Yabancı Tecavüz Sahneleri

Yabancı Tecavüz Sahneleri




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Yabancı Tecavüz Sahneleri


28° İstanbul

Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce



HABERLER
SON DAKİKA
GÜNCEL
SPOR
EKONOMİ
DÜNYA
SAĞLIK
MAGAZİN



GÜNCEL
Eğitim
Otomobil
Emlak
Yerel
Milli Piyango
Hava Durumu
Yol Durumu


POLİTİKA
Ak Parti
Chp
Mhp
Hdp
İyi Parti
SP
BBP


SPOR
Fenerbahçe
Beşiktaş
Galatasaray
Trabzonspor
Kırmızı Çizgi Fitbol


SEÇİM
Yerel Seçimler 2019
2018 Genel Seçimleri
Anket


ÇALIŞMA HAYATI
Memur
Emekli


MAGAZİN
Kültür ve Sanat


RAMAZAN
İmsakiye


Sitene Ekle
Çerez Politikası
İletişim
Kurumsal
Reklam
Kullanım Şartları
Gizlilik İlkeleri


FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM
PINTEREST
YOUTUBE


İNTERNETHABER YAYIN GRUBU İnternethaber Yayın Grubu Tüm Hakları Saklıdır © 2000 - 2022


Bilgin Pro Yazılım ve Sistem Yönetimi

10-Twentynine Palms (2003) Fransız sinemasının son 15 yılının dikkat çeken yönetmenlerinden Bruno Dumont’un çok sevdiği minimalist kara film atmosferini ABD’nin güneyinde bir kasabaya uyarlıyor. Bir taraftan da yönetmenin olmazsa olmazı olan o bol seksli ilişkiler olgusunun da üzerine gidiyor. Tabii burada olay, çiftin kadın bireyinin orada haince tecavüze uğramasıyla birlikte kopuyor. O da bu ikilinin ilişkilerini olumsuz yönde değiştiriyor. Tabii güneyin ‘Derin Amerika’ mantığını açığa çıkartması da önemli... Öyle ki bu sayede 70’lerin “Kurtuluş” ve “Köpekler” gibi Amerikan filmlerine de selamlarını çakıyor Dumont.
9-Ectasy (The Great Ecstasy of Robert Carmichael) (2006) İngiltere’de yaşayan Robert, hayattan yabancılaşmış bir gençtir. Bunu da filmin geniş açıyla çekilmiş bembeyaz planları vasıtasıyla anlarız. Robert, bir süre sonra arkadaşlarıyla birlikte uyuşturucuyu fazla kaçırmaya başlar. Bunun sonucunda da son sahnede mutlu bir ailenin evine zorla girip, 30 yaşlarındaki anne karakterine defalarca kez tecavüz ederler. Ancak sıranın Robert’a geldiği an ve popo deliğine şişesi sokulan durum fazlasıyla ürkütücüdür. Muhafazakar aile yapısının yıkıldığı kesinleşmiştir artık! Bu zamana kadar filmin dingin temposunun sebebi de bu son sahnenin şiddet içeriğidir aslında...
8-Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) (1971) Aslında içerdiği şiddetle yıllar boyu sansürlenen bir yapıt karşımızdaki. Stanley Kubrick’in eserinde Malcolm McDowell’ın canlandırdığı Alex karakterinin sistemleşme sebebiyle işlediği şiddet, bir hayli dikkat çekmiştir. Bu sahne de onun ve ekibinin bir eve girip, orta yaşlardaki bir kadının elbiselerini yırttıktan sonra tecavüz edildiği anı resmeder. Sahnenin özellikle filmin sonraki bölümünde bir ‘intikam’a yol açması, üstüne dramatik bir işlev de yüklenmesini sağlar. Ancak şimdiden bakınca biraz az ‘cesur’ durur bu an. Buna karşın altındaki ‘sistem burjuvaziye tecavüz ediyor’ cümlesiyle gelen zekasını halen korumaktadır. Zaten şu sıralar düşünsel mantık halen devam ediyor. “Dönüş Yok” örneğinde görüldüğü gibi...
7-The Doom Generation (1995) Gregg Araki’nin ‘Tanrı’nın insana tecavüzü’ anlayışı ışığında kurduğu son sahne, bir hayli çarpıcıdır burada. Öyle ki kırmızı filtreyle bu anı resmeden bağımsız yönetmen, aslında üçlü bir seks sahnesi de dokur. Anı çok fazla göstermemek için de sürekli kararma açılma tekniğini benimsemiştir. Yola çıkan ve orada yanlarındaki kadına mı yoksa erkeğe mi aşık olacağına bir türlü karar veremeyen bir grup biseksüelin hikayesidir bu. Allah da cezalarını verir bir tecavüzle! Lafın özü bağımsız ruhlu eşcinsel yönetmen Araki’nin din ve sistemle ilgili dertlerini sert bir şekilde ortaya koyduğu filmlerdendir “The Doom Generation”.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın . Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.


