Yarak Delisi Hikayesi

Yarak Delisi Hikayesi




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Yarak Delisi Hikayesi
13 yaşındaydım ve ailemle Bodrum’a gitmiştim. Büyük planlarım vardı.
İnsanın ergenliği yeni yeni fark etmeye, ellerindeki kudreti anlamaya başladığı zamanlar… O dönemler. Bodrum’a tatile gitmek okulun ilk gününde öğretmen sorduğunda anlatmak için çok şık bir detaydı. Ne yazık ki ilkokuldan ortaöğretime geçtiğinizde ilk derse gelenler genel olarak kaç ortalı defter istediklerinden söz ediyor, yazı nasıl geçirdiğinizi sormuyorlardı. Abartılarım 10 dakikalık teneffüse sığmıyordu, tatilim, tatilimiz, o gün okulda olan herkesin tatili harika olmalıydı ve bu konuda kimse istisna kabul edemeyecek kadar hevesliydi.
Kabul edelim, ortaokul ve lisede o dönemler hiç bilmediğimiz “cool”luk kişiyi en az 2 ay götüyordu. En çok esmerleşen, değişik bir saçla okula gelen, tatilini Türkiye dışında geçiren… Köye ya da yazlığa giden yüzde 10’luk dilimden sizi ayıran her ne varsa çok değerliydi ve ilk sabah töreninden itibaren ilgi odağı olma ihtimaliniz çok yüksekti. Eminem’in de söylediği gibi, tek bir şansım vardı, içine edemezdim. Ben söyleyince olmadı, o daha iyi söylüyor.
Annem “ne zaman çıkacakmış peki” diye sorduğunda “en fazla bir hafta” diye yalan söylemiştim. Sarı gömlek almaya Fulas’a gittiğimizde verdiğim deadline’ın üzerinden iki gün geçmişti ve ben bu konudan çok rahatsızdım. Gerçekten rahatsız mıydım, hayır, değildim. Her şey planıma göre gidiyordu. Fazla duş almıyor, alsam da o bölgeye su değdirmiyordum. Okulların açılmasına sadece bir hafta vardı ve uzun vadeli planım meyvelerini vermeye çok yaklaşmıştı.
Bodrum tatilimiz beni fazlaca heyecanlandırıyordu. Yıllarca yazlıkta birebir aynı şeyleri yapmaktan fazlasıyla keyif almakta olduğum yalanına kendimi iyice inandırmıştım. Kahvaltı-deniz-duş-maç-duş-gece çıkması artık anlamsızlığını bile yitirmişti. Bodrum tatili demek açıkbüfe demekti, annemin gerçekten İngilizce konuşabildiğini sanması demekti, renkli şapka takınca barmen tarafından “hello” diye karşılanan Türk insanının yabancı zannedilmesine karşı duyduğu kıvanç demekti. Benimse şeytani planlarım vardı.
Yıllar boyu akşamları gidilen yazlık pazarının içindeki tırt dövmecilerden uzak durdum. Geçici dövmeden kanser olma riskim siz bu yazıyı okurken arkanızdan bir koalanın dürtmesi ihtimaliyle belki eşdeğerdi ama, annemin telkinleri beni yeterince uzak tutuyordu. Bodrum farklıydı. Gündüz güneşten pembiş hale gelen, belki de otelin barmeniyle evlenip ona bir Britanya pasaportu hediye etmek üzere olduğunun farkında olmayan İngiliz kızlarının her akşam farklı bir yerine kına dövmesi yaptırdığı bir yerdi Bodrum. Muhtelemen çok daha fazlasını yapıyordu o kızlar ama ben sadece 13 yaşındaydım.
İlk akşam gece kayıntısı için gözleme arayan babamla dolaşırken gördüğüm dövmeciler planımın tıkır tıkır işlediğini gösteriyordu. Temiz görünüyorlardı, her yerdeydiler ve yazlık muhit “piçleri” tarafından yönetiliyorlardı. Yani tatlı dil, ad hominemli savunma ve en önemlisi ana-babayı ikna etme kabiliyeti.
