Ünlü Yabancı Filimlerin Tecavüz Sahneeri
🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻
Ünlü Yabancı Filimlerin Tecavüz Sahneeri
Dein Browser wird nicht mehr unterstützt. Aktualisiere ihn, um YouTube und unsere neuesten Funktionen optimal nutzen zu können. Weitere Informationen
Premiere ve Glamour dergileri sinemanın en çok akılda kalan, en ateşli aşk sahnelerini seçti. İşte o filmler ve o sahneler.
Son yılların en tartışmalı filmlerinden biri olan Ananı da (Y Tu Mama Tambien) kimilerine göre gereksiz erotik sahnelerle doluydu. Film, iki yeniyetme ile mutsuz bir evliliği ve trajik bir de sırrı olan yetişkin bir kadının öyküsü üzerine kurulu. Filmin en çok tartışılan sahnelerinden biri de Maribel Verdu, Diego Luna ve Gael Garcie Bernal'in canlandırdığı karakterlerin tekilaları ard arda yuvarladıktan sonra yaşadıkları.
Yönetmenliğini James Cameron'ın üstlendiği Oscar rekortmeni Titanic filminde Kate Winslet ile Leonardo Di Caprio'nun canlandırdığı aşıkların bu ateşli sahnesi damgasını vurdu. Filmin sonunda ise özellikle hanım sinemaseverler gözyaşlarını tutamadı.
Başrollerini Barbra Streisand ve Robert Redford'un paylaştığı 1973 tarihli The Way We Were filmi, farklılıkları yüzünden birbirlerine aşık olan ve yine farklılıkları yüzünden ayrılmak zorunda kalan bir çiftin öyküsünü anlatıyor.
Brooke Shields'e şöhret kazandıran Mavi Göl (The Blue Lagoon) ıssız bir adaya düşen iki gencin aşkı ve cinselliği keşfedişini anlatıyordu. Shields ve Christopher Atkins'in rol aldığı birbirinden cesur sahneler içinde en çok bu sahne akılda kaldı
Richard Gere ve Debra Winger'ın başrollerini paylaştığı Subay ve Centilmen (An Officer and a Gentleman) filminden de bu sahne akıllarda kaldı. Gere'in canlandırdığı genç ordu pilotu, bir barda tanıştığı güzel kızı evine götürür ve..... tarihe geçen bir sahne.
Riskli İş filminin başrollerde 1983'te kariyerlerinin en parlak dönemini yaşayan Tom Cruise ve Rebecca De Mornay vardı. Yönetmen koltuğunda ise Paul Brickman. Cruise'un canlandırdığı karakter De Mornay'in oynadığı tele kız tarafından baştan çıkarılıyor. Ve sinemanın trende geçen en ateşli aşk sahnelerinden biri ortaya çıkıyor.
Aşık Shakespeare filmi...Henüz kadınların sahneye çıkmasına izin verilmeyen bir çağda, sadece tek bir kez sahneye çıkmak için yanıp tutuşan Viola de Lesseps -bu karakteri Gwyneth Paltrow canlandırıyor- erkek kılığına girer. Joseph Fiennes'ın canlandırdığı karakter -ki o da William Shakespeare- genç kadının sırrını keşfeder ve onu baştan çıkarır. İşte Shakespeare'yen bir aşk sahnesi.
Jennifer Grey ve Patrick Swayze'nin başrollerini paylaştığı Dirty Dancing filmi, hem bütün zamanların en romantik hem de en ateşli filmleri arasında.
A Walk on the Moon; Diane Lane'in performansıyla kelimenin tam anlamıyla nefes kestiği bir film olarak tarihe geçti. Film, insanoğlunun Ay'a ayak bastığı 1969 yazında geçiyordu. Lane'in canlandırdığı karakterin hayatı çocuklarını yetiştirme ve iyi bir eş olabilme çabası içinde geçer. Pearl, çocuklarını da yanına alıp Dr. Fogler'ın Bungalovları'na tatile gider. Bu yaz, Kantrowitz ailesi aşkın gerçekten ne demek olduğunu anlarlar.