Burcuna ve Doğum Saatine Göre Aslında İsmin Ne Olmalıydı?


Alacakaranlık Serisini Ne Kadar Biliyorsun?


Seçtiğin Görsellere Göre Seni Mutlu Edecek Mesleği Söylüyoruz!


Kupa Tutma Şekline Göre Sahip Olduğun Kişilik Tipini Söylüyoruz!


7 Soruda Aşk Hayatının Geleceğini Söylüyoruz!


Tarot Falına Göre 8 Ağustos Pazartesi Günü Senin İçin Nasıl Geçecek?


5000 TL ile Alaçatı'da 1 Gün Geçirebilecek misin?


Bir Turistlere Bir de Bizimkilere Baktım Diyen Adam: Bizimkilerin Elinde Bir Su ve Yarım Simit, Yaşamak Mı Bu?


Gelini Ters Köşeye Yatıran Damat, Kız İsteme Merasiminde Tuzlu Kahveyi Geline İçirdi


İngiltere'de Veganlar Bir Markete Girerek Sütleri Yere Döktüler


Ümraniyespor İçin Para Akmış Bir Yerden Demişti: Fazıl Say Fenerbahçe'yi İzlerken Sinirlendiği Anları Paylaştı


İkiz Kardeşinin Rahminden Hamile Kalmış: Dört Bacaklı Kadının Şov Dünyasından Tıp Literatürüne Uzanan Öyküsü


Nişan Elbiseciniz Ayağınıza Geldi. Evlilik Yolunda Tercih Edebileceğiniz 13 Seçenek


TikTok Camiasını Sallayan En Yeni Makyaj Hileleri


Altın ve Mücevher Şıklığını İndirimli Yaşamanızı Sağlayacak Öneriler

> Muhtemelen Tekrar İzleme Cesaretinde Bulunamayacağınız, Her Sahnesi Bir Tokat Minvalinde 25 Film

30.01.2019 - 11:53

27.10.2021 - 13:53

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş













© 2022 Onedio. Her hakkı saklıdır |
V-Count
bir Onedio Grup ürünüdür.


Burcuna ve Doğum Saatine Göre Aslında İsmin Ne Olmalıydı?


Alacakaranlık Serisini Ne Kadar Biliyorsun?


Seçtiğin Görsellere Göre Seni Mutlu Edecek Mesleği Söylüyoruz!


Kupa Tutma Şekline Göre Sahip Olduğun Kişilik Tipini Söylüyoruz!


7 Soruda Aşk Hayatının Geleceğini Söylüyoruz!


Tarot Falına Göre 8 Ağustos Pazartesi Günü Senin İçin Nasıl Geçecek?


5000 TL ile Alaçatı'da 1 Gün Geçirebilecek misin?


Bir Turistlere Bir de Bizimkilere Baktım Diyen Adam: Bizimkilerin Elinde Bir Su ve Yarım Simit, Yaşamak Mı Bu?


