Türk Adam Genelevde

Türk Adam Genelevde




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Türk Adam Genelevde

Kullanım Koşulları'ni ve Gizlilik Politikası'nı okudum, kabul
ediyorum.


Tarafıma bültenler ve ticari iletiler gönderilmesini istemiyorum.

Sosyal ağ hesaplarıyla giriş yapın.
Şifrenizi sıfırlamak için oturum açarken kullandığınız e-posta adresinizi giriniz!



Sinemada Bu Hafta
Vizyondakiler
Seanslar
Haberler

Fragmanlar

Bana Özel




SİNEMADA BU HAFTA
VİZYONDAKİLER
SEANSLAR

HABERLER

EN İYİ FİLMLER
ZAMANSIZ FİLMLER KUŞAĞI


FRAGMANLAR



Türk sinemasından 10 süzme psikopat karakter



SİNEMADA BU HAFTA
VİZYONDAKİLER
SEANSLAR
HABERLER
FRAGMANLAR
KÜNYE
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM
KULLANIM KOŞULLARI
GİZLİLİK SÖZLEŞMESİ

Copyright © 2017 - Tüm hakları saklıdır. Habertürk Gazetecilik A.Ş.






İstikamet: Düğün



Kayıp Aranıyor



Mile 22



Cesur Savaşçılar



Sorma Neden?



Küçük Bir Rica



Cesur Araba



Kapımdaki Aşk



Karanlıkla Karşı Karşıya



Gece Dünyayı Yuttuğunda



Göç Yolu



İntikam Meleği






‘Forrest Gump’ın Bollywood versiyonu


SİNEMADA BU HAFTA
VİZYONDAKİLER
SEANSLAR
HABERLER
FRAGMANLAR
KÜNYE
FACEBOOK
TWITTER
INSTAGRAM

Copyright © 2017 - Tüm hakları saklıdır. Habertürk Gazetecilik A.Ş.

