Tamirhanede Değişik Seks Tarikatı

Tamirhanede Değişik Seks Tarikatı




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Tamirhanede Değişik Seks Tarikatı
İsrail'den Haaretz gazetesi, Adnan Oktar ve 'kediciklerini' yazdı.

2018-03-31 12:07:24   Güncelleme: 2022-03-22 13:49:54    

İsrail'de çıkan Haaretz Gazetesi, Adnan Oktar'ı yazdı. Oktar'ın Haberde, 'Adnan Oktar’ın lideri olduğu dini seks tarikatı nitelemesi' yapılıyor. 

Haaretz haberinin Türkçe çevirisi şöyle:
Fulya, 36 yaşında Türk bir kadın. Uzun boylu, zayıf, kısa ve platin sarı saçları, ela gözleri, kalemle çizilmiş kaşları ve dolgun dudakları var. İstanbul’un Avrupa yakasındaki gözde semtlerden Bebek’te şık bir restorana girdiğinde neredeyse tüm gözler onu izliyor.
Fulya (gerçek adı değil), önemli bir Türk firmasının CEO’sunun kızı, geçtiği yerlerde etrafa yıldız tozu saçsa da mesleği aslında pek gösterişli değil.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın altında diplomatik çalışmalar yapan, kâr amacı gütmeyen kurumların filizlenen bir parçası olarak, Türkiye’yi ziyarete gelen mevki sahibi yabancı delegeleri organize ediyor.

Daha önce Fulya, hem yazılı basın için hem de televizyonda, Türkiye ve Ortadoğu konularında muhabirlik yapıyormuş. Bu sırada ayrıca, on yıldan fazla, Adnan Oktar’ın lideri olduğu dini seks tarikatının da üyesiydi.
Fulya’nın iddiasına göre, başarısızlıkla sonuçlanan ilk kaçış denemesinden sonra, geçtiğimiz dört yıl boyunca, kendine özgü bu tarikatin tutsağı olmasına rağmen, bir yandan muhabir olarak çalışmaya da devam etmiş.
Fulya, çok sıkı gözetlenen, yüksek duvarlı tarikat merkezinde kalmaya devam ederse kaçamayacağını anladığında, Oktar’la kavga etmeye başlıyor. Sık sık tartışıyor. Yaklaşık bir yıl önce Oktar, Fulya’nın tarikatın başka bir evine gönderilmesini emrediyor.
Oradayken Fulya, babasına bir mesaj ulaştırmayı başarıyor ve bir kaçış planı yapıyor. Önceden belirledikleri bir zamanda, pijamalarıyla, sadece kimlik kartını alarak bahçeye koşuyor. Tarikatin elemanları onu yakalamaya çalışırken, babasının onu beklediği arabaya binip kaçıyor.
Fulya ve iki yıl önce tarikatten kaçmış olan partneri Sedat’ın (onun adı da gizli), hikayelerine göre, Adnan Oktar, Amerikan televizyonlarında görülen evanjelist papazlarla, dünyaya çocuk getirilmesine karşı olan bir seks tarikatı liderinin karışımı. Bunların hepsinin de kılıfı İslam’daki tek bir yorum.
1980’lerden beri İstanbul’da bir tür Müslümanlık hakkında vaazler veren 62 yaşındaki Oktar, o günden bugüne kendisini takip eden 300 -kendi deyimiyle- 'iyi arkadaş' topladı.
Kendisiyle Şubat ayında İstanbul’da bir araya geldiğimizde bana, 'Kadınlar Allah’ın muhteşem sureti,' diye anlatıyor Oktar:
'Dünyadaki en güzel varlıklar. Allah tarafından yaratılmış inanılmaz birer sanat eseri her biri. Tüm hayatları boyunca saygı duyulması, tapınılması, sevilmesi, korunması ve kollanması gereken muazzam varlıklar.'
Tarikatinin en iyi bilinen özelliği ise ‘kedicikler’ dediği, ağır makyajlı, üstlerine yapışan tasarım kıyafetler giyip, kendisiyle televizyon programına çıkan bir grup genç kadın. 'Kediler çok şirin hayvanlar, kedicikler daha da şirin. Allah’ın muazzam suretleri.'
Kadınlara yönelik bu tavrı, uluslararası medyadan Oktar için 'feminist' tarikat veya 'Müslüman seks tarikatı' gibi yorumlar gelmesine yol açtı.