Gelini Ters Köşeye Yatıran Damat, Kız İsteme Merasiminde Tuzlu Kahveyi Geline İçirdi


İngiltere'de Veganlar Bir Markete Girerek Sütleri Yere Döktüler


Ümraniyespor İçin Para Akmış Bir Yerden Demişti: Fazıl Say Fenerbahçe'yi İzlerken Sinirlendiği Anları Paylaştı


İkiz Kardeşinin Rahminden Hamile Kalmış: Dört Bacaklı Kadının Şov Dünyasından Tıp Literatürüne Uzanan Öyküsü


Nişan Elbiseciniz Ayağınıza Geldi. Evlilik Yolunda Tercih Edebileceğiniz 13 Seçenek


TikTok Camiasını Sallayan En Yeni Makyaj Hileleri


Altın ve Mücevher Şıklığını İndirimli Yaşamanızı Sağlayacak Öneriler

Çıkmadan en yeni haberleri okumaya devam et!
'İzlediğim film, beni zorlamalı!' diyorsanız doğru yerdesiniz. Birbirinden farklı türlerde öyle filmler seçtik ki, bazı sahnelerde ekrana bile bakamayacaksınız bazılarında ise filmi izlemekten vazgeçeceksiniz. 
Hazırsanız, tekrar izleme cesaretinde bulunamayacağınız, her sahnesi bir tokat minvalinde olan 25 filme geçelim. Şimdiden iyi seyirler (!)
Emekli bir porno film yıldızı olan Milos, ailesiyle 'normal' bir hayat sürdürürken, eski iş arkadaşlarından Lejla bir gün bir teklifle çıkagelir. Milos'un yer almasını istediği 'sanat filmi projesi'nde reddedemeyeceği kadar büyük bir para vardır; fakat öte yandan bu işin arka yüzü ve detayları sır gibi saklanmaktadır... 
Srdjan Spasojevic'ın Aleksandar Radivojevic ile beraber senaryosunu kaleme aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği film ele aldığı konular açısından oldukça sert ve üslup olarak da hiçbir çekincesi olmayan bir yapım.
Gösterime girdiği 1980 yılında içerdiği vahşet, tecavüz ve gerçek hayvan katliamı sahneleriyle büyük tepki toplamıştır. Bazı cinayet ve tecavüz sahnelerinin gerçek sanılması üzerine yönetmen Deodato tutuklanmış, ardından yönetmenin polisleri filmin oyuncularla tanıştırmasının ardından salıverilmiştir.
İtalya , Avustralya ve daha pek çok ülkede yasaklanan Cannibal Holocaust’ın yasağı bazı ülkelerde ilerleyen yıllarda kaldırılsa da, halen çoğu ülkede yayınlanmamakta ve ev sineması için herhangi bir platformda üretilmemektedir.
Sadizm, cinsel sapkınlık ve akla gelmeyecek korkunçlukta işkencelerle dolu bu filmi izlemeden önce bir kere daha düşünün deriz çünkü gerçekten rahatsız olabilirsiniz. Konusuna gelecek olursak; Mussolini sonrası İtalya 'da yıllardan 1943'tür. Faşist olarak tanınan dört adam Paolo Bonacelli, Giorgio Cataldi, Umberto Quintavalle, Aldo Valetti kurbanlarının bir listesini yapar. Yaşları 12 -18 arası olan dokuz kız ve erkek çocuğunu kaçırarak bir bölgeye getirirler. Hepsinden de 'efendileri'ne tam sadakat istenir. Ve 4 ay (120 gün) boyunca cinsel istismar dahil olmak üzere pek çok işkenceye maruz bırakılırlar.
Sodom’un 120 Günü izleyici tarafından öyle büyük bir tepkiyle karşılanır ki, yönetmen Pasolini Roma’da bir grup öfkeli izleyici tarafından katledilir. Yasaklanan filmlerden muhtemelen en trajik sonuca sahip olanı olsa gerek.
