Kuzeyin Atinası: Edinburgh

🔍 Kaynak: 1-2

📚 Kategori: Gezi / Tanıtım

⏱️ Ortalama okuma süresi 3 dk.

Edinburgh, 1437 yılından beri İskoçya’nın başkenti olarak bilinmektedir. Oldukça eski bir tarihe sahip olan Edinburgh, Glasgow’dan sonra ülkenin ikinci büyük kentidir. Kuzey Denizi'ne yakın bir konumda olmasıyla da denizcilik faaliyetleri oldukça gelişmiştir.

Avrupa’nın en güzel görünümlü kentlerinden biri olarak kabul edilen şehir, tarihle iç içe olmasıyla turistlerin ilgisini çekmektedir. Orta Çağ ve Georgian dönemlerine ait mimarisiyle ünlü olan kent, her yıl binlerce turist ağırlamaktadır.

Şehir, özellikle tıp, hukuk, edebiyat, felsefe, bilim ve mühendislik alanlarında eğitim verilen önemli bir eğitim merkezdir. Edinburgh, Birleşik Krallıktaki (Londra'dan sonra) ikinci en büyük finans merkezidir ve şehrin tarihi-kültürel mekanları, onu 2018'de 2,4 milyonu denizaşırı ülkelerden olmak üzere toplam 4,9 milyon ziyaretle Birleşik Krallık'ın en çok ziyaret edilen ikinci turistik yeri haline getirmiştir.

Edinburgh, 488.050 (2016) nüfusuyla Glasgow'dan sonra İskoçya'nın en kalabalık ikinci şehri, Birleşik Krallığın da en kalabalık yedinci şehridir.

7. yüzyılda İngilizler bölgeyi işgale başlamışlar ve bölgeye Edinburgh adını vermişlerdir. Bu tarihten sonra İngilizler ve İskoçlar arasında sürüp giden bir çatışma ortamı ortaya çıkmıştır. 12. yüzyılda ise Edinburgh kendi yönetimini ele almış ve şehir olmuştur fakat İngiltere’nin Edinburgh’u ve İskoçları kontrol altına alma isteği, yıllar boyunca süren (18. yüzyıla kadar) çeşitli çatışmalara ve savaşlara sebep olmuştur (Jacobite İsyanları).

William Wallace tarafından yönetilen bu savaşlardan biri olan Falkirk Savaşı (1298), 1995 yılında çekilen Cesur Yürek (Braveheart) adlı filme konu olmuştur. İskoç bağımsızlığını anlatan bu film dünyada çok sayıda insan tarafından izlenmiş kült bir yapımdır.

Edinburgh Üniversitesi ve İskoç Aydınlanmasının etkisiyle artan kültür düzeyi ile yeni oluşan ve klasik tarzdaki Yeni Şehir mimarisi, Edinburgh’a “Kuzeyin Atinası” unvanını kazandırmıştır. Kayaların üstüne kurulu olan bu tarihi şehrin çeşitli noktaları UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alarak korunması gereken alanlara dahil edilmiştir.

Edinburgh, 2004 yılında da UNESCO tarafından Edebiyat Kenti unvanını alan ilk şehir olmuştur. Edinburghlu yazar Robert Louıs Stevenson dünyaca ünlü Define Adası & Dr. Jekyll ve Bay Hyde adlı eserlerini Edinburgh’ta yazmıştır.

Britannica Ansiklopedisi ilk olarak Edinburgh Royal Mile bölgesinde bulunan bir topluluk tarafından yayımlanmıştır. Dedektif hikayeleriyle bilinen Sir Arthur Conan Doyle da ünlü serisi Sherlock Holmes’u yazarken Edinburgh Üniversitesi'nde arkadaş olduğu Dr. Joseph Bell’den esinlenmiştir. Edinburgh’ta bulunan ve Harry Potter'ın doğum yeri olarak kabul edilen “Fil Kafe” ise J.K. Rowling’in, eserini yazarken çalışmalarını yaptığı kafedir.

Edinburgh'taki En Ünlü Yerler

Edinburgh’un merkezinde, İskoç başkentinin önemli, tarihi ve turistik merkezlerinden biri olan Edinburgh Kalesi, bir zamanlar aktif yanardağ olan bir kaya üzerine kurulmuştur. Orta Çağ’ın başlarında inşa edilen kale, zaman zaman restore edilse de uzun yıllar ayakta kalmıştır.

14 Nisan 1582 tarihinde Kral VI. James tarafından yasalaştırılan Edinburgh Üniversitesi 1583 yılında kurulmuştur. Edinburgh Üniversitesi dünyanın en saygın üniversiteleri arasında yer almaktadır. 2010 yılında uluslararası üniversiteler arasında dünyanın en iyi 9. üniversitesi seçilmiştir.

Charles Darwin, David Hume, Alexander Graham Bell, Artur Conan Doyle ve J.K. Rowling gibi isimleri bünyesinde barındıran üniversite, yapay zeka ve nörobilim gibi birçok alanda ilklere imza atmıştır. Üniversitenin tıp fakültesi 18. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar, İngilizce konuşulan ülkelerdeki en iyi tıp fakültesi kabul edilmiştir. Avrupa'daki ilk yapay zeka araştırma merkezi Edinburgh Üniversitesi'nde kurulmuş, Dünyanın ilk klonlanmış memeli hayvanı, Koyun Dolly de Edinburgh Üniversitesi'ne bağlı Roslin Enstitüsü'nde klonlanmıştır.

St Giles Katedrali, Edinburgh’daki en popüler turistik yerlerden biridir. Orta Çağ mimarisine sahip olan katedral, kentteki yaygın inanışlara göre Edinburgh’un koruyucusudur.

Edinburgh’taki en sevilen bölgelerinden biri olan Victoria Caddesi, Edinburg'u ziyaret edenlerin fazlaca fotoğraf çektikleri bir noktadır.

İskoç Kraliçe Mary’den IV. James’e kadar birçok kraliyet mensubunun yaşadığı Holyrood Sarayı, kraliyet ailesi üyelerinin portrelerinin, onlara ait özel eşyaların ve antika mobilyaların bulunduğu bir yerdir.

İçerisinde Nelson Anıtı ve Ulusal Anıt gibi birçok anıt bulunduran Calton Tepesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış önemli yerlerden biridir. Nelson Anıtı, 1805 yılında Trafalgar Muharebesi’nde hayatını kaybetmiş olan Amiral Lord Nelson için inşa edilmiştir. Ulusal Anıt ise Napolyon Savaşları esnasında hayatını kaybetmiş tüm askerlerin anısına inşa edilmiştir.

Edinburgh’un Kuzeybatısında bulunan bir köy olan Dean Köyü, sessiz ve küçük bir yerleşim yeridir. Doğayla iç içe oluşu ve eski taş sokaklarıyla da şehrin nostaljik havasını koruyan önemli yerlerden biridir.