Bu yorumlar, ona karşı açılan davalardan ve tarikat üyelerinin genç kadınları tuzağa düşürüp filme çektiği ve şantaj yaptığı yönünde tanıkların verdiği ifadelerden kaynaklanıyordu.
Oktar ve müritlerine göre yapılan dini etkinlikere katılan 300 'iyi arkadaşı' var. Bir yandan da, televizyon programı, kitapları ve makaleleri sayesinde İslami doktrininin milyonlarca insana ulaştığını ileri sürüyorlar.
Fulya ve Sedat tarikat üyelerinin sayısısnın 200’e yakın olduğunu söylüyor, bunlardan 40-50 tanesi kadın. Tarikat hakkında 2009’da newhumanist.org.uk websitesinde yayınlanan bir araştırma, Oktar’ın 'kedicikleri'nin, 'kızkardeşler' (sadece Oktar’la seks yapan kadınlar), 'cariyeler' (tarikat üyeleriyle paylaştığı) ve misafirler olarak ayrıldığını iddia ediyor. Fulya tarikatin yapısıyla ilgili farklı bir tarif sunuyor:
'Bir soğanın katmanları gibi. Benim gibi kadınlar var. Bize ‘kızkardeşler’ diyorlar. Onun araştırmalarına, yazılarına, websitesini hazırlamasına yardım ediyoruz… Bu kadınlar özellikle çekici olmuyorlar.
Nadiren, eğer güzellerse, televizyona da çıkıyorlar. Ama asıl bir de düzenli olarak televizyon programına çıkan kızlar var. Çok güzeller. Tek yapmaları gereken şey kendilerine bakmak. Ve televizyona çıkıp dans edip, fotoğraf çektirmek.
Onları tanıtım için kullanıyor, ama hiç kimseyle konuşturmuyor. Genellikle biraz aptal oluyorlar. Tehlikede olduklarını anlayabilirler diye dışardan gelen misafirlerle konuşmalarına izin vermiyor.'
'Bir de, bir başka grup var,' diye devam ediyor sözlerine:
'Bu kadınlar para da kazanıyor, ve bu parayı ona veriyorlar. Başka evlerde yaşıyorlar. Belki de ayda iki-üç kez görüyorlar kendisini. Ona bağlılar ama kendi hayatları da var.
Bu kadınları sosyal medyada, tanıtım amaçlı kullanıyor. Bir konuşma yaptığında, odayı doldurmak gerekiyorsa bu kadınlar çağırılıyor.'
Tarikata girmenin kademe kademe olduğunu ekliyor Fulya:
'Bir şeylere inanman için eğitiyorlar, mesela şunu yaparsan Allah’a hizmet edersin, gibi. Bu konuda arkadaşlarınla konuşmanı istiyorlar. Eğer arkadaşın dediklerini kabul etmezse birden aranızda bir boşluk olduğunu hissediyorsun ve gitgide arkadaşlarından uzaklaşıyorsun. Ve tarikattan insanlar sana yakınlık ve güleryüz gösteriyor.'
Oktar, İsrailli bir gazeteciye röportaj veriyor olmaktan çok mutlu. Ama sadece kendi kanalındaki bir canlı yayında yapmak istiyor bunu. Beyin yıkama, devamlı gözetleme, kadınları hapsetme gibi konularla ilgili sorduğum sorulara Oktar, onu suçlayan kişilerle ilgili, 'bizimle belki de 20 yıl beraberlerdi ama sonunda bizden maddi bir çıkar sağlayamayacaklarını anladılar ve bu yalanları söylemeye başladılar. Eğer dedikleri doğruysa niye bizimle 20 yıl kaldılar?' diyor.

Canlı yayın bittikten hemen sonra, hangi eski inananların kendini suçladığını Oktar ya da etrafındakilere söylemeden, basın sözcüsü bana Fulya’nın, Oktar’ı övdüğü program kliplerini gönderdi.
Oktar ayrıca orji yapıldığını veya şantaj videoları çekildiğini de inkar etti: 'Eğer böyle bir şey varsa neden bunları yasal mercilere sunmuyorlar? Bunlar tutarsız ve mantıksız iddialar.'
Ancak Oktar’ın onu suçlayanlara cevabı bu kadarla bitmiyor:
'Bizden para alamayınca İngiliz ‘derin devleti’nin casuslarından para aldılar. Şimdi o casuslar onlara ne derse onu yapıyorlar. Bunu kanıtlayan belgelerimiz var.'
