Koltukta Kendini Tatmi

Koltukta Kendini Tatmi




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Koltukta Kendini Tatmi
Content uploaded by Deniz Demirarslan
Content may be subject to copyright.
J OU RN AL OF S OCIAL AND H UMANIT IES
Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Dergisi
http://dx.doi.org/10.26450/jshsr.1844
Citation : Dem irarslan , D . (2020). Tarihsel süreçte yatak odalarının gelişimi . Journal of Social and Humanities Sciences
Kocaeli Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü , Kocaeli / TÜRKİYE , 0000-0002-7817-5893
TARİHSEL SÜREÇTE YATAK ODALARININ GELİŞİMİ
Yaşamın devamını sağlayan önemli gere ksinimlerden biri olan yatma ey lemi, yatak olarak isimlendirilen mobilyanın kullanımı
ile yapılmaktadır. Mahremiyet b aşta olmak üzere çeşitli unsurların etkisiyle yatma eylemi için ayrı bir mekân oluşturmak
gerekmiştir. Hem yatak mobilyasının hem de yatak odasının gelişimi birbirine bağlı konudur. Tarih boyunca yatak mobilyası
ve yatak odasının gelişimi çok çeşitli evre lerden geçmiştir. Yatak odaları sa dece yatma için kullanılan bir mekân değildir. T arih
boyunca zenginli k v e statü belirtisi, sosyalleşme mekânı, mahrem alan, teknoloji ile birlikte gelişen bir mekân olmuştur. Yatma
eylemi ve bu eylemin gerçekleştiği mekânlar kültürlere, yaşam tarzına, örf ve adetlere, sanat akımlarına ve dö nemlere, siyasi
ve sosyo- kültürel olaylara, mimari planlamaya, malzeme ve yapım teknolojisinin gelişimine göre farklılıklar göster mektedir.
Bu çalışmada yatak odası kavramı özellikle konutlar üzerinden incelenecek ve tarihsel gelişimi mekân ve mobilya açısından
irdelenerek, Türk konutunda bilhassa Batılılaşma hareketiyle birlikte değişimi de belirtilerek, bu konudaki gelecekçi
Anahtar Kelimeler: Yatak, Yatak Odası, Mobilya Tarihi, İç Mimari, Modernleşme.
DEVELOPMENT OF BEDROOMS IN HISTORICAL PROCESS
The act of bedding is carried out by th e use of furniture called a bed, which is one of the important requirements that ensur e
the continuation of lif e. It was necessary to create a separate space for the action of lying under the influence of various factors,
especially privacy. The development of both bedroom f urniture and bedroom is interconnected. Throughout history, the
development of bedroom furniture and bedroom has gone through a wide v ariety of phases. Bedrooms are not just a place used
for only sleeping. Throughout history, it has been a sign of wealth and status, a place for socialization, an intimate area, and a
developing place with technology. The bedding action and the places where this action takes place diff er according to cultures,
lifestyle, customs and traditions, a rt movements and periods, p olitical and socio-cultural events, architectural planning, and the
development of materials and construction technology. In this study, the concept of the bedroom will be examined especially
through residences, and its historical development will be analysed in terms of space and furniture, and its future approaches
will be discussed, especially with its Westernization movement in Turkey.
Keywords: Bed, Bedroom, Furniture History, Interior Architecture, Modernization.
Yatak odalarının hiç kuşkusuz iç mimari tasarımlar yönünden ayrı bir önemi bulunmaktadır.
Günümüzde yatak odalarının tasarımlarında kullanıcı gereksinimleri, kullanıcı memnuniyeti, ana i şlev
ve alt işlev ilişkileri v e ergonomi gibi hususlar etk ili olmaktadır. Yatak odal arı sadece konutlarda değil ;
oteller, hastaneler, öğrenci yurtları, huzur evleri gibi çok f arklı binalarda yer alan ve insan hayatı için
önemli mekânlardır. Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlükte yatak odası “Yatmak içi n kullanılan
oda” ola rak k ısaca tanım lanmaktadır (URL - 1). Y atmak insan vücudunun fiziksel ve ruhsal açıdan
dinlenmesini sağlayan bi r ey lemdir. B u eylem in g erçekleştirilmesi için gerekli olan fiziksel ortam
sağlanmalıdır. Bu amaçla günüm üz binalarında yatma mekânları diğer m ekânlardan ayrı tutulmak tadır.