Güneşlenme konusunda o zamanlar hiç tanımadığımız Eda Taşpınar performansı çıkaran babam pelte gibi olmuştu zaten. Akşamları kırmızı-bronz halde gözleme arıyordu. Annemse sırf bu tatil için aldığı birkaç beden küçük (bilemiyorum gerçekten) bikininin içine girebildiği için yeterince sevinçliydi. Bunu iyi kullanmalıydım. Kullandım da.
Okul başladığında çıkmış olacak sözüyle yaptırdığım geçici kılıç dövmesi artık sol omzumdaydı. Kılıç gerçekten çok önemli bir şeyi sembolize ediyordu. 13 yaşındaki ergenliğimin ve şu anki zevksizliğimin sembolüydü. Başka da bir boka benzemiyordu zaten. Neyse, önemli olan dövmeydi ve dövme görüldüğü anda dövme sahibinin hissettiği cool olma duygusuydu. Gerçi her seferinde o duygu gusül abdesti muhabbetiyle bozuluyordu ama olsun.
Dövme yaptıran herkes için aynı şeyi söylerler: “Bunu şimdi yaptırdın ama, ileride çok pişman olup sildirebilirsin.” Bugün o kılıç dövmesini yaptırmış olsam yaşlandığımda değil, hemen ertesi gün pişman olup sildirirdim büyük ihtimal. Ama daha büyük bir hatam vardı.
Fulas’a gittiğimizde anneme verdiğim “dövmenin silinmesi” deadline’ının üzerinden iki gün geçmişti. Dövme ilk günkü gibi limon ferahlığındaydı ve artık güneşlenmedikleri için durumun gayet farkında olan ebeveynlerimle aramız bozulmuştu. Fulas yine temmuz günü öğle saati Mecidiyeköy’ü kadar taze haldeydi okulların açılmasına bir hafta kala ve sarı okul gömleklerinin olduğu bölüm delirmiş analarla doluydu. Ambale olmuş eleman anneme ne istediğini sordu, annem “sarı, kısa kollu” dedi. Ambale maalesef dedi. Ben o sırada tişörtümü katlayıp Terakki eteklerinin olduğu bölümde annesinin etrafında gezinen kıza dövmemi göstermeye çalışıyordum. Sonra dank etti; kısa kollu yoktu. Annem, uzun kollu da olur dedi.
Okulların açıldığı gün dövmem vardı. Üstünde atlet, üstünde asla dirsek üstünü göstermemek üzerine dikilmiş uzun kollu sarı gömlek ve üstünde ceket. Tamamen Fulas’ın hıyarlığı olmasa da, ben planıma bok atamıyordum. Cool olma şansım sarı gömlek ve lacivert bir ceketle yok olmuştu.
O sene de şansa sınıfın yarısı benim orada olmadığım zamanda, birbirleriyle denk gelecek şekilde Bodrum’a gitmişti. Herkes mutualist şekilde cool’du, birbirini cool’luyordu, ben de omzumu kaşıyordum.
Önce omzumu kaşıdığım için dövme erkenden parça parça çıktı, sonra bi’ de gömleğe bulaştığı için annemden azar yedim.
O günden beri kalıcı dövme planım var. Bir gün olacak, inanıyorum, ama o günden beri kesin konuşamıyorum.

Tüm hakları saklıdır © 2022 Kısa Hikayeler . Tema: ThemeGrill tarafından ColorMag . Altyapı WordPress .
Bu web sitesi, siz web sitesinde gezinirken deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bunlardan gerekli olarak sınıflandırılan çerezler, web sitesinin temel işlevlerinin çalışması için gerekli olduklarından tarayıcınızda saklanır. Ayrıca, bu web sitesini nasıl kullandığınızı analiz etmemize ve anlamamıza yardımcı olan üçüncü taraf çerezleri kullanıyoruz. Bu çerezler, yalnızca sizin izniniz ile tarayıcınızda saklanacaktır. Ayrıca bu çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz de vardır. Ancak bu çerezlerden bazılarını devre dışı bırakmak, tarama deneyiminizi etkileyebilir.
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.
Other uncategorized cookies are those that are being analyzed and have not been classified into a category as yet.