1989 tarihli Bir Şey SÖyle (Say Anything) hem seyirciler hem de eleştirmenler tarafından çok beğenilen bir film oldu. John Cusack, filmde Lloyd adlı iflah olmaz bir iyimseri canlandırıyor. Ulaşılmaz, karnesi en yüksek notlarla dolu liseli güzel Diane’i elde etmeye çalışan Lloyd, sonunda bu amacına ulaşır. Genç adamın güzel Diane'ı öpücüklere boğduğu bu sahne de sinema tarihinin unutulmaz aşk sahneleri arasında yer alır.
Gündüz Güzeli filmi, Luis Bunuel'in Joseph Kessel'in romanından uyarladığı, kocasından gizli hayat kadınlığı yapan bir genç kadının öyküsü üzerine kurulu. Soğuk sarışın Catherine Deneve belki günümüzün standatlarına göre pek de seksi sayılmaz ama yine de perdeden yayılan elektriği hala unutulmadı.
Seks Oyunları filminde faha sonra evlenen Ryan Phillippe ve Reese Witherspoon öylesine etkileyici oynuyorlardı ki..
Acaba filmin başrol oyuncuları Angelina Jolie ve Brad Pitt, Bay ve Bayan Smith filminde bu sahneler yüzünden mi birbirlerine aşık oldu; yoksa onlar birbirlerine gerçekten aşık oldukları için mi bu sahneler bu kadar etkileyiciydi.
En çok ilgi çeken filmlerden Köstebek'in (The Departed) Leonardo Di Caprio ve Vera Farmiga'nın oynadığı bu sahnesi de sinema tarihinin en etkileyici aşk sahnelerinden biri olarak tarihe geçti.
Betty Blue, 1980'li yıllara damgasını vuran en etkileyici erotik film.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nde, Juliette Binoche'nin canlandırdığı utangaç Tereza'nın Lena Olin'in oynadığı şehvetli Sabina'ya çıplak poz verdiği bu sahne kolay unutulmaz.
Halle Berry'nin en iyi kadın oyuncu dalında Oscar kazanan ilk siyahi kadın yıldız olarak tarihe geçtiği Monster's Ball hemen açılıştaki cesur sahnesiyle hatırlanıyor. Berry'nin Oscar kazanmasında gardiyan rolündeki Billy Bob Thornton'a 'Bana kendimi iyi hissettir" baştan çıkardığı sahnenin de büyük etkisi olsa gerek.
Todd Field'in yönettiği Tutku Oyunları (Little Children) mutsuz evlilikler sürdüren bir kadın ile bir erkeğin öyküsü üzerine kurulu. Kate Winslett ve Patrick Wilson'ın başrollerini paylaştığı film, özellikle çamaşırhanedeki ilk sevişme sahnesiyle akıllarda kaldı.
William Hjortsberg'in Falling Angel (Düşen Melek) adlı romanından uyarlanan Angel Heart, Mickey Rourke, Robert De Niro ve Lisa Bonet'nin yer aldığı kadrosuyla da ilgi çekmişti. Yönetmenliğini Alan Parker'ın üstlendiği film, hem Rourke'un en iyi performanslarından birini vermesiyle hem son derece etkileyici gerilimiyle hem de Rourke ve Bonet'nin yer aldığı cesur sevişme sahneleriyle hatırlanıyor.
Bernardo Bertolucci'nin Paris'te Son Tango fiminde Maria Schreider ve Marlon Brando'nun büyük bir cesaretle oynadığı bu sahne sinemanın en etkileyici sevişme sahnelerinden biri .
Roger Vadim'in yönettiği 1956 tarihli Ve Tanrı Kadını Yarattı (And God Created Woman) sırf Brigitte Bardot gibi bir seks ikonunu sinemaya kazandırdığı için bile unutulmaz.
David Lynch'in kendine özgü tarzıyla sinemaseverleri şaşırttığı Mulholland Çıkmazı'nda (Mulholland Drive) Naomi Watts ve Laure Elena Harring'in dudak dudağa öpüştüğü bu sahne sadece ateşli olduğu için değil kamera kullanımı ve teknik açılardan da tarihe geçti.
Julio Medem'in yönettiği Sex and Lucia, Paz Vega'yı da şöhrete kavuşturdu.
Patrick Swayze ve Demi Moore'un Hayalet filminde oynadığı bu sahne öyle çok filme esin kaynağı oldu ki.
