Twinks Yutmak Derleme - Alman Goo Kızlar

Twinks Yutmak Derleme - Alman Goo Kızlar




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Twinks Yutmak Derleme - Alman Goo Kızlar
Twitter Linkedin Flipboard Linki Kopyala Yazı Tipi
Twitter Linkedin Flipboard E-posta Linki Kopyala Yazı Tipi
© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş
Güncelleme Tarihi: Kasım 13, 1997 00:01
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 25 ülkede 15 yaşındaki gençler üzerinde yapılan sağlık araştırmasında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada, Danimarkalı kızların alkol kullanımında yüzde 67 ile, Alman kızların ise kabadayılık ve zorbalıkta yüzde 72 ile birinci sırada bulunduğu ortaya çıktı. Kızlarda yüzde 6 ile alkol kullanımın en düşük olduğu ülke İsrail olarak saptanırken, yine kızlarda kabadayılık ve zorbalığın en az olduğu ülke yüzde 13 ile Galler oldu.
Türkiye gündeminden son dakika haberleri, bugün yaşanan en son gelişmeler, siyaset gündeminden güncel haberler ve bütün son dakika haberleri için Hürriyet'in internet haber sitesi hurriyet.com.tr; Hurriyet.com.tr haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir

ALMAN "FRANKFURTER ALLGEMEINE ZEITUNG"UN EKİ: "TÜRKİYE NEDEN AVRUPA'YA AİT"
-ESKİ ALMANYA CUMHURBAŞKANI SCHEEL: "TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ, BİR BAŞARI ÖYKÜSÜNÜN MANTIKLI DEVAMI OLACAKTIR"


BERLİN (A.A) - 07.04.2008 - Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Walter Scheel, Türkiye'nin AB üyeliğinin, bir başarı öyküsünün mantıklı devamı olacağını söyledi.
Scheel, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan ve "Frankfurter Allgemeine Zeitung" adlı gazetede "Türkiye neden Avrupa'ya ait" başlığıyla yayınlanan ek için yaptığı açıklamada, Avrupa'nın büyümesini ve Türkiye'yle bağlantısını önce Dışişleri Bakanı, daha sonra da Cumhurbaşkanı olarak yakından izlediğini belirterek, şu görüşlere yer verdi:
"Türkiye'nin AB üyeliği, bir başarı öyküsünün mantıklı devamı olacaktır. Türkiye'nin 1960'lı yıllardan bu yana toplu gelişmesine bakıldığında, örneği olmayan bir başarı öyküsünden söz etmek gerekir. Türkiye'nin güvenilir bir siyasi dost olarak sürekli gelişmesi, başarılı bir şekilde uygulanan reformların sayısı ve Türkiye'nin Avrupa ekonomisindeki istikrarı sağlama payı sayılamayacak kadar fazla."

-"TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ BİZİ GÜÇLENDİRECEK"-

Daimler-Benz şirketinin eski Yönetim Kurulu Başkanı Edzard Reuter de, Nasyonal Sosyalizm döneminde ailesiyle Almanya'dan kaçmak zorunda kaldığı için Türkiye'de büyüdüğünü, Nazi barbarlığının Avrupa'daki kültürü yok etmeye başladığı zamanlarda Türkiye'nin Avrupalı olma yolunda ilerlediğini hatırlattı.
Türkiye'nin o zamandan bu yana siyasi liberalleşme, kültürel mübadele ve piyasaların açılmasıyla kararlılıkla gelişmeye devam ettiğini ifade eden Reuter, "Bu bizim ve Türkiye'nin kendisi için iyi. Alman, Avrupalı ve Türkiye dostu olarak Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyorum. Bu bizi güçlendirecek" dedi.
Alman Federal Meclisi üyesi Lale Akgün ile Berlin eyalet meclisi üyeleri Emine Demirbüken-Wegner ve Bilkay Öney de, Türk kökenli politikacılar olarak Avrupa'nın birlikte büyümesini yürekten desteklediklerini, böylece sadece Türkiye'nin değil, Almanya ve Avrupa'nın da Türkiye'yle birlikte kültürel ve ekonomik olarak gelişeceklerini ifade ettiler.
Arend Oetker Holding Genel Müdürü Arend Oetker, bir şeye karar verilmek istendiği zaman o şeye çok iyi bakılması gerektiğini, ön yargılara ve klişelere yer olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Büyük ölçüde iştirak ettiğim şirketler uzun yıllardan bu yana Türkiye'de üretim yapıyorlar. Seyahatlerimde beni etkileyen sadece misafirperverlik değil, büyük bir hizmet isteği ve güçlü bir ilerleme iradesi de gördüm."
Türkiye'nin gelecekte daha fazla ekonomik ve siyasi önem kazanacağını da kaydeden Oetker, "Bu dinamizmde pay sahibi olmak isteyip istediğimiz konusunda ön yargı olmadan karar vermemiz gerekir" dedi.
Alman Deutsche Bank baş uzmanlarından Norbert Walter de, Türkiye'nin ekonomik olarak Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden daha hızlı bir şekilde büyüdüğünü belirterek, Türkiye'nin geçen yıl Almanya'dan 11 milyar avro tutarında mal ithal ettiğini, aynı zamanda doğal gaz ve petrol hatlarıyla da Rusya'ya enerji bağlılığını azalttığını ifade etti.