Genel olarak bir yatak odasında bir ya da iki yatak, komodin, elbise dolabı, şifonyer, tuvalet masası,
ayna gibi donatı elemanları yer almaktadır. Basit olarak al gıladığımız bu mekânın gelişimi esasen hiç
de kolay olmam ıştır. Tar ihe bak tığımızda bu sürecin old ukça uz un bir zam an aldığını ve yatak odalarının
bugünkü haline gelmelerinde çok m eşakkatli bir süreçten g eçtiğini görmek mümkündür. Bu süreç sosyo
– kültürel ve ekonomik değişimlerle karşılıklı etkileşim halinde olmuştur. Ya tma eylemi ve bu eylemin
gerçekleştiği mekânlar kültürlere, yaşam tarzına, örf ve adetlere, sanat akımlarına ve dönemlere, siyasi
ve sosyo- kültürel olaylara göre farkl ılıklar gösterm ektedir. Bu çalışma kapsamında yatak odası kavramı
özellikle konutlar üzerinden incelenecek ve tar ihsel gelişimi mekân ve mobilya açısından irdelenerek,
Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR)
Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149)
Türk konutunda bilhassa Batılılaşma hareketiyle birlikte değişimi de belirtilerek, gelecekçi yaklaşımlar a
Yatak odaları tıpkı ins anlar gibi sürekli bir değişim halindedir. Örneğin, göçebe insanlar h ayvan postlar ı
üzerinde uyurk en; yerleşik düzene geçtiklerinde yatma eylemi için ay rı bir mekân ihtiyacı duymuşlardır.
Günümüzde ise yatak odaları mahremiyeti vurgulamaktadır. Ancak bugün sahip o lduğumuz yatak
odalarının oluşumunu sağ layan olayla r vey a değ işiklikler nelerd ir? K ısaca bu konulara göz atmak
2. YATAK MOBİLYASI VE YATAK ODALARININ TARİHSE L GELİŞİMİNE
Yatak odasının geçm işini inceleyebilmek için öncelikle y atak mobilyasının incelenmesi gerekmektedir.
Arkeologlar bulunan en eski yatağın Güney Afrika’da (Sibudu Bölgesi) günümüzden yaklaşık 77.000
yıl öncesine ait olduğunu belirtmektedir. Bu yatak sazlardan yapılmıştır. Bu yatağı oluşturan yapraklar
aromatik bir koku ya sahiptir ve böcekleri yatak ortamından uzaklaştırdığı bilinmektedir. Johannesburg
Witwatersrand Üniversitesinden arkeolog Lyn Wadley tarafından yerin yaklaşık 10 m altında bulunan
kalıntılar ilk yatak hakkında bizlere bilgi vermektedir (URL -2). Yatak 2 m 2 ’lik bir alanın yaklaşık 30
cm. derinliğinde kazılması ve sazlar, yapraklarla kaplanması ile oluşturulmuştur. Wadley çalışmasında
şöyle belirtmektedir: “Bu yapraklar küçük çocukların ı sırıcı böceklerden korunması, özellikle çocuk
ölümlerinin önlenmesi açısından önemliydi. Yapraklar sinekleri de uzaklaştırmış olabilir ve sinekler
başka bir hastalık nedenidir.” (Wadley, 2011: 6) . Bu tür yataklar günümüzde Afri ka’nın ilkel
bölgelerinde halen daha kullanılmaktadır. Etiyopya gibi Afrika ülkelerinin kırsal bölgelerinde yerden
yüksek ağaç dalları ve sazlardan oluşan y ataklar üzerinde halen daha yatılmak tadır (Resim -1).
Resim 1. Etiyo pya’da Kırsal Bölgelerde Kullanılan İlkel Y atak (URL -3).
Çin'de arkeologlar, Neolitik Dönem’de taşların ısıtılması v e üzerine o turulması, yat ılması fikrinin
gerçekleşmiş olabileceğini keşfetmişlerdir. “Huoqiang” olarak adlandırılan bu yatakların günümüzden
yaklaşık 7.200 yıl önce k ullanıldığı düşünülmektedir. Bu, sert bir yüzey in üstünde bir ateş yak ılması ve
küllerin yatılmadan önce t emizlenmesi uygulamasına dayanan bir sistemdi. Zamanla taş platformun
altında ateş yakılması ve havalandırmanın sağlanması için bir düz en geliştirilmiş ve “k ang” ol arak
isimlendirilmiştir. Bu sistem günümüzde Çin’i n bazı bölgelerinde halen daha kullanılmaktadır. Bu
teknoloji sadece uyumak için değil; aynı zamanda yemek pişirmek, ısıtmak ve diğer aktiviteler için de
kullanılmaktadır. Kang sayısı odanın büyüklüğünü belirlemektedir. Çünkü bir kang neredeyse bir
odanın yarısını kaplayacak büyüklüktedir. Japonya ve Kore’de de benzer bir yatma düzeni
Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR)
Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149)
Resim 2. Çin’de Bir Handa “Huoqiang” ve Bir Kang Üzer inde Oturan Bir Anne ve Etrafında Oynayan Çocuklar
Resim 3. Çin’de Günümüzde Kang ve Kullanımı (URl -6, URL-7).