Peki nedir bu İngiliz ‘derin devlet’i? Bizler gibi internet dünyasının karanlık köşelerinde olanlardan bihaber kişiler için Oktar, koca bir kitap çıkarıyor: Derin devlet hakkında yayınladığı, dünyayı gerçekte yöneten gizli ağı analatan serinin ilk cildi. Ardından ikincisini çıkarıyor, üçüncüsü ise yolda…

'İngiltere’de bir derin devlet yapısı var, MI6 de işin içinde. Yaklaşık 300 kişiden oluşuyor. Bu derin devlet şimdi bize karşı bir kampanya başlattı. İngiliz gizli servisinin birçok önemli ismi Türkiye’ye geldi, MI6’in başındaki hanımefendi de geldi. Birçok kişiyle buluşup bizim hakkımızda konuştular.'
Oktar’ın basın sözcüsü programa çıkmış olan bazı İsrailli figürlerin listesini vermekten de büyük memnuniyet duydu. İlk İsrailli konuk 2011 sonbaharında programa çıkan eski başhaham Ashkenazi, bir diğeri de Meir Lau. Haham Lau, programa bir kez çıktığını söylüyor, ama ne kendisinin ne de müritlerinin Oktar’ı araştırmadığını da itiraf etti.
En azından bazı İsrailli politikacıların ve din adamlarının kendisine olan ilgisinin, Oktar’ın bir başka dini görüşü yüzünden olduğunu biliyoruz: Al-Aqsa Camii hakkındaki görüşleri: 'Hıristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar –herkes burada tapınabilir.'
Oktar’ın tarikatının dünyadaki benzerlerinden bir farkı yok aslında: Karizmatik lider genç insanların zayıflıklarından ve yaşadığı kimlik karmaşasından faydalanıyor.
Bir yandan da, Oktar’ın bir tarikat lideri olarak günleri sayılı gözüküyor. Fulya, Erdoğan’la bağlantısı olduğu iddialarının aksine, 2010’da Oktar’ı temize çıkaran tüm hakimlerin hepsinin şimdi hapiste olduğunu söylüyor.
Fethullah Gülen’le ilişkileri olduğu için suçlanıyorlar. Sebep ne olursa olsun; isterse Erdoğan’ın adamlarının Oktar’ı artık kullanışlı bir bağlantı olarak görmemesi, isterse Gülen’le ilişkisi veya isterse Türk yetkililierin hakkında yeterli kanıt toplaması olsun, Oktar’ın üzerindeki baskı artıyor gibi duruyor.
RTÜK kısa süre önce, Oktar’a kestiği cezalar sonucunda uydu yayın ruhsatını iptal etti. Kanalı A9 artık yayından kalktı. Ayrıca Türk yetkililer internetten yayın yapanlara da ruhsat almayı gerektirecek düzenlemeler için bastırıyorlar, -dediğine göre Oktar’ı tamamen susturmak için. Bir de, tarikat üyesi iki kadının babası, tarikat liderini şikayet edip uzaklaştırma kararı çıkarttı.
Beri yandan, Oktar ve ekibi çalışmalarına devam ediyor. İsrailin önde gelen isimlerinin bu 'önemli Türk din adamına' (Haham Lau, Oktar’ın kendisine bu şekilde tanıtıldığını söyledi) yapılan ziyaretleri internette.
Ve bir de Sedat’ın öfkeyle sesi titreyerek söyledikleri var: 'Biz sadece size içerde neler döndüğünü anlatmak istedik. Çünkü maalesef sizin hükümetiniz ve hükümetinizden insanlar bu adama yardım ediyor, hem finansal olarak hem de başka yönlerden. Bu yardımı almaya devam ettiği sürece, gençlere ulaşmaya ve ailelerini mahvetmeye devam edecekler.'
