruşmuş. En yaşlı ve babasız olan, (spoiler: Yüzük'ün onun üzerinde hükmü yok.) O kendi kendisinin efendisidir. "Sanırım diğer yerler ele geçerse Bombadil de düşer, ilk olduğu gibi son olur ve o zaman gece gelir.
◉ Altınyemiş= Nehrin kızı: Bombadil hanımı. Sudan da duru, yanında kalpler neşeyle dolar.
* Elf Bilgeleri: Kutlu Diyar'dan gelir. Her iki dünyada birden yaşar. Hem Görünen hem de Görünmeyen'e karşı büyük kudretleri vardır.
◉ Elrond: Ayrıkvadi'nin hükümdarı. Gil-galad'ın emir subayıydı. Yüzü zamandan muaf gibi. Saygıdeğer, gücünün doruğundaki tecrübeli savaşçı gibi dinç. Gölge'nin altındaki her şey onun için karanlık.
◉ Galdhrim Beyi=Celeborn Beyi çok uzun, vakur ve güzel. Gözleri yıldız ışığındaki keskin mızraklara benziyordu, ama bir yandan da derin hatıra kuyuları gibi dipsizdir. Orta Dünya'daki elflerin en yüksek irfanlısı.
◉ Galdhrim Hanımı= Lórien Hanımı Galadriel çok uzun, saçı derin bir altın renginde, Ak Divan'ı ilk toplayandır. Kudreti geçmişi, hali ve kısmen de geleceği bilmektir. Düşünceleri okur. Üçler'den Nenya, Serttaşı Yüzüğü'nün muhafızı.
◉ Gil-galad: Sauron'u vaktinde bozguna uğratan elf kralıydı.
◉ Uzun Elendil: Sauron'u vaktinde bozguna uğratan Batıil İnsandı(Yani Númenor ırkı, ömürleri uzun olan insanlar). Elfler ve insanlar Son İttifak'ı yapmışlardı.
◉ İsildur: Elendil'in oğlu. Vaktinde Hükmeden Yüzük'ü Sauron'un elinden alan.
◉ Anárion: Elendil'in oğlu.
◉ Valandil: İsildur'un varisi.
◉ Melendil:İsildur'un yeğeni, İsildur'un eğitiminden geçti.
◉ Beren: Barahir oğlu. İnsandı. Lúthien'e Tinúviel(Bülbül) adını takmış.
◉ Lúthien= Tinúviel= Bülbül: Thingol kızı. Elflerin en çok sevdiği varlıkmış. Dünyada gelmiş geçmiş en güzel kızmış. Yüzünde nur yanarmış. Vaktinde Beren'i Sauron'un zindanından kurtarmış. Beren ile Büyük Düşman'ı tahtından etmiş. Parlak ziynet Silmaril'i almışlar. Ama son anda Beren kollarında ölmüş. Beren'in peşinden ölmeyi seçmiş, tek ölen Elf olmuş. Lúthien soyu hiç tükenmeyecek. Hatta Elrond bu soydandır.
◉ Dior: Beren ile Lúthien'in oğlu.
◉ Ak Elwing: Dior'un kızı. Elrond'un annesi.
◉ Eärendil: Ak Elwing'in eşi. Silmaril'i alnında taşıyarak, gemileriyle denize açılandı.
◉ Númenor: Ak Elwing ile Eärendil'in çocuğu. Kraldı.
• Mekan: Orta Dünya haritasından takip edilebilir.
• Zaman: "Dünya bir kez daha değişiyor. Yeni bir zaman geliyor. Kadim günler geçti. Orta Günler de geçmekte. Genç günler başlıyor."
• Kitapta en sevdiğim kelime salimen olmuştur.
• Alımlı betimlemeler, uzun tasvirleri var.
• Filmlerdeki gibi bazen geriye dönerek anlatması ve bir olay örgüsü oluşturması çok hoştur.