Türkiye'nin En Büyük Hikaye ve Masal Portalı
Bizim Mahallenin Delisi / Yaşanmış Aşk Hikayeleri Aşk Hikayeleri kategorimizde sizlere Yaşanmış aşk hikayesi Paylaşmak istiyoruz. “Aşkından deliye dönmüş” tabirini
Aşk Cesaret İster / Romantik Aşk Hikayeleri Romantik aşk hikayeleri kategorimizde, Bir gencin cesaretini ve bir kıza olan aşkını okuyacaksınız,
10 Romantik Aşk Hikayesi En güzel 10 romantik aşk hikayeleri, Gerçek yaşanmış aşk masalları nı, yaşanmış aşk hikayeleri okuyacaksınız, hepsi
Tuzlu Kahve / Romantik Aşk Hikayeleri Romantik aşk hikayeleri kategorimizde, “Tuzlu Kahve” isimli tuzlu kahvenin hikayesi ni, bir kahve hikayesi,
YUSUFUN AŞKI / Gerçek Aşk Hikayesi Gerçek aşk hikayesi kategorimizde inançlı bir gencin başından geçen bir dini aşk hikayesi ve
SADAKAT YEMİNİ (En güzel Aşk hikayesi) Aşk hikayesi sizlere hüzünlü bir evlilik hikayeleri sunuyor, ilişkilerin ne kadar kırılgan ve sevginin
Kadın Aşık Olursa / Aşk Hikayeleri Aşk Hikayeleri bölümümüzde, Bir kadının aşık olduğunda nasıl davranacağı, şiirsel bir yapı ile hüzünlü
Aşk ve Kum Taneleri / Aşk Hikayeleri Aşk Hikayeleri bölümümüzde, yeni evli kızına aşk ile ilgili nasihatler veren bir anneyi
Gerçek Aşk / Aşk Hikayeleri Aşk Hikayeleri bölümümüzde, Bir adamın aşkı için nasıl davranacağını, aşkı için neler yapabileceğini okuyacaksınız, “Gerçek
Bilge Aşık / Büyüklere Masallar – Yaşanmış Aşk Masalları Büyüklere Masallar olarak okuyacağınız güzel, farklı bir yaşanmış aşk masalları var sırada.
ÇOCUKLUK AŞKI / BİR KERECİK ”Seni seviyorum” DESEYDİ / Hüzünlü bir Aşk Hikayesi Sizleri hüzünlendirecek, bir duygusal bir aşk hikayesi
TAHİR İLE ZÜHRE / Aşk Masalları Aşk masalları bölümümüzde Tarihte anlatılan ve efsane olmuş bir hüzünlü aşk hikayesi okuyacaksınız, Tahir ile Zühre,
Rose ( Romantik Bir Aşk Hikayesi ) Dünya Hikayeleri ‘n den, büyüklere masal tadında, bir romantik aşk hikayesi siz okuyucularımıza
Bu Aşk Başka / Aşk Hikayeleri Aşk hikayeleri kategorimizde okuyacağınız bu hikayemiz sizlere farklı gözlerle aşkı ve ask ile yaşanan
Aşk Beklemeye Gelmez / Aşk hikayeleri Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza Bir voleybol maçında rastladı. okul salonundaydı maç, tribünsüz minik bir
Emanet (Dini Aşk Hikayeleri Oku) HAYATINIZDA OKUYACAĞINIZ EN GÜZEL HİKAYELERDEN BİRİ Bir gün yolda yürürken yerde bir cüzdan buldum içini
Sabır ve Dua / Gerçek Aşk Hikayesi Sude beş yaşında Fransa’ya göç etmiş, alanında çok başarılı bir avukattı. Karizması, yeteneği
Mutlu Evliliğin Sırrı / Aşk Hikayeleri Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren
Sedef Çiçeği / Aşk Hikayeleri Mahkeme salonunda 80 yaşlarındaki Yaşlı çiftin, Durumu içler acısıydı, Adam inatçı bakışlarla Suskun ninenin ağlamaktan
Caizmi / Dini Aşk Hikayeleri Zamanında bir kız sevmiştim hala seviyorum adı Gül çiçek, Çok güzel biriydi, Dinine düşkün Başörtülü
Türkiyenin En büyük Sağlık Portalı olma yolunda İlerler iken , Sağlık Hakkında Tüm Merak ettiklerinize sitemizden Ulaşa bilirsiniz.
Easy, Practical Turkish Recipes Introducing Turkish Tastes.