Adnan Oktar (d. 2 Şubat 1956, Ankara), kamuoyunda Adnan Hoca olarak tanınmışherhangi birolası değil Türk kült lideri. Birçok suçtan 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Oktar'ın kurucusu ve lideri olduğu, kendi adıyla anılan ve mehdiyet inancını merkezine alan kült hareketi, 1980'li yıllarda kamuoyunca tanınmaya başladı; zengin aile çocuklarını ebeveynlerinden koparması ve cinsel istismar, şantaj, tehdit gibi suçlar ile gündeme geldi.olmak suretiyledile getirmişoldukça
Adnan Oktar ve birlikteindeki 176 kişi, "suç prosedürek amacıyla örgüt kurma", "çocukların cinsel istismarı" ve "cinsel saldırı" dahil çoğu suç iddiasıyla 11 Temmuz 2018'de gözaltına alındı ve 18 Temmuz 2018'de menfaatildığı mahkemede tutuklandı. Önce Metris Cezaevi'ne konuldu,hakkındainternet sitesibirden fazla ile ilgilişeklinde de ile ilgili daha sonra Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'ne nakledildi.en çok 78'i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davada, mahkeme kararını 11 Ocak 2021'de belirtti ve Oktar'a 24 ayrı suçtan 1075 yıl üç ay hapis cezası verildi.bulunanbirçoktasarlananhata sonucudeğerlendir Daha sonra yöneticisi olduğu örgüt üyelerinin cezaları da eklenince cezası 9 bin 803 yıl 6 ay hapis ve 400 bin lira para cezasına yükseldi.sonuçlanmışifade edildiengel olantahkîkat
Oktar'ın kurduğu kültün cinsel istismar sistemi, kült üyelerinin yargılanmakta olduğu 2019/313 numaralı dosyada bulunan dijital deliller, müşteki-mağdur ve etkin pişman ifadeleri, yöntem takip, dinleme ve ses tapeleri değerlendirilerek çizgi Roman haline getirildi.geldiği zaman
İçindekiler
   1 Biyografi
       1.1 Seyyidlik ve Mehdilik iddiaları
   2 Eleştiriler ve sözdebilim
   3 İddia ve ithamlar
       3.1 Askerlik durumu ve akıl hastalığı konusu
       3.2 Uyuşturucu kullanımı iddiaları
       3.3 Çıkar amaçlı örgüt kurma iddiaları
       3.4 Atatürk karşıtlığı
       3.5 Antisemitizm
       3.6 Kızıl İmamcılar
       3.7 Adnan Oktar Örgütü davası
   4 Açtığı çeşitli davalar
   5 Bibliyografya
       5.1 Ahir zaman, Mehdi ve İsa ile ilgili kitaplar
       5.2 Tarih, politika ve strateji ile ilgili kitaplar
       5.3 Evrim ile ilgili kitaplar
       5.4 Çocuklar için kitaplar
       5.5 Kitap ehli ve peygamberler ile ilgili kitaplar
       5.6 Madde ile ilgili kitaplar
       5.7 Atatürk ile ilgili kitaplar
   6 TV programı
   7 Kaynakça
   8 Dış bağlantılar
       8.1 Taraftar
       8.2 Eleştirel
Adnan Oktar, 2 Şubat 1956 tarihinde Ankara'da doğdu. Asıl adının Adnan Arslanoğulları olduğu öne sürülmektedir.bilhassa Basında yayımlanan, askerliğe elverişli olduğuna dair Genelkurmay Başkanlığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi tarafından verildiği iddia edilen resmî belgelerde ise adı Adnan Oktar olarak görünmektedir.önleme
Babasını ufak yaşta kaybeden Adnan Oktar'ın annesinin adı Mediha, babasının adı Yusuf'tur. Oktar ilk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı; ortaokulu Cebeci'de, liseyi Kurtuluş'ta okudu. Liseden sonra özel bir dershaneye giderek 1979 yılında İstanbul'daki Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimarlık bölümüne girdi. Bir süre sonra okuldan ayrılan Adnan Oktar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe ve Tarih bölümüne girdi. Daha sonra bu okulu da yarım bıraktı.