Nemfomanyak bir kadın olan Joe'yu merkeze alan film, baş karakterinin doğumundan 50 yaşına kadar olan hayatına, özellikle de cinsel serüvenlerine odaklanıyor. Soğuk bir kış gecesi yakışıklı bir bekar olan Seligman, yolda dövülmüş halde Joe'yu bulur. Onu evine getirip, yaralarını sarar. Joe bu adamın evinde dinlenirken kendi hikayesini de anlatmaya başlar... Filmin oyuncu kadrosu ise Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård, Stacy Martin, Shia LaBeouf, Jamie Bell, Christian Slater, Uma Thurman ve Willem Dafoe gibi pek çok sürpriz ismi bir araya getiriyor.
Lars Von Trier'in önce bir televizyon dizisi olarak planladığı 'Jack’in Yaptığı Ev', parlak oyuncu kadrosuyla göz kamaştırırken dehşet verici hikâyesi ve görselliğiyle izleyicileri ve eleştirmenleri ikiye böldü. 1970’lerde geçen film, 12 yıl boyunca bir seri katili izliyor ve işlenen korkunç cinayetleri katilin kendi gözünden perdeye yansıtıyor. Katil Jack rolünü üstlenen Matt Dillon’ın muhteşem performansıyla yükselen film, Von Trier’in her zamanki muzip ve sivri tarzıyla seri katil türünün kurallarını yıkıp geçiyor.
İlk gösterimi 2009 yılında Cannes’da yapılan 'Boşluk', transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer.
Karısıyla birlikte mutlu ve huzurlu bir hayat süren Georges, bir televizyon kanalında çalışır. Bu sıradan yaşamı bir gün kim tarafından gönderildiği belli olmayan bir paketle kabusa dönmek üzeredir. Paketten çıkan kaset Georges ve ailesinin gizlice çekilen görüntülerinden oluşur. Ardı arkası kesilmeyen bu paketler zamanla daha da gizemli hale gelmeye başlar ve Georges geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Mickey ve Mallory birbirine aşık bir çifttir. Ancak onları diğer çiftlerden ayıran, oldukça garip ve ürkütücü bir ayrıcalıkları vardır. Bu da onların birer katil ruha sahip olmalıdır. Route 666 otobanına çıkarlar ve tamamen amaçsızca etraflarına korkunç bir dehşet saçarlar. Artık onlar işledikleri cinayetle sadece birer korku ikonu değil; medyatik canavarlardır. Polis kadar basın da onların peşinde, onlardan bir şeyler öğrenmenin hedefindedir.
IMDb: 6.9 Bir aileden üç kuşak erkek üyenin gizli yaşamlarına odaklanıyoruz. Her birinin bedensel ve ruhsal zaafları vardır. 
Hıçkırık’la tanınan ünlü yönetmenin, başta Cannes olmak üzere pek çok festivalde hayranlık ve şaşkınlıkla karşılanan ve bol ödül toplayan çalışması.
Henry Spencer, uzun zaman önce yaşadıkları bir ilişki sırasında Mary'nin hamile kaldığını öğrenir ve onu kendi evine getirir. Mary, zamanı geldiğinde doğumu gerçekleştirir ancak dünyaya getirdiği şey 'insan dışı' bir yaratıktır. Mary evden kaçar ve Spencer için kabus dolu günler böyle başlar. Spencer, birlikteliklerinin ürünü olan 'yaratık', hayali bir kadın ve sıra dışı karşı kapı komşusuyla baş başa kalır.