• Kitabın özeti niteliğinde bir kaç alıntı:
"Her şeydeki ve her yerdeki değişim ve gelişim bir değildir."
"Yolda olman bekleniyorsa, seni yolun dışında değil üzerinde aramaları daha muhtemeldir."
"Bizim belirleyebileceğimiz tek şey, bize verilen bu zamanda ne yapacağımız."
"... Köle olurlarsa bu, Dünya için çok acıklı bir darbe olur." Frodo: "Niye köle olalım?"
"Zor yollarda insanlar ayaklarını sürmeye başlar da, sırtındaki yük boyunun iki misli olsa bile yoluna devam eder."
• Bu kitapta hem çocukluğun verdiği masumluk yaşanır hem de üstünde durulası derinlik vardır. Tolkien sıcak yuva hissini ve dünyanı korumanın nelere mal olduğunu anlatır.
* Spoiler: Bana kalırsa, gün gelince dengelerin, düzenin değişeceğini hatta kusursuz olanların soluklaşacağını da öğreniriz. Gücün önemine, onun için yapılanlara şahit olurken aslında önemsiz sayılanın büyüklüğüne dikkat ederiz. (Buçukluk diye küçümsenenin, büyük sorumluluk alması ve üstünden gelme çabası bize ders olup çıkar. Güç sahibi elflerin ve diyarlarinin zayıflaması ise üzücü ama yine de manidardır.)
"Bu maceraya zayıflar da yeltenebilir, güçlülerin umutları ne kadarsa onlarınki de o kadar olur. Nitekim, dünyanın çarklarını döndüren eylemler ekseriya böyledir: Büyüklerin gözleri başka yerlerdeyken, küçük eller işleri başarmaya mecbur kalır."
•Ana fikre ulaşmayı sağlayan önemli alıntılar:
"Bir tarafta karanlık uzanıyor, diğer tarafta ise sadece umut."
"Bizim görevimiz burada sadece bir mevsimi veya birkaç insan ömrü kadar zamanı, ya da dünyanın geçmekte olan çağını düşünmek değil. Biz bu tehlikeye bir son aramalıyız, bunu başaracağımıza dair bir umudumuz olmasa da."
"Ümitsizlik mi, divanelik mi?" dedi. "Ümitsizlik olmaz, çünkü ümitsizlik işin sonunu kuşku duymayacak biçimde bilenler içindir. Biz göremiyoruz. Yanlış umutlara tutunmuş olmak divanelik gibi gelse de, tüm ihtimalleri ölçüp biçtikten sonra mecburiyeti teslim etmek arifliktir. Eh, bırakın divanelik bizim pelerinimiz olsun ve bizi Düşman'ın gözlerinden gizlesin!"
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
" Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında..." ( Erbain/234)
İsterdim ki üniversitede edebiyat dersi eser incelemeleriyle tanışayım Özel'le. İlginçtir sadece KPSS alan sınavına çalışırken denk gelmiştim. Ne acı onca edebiyat dersinde böylesine güzel şiirleri incelememiş olmamız.
' Amentü' şiiriyle tanıdım. Bir arkadaşım şiiri okuyup videoya almış. Dinliyorum, dinliyorum ... Daha önce duymadığım bir şiir , uzun süre etkisinden çıkamıyorum. Sonra internetten şiiri, şairin kendi sesiyle dinledim sene 2016. O gün bugündür İsmet Özel dinlerim:) Amentü, Sebeb-i Telif, Münacaat, Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak...
İSMET ÖZEL’İN ‘’ŞİİR OKUMA KILAVUZU’’
NİÇİN BİR KILAVUZ?