İstanbul'a yerleştikten sonra İslami tebliğ faaliyetine başlayan Oktar, yıllar içerisinde genişleyen ve nüfuzunu artıran bir cemaat meydana getirdi ve fahri başkanlığını yürüttüğü Bilim Araştırma Vakfı (BAV) tarafından yapılan yayınlarla İslami camiada adını duyurdu. Bir dönem Millî Gazete ve Akit gazetesinde yazılar yayımlattı.öğeleri
Cemaatindeki takipçileri arasında Ahmet ismini de kullanmış olanbilhassa Oktar, onlara biyolojik evrim, masonluk (daha sonra "ateist masonluk"), ateizm, gereçizm, satanizm, komünizm, faşizm ve Siyonizm (daha sonra "ateist Siyonizm") karşıtı görüşlerin savunulduğu kitaplar ve belgeseller hazırlatmış; bunları Harun Yahya ve Cavit Yalçın müstear adlarıyla yayımlatmıştır.konusu ile ilgilibelirttikuramlar Oktar müstear adlarla yayımlanan kitapları kendisinin yazdığını ileri sürmüşse de, gerçekte hiçbir kitap yazmamıştır.konusu ile ilgiligereç Eski takipçilerinden Emre Yaşar Ertüzün, Oktar'ın hiçbir hususta bilgisi olmadığını ve yayımlanan kitapların siyasi bölümlerinin Mustafa Akyol tarafından yazıldığını ileri sürmüştür.gereç
Adnan Oktar grubuna bağlı İnternet siteleri, TV ve değişik yayın araçlarıyla başlıca Mehdilik, Mehdi devri, evrim, yaratılış, ahir zaman ve Kur'an mucizeleri gibi konularda yayın yapmaktaydı. Bu yayınlarda bilhassa Mehdi ve evrim ile ilgili konularda,açıkladı ilgili bilim çevrelerinin araştırmalarının "bilimsel tarafsızlık" ve propagandizmden uzak bir anlayışla yansıtıldığını söylemek olası değildir. Adnan Oktar hoca ya da alim değil cahil ve sıradan bir kişi olduğunu, bu hususları öğrenerek toplumla paylaşmak ve toplumun gündemine getirmek istediğini dile getirmiştir.rastgele
Oktar 2012'de masonluk karşıtı tavrının tam zıttı bir konuma geçerek mason olmak için girişimlerde bulunmuş ve daha sonra 33. derece masonluğa kabul edildiğini A9 TV'de bir törenle duyurmuştur. Bunun için 1 milyon 50 bin euro ödediği iddia edilmiştir. Ancak Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Oktar'ın mason olabilmesinin mümkün olmadığını ve derneğe hiçbir zaman kabul edilmediğini açıklayarak iddiaları yalanlamıştır.sonrasındanedenler
Seyyidlik ve Mehdilik iddiaları
Adnan Oktar Muhammed'in soyundan gelenler anlamında seyyidlerden olduğunu iddia etmektedir.ile ilgili
Adnan Oktar'ın müritlerine, hadislerde sözü edilen kutsal kişi Mehdi olduğunu ima ettiğine ve onları buna inandırdığına dair bazı iddialar bulunmaktadır.hususlarıberaberdirekt olarak
Oktar, bir röportajında Mehdilik iddiasında bulunduğunu reddetmiştir.programı Ancak aynı röportajında "Mehdi'nin Mehdi olduğunu söylemeyeceğini, bir insanın Mehdi olduğunu söylemesi durumunda dinden çıkacağını, Mehdi ile ilgiliki hadislerle 'tam bir ahenk' içinde olduğunu, Mehdi'nin tarifinin kendisine 'tıpatıp uyduğunu', yine de bütün bunların bir tesadüf olabileceğini" belirtmiştir.programı Adnan Oktar Mehdilik iddialarının ve kadınlarla ilişkilerinin sorulduğu tartışma programında Mehdi olmadığını, Mehdilik iddiasında bulunmadığını, buna kanıt şeklinde de âlemci olduğunu, neşeli olduğunu ve dedesi saydığı Muhammed'e benzer biçimde kadınlardan had safhada güzellandığını dile getirmiştir.durumundadair
Adnan Oktar'a göre Mehdilik ile ilgili 200 hadis kendisine tıpatıp uymaktadır.tekrar Ayrıca ona göre Mehdi'nin ismi Adnan,uygulama çıkış yeri de İstanbulifade etti olabilir. Adnan Oktar, cemaate ait bir sitede yayınlanan diğer bir röportajında, Mehdi ve İsa'nın tekrar geldiklerini, şu an "dinsizin, gereçistlerin ve müşriklerin, siyasi veya diğer biçimlerdeki saldırılarından korunmak için gizlendiklerini" ileri sürmüştür.şahsi
Eleştiriler ve sözdebilim
Adnan Oktar'a göre evrim, direkt olarak gereçizm, Nazizm, komünizm ve Budizm'le bağlantılı şeytanî bir öğretidir.son dereceörnek olarak Oktar'ın yayımlattığı kitaplardaki iddiaların birçoğu köktendinci Hristiyan yaratılışçılığı ile benzerlik göstermiştir.güvenilir 2007 yılında, İslami yaratılışçılığı savunan Yaratılış Atlasıdizayn isimli kitabın binlerce kopyasını, Amerikalı bilim insanlarına, Kongre üyelerine ve bilim müzelerine göndertmiştir.sizi
Oktar evrenin 7000 yıl önce, altı günlük bir zaman diliminde yaratılması gibi klasik yaratılışçılık anlayışının bazı öğelerinın yok sayıldığı ya da birtakım değişikliklerle tekrar yorumlanarak topluma sunulduğu yeni bir yaratılışçılık modeli ile öne çıkmaktadır. Bu modelde evrimin reddi en belirgin nedendur. Diğer bir belirleyici neden, evrenin varoluşunu açıklayan model kuramlar arasından Büyük Patlama kuramsinin tek bilimsel gerçek gibi kabul edilmesidir.