E-Gazete ile tüm gelişmeler, bilgisayar, tablet ve telefonunda.
Aşağıdaki linke tıklayarak, üyelik işlemlerini gerçekleştirebilirsin.
Hürriyet haberlerinden geri kalma, tüm aboneliklerini yönet ve abone ol.
Dünyadan en güncel haberler, Türkiye'den sondakika haberleri, ekonomi dünyasından en flaş gelişmeler için Hürriyet'in uygulamalarını kullanabilirsiniz.
Kadınlara özel magazin, astroloji, cinsellik, sağlık, moda ile ilgili aradığınız herşey, Türkiye'nin en iddialı kadın portalı Mahmure'de
© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş
Burcuna ve Doğum Saatine Göre Aslında İsmin Ne Olmalıydı?
Kupa Tutma Şekline Göre Sahip Olduğun Kişilik Tipini Söylüyoruz!
Alacakaranlık Serisini Ne Kadar Biliyorsun?
Evet/Hayır Testine Göre Ne Kadar Öfkelisin?
Yaptığın Seçimlere Göre Sosyal Karakter Analizini Yapıyoruz!
Bu Görsel Test ile Duygularını Nasıl İfade Ettiğini Ortaya Çıkarıyoruz!
Hangi Oyun Karakterinin En Yakın Arkadaşın Olabileceğini Söylüyoruz
Hülya Avşar, Ağzındaki Sakızı Çıkartıp Memesine Yapıştırdığı Yeni Klibi 'Yapma Aşkım'ın Fragmanını Yayınladı
Mehmet Ali Erbil 'Kaç Kişiyle Birlikte Oldunuz?' Sorusunu Cevapladı: Haftanın 6 Günü Yaptım, Pazar Günüm Boştu
Annesinin Vefatından Sonra İlk Kez Sahneye Çıkan Ebru Gündeş 'Aşık' Şarkısını Söylerken Gözyaşlarına Boğuldu
Çırılçıplak Bir Şekilde Elinde Palayla Dışarıya Çıkan Adamın GTA'dan Hallice Görüntüleri Viral Oldu!
Altın ve Mücevher Şıklığını İndirimli Yaşamanızı Sağlayacak Öneriler
Her An Konforunuza Artırmaya Yemin Etmiş En Son Teknolojik Ürünler
Ben Buradayım Diye Haykıran Yılın Moda Neon Parçaları
Cansız Saçları Bile Hacimlendiren Etkili Saç Bakım Ürünleri
> Muhtemelen Tekrar İzleme Cesaretinde Bulunamayacağınız, Her Sahnesi Bir Tokat Minvalinde 25 Film
30.01.2019 - 11:53
27.10.2021 - 13:53
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş
© 2022 Onedio. Her hakkı saklıdır |
V-Count
bir Onedio Grup ürünüdür.
Burcuna ve Doğum Saatine Göre Aslında İsmin Ne Olmalıydı?
Kupa Tutma Şekline Göre Sahip Olduğun Kişilik Tipini Söylüyoruz!
Alacakaranlık Serisini Ne Kadar Biliyorsun?
Evet/Hayır Testine Göre Ne Kadar Öfkelisin?
Yaptığın Seçimlere Göre Sosyal Karakter Analizini Yapıyoruz!
Bu Görsel Test ile Duygularını Nasıl İfade Ettiğini Ortaya Çıkarıyoruz!
Hangi Oyun Karakterinin En Yakın Arkadaşın Olabileceğini Söylüyoruz
Hülya Avşar, Ağzındaki Sakızı Çıkartıp Memesine Yapıştırdığı Yeni Klibi 'Yapma Aşkım'ın Fragmanını Yayınladı
Mehmet Ali Erbil 'Kaç Kişiyle Birlikte Oldunuz?' Sorusunu Cevapladı: Haftanın 6 Günü Yaptım, Pazar Günüm Boştu
Annesinin Vefatından Sonra İlk Kez Sahneye Çıkan Ebru Gündeş 'Aşık' Şarkısını Söylerken Gözyaşlarına Boğuldu
Çırılçıplak Bir Şekilde Elinde Palayla Dışarıya Çıkan Adamın GTA'dan Hallice Görüntüleri Viral Oldu!