Sanat, edebiyat ve şiirde ‘’iyi ile kötü’’nün, ‘’doğru ile yanlış’ın, ‘’güzel ile çirkin’’in
ve hülasa ‘’ak ile kara’’nın birbirine karıştığı bir dönemde, mezkur konular üzerine yazılmış
bir metinle ortaya çıkabilmek gerçekten bir cesaret işidir. Çünkü böyle bir metin, iyiyi
kötüden, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden ve hülasa akı karadan ayırma düşüncesiyle
yazılacağından, cesaret gerektiren bir görev üstlenilmiş olup, bir anlamda ‘’kurban olmak’’
önceden kabullenilmiş anlamına gelmektedir. Bu durumu İsmet Özel ‘’Şiirin yüzünü hiç
kimsenin hatırlamadığı bir dünyada birinin kalkıp, şiirin tanınmaya değer bir yüzü olduğunu,
ortalıkta dolaşan renkli ve solgun yüzlerce hayaletin yalnızca maskeler olduğunu söylemesi
lazım.’’
‘’Yaşanılan bütün çirkinliklere, kötülüklere, haksızlıklara
rağmen insanda savunulmaya değer bir şeyler olduğuna içten içe inanıldığı zaman şiir
serpilir ve çiçek açar.’’
‘’Bir insan şiir okumayı seçmişse, bu okuma
süresince ve sonucunda kişiliği, kimliği ve yeryüzünde sahip olduğu yer bakımından şiirden
bir kazanç sağlamayı düşünüyorsa, yapacağı bu işi tesadüflerin umursamaz akışı içinde değil
de kararlılık içinde gerçekleştirme yolundaysa o insanın şiir okumak için bir kılavuza ihtiyacı
vardır.’’
ŞİİR NASIL OKUNUR?
‘’Sokaktaki adam. ‘Ekmek nasıl yenir?’ biçimindeki bir soruyu saçma bulur. Biri
kalkıp da ona, ‘Ayağındaki pabucu nasıl giydin?’ diye soracak olursa, delilerle uğraşmaya
niyetim yok diye düşünüp belki cevap bile vermez. Ama bu sorular önemli, ciddi sorulardır ve
cevapları, ‘Şiir nasıl okunur?’ sorusunun cevabı kadar çetindir.’’
İnsan eğer yaptığı bütün etkinliklerle ilgili ‘’nasıl ve niçin’’ sorularını sorup bu
etkinliklerin anlamını bulmak gibi bir çaba içerisinde olursa, sürekli bir şuur halinde
bulunacağından, yaptığı etkinlik ve davranışlar anlam kazanacak ve insan bu sayede tüm eşya
ve hadiseleri kuşatıcı bir gözle hayata bakmayı öğrenmiş olacaktır.
‘’Demek ki insanca bir etkinlik olarak davranışlarımızın anlamı üzerinde bir açıklığa
varmak zorundayız. Yapıp ettiklerimizin mahiyeti, eylemlerimizin hakikati onları nasıl
yapmamızı da gösterecek, yürünecek yolu işaret edecektir. Öyleyse ‘Şiir nasıl okunur?’
sorusunu, ‘Şiir okumanın anlamı nedir?’ gibi sorularla birbirlerinin yanında, biri ötekine
yardımcı olacak biçimde sormak gerekir.’
NİÇİN ŞİİR OKURUZ?
İsmet Özel, ‘’kılavuzunda’’ önce, ‘’Niçin şiir okuruz?’’ sorusunu sorar. Ve bu soruya,
‘’Herhalde yokluğunu hissettiğimiz bir şeyleri tamamlamak, bir zorluğu gidermek ve nihayet
bir doyum sağlamak için.’’
cevabını verir.
Şiir okuma ile birlikte hangi hususta bir doyum sağlarız? ‘’Şiirden (belki söz
sanatları başta olmak üzere bütün sanatlardan) aldığımız doyum, kendimizin bir bütün olduğu
ve kendi bütünümüzün de bir bütüne ait olduğu hususundaki inancımızın pekişmesidir. Ne var
ki şiirle elde edilen doyum aynı zamanda bir açlığın başlangıcıdır çünkü her şiir insanın
bütünle arasında bulunan mesafe hakkında sahip olduğu bilinçlilik durumudur, her şiir
insanın bütüne olan hasretini kamçılar.’’