-"TÜRKİYE AVRUPA'NIN GÜVENİLİR BİR DOSTUDUR"-

Almanya'nın eski Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı ve eski Başbakan Yardımcısı Franz Müntefering de Türkiye'nin, Avrupa'nın güvenilir bir dostu olduğunu, küreselleşmeden dolayı ekonomik, siyasi ve kültürel olarak bu bağın daha da önem kazanacağını belirterek, bu nedenle Türkiye'nin AB üyeliğinin siyasi bir başarı haline getirilmesi için müzakere sürecinde tutarlı adımların atılması gerektiğini kaydetti.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Gunther Verheugen de, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda siyasi nedenlerin ağır bastığını, ancak ekonomik nedenlerin de hafife alınmaması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin ekonomik potansiyelinin Avrupa ekonomisini iç ve dışta daha fazla rekabet edebilir hale getirebileceğini söyledi.
Türkiye'nin üyeliğinin, ekonomik olarak karşılıklı bir "kazan-kazan" durumu olacağını vurgulayan Verheugen, bunun Almanya'da da daha fazla istihdama yol açacağını belirtti.

-"TÜRKİYE AVRUPA İÇİN BİR KAZANÇTIR"-


TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da, Türk halkının kendisini Avrupalı olarak gördüğünü, bu nedenle de AB'nin bir parçası olmak istediğini, Türkler ile AB ülkeleri vatandaşlarının birçok ortak tutkusu olduğunu, ancak Türkiye'nin AB üyeliğinin ekonomik ve stratejik avantajları da olduğunu ifade etti.
Türkiye'yle Avrupa ekonomik alanının daha da büyüyeceğini, Türkiye'nin daha şimdiden AB'nin enerji alımı için önemli bir irtibat ülkesi olduğunu belirten Yalçındağ, ancak henüz AB içinde ve Türkiye'de de yapılacak çok iş olduğunu, buna rağmen üyelik müzakerelerinin ülkedeki reform sürecini çok hızlandırdığını kaydetti.
"Türkiye Avrupa için bir kazançtır" başlığıyla TÜSİAD tarafından ekte yer alan bir açıklamada da, Türkiye'nin ekonomisinin ve enerji sağlama imkanlarının AB için büyük bir kazanç olacağına, Türkiye'nin ayrıca AB'nin güvenliğini artıracağına dikkat çekildi.
Dünya gittikçe küçüldüğü için AB'nin büyümesi gerektiği, bunun için de AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı olduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin, Doğu ve Batı kültürüyle Avrupa'yı kültürel açıdan da zenginleştireceği, üyelik süreci içinde uzun ve başarılı bir yol aldığı, AB üyesi olması durumunda da ülkedeki reformlarla gerçek potansiyelini ortaya koyacağı kaydedildi.


AVRUPA KOMİSYONU BAŞKANI BARROSO:
 -"TÜRKİYE, ÜYELİĞE İLGİSİNİN SÜRDÜĞÜ KONUSUNDA AB'Yİ İKNA ETMELİ"


LİZBON (A.A) - 07.04.2008 - Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye'nin üyeliğe ilgisinin sürdüğü konusunda AB'yi ikna etmesi gerektiğini söyledi.
Portekiz'in başkenti Lizbon'daki Edebiyat Fakültesinde düzenlenen "Avrupa ve Küreselleşme Tehditleri" konulu konferansta konuşan Barroso, "Türkiye, bünyesinde yer almak istediği konusunda Avrupa'yı ikna etmelidir. Türkiye, bütün kriterleri yerine getirirse AB üyesi olabilecektir" dedi.
Barroso, bununla birlikte, Türkiye'nin üyeliği konusunun, bazıları üyeliğe karşı olan AB üyesi ülkeler arasında "büyük bir hassasiyet sorununa" neden olduğunu belirtti.
AB Komisyonu Başkanı, "Türkiye'nin, üyeliğe ilgisinin sürdüğü konusunda AB'yi ikna etmesi gerektiğini" ifade etti.