Altın ve Mücevher Şıklığını İndirimli Yaşamanızı Sağlayacak Öneriler
Her An Konforunuza Artırmaya Yemin Etmiş En Son Teknolojik Ürünler
Ben Buradayım Diye Haykıran Yılın Moda Neon Parçaları
Cansız Saçları Bile Hacimlendiren Etkili Saç Bakım Ürünleri
Çıkmadan en yeni haberleri okumaya devam et!
'İzlediğim film, beni zorlamalı!' diyorsanız doğru yerdesiniz. Birbirinden farklı türlerde öyle filmler seçtik ki, bazı sahnelerde ekrana bile bakamayacaksınız bazılarında ise filmi izlemekten vazgeçeceksiniz.
Hazırsanız, tekrar izleme cesaretinde bulunamayacağınız, her sahnesi bir tokat minvalinde olan 25 filme geçelim. Şimdiden iyi seyirler (!)
Emekli bir porno film yıldızı olan Milos, ailesiyle 'normal' bir hayat sürdürürken, eski iş arkadaşlarından Lejla bir gün bir teklifle çıkagelir. Milos'un yer almasını istediği 'sanat filmi projesi'nde reddedemeyeceği kadar büyük bir para vardır; fakat öte yandan bu işin arka yüzü ve detayları sır gibi saklanmaktadır...
Srdjan Spasojevic'ın Aleksandar Radivojevic ile beraber senaryosunu kaleme aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği film ele aldığı konular açısından oldukça sert ve üslup olarak da hiçbir çekincesi olmayan bir yapım.
Gösterime girdiği 1980 yılında içerdiği vahşet, tecavüz ve gerçek hayvan katliamı sahneleriyle büyük tepki toplamıştır. Bazı cinayet ve tecavüz sahnelerinin gerçek sanılması üzerine yönetmen Deodato tutuklanmış, ardından yönetmenin polisleri filmin oyuncularla tanıştırmasının ardından salıverilmiştir.
İtalya , Avustralya ve daha pek çok ülkede yasaklanan Cannibal Holocaust’ın yasağı bazı ülkelerde ilerleyen yıllarda kaldırılsa da, halen çoğu ülkede yayınlanmamakta ve ev sineması için herhangi bir platformda üretilmemektedir.
Sadizm, cinsel sapkınlık ve akla gelmeyecek korkunçlukta işkencelerle dolu bu filmi izlemeden önce bir kere daha düşünün deriz çünkü gerçekten rahatsız olabilirsiniz. Konusuna gelecek olursak; Mussolini sonrası İtalya 'da yıllardan 1943'tür. Faşist olarak tanınan dört adam Paolo Bonacelli, Giorgio Cataldi, Umberto Quintavalle, Aldo Valetti kurbanlarının bir listesini yapar. Yaşları 12 -18 arası olan dokuz kız ve erkek çocuğunu kaçırarak bir bölgeye getirirler. Hepsinden de 'efendileri'ne tam sadakat istenir. Ve 4 ay (120 gün) boyunca cinsel istismar dahil olmak üzere pek çok işkenceye maruz bırakılırlar.
Sodom’un 120 Günü izleyici tarafından öyle büyük bir tepkiyle karşılanır ki, yönetmen Pasolini Roma’da bir grup öfkeli izleyici tarafından katledilir. Yasaklanan filmlerden muhtemelen en trajik sonuca sahip olanı olsa gerek.
Nemfomanyak bir kadın olan Joe'yu merkeze alan film, baş karakterinin doğumundan 50 yaşına kadar olan hayatına, özellikle de cinsel serüvenlerine odaklanıyor. Soğuk bir kış gecesi yakışıklı bir bekar olan Seligman, yolda dövülmüş halde Joe'yu bulur. Onu evine getirip, yaralarını sarar. Joe bu adamın evinde dinlenirken kendi hikayesini de anlatmaya başlar... Filmin oyuncu kadrosu ise Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård, Stacy Martin, Shia LaBeouf, Jamie Bell, Christian Slater, Uma Thurman ve Willem Dafoe gibi pek çok sürpriz ismi bir araya getiriyor.