‘’Yaşanılan bütün çirkinliklere, kötülüklere, haksızlıklara
rağmen insanda savunulmaya değer bir şeyler olduğuna içten içe inanıldığı zaman şiir
serpilir ve çiçek açar.’
‘’Bir insan şiir okumayı seçmişse, bu okuma
süresince ve sonucunda kişiliği, kimliği ve yeryüzünde sahip olduğu yer bakımından şiirden
bir kazanç sağlamayı düşünüyorsa, yapacağı bu işi tesadüflerin umursamaz akışı içinde değil
de kararlılık içinde gerçekleştirme yolundaysa o insanın şiir okumak için bir kılavuza ihtiyacı
vardır.’’
İSMET ÖZEL'in ŞİİRLERİ
İsmet Özel; yazdığı şiirlerle, ifade ettiği toplumsal meseleler hakkındaki fikirleri ile Türk
toplumunun toplumsal özelliklerine odaklanan bir şairdir.
Sanatın toplum karşısındaki sorumluluğunu önemseyen bir şair olarak İsmet Özel’in şiirlerinde
ideolojik ve toplumsal fikirlerin açarı olabilecek birçok imge, kelime ve kullanım
gözlemlenebilir. Toplumsal dönüşüm gibi ayrıntılı bir konuyu şiir metinleri üzerinden okuma
konusunda bu ipuçlarının önemli bir işlev gördüğü söylenebilir.
İsmet Özel’in bir röportajında
“Hayatımı verdim şiirimi aldım.” ifadesini kullanması estetiğin, toplumsallığın ve bireyselliğin
hayatta kapsadığı geniş alana dikkati çeker.
Özel’in 1981’de yazdığı
“Mataramda Tuzlu Su” şiirindeki “Bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum/ Görenler üstünde
iyi duruyor derdi her bakışta” ve “Uzak nedir? / Kendinin bile ücrasında yaşayan
benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir?” dizelerindeki isyanı, terk edilen
bu sahte kendilik kamuflajadır. Bu kamuflaj, yaşamak hissini tüm derinliğiyle algılamayı engeller.
Bu örnekler dış kabukta görünen siyasi-toplumsal değişimlerden ziyade şairin kendisi ile kurduğu
sahicilik ilişkisini göstermesi açısından dikkate değerdir. 1983 yılı şiirlerinden “Celladıma
Gülümserken Çektirdiğim Resmin Arkasındaki Satırlar” şiiri de kendilik arayışının toplumsal
olanın körleştirici etkisi ile sınanması teması ile biçimlenmiştir.
Özel’in 1972’de yazdığı “Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak” şiirinin girişindeki “Benim
adım insanların hizasına yazılmıştır/ Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.”
dizeleri onun şairi, toplumun kalan kısmından ayrı bir yerde konumlandırdığını ve bu
sayede onun bilincinin bir bedel olarak şiirini ürettiğine inandığı yorumuna kapı aralayabilir. Bu
durum Necip Fazıl gibi şairlerde de hissedilen kuvvetli bir egonun dayanağı olarak şairliğin
gösterildiğini söylemeyi de mümkün kılar.
Amentü şiirindeki “Hayat dört şeyle kaimdir,
derdi babam/ su ve ateş ve toprak. /Ve rüzgâr. / ona kendimi/ sonradan ben ekledim / pişirilmiş
çamurun zifiri korkusunu / ham yüreğin pütürlerini geçtim / gövdemi âlemlere zerk ederek / var
oldum kayrasıyla Var edenin / eşref-i mahlûkat nedir bildim.” dizeleri İsmet
Özel’in varoluş kaygısı ile değişimini temellendirdiğini, bireysel benine doğru yaptığı atılımların
aynı zamanda kişiselliği aşacak bir boyut yoluyla İslam’la ilişkilendirilebileceğini gösterir.