Oktar ve ekibinin ABD'de bilim çevrelerinde itibarı olmayan IRC (Institute for Creation Research) tipi yaratılışçılık ve sonrasında tasarlanan "akıllı dizayn" akımları ile bağlantılı olduğu ve referans vermese de onlardan kopya aldığı ifade edilmektedir.olabildiğince
Adnan Oktar'ın diğerlarına yazdırıp Harun Yahya takma ismiyle yayımlattığıkonusu ile ilgili ve bilim çevrelerine ve değişik ülkelere gönderttiği kitaplarda müracaatlan teknikler ve değerlendirmeler akademisyenler tarafından reaksiyon çekmiştir. Hacettepe Üniversitesi Biyoloji bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy, "O atlasın içinde bilim insanlarının veya bilim eğitimi alan insanların ciddiye alacağı hiçbir şey yok. Daha önce diğer yerlerde yayınlanmış fosillerden özenle çekilmiş fotoğraflar var, içindeki metinler oldukça gülünç, herhangi bir bilimsel bilgi aktarmıyorlar." yorumunda bulunmuştur. ODTÜ Biyoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Kence ise "Adnan Oktar'ın ne paleontolojide ne de biyolojide bu konularda söz söylemesine izin veren ne bir diploması ne de bir yetkinliği vardır. İçindeki desteksiz savları hoş görsellerle donatıp her tarafa dağıtmak bana en azından oldukça gülünç geliyor." demiştir.konuda
Richard Dawkins Yaratılış Atlası'nda sergilenen nesnel hata sonucurı ortaya koyarak şu soruyu sormaktadır: "Bu kitabın pahalı ve ışıltılı üretimiyle içeriğin "nefes kesen anlamsızlığı"nı bağdaştırmakta aciz kalıyorum. Acaba gerçekten anlamsızlık mı, yoksa kolay tembellik mi —ya da çoğunlukla Müslüman yaratılışçılar olan hedef kitlenin cehalet ve aptallığının alaycı farkındalığı mı?"müracaattekniğidaha önceden
Türkiye'de Yaratılış Atlası'na birden fazla akademisyen bilim insanının katıldığı bir çalışmanın ürünü olan 450 sayfalık "Harun Yahya Safsatası ve Evrim Gerçeği" adlı bir kitap ile yanıt verilmiştir.tanınmışbirlikte
İddia ve ithamlar
Askerlik durumu ve akıl hastalığı konusu
Oktar askere sevk edilmek istenmiş, 1993 yılında Eskikent Hava Hastanesi'nden aldığı "askerliğe elverişli değildir" raporuyla askerlikten muaf tutulmuştur.adlı Oktar, paranoid şizofreni hastası olduğuna dair yedi farklı hastaneden rapor almıştır.adlı Adnan Oktar Vekili Avukat Kerim Kalkan ise Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin raporunu dayanak göstererek, Adnan Oktar'ın ruh sağlığına dair iddiaların gerçek dışı olduğunu iddia etmiştir.çoğu
Adnan Oktar 18 Ağustos 2000 tarihinde bedelli askerlikten faydalanarak, öngörülen bedeli ödemiş ve askerlikten terhis edilmiştir.çoğu Adnan Oktar çeşitli hakaret davaları açmıştır, bu hakaret davalarına bakan bir hâkimin Oktar'ın cezai ehliyeti olmadığına dair raporu olduğunu hatırlaması üzerine Oktar'ın avukatları hakaret davalarını geri çekmişlerdir.hususta
Uyuşturucu kullanımı iddiaları
Oktar, 1991 yılının Temmuz ayında bu kez Çeşme'de İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Ahlak Masası ekipleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltının
Yılan Gibi Hemşire Hastanın Zehrini Emerek Akıttı
Anne Sikiş Pornoları
Analdan Sikişmenin Cılkını Çıkardılar

Report Page