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
The cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
This cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
The cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.

Für bessere Geschwindigkeit und Stabilität bei der Verwendung von VK installieren Sie einen dieser Browser .
Dayımın Pelin ile seviştiği o geceyi anlatmayı bitirdim sonunda… Derin bir nefes aldım. Kocam dalgın dalgın okşuyordu beni… Ben anlatırken ellerimin arasındaki pipisi defalarca kalkıp, inmiş, sonunda dayımın Pelin’i nasıl bağırta bağırta siktiğini anlatırken o da inleyerek boşalmıştı.
On santimlik alet parmaklarımın arasında minicik bir baş parmak boğumu gibi kalmıştı indikten sonra… Spermleriyle ıslanmış, yıvışık bir et parçası… Hayatıma giren erkeklerin penislerinin indikten sonra bile haşmetle duruşları, dölleriyle pırıl pırıl parlamaları gözümün önüne geldi bir an… Yataktan çırılçıplak kalkıp banyoya gittim, ellerimi güzelce yıkadım.
Efe de arkamdan geldi banyoya… Klozete akan suyun sesini duydum arkamda… Sonra da duşa girdi, temizlendi bir güzel… Ben dişlerimi fırçalıyordum, ağzımda onun spermleri kalmasın diye, uzun uzun… Bornozuyla gelip arkamdan çıplak bedenime sarıldı,
“Hadi karıcığım, yatağımıza gidelim de devamını anlat şunun…” dedi kulağıma, boynumu öptü. Ürperdim dudaklarının temasıyla, başımı kaçırmaya çalıştım.
“Neyin devamı kocacım, o gece gördüklerimi anlattım işte… Hem de en ince ayrıntılarına varıncaya kadar…”
“Gördüklerini anlattın ama yaşadıklarını anlatmadın karıcım… O puşt dayın Ercan efendi, Pelin’den sonra seni de sikmeden bırakmamıştır. Hadi bakalım, bırak şu diş fırçalamayı, gel yatağa…”
Bornozunu üstünden sıyırıverip birden kucağına alıverdi beni, bağırış çağırış kahkahalarla yatak odasına götürdü. Yatağa yatırdı.
Az sonra arkamızda kabarık yastıklar, ben sırtüstü uzanırken kocam yan dönmüş, bir bacağını benim üzerime atmış, bedenimi okşuyor, anlatacaklarımı bekliyordu. Sabırsızlığı belli oluyordu hareketlerinden…
“Başla bakalım küçük hanım… Dayı bey maceranızı da öğrenelim. Bir dakika… Bu olay olduğunda sen memleketteydin değil mi? Yani benimle nişanlı olduğun dönemde oldu bu… Geceleri benimle telefon seksi yaptığın günlerde bir de bu adamla seviştin mi yani? Pes diyorum sana Nil…”
“Nasıl yani? Tecavüz mü etti sana?”
“Eee… Teknik olarak tecavüz de denemez… Bakış yönüne bağlı… En iyisi anlatayım da dinle…”
“Dinliyorum canım… Unutma, hiç bir şeyi gizlemek yok. Olduğu gibi…”
“Tamam kocacım… Dayımla Pelin’i sevişirken röntgenlediğim günden sonra sürekli tetikteydim. Günlük hayatımıza devam ediyorduk ama o geceki görüntüler, duyduklarım, dayımın beni de becermek istemesi hiç aklımdan çıkmıyordu. Ne yapacaklar, nasıl harekete geçecekler bilmiyordum.
Sonunda hafta sonu geldi, cumartesi gecesi dayım yemekte içki içmeye başladı. Pelin’le mutfakta yemek, meze hazırlıyorduk beraber… Beklerken cep telefonlarımızı açtık, ben Pelin’e senin resimlerini gösterdim. İlgiyle baktı. Sonra o da kendi telefonunda bir video açtı.
Gözlerim fal taşı gibi oldu videoyu görünce… Bizim minik Pelin bir erkeğin önünde çırılçıplak diz çökmüş, oral seks yapıyordu videoda… Bir kaç saniye izledim,
“Aaa… Pelin…? Bu ne?” dedim sonra bildiğimi çaktırmadan… “Kim bu oral yaptığın adam? Kim videoya çekiyor sizi?”