Bizi Takip Edin Facebook Twitter UYGULAMALARI İNDİREBİLİRSİNİZ.
Dünya Alman polisi kızlar çetesini arıyor
Haberler Dünya Haberleri Alman polisi kızlar çetesini arıyor
11.01.2014 - 12:22 | Son Güncellenme: 11.01.2014 - 12:39 Güncelleme: 11.01.2014 - 12:39
43 öğrencinin kaybolmasıyla ilgili soruşturmada eski Meksika Başsavcısı tutuklandı
Meteoroloji yeni raporu yayımladı! Sağanak geliyor...
Piknik faciaya dönüştü! Çocuklarını kurtarmak istedi sonrası çok acı
Çılgınlar gibi dans ettiler... Yüzlerce Finli kadından Sanna Marin'e destek!
İsviçre'deki kayak merkezlerinin enerji tasarrufu için teleferikleri kapatması gündemde
43 öğrencinin kaybolmasıyla ilgili soruşturmada eski Meksika Başsavcısı tutuklandı
Meteoroloji yeni raporu yayımladı! Sağanak geliyor...
BİZİ TAKİP EDİN UYGULAMALARI İNDİREBİLİRSİNİZ
Pro 7 TV’nin haberine göre, başkent Berlin’in yanı sıra Münih, Frankfurt ve Hamburg’ta bazı kızların yanı sıra bazı kişileri tekme ve tokatlarla döverken bunu cep telefonları ile kaydettiren 18 yaşından küçük oldukları ifade edilen kızlardan oluşan çetenin son olarak 13 yaşındaki bir kızı parkta döverek yaraladığı kaydedildi. Söz konusu görüntüler, Youtube ve Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde paylaşıldığı için polis çete üyesi kızların kimlikleri tespit etmek için harekete geçti.
Kızlar çetelerini kuran isimlerin çoğunun 16, 17, 18 yaşlarında oldukları ve daha önceden de çok sayıda suça karıştıkları belirtiliyor. Çete içinde güçlerini ve saygınlıklarını artırabilmek için şiddetin dozunu artıran çete elebaşları acımasızlıkta sınır tanımıyorlar.
Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Kullandığınız reklam engelleme uygulamasını devre dışı bırakmanızı rica ederiz. Engellemeyi nasıl kaldıracağınıza ait bilgilere aşağıdaki bağlantıdan erişebilirsiniz.
Milliyet yayıncısındaki reklamlara izin ver

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir
   
-SIEMENS AG YÖNETİM KURULU BAŞKANI KLEINFELD:
   
-''TÜRKİYE BİR YATIRIM MERKEZİ OLARAK ÇOK BÜYÜK
   
-''HER NE AÇIDAN BAKARSAK BAKALIM TÜRKİYE BİZİM
   
İÇİN ÖNEMLİ BİR YATIRIM MERKEZİDİR''
   
-MERCEDES-BENZ TÜRK DİREKTÖRLER KURULU BAŞKANI BECKER:
   
-''TÜRKİYE'DE ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA YABANCI YATIRIMIN
   
ARTACAĞINDAN EMİNİM. TÜRKİYE'YE 2 MİLYAR DOLAR GELİYOR,
   
AMA YETERLİ DEĞİL, 30-35 MİLYAR DOLARI BULMALI''
   
İSTANBUL (A.A) - 04.05.2005 - Siemens AG Yönetim Kurulu Başkanı
Dr.
Klaus Kleinfeld, ''Türkiye bir yatırım merkezi olarak çok büyük
   
Kleinfeld, Türk-Alman Ekonomi Kongresi çerçevesinde düzenlenen
''Yatırım,
Üretim Ülkesi ve Pazar Olarak Türkiye'' konulu oturumda
yaptığı
konuşmada, Türkiye'de çok sayıda insan istihdam ettiklerini ve
geniş
bir ürün yelpazesi sunduklarını ifade ederek, ''Bu, ülkenin
başarısı
ile birlikte ilerlemekte'' dedi.
   