Geleneksel Japon konutunda “tatami” adı verilen hasır m atlar üzerine serilen döşek lerde yatılmaktaydı.
Geleneksel Türk konutunda da yine yere serilen döşeklerde y atılmakta, sabah olunca döşekler “yüklük”,
“musandıra” gibi isimler verilen dolaplarda saklanmaktaydı (Günay, 1999: 171). “B ir yastıkta kocam ak”
atasözü evli çiftler ve aile birliği için yatağın önemini de T ürk yaşam kültürü açısından yansıtmaktadır
Resim 4. Geleneksel Japon Konutu ve Türk Konutunda Yer de Yatma Düzeneği (URL - 8; Günay, 1999: 17 1).
2.1. Antik Çağ Uygarlıklarında Yatak ve Yatak Odası
Günümüzdekine benzer bir mobilya olarak y atak Eski Mısır Dönem i’nde tam anlam ıyla görülmektedir.
Eski Mısır’da firavunlar çok ince işçilikle yapılmış çerçeve konstrüksiyon ve “angareb germe” olarak
isimlendirilen deri k ayışlarla oluşturulan bir yatakta yatarken, s ıradan insanlar ise saz ve samandan
oluşturulan alçak döşekler üzerinde uyumaktaydılar. Üst düzey kişilerin yataklarının baş ucu yoktu.
Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR)
Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149)
Sadece ayak ucu bulunmaktaydı. Soylular, zenginler ve sıradan hal k yastık olarak ahşap, fildişi gibi
malzemelerden yapılma boyunluk kullanmaktaydılar. Günümüzde Afrika’da benzer boyunluklar hala
kullanılmaktadır. Soylu ve zenginlerin şezlonglar kullanarak uyuduğu da bilinmektedir (Demirarslan,
Resim 5. Eski Mısır’da Yatak ve Oda; Afrika’da Boyunluk Kullanımı ( URL-9; URL-10).
Antik Yunan’da Mısır’da olduğu gibi insanlar tek kişilik yataklarda uyumakta, eşler ayrı odala rda
kalmakt aydılar. Zengin ve soyluların evlerindeki yataklar günümüz yataklarına biçim ol arak
benzemektedir. Boyla eserinde ( 2012) Eski Yunan Uygarlığı’nda yatak mobilyasını şöyle tarif
“Yunanlı soylular Mısır yatağını anımsatan hafiflikte, ancak daha y üksek ve kısa
şezlonglar kullanırlardı. Bunların başucunda yastık dayamak için küçük bir yükselti
olurdu. Ayaklar ya mimariden örnek alınarak yapılmış oymalı ve başlıklı, ya da tornada
çekilmiş sade biçimlerde olurdu. Şezlongun yüksekliği al tına bir masa konulacak şekilde
ayarlanırdı. Gereğinde bu masa çekilerek üzer inde yiyecek servisi yapılırdı.”
Antik Yunan’da, yatak odasının ana işlevleri uyku ve cinselliktir. Dokuma işleri de yatak odasında
yapılmaktaydı. Kadınların yatak odaları genellikle evin arka tarafında, bazen ikinci katta yer alıyordu.
Bu, Roma evlerinde bulunmayan bir inzivaya ve mahremiyete işaret etmektedir. Etrüskler ise ilk defa
eşlerin bir arada uyumasını sağlayacak çift kişilik yatak yapmışlardır. Evliliğe ve aile kavramına önem
veren E trüskler bu yatağı “Evlili k Yatağı” olarak isimlendirmişlerdir (Demirarslan, 201 1 : 251). Bazı
Etrüsk yataklarında baş ve ayakuçlarındaki yükselti, üzerindeki kişinin yoruldukça öbür tarafa
yaslanabilmesi için eşittir. Bu özellikler Roma yataklarında da görülmektedir (Boyla,2012) ( Resim - 6).
Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR)
Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149)
Resim 6. Antik Yunan’da Yatak, Etrüsklerde “Evlilik Yatağı” (URL -11; URL-12).