Videodaki yüzü görünmeyen adamın dayım olduğu apaçık belliydi oysa… O gece Pelin’i becerirken her ayrıntısını görmüştüm herifin…
”Ercan aynadan çekti. Ne güzel değil mi?” Hala Ercan diyordu dayısına…
“Güzel de… Pelin, nasıl yaparsın bunu? Ercan dediğin senin dayın, dayımız… Ensest ilişki bu…” Umursamaz bir tavırla omuzunu silkti.
“Ne bileyim Nil… Bir şekilde oldu işte… Ercan bekar, ben bekar… İkimiz evde yalnızız… Zaten hayrandım ona, yakışıklılığına, her şeyine… Benim bir erkekte aradığım her şey onda var. Bana ilgi gösteriyor, el üstünde tutuyor. Bir gece akraba düğününde dans ettik ikimiz… Sarıldık birbirimize… Dayım viski getirmiş, masa altından içiyor, bana da veriyor, yaramaz çocuklar gibiyiz. Başım dönmeye başladı.
İkimiz de janti giyinmişiz. Bende mini etek, yüksek topuklar… Gömleğinin yakası açık, erkek kokuyor. Gözlerim kapalı, romantik slow müzik harika, o anda sadece ikimiz varız sanki, kendimden geçtim. Viskinin etkisiyle dönüp duran başımı onun göğsüne koydum.
Birden önümde onun kabarıklığını hissettim. Taş gibi, sürtünüyor… Çekileyim dedim, bırakmadı… Ercan da benden farksız… Anladım ki o da aşırı uyarılmış durumda… Sımsıkı sarılmış bana… Öyle tahrik oldum, onu öyle istedim ki…
Gece yarısı eve döndük. Ercan düğünde dans ettiğimiz romantik müziği açtı. Yine dans ettik. Bu defa evde yalnızız. Anneannem odasında yine, hasta yatıyor, aldığı ilaçlar yüzünden sürekli uyuyor. Bir yandan dans ederken, bir yandan da bir iki kadeh daha içtik.
Nasıl oldu, hangimiz başlattı bilmiyorum, dans ederken öpüşmeye başladık. O hayran olduğum adam dudaklarımı emiyor, sımsıkı sarılmış vaziyette, kollarının baskısıyla kemiklerim eziliyor. Başım nasıl dönüyor… Kayıp düşmek üzereydim neredeyse…
Kollarının arasına, kucağına aldı beni, odasına götürdü. Olmaz yapma diyecek oldum, yatağına yatırdı, üstüme kapandı. Her yerimi okşuyor, öpüyor. Bir yandan da üstümdeki giysileri çamaşırları soyuyor. Kendi de soyundu.
İlk defa bir erkekle yatıyorum. İkimiz de çırılçıplak… Sımsıcak, volkan gibi sarılıyor bana… Bacaklarımın arasına bir girişi var, bir amımı yalaması vardı ki… Canım öyle istedi ki onu…
Ateş gibi yandım. İtiraz etmeyi bıraktım, ne olacaksa olsun diyerek ben de ona katıldım. Okşaya seve sonunda içime girdi, kızlığımı bozdu.
Sabah uyandığımızda çok pişmanlık duyduğunu, viskinin etkisiyle yaptığını söyleyerek özürler diledi. Bense pişman olmadığımı, onunla mutlu olduğumu söyleyip sarıldım sımsıkı, onu tekrar sevişmeye ikna ettim. O günden beri karı koca gibiyiz evde… Bana seks konusunda her şeyi Ercan öğretti. Geceleri ikimiz beraber yatıyoruz. Sevişiyoruz.”
“Nasıl yani? Nereden biliyorsun? Yoksa o mu söyledi?”