Türkiye'de demiryolu tekniği, enerji, iletişim ağları, beyaz eşya
gibi
alanlarda faaliyetlerini başarıyla sürdürdüklerini vurgulayan
Kleinfeld,
Türkiye için imalat yaptıklarını ve daha çok ihracat için
çalıştıklarını
anlattı. Kleinfeld, şöyle devam etti:
   
''Karşımıza şöyle bir soru çıkmaktadır; bir firma bu alanların
dışında
ne gibi yatırımlara daha yönelebilir? Mesela 2004 yılında
muazzam
bir yatırım yaptık, bu yatırımımızı yazılım firmasına
yönlendirdik.
80 tane bu tür küçük firmamız var. Onun dışında beyaz
eşya
alanında, Volkswagen ile de onların yan sanayi olarak bir
   
Her ne açıdan bakarsak bakalım Türkiye bizim için önemli bir
yatırım
merkezidir ve pek çok faktör Türkiye'nin lehine bizim için
   
Türkiye'nin genç nüfusunun geleceğe yönelik enerji oluşturduğunu
ifade
eden Kleinfeld, Türkiye'nin yüzde 10'a yakın büyümesinin de
önemli
olduğunu vurgulayarak, ''Bunun istikrarlı olması da bize
Türkiye'yi
çok cazip bir yatırım merkezi yapıyor' diye konuştu.
   
-''KOLLARI SIVAMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ''-
   
Kleinfeld, iki ülke arasıdaki duygusal bağların çok önemli
olduğunu
dile getirerek, şunları kaydetti:
   
''Hiç kuşkusuz pazar fırsatlarının da bu ülkede çok zengin olması
bizim
için ilave faktör. Geçmişte bu çok olumlu bir pazardı. Ulaşım,
enerji,
iletişim, su, sağlık gibi bizim faaliyet gösterdiğimiz bütün
bu
alanlarda önümüzdeki yıllar açısından, kendimiz açısından herhangi
bir
problem görmüyoruz. Bunlar da bizi teşvik etmektedir. Biz şuna
inanıyoruz,
büyük bir işveren olarak, çalıştığınız yerde, iyi çerçeve
şartları
bulduğunuz yerde kendimiz de kolları sıvamak ve birtakım
   
Siemens AG Başkanı Kleinfeld, konuşmasının sonunda, ''Gerçekten
Türkiye
bir yatırım merkezi olarak çok büyük gelecek vaat etmektedir.
Siemens
için de bu böyledir'' diye konuştu.
   
-''TÜRKİYE POLİTİK VE EKONOMİK İSTİKRARI YAKALADI''-
   
Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Till Becker de
konuşmasında,
40 yıldır Türkiye'de olduklarını, 4 bin kişiyi istihdam
ettiklerini
ve hem Türk pazarı hem de dış pazarlar için otobüs
   
Türkiye'ye geçtiğimiz yıllarda yarım milyar avronun üzerinde
yatırım
yaptıklarını bildiren Becker, Türkiye'deki büyük pazar
potansiyelinin
burada yatırım yapmalarının önemli bir nedeni olduğunu
   
Türkiye'nin cazip bir yatırım ülkesi olduğunu belirten Becker,
''Türkiye
her zaman yüzünü Batı'ya açık tutmuş, kulağını da Doğu'ya
vermiştir.
Cazibesi bundan dolayı sürekli artıyor'' diye konuştu.
   
Becker, Türkiye'de yıllardır yatırımlarını sürdürenlerin bugün
artık
meyvelerini toplamak durumunda olduğunu kaydetti.
   
Türkiye'de üretim açısından otomotiv sektörünün beşinci sırada
olduğunu,
sektörün muazzam bir gelişim kaydettiğini ifade eden Becker,
Türkiye'nin
10 milyar dolar değerinde araç ihraç ettiğine, bunun 7
milyar
dolarlık bölümünün Avrupa'ya yapıldığına dikkat çekti.
   
Türkiye'ye özgü bazı özellikler olduğunu açıklayan Becker,
GSMH'nın
sürekli arttığını belirtti. Becker, ''Ama önemli olan
hükümetin
de istikrarlı olması. Sonunda Türkiye istikrarı hem politik
hem
de ekonomik alanda yakaladı'' dedi.
   