Antik Roma’da “Cubiculum” olarak isimlendirilen yatak odal arı sadece uyumak için k ullanılmıştır
(Resim- 7). Bu odalar çok küçüktü ve en iyi evlerde bile oldukça basit olarak döşenmişlerdi. Odaların
duvarları duv ar resim leri ile süslenm işti. Odada yatak, ayak taburesi ve ayaklı kandiller dışında pek fazla
eşya bulunmamaktaydı. Bunlardan bazılarının Cubiculum ile bağ lantılı, muhtemelen hizmetkârların
giriş çıkışına olanak veren antre kısımları bulunmaktaydı. Mütevazı evlerde bile genellikle yatak için
bir girinti yapılırdı. Bazı Roma yatak odalarının sadece öğle vakti siesta için kullanılması muhtemeldi
ve bu yatak odaları doğal olarak peristilumun daha serin kısmında yer alıyordu ve “cubicula diurna”
olarak adlandırılıyordu. Eşler ise farklı odalarda yatmaktaydı (Demirarslan, 201 1: 295- 296; Riggsby,
Resim 7 . Eski Roma’da “Cubiculum” (Demirarslan, 201 1: 296).
2.2. Orta Çağ’da Yatak ve Yatak Odası
Orta Çağ boyunca mahremiyet kavramı yoktu. Bir topluluk içinde, i nsanlar yaşamlarını ve geçimlerini
büyük bir m ekânın içinde v e çevresinde m erkezlemişlerdi. Y emek, iş, t icaret ve uy ku gibi y aptıkları her
eylem bu mekânda gerçekleşmekteydi. İnsanlar, gece geldiğinde, döşemeye uzanır ve merkezi
şöminelerin yakınında uyurlardı. Soylular ve zenginler üst kattaki odalarda yatmaktaydılar. Yatak odası
iş, ticaret ve evlilik gibi öne mli konuları yürütmek için mükemmel bir mekândı. Günümüz deki salonlar
gibiydi v e s adece ay rıcalığı olan kişiler kalmaya ve uyumaya davet edilirdi. Orta Çağ’da gece yatmazdan
önce bi raz yiyecek atıştırmanın sağlıklı y aşam için gerekli olduğ u düşünü lürdü. Bu am açla kapak
süslemeleri delikli olarak yapılan yiyecek dolapl arı odalarda yer alırdı. Yatağın yanında aynı zamanda
masa olarak da kullanılan alçak türleri de v ardı (Boyla, 2012).
15. Yüzyıla dek Roma’dan kalma yataklar kullanılmakta iken; yüksek sınıftan olanlar ahşap
karyolalarda yatmaktaydılar. Yataklar Erken Orta Çağ Dönemi’nde nispeten basitti ve genellikle
ahşaptan yapılmıştı. Şilteler saman ve benzeri malzemelerle doldurulmuş ve ahşap bir çerçeveye veya
Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR)
Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149)
bir “yatak kutusuna” yerleştirilmiştir. Yoksullar hala sık sık zem inde saman ve yaprak yığınları üzerinde
uyumaktaydı. 12. Yüzyılda, yataklar çok daha süslü hale gelmiş ve zenginliğin sembolü olarak hizmet
etmiştir. Yatak çerçeveleri oym alar, kakma ve resimlerle süslenirken, y atak takımları ve hatta şilteler de
işlenmiştir. Zam anla yatağın dört kenarına d ikme konulmuş üzerine bir tepelik konularak etrafı perdeler
ile kapat ılmıştır. “Baldakenli Yatak” ya da “Sayvanlı Yatak” olarak ya da İngilizce “Canopy Bed” olarak
isimlendirilen bu yatak uyurken soğuktan korunmak ve mahremiyeti sağlamak amaçlı yapılmışsa da
zamanla zenginliğin sembolü haline gelmiştir (Resim - 8). Çok eski bir geleneğe uyarak yataklarının
üstünde taşınmakta ısrar edenler bile vardı. Tahtları gibi yatakları da güçlerinin bir simgesiydi. Evin
reisinin “ele güne k arşı” tas arlanmış ol an şık yatağı kabul odasında dururken gece leri başk a yere serilm iş
bir yatakta uyuduğu sık rastlanan bir olguy du (Boyla, 2012).
Boyla (2012), eserinde baldakenli yatakları şöyle tanımlamıştır:
“Dönemin tipik yatağının baş ucu levhası oymalı, boya ile yapılmış desenli ya da kumaş
kaplı olurdu. Sayvan ya tavana asılıyordu ya da dör t köşesinden yükselen direkler üzerine
oturtuluyordu. Bu tepe örtüsünün ortasından bir kandil sarkıtıl ırdı. Böylece perdeler
kapalı olduğu zaman içerisi küçük bir oda gibi sıcak ve aydınlık olabilirdi. Sayvan
çerçevesinden sarkan ve yatağı çevreleyen perdeler bir ip düzeneği ile köşelerde armut
biçiminde toplanabiliyordu. Bazı yataklar bir platform üzerine oturuyordu. Platform hem
yatağa girmek için bir basamak oluşturuyordu hem de kapaklı sandıkları i çerebiliyordu.