Erbain’in girişinde epigraf sayılabilecek ve anagramlaştırarak yazdığı, “Yaşamayı bileydim, yazar
mıydım? Hiç şiir.” ifadesi de şiirin yaşamdaki tutunamayışı telafi edecek kuvvetli bir ödünleyici
olarak yazarı tarafından algılandığına delalet eden bir başka ifadedir.
"bense anlamış değilim böyle maceralardan / ne Godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur." ( Amentü)
Lady Godiva, Marksist terminoloji içinde sadakatin, başkaldırının ve halktan yana olmanın mitik bir sembolü olarak
kullanılır. Halk 11. yüzyıl'da İngiltere Coventry'de uygulanan ağır vergilerden isyan halindedir. Vergileri arttıran Lord
Leofric'in eşi Lady Godiva halktan yana tutum alır. Eşini vergileri indirmesi yönünde ikna etmeye çalışır. Lady'nin
ısrarından rahatsız olan Lord Leofric, eşine asla kabul edemeyeceğini düşündüğü bir teklif yapar. Lady Godiva'nın at
sırtında, sadece saçlarına sarınarak, Coventry sokaklarını boydan boya geçmesi koşuluyla vergi yükünü azaltacaktır.
Lady Godiva'nın buna cesaret edemeyeceğine inanan Lord, eşinin baskılarını bu şekilde kıracağını düşünür. O an
geldiğinde, Lady Godiva atının üzerinde vakur ve kendinden emin olarak geçişini yapar. Bu durumu öğrenen halk,
dükkânlarını kapatır evlerine girer. Godiva’yı gizlice gözetleyen tek kişi de kör olarak bir cezaya uğrar.
İsmet Özel, şiirini düşüncenin ve ideolojinin sesinden
esirgemeyen bir şairdir. Bu sebeple geliştirdiği yeni ve keskin imaj dünyasıyla, şiirindeki isyanı
ham bir biçimde düşünce ile vermekten ziyade şiirinin sesi ile hissettirebilen önemli bir şairdir.
Altını çize çize, not alarak, düşünerek ve anlayarak okunması gereken bir şair. Ölünce anladığımız, kıymetini bildiğimiz bir şair de İsmet Özel olmasın.
İncelemede birçok yazı ve makaleden yararlandım. Özel'i daha iyi anlamak için tam hallerini de ekliyorum . Keyifli okumalar dilerim :)
1. dergipark.org.tr/tr/pub/ytea/issue/3...
2. turkoloji.cu.edu.tr/YENI%20TURK%20EDEBI...
Kadın ve Feminzm
Dünyada ve Türkiye 'de Feminizm(Feminizm' in Tarihçesi)
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Feministik düşünceyle tanışmam Üniversite yıllarıma dayanır. "Kadın ne değildir? "in tanımını bana öğreten yine kadınlar olmuştur. Fakat gördüğüm kadarıyla kadının ve kadın haklarının tüm dünyada geri plana atılmasının en büyük sebebini de şahsen yine kadınlara bağlıyorum.
Köleler, köleliklerinden memnunlarsa eğer, onlara özgürlüğü anlatmanın pek bir yararı olmayacaktır. Çok defa kadın haklarıyla alakalı yazılar kaleme aldığımda ne ilginçtir ki ilk karşı çıkanlar kadınlar olmuştur.
Aşağıda paylaşacağım yazıyı özellikle kadınların okumasını istiyorum. Ben yazıyı olduğu kadarıyla sadeleştirip, düzenledim. Lütfen işinizi gücünüzü bırakın ve 10 dakikanızı ayırın. Zira Erkekler Feminizmle ilgilenmezler. Yahu zaten dünya onların elinde. Keyifleri gıcır. Ne yapsınlar sizin Feminizminizi değil mi? Siz ilk önce Feminzmi öğrene
Türkçe Seks Pornoları
Koltukta Kendini Tatmi
Xhamster Nasıl Porno Izlerim