“Geçen gece siz sevişirken gizlice izledim.” diyerek itiraf ettim ben de…
“Yaa…” dedi Pelin gülerek… “Seni röntgenci seni… Biliyorsun demek… Ben de sana nasıl anlatırım diye kurup duruyordum. Nasıl Nil? Harika bir erkek değil mi? Sen geldin diye çekindik, bir kaç gün sevişmeden durduk ama… Sonunda dayanamadık işte… Açmasam odamın kapısını kıracaktı hayvan…”
“Evet canım… Çok güzeldi. Beni de delirttiniz, tahrik oldum kapının önünde… Hem sen söylemesen de ben bu gece giydiklerinden aranızda bir şeyler olduğunu anlardım. Dayının önünde giyilecek şey mi üstündekiler? Sanki yeğeni değil de gece fantazi yapmaya niyetlenen karısı gibisin…”
Bunu söylerken kısacık mini eteğini, ayakta dururken bile görünebilen jartiyerini, ince siyah çorabını gösteriyordum. Fıkır fıkır kaynıyordu kız…
“Aman Nil… Ercan bir şey demiyor böyle giyinmeme… Hoşuna gidiyor. Peki siz? Nişanlınla, Efe’ydi değil mi, Efe ile sevişiyor musunuz?”
“Yani…” Saklamanın anlamı yoktu. Kız bana oral yaptığı videosuna varıncaya kadar göstermişti.
“Biz de düğünü bekleyemedik. Yattık, seviştik, ama şimdi ben buraya geldiğim günden beri ayrıyız. Öyle özledim ki onu Pelin… Biz sizin gibi rahatça, karı koca gibi sevişemiyorduk ama, yine de o kaçak sevişmeleri özledim.”
“Nil… Şey… Baksana… Sevişmeyi çok özlediysen, sen de gel yanımıza… Ercan’ın nasıl bir erkek olduğunu kendin gözlerinle gördün. İkimize de yeter o…”
Baklayı sonunda ağzından çıkarabilmişti Pelin… Demek ki görevi beni ayarlamak, baştan çıkarmaktı. Bu teklifi yapmaya dayım zorlamış olmalıydı. Hemen refüze ettim, kestirip attım ilk söylediğinde,
“Saçmalama Pelin… Ben senin gibi yapamam. Benim dayım o… Hem nişanlıyım ben…”
“Amaannn… Ne olacak ki nişanlıysan… Evlenmedin ya… Alt tarafı seks yapacaksın. Sen söylemedikten sonra nerden bilecek senin başkasıyla seviştiğini… Hem bakire de değilmişsin. Bu konuda tecrübelisin. Korkmana gerek yok ki…”
“Yapamam canım… Efe’yi seviyorum. Başka bir erkekle yapamam. Hele dayımla hiç yapamam. Hadi şu tabakları götürelim de, bir an önce yemeğimizi yiyelim.” diyerek reddettim.
Yemeğe oturduk. Dayım mutfakta bira olduğunu söyleyerek bizim de bira içmemizi istedi. Pelin iki büyük bardakta biraları getirdi. Önce içmek istemedim, ama alt tarafı bir bardak bira içmenin ne zararı olabilir diye düşündüm, kabul ettim.
Benim niyetim ağır ağır içerek yemeği o bir bardak bira ile bitirmekti. Ama Pelin ve dayım hızlı gidiyorlardı. Ben bardağın yarısına geldiğimde onlar ikinci kadehleri bitirmişlerdi bile… Dayım, o insanın içini gıcıklayan tok erkek sesiyle,
“Pelinciğim, bırak şu birayı, sen güzel rakı içersin bebeğim.” diyerek ona da rakı koydu. Rakı şişesini bana da gösterdi, içmem için, istemedim.
Gerçekten bana mısın demiyordu kız… Üçümüzün de kafalarımız çakır olmuştu. Durmadan kadehlerimizi tokuşturuyor, kahkahalar atıyorduk. Onları bilmiyorum ama, biranın sonlarına doğru benim başım dönmeye başlamıştı.
Sadece baş dönmesi de değil… Bir garip olmuştum. İçim yanıyordu. Bacaklarımın arasının, kasıklarımın ateş gibi olduğunu hissediyordum. Amımın dudakları kaşınıyor, sürekli elimi oraya atıp kaşımamak için kendimi zor tutuyordum. Terlemeye başlamıştım.
Pelin kalkıp müzik setine gitti, az sonra hareketli bir roman havası yayıldı salona… Kıvırta kıvırta oynamaya başladı. Kalçalarını titrettiriyor, memelerini sallıyor, eteğini yukarı çekiştirerek güzel bir gösteri y
Zorlo Sıkıs Porno
Moldova Azgın Seks Kadınları
Türk Porno Am Türk

Report Page