-''EN VASIFLI İŞÇİ TÜRKİYE'DE''-
   
Becker, yabancı yatırımın önemini vurgularken, Türkiye'deki
çalışanların
yüksek vasıflı olduğunun altını çizdi.
   
Becker, ''Çalıştığım 5 ülke içinde en değerli, en vasıflı işçi
kalitesi
Türkiye'de. Dünyaya açık ve çalışkan bir işgücü. Bu sayede de
Almanya
standartlarına uyan kaliteye ulaştık'' şeklinde konuştu.
   
Türkiye'de önümüzdeki yıllarda yabancı yatırımın artacağından emin
olduğunu
söyleyen Becker, ''Türkiye'ye 2 milyar dolar geliyor ama
yeterli
değil. 30-35 milyar doları bulmalı'' dedi.
   
Becker, burada hükümetin inisiyatifinin önemli olduğunu dile
getirerek,
İstanbul'da yapılan Yatırım Danışma Konseyi toplantısı
sırasında
hükümetin, katılımcıların söylediklerine kulak verdiğini
   
-İSTANBUL SANAYİ ODASI (İSO) BAŞKANI KÜÇÜK:
   
''SON YILLARDA, ALMANYA İLE TİCARETİMİZDE TÜRKİYE
   
ALEYHİNE BİR GELİŞME SÖZ KONUSU''
   
-''ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DAHA ÇOK DOĞRUDAN ALMAN
   
YATIRIMINI TÜRKİYE'DE GÖREBİLMEYİ ÜMİT EDİYORUZ''
   
İSTANBUL (A.A) - 04.05.2005 - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı
Tanıl
Küçük, son yıllarda Almanya ile Türkiye arasındaki ticarette
Türkiye
aleyhine bir gelişme söz konusu olduğunu kaydetti.
   
Küçük, Türk-Alman Ekonomi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye
ile
Almanya arasında uzun bir geçmişe dayanan tarihi, siyasi ve
ekonomik
ilişkiler bulunduğunu söyledi.
   
1960'larla birlikte Türk işçilerinin Almanya'ya gitmesinin, iki
ülke
arasındaki ilişkilere güçlü bir insani ve sosyal boyut eklediğini
ifade
eden Küçük, bu durumun karşılıklı etkileşimi daha da artırdığını
   
Almanya'nın Türkiye'nin en büyük ticari partneri olduğunu belirten
Küçük,
2004 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 21 milyar
   
2004'te de Almanya'nın açık farkla Türkiye'nin en büyük ihracat
pazarı
olduğunu, ihracatın yüzde 14'ünün bu ülkeye yapıldığını
belirten
Küçük, ''İthalatta da durum aynıdır. Toplam ithalatımızın
yüzde
13'ünü gerçekleştirdiğimiz Almanya, en çok ithalat yaptığımız
ülke
vasfını 2004'te de sürdürmüştür'' dedi.
   
DİE verilerine göre, Almanya ile Türkiye arasındaki dış ticaret
hacminin,
2004 yılında 2003'e göre yüzde 25.5 arttığına işaret eden
Küçük,
ancak, aynı yılda, Almanya ile dış ticaret açığının 2003'e göre
yüzde
92 oranında artmasının bu sevindirici gelişmeyi gölgelediğini
   
Son yıllarda, Almanya ile ticarette Türkiye aleyhine bir gelişme
söz
konusu olduğunu dile getiren Küçük, ''Almanya'ya yapılan
ihracatımızın,
Almanya'dan yapılan ithalatı karşılama oranı 2002'de
yüzde
83.3 iken, bu oran, 2003'te yüzde 79.2'ye ve 2004'te de yüzde
70'e
gerilemiştir. En büyük ve önemli ticari ortağımız Almanya ile dış
ticaret
açığımızdaki bu seyrin kısa sürede değişeceğini ve artış
eğiliminin
yavaşlayacağını ümit ediyoruz'' diye konuştu.
   
2001'deki krizi takiben, son üç yılda Türkiye ekonomisinin çok
hızlı
bir toparlanma sürecine girdiğini belirten Küçük, makro ekonomik
istikrar
anlamında çok önemli bir mesafe kaydedildiğini söyledi.
   