IMBd: 6.5 Güzel bir hafta sonu geçirmek isteyen Jessie ve Gerald, ıssız bir göl evine giderler. Huzur dolu geçen zamanlarına biraz da eğlence katmak için seks oyunu oynayan çiftin hayatı birden kabusa dönüşür. Bir kaza sonucu Gerald öldüğünde, Jessie elleri yatağa kelepçeli bir haldedir. İçinde bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışan Jessie, ilerleyen saatlerde odanın içinde bir başkasının daha olduğunu düşünmeye başlar.. Stephen King‘in aynı adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini Mike Flanagan üstleniyor.
Tek Başına, Dönüş Yok, Boşluk ve Aşk gibi filmleriyle izleyicileri sonuna kadar zorlayan Gaspar Noé, Cannes’da prömiyerini yapan son filminde de kuralı bozmuyor. Gerçek bir haberden esinlenerek 'rüya ve kâbuslarını' perdeye yansıtan Noé, son filminin merkezine bu kez dansçıları yerleştiriyor. 'Cehennemvari bir sinemasal dans partisi' olarak tanımlanan Climax'te dansçılar, son provalarını yaptıktan sonra beklenmedik bir gelişmeyle Noé tarzı olaylar birbirini kovalıyor. 
Paris’te dans savaşlarından dansçı-müzisyen Kiddy Smile tarafından seçilen dansçıların rol aldığı filmin koreografileri Diplo, Sia, Björk, Rihanna ve 30 Seconds to Mars’la çalışmış Nina McNeely’ye ait.
Amerika , İkinci Dünya Savaşı'nın yaralarını sarmaya çalışmaktadır. New Jersey'de hayatını devam ettirmekte olan Grave ise savaşta eşini kaybetmiştir. Çocuklarının güneşe karşı alerjisi olduğundan oldukça karanlık bir evde yaşamaktadırlar. Grace, onlardan yardım almak üzere malikanelerine gelen insanlara yardım edip onlara iş vermektedir. Grace'in kızı olan Anne ise, Victor isimli bir hayali arkadaşa sahiptir. Bir gün oluşan sis yüzünden evin dünyanın geriye kalanıyla olan irtibatı tamamen kesilir. Grace ve çocukları, bir türlü güvenemedikleri çalışanlarıyla beraber yalnız kalmışlardır.
Bir yıldır uykusuzluk hastalığı çeken Trevor, bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Dinlenememekten ötürü vücudu bitik bir haldedir. Öte yandan işi dikkat gerektirir ve en ufak bir hatanın bedeli ağır olacaktır. Trevor ise her şeye çok zor konsantre olmaktadır. Trevor, kendisine bir takım notlar bırakmaya ve giderek azalan kilosunu sarı kağıtlara yazıp dairesine asmaya çok meraklıdır. Hayatında duygusal olarak bir şeyler yaşadığı fahişe Stevie ile bir yandan da tutku duyduğu Maria vardır. İş arkadaşları kendisine, bu gözle görünür kilo kaybı ve bedensel çöküşün arkasında ne olduğunu bilmemekten ötürü güven duymazlar.
Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof'un hayatından esinleniyor. Ron Woodroof'a 1986 yılında AIDS yüzünden 30 günlük ömür biçilir. Teşhiş sonrası FDA kurumundan yasal onaylı olarak kullanabileceği tek ilaç olan AZT'yi almaya başlayan Ron hızla ölümün eşiğine doğru sürüklendiğini fark eder. Çareyi ABD 'de yasal olmayan ama dünyanın dört bir yanında bulunan, doğal ilaçlara başvurmakta bulur. Kendisiyle ilgilenen doktorlardan biri olan arkadaşı Eve Saks'ın da yardımıyla Ron farkında olmadan çevresindekilerle bir iletişim ve satış ağı kurmuş olur. 'Dallas Buyers Club' olarak bilinen bu oluşum FDA'nın tedavisi yerine alternatif tıbbı tercih edenlerin çaresi olur ve dahası hastalar üzerinde onayl
Afganıstan Sex Sıkış
Lisede Sevişme Vioo
Sicak Videolae

Report Page