Yatağın perdelerle uyumlu kumaştan olan örtüsü çevresindeki platformu da kaplayacak
Orta Çağ yataklarında ölçüler günüm üz yataklarından farklıydı. İ nsan boyundan kısa yataklar m evcuttu.
Bu yatakların baş tarafına kabarık yastıklar yerleştiri lmekte ve uzanır pozisyonda oturulm aktaydı. Bazı
yatakların ise eni oldukça g enişti. Yataklar çok sayıda insanı n tek bir yatakta yatmasına o lanak verecek
genişlikte yapılmaktaydı. Bazen konuk lar ev sahipleri ile aynı yatağı paylaşmaktaydılar.
Platformlu yataklar da Orta Çağ ’da odalarda yer almıştır. Daha basit evle rde oda yapm a imkânı y ok ise
yatakların yatma kutuları/ uyku kabinleri şeklinde yapıldığı ve aynı zamanda soğuktan korunaklı bir
yatma imkânının sunulduğu da görülmektedir. İngilizce “alcove”, Almanca “Butze”, Fransızca “grand
cousche enchassile” olarak isimlendirilen bu elemanlar 19. Yüzyılda yine oldukça revaçta olmuştur
Orta Çağ’da yataklar zanaat ve tasarım açısından son derece pahalıydı. Zengin asilzadeler yataklarını
yanlarında taşım akta, insanlar ölürken vasiyetlerinde miras olarak kime bırak acaklarını belirl emekteydi.
Hizmetçiler bile önemli yatak odalarını yönetmek içi n birbirleri ile yarışmaktaydı. Yatak odalarından
sorumlu baş hizmetçi İngiltere’de “Lord Chamberlain” adıyla görevlendirilmekteydi. Bu görev bugün
hala Avrupa’daki birçok kraliyet hanesin de yer almaktadır.
Resim 8. Platformlu Yatak, Floransa, İtalya - 15 00 ve Baldakenli ve Platformlu Yatak Burg Eltz Şatosu,
Journal of Social and Humanities Sciences Research (JSHSR)
Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN:2459-1149)
Resim 9. Yatma Kutuları/ Uyku Kabinleri İngilizce “Alcov e”, Almanca “Butze”, Fransızca “Grand Cousche
Enchassile” Olarak İsimlendirilmiştir (URL -15).
2.3. 16. ve 17. Yüzyıllarda Yatak ve Yatak Odası
16 . Yüzyılda, Rönesans ile birlikte yeniden şekil bulan mimari mekânlar ile birlikte yatak odalarının
esasen çok fazla gelişim gösterdiği söylenemez. Bu süre zarfında yatak odaları seyrek olarak
döşenmiştir. Bir yatak ve sandık harici pek fazla çeşit mobilya görülmemekteydi. Ancak, yatak odası
doğum, düğün, iş ve sosyalleşme gibi yaşamın kritik yönleri için halka açık bir sahne olarak hizmet
etmiştir. Ancak İngiltere’de VIII. Henry gibi krallar yatak odasına önem vermişlerdir. Kralın başarısı
yatak odasındaki başarıya bağlı olduğundan kral ve kraliçelerin odalarının döşenmesine önem
verilmiştir. Hatta kral odasında devlet işleri ve mahkemeler dahi görülmüştür. 16. Yüzyılda orta sınıf
için de yatakları son derece değerliydi. Mahremiyet kavramı baldakenli yataklarda perde ile
sağlanmaktaydı (Bronwen, 2012: 608 -621) (Resim- 10).
Resim 10 . Leonardo Da Vinci’nin Clos Lucé Şatosu’ndaki Yatak Odası (UR L -16).
16 . Yüzyıl yatağı günümüzdekine daha benzer oranlardaydı, aslında kullanıcının ihtişamını göstermek
için abartılı bir şekilde geniş ve uzun ol anlar da mevcuttu. Bununla birlikte, Ort a Çağ’daki dik
pozisyonda dinlenmenin kullanı mı aynı nedenlerle ve aynı zama nda sindirim nedenleriyle de
korunmuştur. Soylu ve şövalyelerin ziyafetlerden sonra, odalarına çekilmesi ve dinlenmeleri
gele
Old Man Porno
Yeni Türkce Borno
Türbanlı Baldız Türk Porno

Report Page