Olumlu gelişmelere rağmen, Türkiye'deki yatırım ortamının
sorunlarının
tam anlamıyla çözülmediğini de ifade eden Küçük, makro
ekonomik
istikrarın sağlanmasının yatırımlar için temel şart olduğunu
ancak
yeterli olmadığını, önümüzdeki günlerin çok iyi
değerlendirilmesi
ve hükümetin yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik
girişimlerini
hızlandırması gerektidiğini söyledi.
   
Küçük, özel sektör yatırım harcamalarının 2003 yılında yüzde 20,
2004
yılında da yüzde 45.5 oranında artması, yükselen güven duygusunun
en
önemli işareti olduğunu kaydetti.
   
-''ALMAN YATIRIMLARINI GÖREBİLMEYİ ÜMİT EDİYORUZ''-
   
Almanya'nın, Türkiye'de en çok yatırımcısı bulunan ülkeler
arasında
olduğunu dile getiren Küçük, bin 200'e yakın Alman şirketinin
Türkiye'de
faaliyet gösterdiğini ancak, 2 trilyon 724 milyar dolarlık
GSYİH'si
ile dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya'nın
potansiyelinin
bundan çok daha fazla olduğunu düşündüklerini kaydetti.
   
Tanıl Küçük, önümüzdeki dönemde daha çok doğrudan Alman yatırımını
Türkiye'de
görebilmeyi ümit ettiklerini ifade etti.
   
Türk özel sektörünün, AB'ye tam üyelik hedefini başından beri
sahiplendiğini
ve desteklediğini belirten Küçük, ''Müzakere sürecinin
zor
geçeceğini biliyoruz. Türk özel sektörü olarak reform sürecinin
kesintiye
uğramamasına büyük önem veriyoruz. Süreci dikkatle takip
   
-TÜRKİYE, AB İÇİN BÜYÜK TİCARİ POTANSİYEL-
   
Türkiye'nin 72 milyonluk nüfusu ile AB ülkeleri arasında 
Almanya'nın
ardından ikinci sırada geldiğini söyleyen Küçük,
''Türkiye,
AB için büyük bir ticari potansiyel sunmaktadır'' dedi.
  
 Müzakere sürecinin başarıyla ilerlemesinin Türkiye'nin ekonomik
gelişmesine
büyük bir ivme kazandıracağına işaret eden Küçük, bu
ivmenin,
Türkiye pazarının satın alma gücünü de olumlu etkileyeceğini
   
Küçük, Almanya'nın desteğinin müzakere sürecinde de devam
   
Türkiye'nin, coğrafi konumu itibariyle, Orta Doğu'ya ve Orta Asya
ülkelerine
açılan bir kapı niteliğinde olduğunu belirten Küçük, 19.
yüzyılın
en büyük ulaşım projelerinden biri olan İstanbul - Bağdat
demiryolunun
yapımını üstlenen Almanya'nın bu gerçeği en iyi bilen
   
-SERBEST BÖLGELERE YATIRIM DAVETİ-
   
Dış Ticaret Müsteşarlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürü Mehmet
Demirel
de konuşmasında, Serbest bölgelerin ekonomik büyüme ve
kalkınmayı
artırma, yabancı sermaye akışını hızlandırması için önemli
potansiyele
sahip olduğunu belirterek, ''Serbest bölgeler vazgeçilmez
bir
yatırım ortamı sunmakta'' diye konuştu.
   
Türkiye'deki serbest bölgelerin yüzde 16'sından fazlasını yabancı
sermayeli
firmaların oluşturduğunu belirten Demirel, Türkiye'de bugün
21
serbest bölge bulunduğunu ve bu bölgelerde 2004 yılında 22 milyar
dolarlık
ticaret hacmine ulaşıldığını bildirdi.
   
Demirel, serbest bölgelerdeki tüm teşviklerin yerli ve yabancı
ayrımı
olmaksızın uygulandığını vurgulayarak, serbest bölge
ticaretinde
ilk sırayı Almanya'nın aldığını, serbest bölgelerde 80
tane
doğrudan Alman firmasının yer aldığını ve Alman firmaların birden
çok
faaliyet ruhsatını ellerinde tuttuğunu kaydetti.
   
Demirel, Alman yatırımcıları, önemli fırsatlar sunan serbest
bölg
Seksi Mİlf Götten Sikildi
Azgın Seks Hakkında Baba Adım Öğrenme
Ofis Kızı Lea Lexis Seksi Ve Iş Arkadaşı Tarafından Sikildi

Report Page