Lars Von Trier'in önce bir televizyon dizisi olarak planladığı 'Jack’in Yaptığı Ev', parlak oyuncu kadrosuyla göz kamaştırırken dehşet verici hikâyesi ve görselliğiyle izleyicileri ve eleştirmenleri ikiye böldü. 1970’lerde geçen film, 12 yıl boyunca bir seri katili izliyor ve işlenen korkunç cinayetleri katilin kendi gözünden perdeye yansıtıyor. Katil Jack rolünü üstlenen Matt Dillon’ın muhteşem performansıyla yükselen film, Von Trier’in her zamanki muzip ve sivri tarzıyla seri katil türünün kurallarını yıkıp geçiyor.
İlk gösterimi 2009 yılında Cannes’da yapılan 'Boşluk', transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer.
Karısıyla birlikte mutlu ve huzurlu bir hayat süren Georges, bir televizyon kanalında çalışır. Bu sıradan yaşamı bir gün kim tarafından gönderildiği belli olmayan bir paketle kabusa dönmek üzeredir. Paketten çıkan kaset Georges ve ailesinin gizlice çekilen görüntülerinden oluşur. Ardı arkası kesilmeyen bu paketler zamanla daha da gizemli hale gelmeye başlar ve Georges geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Mickey ve Mallory birbirine aşık bir çifttir. Ancak onları diğer çiftlerden ayıran, oldukça garip ve ürkütücü bir ayrıcalıkları vardır. Bu da onların birer katil ruha sahip olmalıdır. Route 666 otobanına çıkarlar ve tamamen amaçsızca etraflarına korkunç bir dehşet saçarlar. Artık onlar işledikleri cinayetle sadece birer korku ikonu değil; medyatik canavarlardır. Polis kadar basın da onların peşinde, onlardan bir şeyler öğrenmenin hedefindedir.
IMDb: 6.9 Bir aileden üç kuşak erkek üyenin gizli yaşamlarına odaklanıyoruz. Her birinin bedensel ve ruhsal zaafları vardır.
Hıçkırık’la tanınan ünlü yönetmenin, başta Cannes olmak üzere pek çok festivalde hayranlık ve şaşkınlıkla karşılanan ve bol ödül toplayan çalışması.
Henry Spencer, uzun zaman önce yaşadıkları bir ilişki sırasında Mary'nin hamile kaldığını öğrenir ve onu kendi evine getirir. Mary, zamanı geldiğinde doğumu gerçekleştirir ancak dünyaya getirdiği şey 'insan dışı' bir yaratıktır. Mary evden kaçar ve Spencer için kabus dolu günler böyle başlar. Spencer, birlikteliklerinin ürünü olan 'yaratık', hayali bir kadın ve sıra dışı karşı kapı komşusuyla baş başa kalır.
IMBd: 6.5 Güzel bir hafta sonu geçirmek isteyen Jessie ve Gerald, ıssız bir göl evine giderler. Huzur dolu geçen zamanlarına biraz da eğlence katmak için seks oyunu oynayan çiftin hayatı birden kabusa dönüşür. Bir kaza sonucu Gerald öldüğünde, Jessie elleri yatağa kelepçeli bir haldedir. İçinde bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışan Jessie, ilerleyen saatlerde odanın içinde bir başkasının daha olduğunu düşünmeye başlar.. Stephen King‘in aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini Mike Flanagan üstleniyor.
Tek Başına, Dönüş Yok, Boşluk ve Aşk gibi filmleriyle izleyicileri sonuna kadar zorlayan Gaspar Noé, Cannes’da prömiyerini yapan son filminde de kuralı bozmuyor. Gerçek bir haberden esinlenerek 'rüya ve kâbuslarını' perdeye yansıtan Noé, son filminin merkezine bu kez dansçıları yerleştiriyor. 'Cehennemvari bir sinemasal dans partisi' olarak tanımlanan Climax'te dansçılar, son provalarını yaptıktan sonra beklenmedik bir gelişmeyle Noé tarzı olaylar birbirini kovalıyor.
Paris’te dans savaşlarından dansçı-müzisyen Kiddy Smile tarafından seçilen dansçıların rol aldığı filmin koreografileri Diplo, Sia, Björk, Rihanna ve 30 Seconds to Mars’la çalışmış Nina McNeely’ye ait.
Amerika , İkinci Dünya Savaşı'nın yaralarını sarmaya çalışmaktadır. New Jersey'de hayatını devam ettirmekte olan Grave ise savaşta eşini kaybetmiştir. Çocuklarının güneşe karşı alerjisi olduğundan oldukça karanlık bir evde yaşamaktadırlar. Grace, onlardan yardım almak üzere malikanelerine gelen insanlara yardım edip onlara iş vermektedir. Grace'in kızı olan Anne ise, Victor isimli bir hayali arkadaşa sahiptir. Bir gün oluşan sis yüzünden evin dünyanın geriye kalanıyla olan irtibatı tamamen kesilir. Grace ve çocukları, bir türlü güvenemedikleri çalışanlarıyla beraber yalnız kalmışlardır.
Bir yıldır uykusuzluk hastalığı çeken Trevor, bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Dinlenememekten ötürü vücudu bitik bir haldedir. Öte yandan işi dikkat gerektirir ve en ufak bir hatanın bedeli ağır olacaktır. Trevor ise her şeye çok zor konsantre olmaktadır. Trevor, kendisine bir takım notlar bırakmaya ve giderek azalan kilosunu sarı kağıtlara yazıp dairesine asmaya çok meraklıdır. Hayatında duygusal olarak bir şeyler yaşadığı fahişe Stevie ile bir yandan da tutku duyduğu Maria vardır. İş arkadaşları kendisine, bu gözle görünür kilo kaybı ve bedensel çöküşün arkasında ne olduğunu bilmemekten ötürü güven duymazlar.
Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof'un hayatından esinleniyor. Ron Woodroof'a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilir. Teşhiş sonrası FDA kurumundan yasal onaylı olarak kullanabileceği tek ilaç olan AZT'yi almaya başlayan Ron hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. Çareyi ABD 'de yasal olmayan ama dünyanın dört bir yanında bulunan, doğal ilaçlara başvurmakta bulur. Kendisiyle ilgilenen doktorlardan biri olan arkadaşı Eve Saks'ın da yardımıyla Ron farkında olmadan çevresindekilerle bir iletişim ve satış ağı kurmuş olur. 'Dallas Buyers Club' olarak bilinen bu oluşum FDA'nın tedavisi yerine alternatif tıbbı tercih edenlerin çaresi olur ve dahası hastalar üzerinde onaylı AZT'den daha çok işe yarar. Fakat durum çok geçmeden fark edilir ve ilaç firmaları ve FDA Ron'a karşı büyük bir savaş açar. Film 30 günlük ömrü kaldı dendikten sonra kendi doğal yöntemleriyle 2191 gün daha yaşamayı başaran Ron Woodroof'un kişisel mücadelesine odaklanıyor.
Günümüzden uzak bir gelecekte, Japon hükumeti çığırından çıkmakta olan Japon gençlerine gözdağı vermek ve şiddet olaylarını azaltmak için çılgın bir plan yapar. Her yanından işsizlik, karamsarlık ve şiddet akan bu ülke gençliği bu plan sonrasında dersini alacak, her şey düzelecektir. Plana göre şiddete meyilli Japon gençliğinden 42 öğrenci zorla bir adaya gönderilir. Bu adada hayatta kalabilmek için gençler birbirini öldürmek zorundadır.
17. yüzyılda İngiltere 'de yaşayan William ve Katherine çifti, beş çocuğuyla birlikte ıssız bir ormanın içerisinde hristiyan kurallarına sıkı sıkıya bağlı bir şekilde yaşamaktadır. Aile düzenleri ise beklenmedik garip olayların ortaya çıkmasıyla sarsılmaya başlar. Yeni doğan çocukları Sam, ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur, büyük kızları Thomasin ilahi sesler duyduğuna inanmaktadır, ikizleri ise tuhaf kafiyeler mırıldanmaya başlar. Bu durumlar ailenin başına gelecek büyük felaketlerin başlangıcı olur. Robert Eggers'in yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Anya Taylor-Joy, Ralph Ineson, Kate Dickie ve Harvey Scrimshaw gibi isimler bulunuyor.
New York’ta yaşayan Nina genç ve yetenekli bir balerindir. Hayatının tamamını kapsayan dans en
Sexs Fılımlerı Turk
Gel Sex Yapalım Videosu
M Ahir Sikiş Vidoları