Psikopat karakterler, genelde suç olgusuna dayalı, ‘şiddet sineması’nın kaçınılmaz tiplemeleridir. Özellikle de günümüzde sayısal açıdan büyük bir tırmanışa geçen şiddet ağırlıklı sinemamızın bu ‘psikopat karakterleri’ni yıllar öncesinde Ahmet Tarık Tekçe ve Erol Taş gibi Yeşilçam’a özgü, klasik ‘kötü adam’ tiplemelerinden kesinlikle ayırmalısınız. ‘Onlar’, bugün giderek öylesine aşılmışlardır ki... Onları, günümüzdeki ‘yeni şiddet sineması’nın son örnekleriyle karşılaştırdığımızda, öylesine masum kalırlar ki... Ve ‘şiddetin dozunun’ zirvelere çıktığı Türk sinemasındaki bu hastalıklı ‘10 Psikopat Karakter’in, İtalyan yazar Enrico Ferri’nin ilginç saptamasıyla, yani ‘Psiko-Antropolojik Cani Tipleri’ olarak tek tek incelenmeleri gerekir. Bizse hızlı bir bakış attık, bu ay vizyona girecek Münferit vesilesiyle...
ÖLÜMÜNE TUTKULU: OSMAN (Kuyu, 1968)
Metin Erksan, gerçekte yaşanmış bir gazete haberini temel alır Kuyu’da.Ve Kuran’daki Nisa Suresi’nin “Kadınlara iyilikle davranın” ayetinden yola çıkar. Ama Hayati Hamzaoğlu’nun canlandırdığı köylü Osmantiplemesi, zorla kaçırdığı Fatma kıza (Nil Göncü), ‘iyilikle davranmaz.’ Fatma, üç kez bir hayvan gibi sürüklenerek kaçırılsa da, istemediği adama zorla karı olma niyetinde değildir. Osman, kara sevda uğruna psikopatlaştıkça, Fatma çaresiz bir kadın olarak aşağılanır. Osman, bir ormanda onu ağaca bağlayarak tecavüz eder. Tek yanlı bu karşılıksız ölümcül tutku, dünya sinemasında benzeri görünmeyen vahşi bir ‘şiddet ödeşmesi’yle Osman’ın sonunu oluşturacaktır.
JİGOLOLUKTAN KADIN CELLATLIĞINA: ARAP (14 Numara, 1985) Sinan Çetin’in İrfan Yalçın imzalı Genelevde Yas adlı romandan uyarladığı 14 Numara, içerdiği ürkütücü dünyasıyla katıksız bir kerhane filmidir sonuçta. Ve de otantik mekanıyla, Zargana (Keriman Ulusoy) gibi yaşı geçmiş mazoşist fahişeleriyle, her türlü pisliğin aktığı sokaklarıyla... Hele, kimi sahnelerde abartılı bir kerhane jigolosu karakteri sergilese de, yerine cuk oturmuş tiplemesiyle öne çıkan bir Hakan Balamir... Filmdeki lakabı Arap’tır Balamir’in. Önce sever görünüp sonra ısıran, yılansı, kalleş kadın celladı Arap karakterinin ‘son kurbanı’dır genelev sermayesi Yaprak (Serpil Çakmaklı). Bu bataktan kurtulup sevdiği gençle evlendiği gün, Arap’ın bıçak darbeleriyle beyaz gelinliği allara boyanır.
SIRADANBİRSAPIK: ZEBERCET (Anayurt Oteli, 1986)
İtalyan sinema eleştirmeni Umberto Rossi, “İzlediğim en iyi Türk filmiydi,” derken, Enis Batur ise, bir edebiyat uyarlaması olan filmin temel karakteri Zebercet için “... zavallı küçük bir sapığa dönüşmüş,” der. Ömer Kavur’un Yusuf Atılgan’dan uyarladığı ve Macit Koper’in oynadığı otel katibi Zebercet, sıradanlığı bir yana, filmdeki karakteriyle ruh hastası bir psikopat gerçekten. Gecikmeli Ankara Treni’yle gelip, konaktan bozma otelde bir gece kalan gizemli bir kadının hayaliyle yaşar Zebercet. Sürekli kendisini sorgular, yargılar. Hayal ve gerçek birbirine karışmıştır yaşamında. Kediyi tavayla vurarak öldürür. Temizlikçi kadının yatağına girip ona tecavüz eder. Cinsel ilişki sırasında onu boğarak öldürür. Ve sonunda kendini asar.
BİR TÖRE PSİKOPATI: MÜRTÜZ (Berlin In Berlin, 1992) Töreler ve namus cinayetleri... Günümüzde bu acımasız ikilemin, en masum insanları bile, o geleneksel baskıyla nasıl tetikçi yaptığını ve nasıl psikopatlaştırdığı sık sık görüyoruz. İşte Sinan Çetin’in Berlin In Berlin’i bu tiplemelerden birini yansıtıyor. Tetikçisi de Cem Özer’in üstlendiği Mürtüz karakteri. Film boyunca belinde ve elinde silah Mürtüz’ün. Ama ağabeyini bir kaza sırasında öldüren Alman mühendisi vurmak için tetiği çekemiyor bir türlü. Ve filmin sonunda, Alman mühendis, ağabeyinin karısı Dilber’le (Hülya Avşar) el ele önünden geçene dek. Bir başka töre nedeniyle infazı gerçekleştiremeyen, buna karşılık film boyunca gergin, agresif ve kendi içinde boğulan ilginç bir psikopat karakteri sergiliyor Cem Özer.
İTHAL MALI PSİKOPAT: DON JONSON (Baye, 1994)
Sinan Çetin’in Bay E’si, magandaların, seks hastası kadınların cirit attığı manyak bir yol filmi. Hele bu tiplemelerin içinde, Terran Greene adlı Kanadalı oyuncunun canlandırdığı psikopat Don Jonson karakteri var ki... Ünlü TV programcısı Bay E’nin, öteki adıyla medya maymunu İsmet Berkan’ın beş yıllık karısı Leyla (Natalie Heroux), tuvaletlerde kadınların dillerini kesip öldüren, kan yalayıcısı, usturalı katil Don Jonson’a kaçar. Tüm sapık cinayetler için suçlanan Bay E (Mehmet Ali Erbil), kadınları soyup çıplak bedenleri üzerinde cigara söndüren ithal malı psikopatla karısı Leyla’nın peşinde koşar durur...
SEKSÜEL BİR MAÇO: MÜHENDİS (Bir kadının anatomisi, 1995)
Yavuz Özkan’ın filmi, iç mimar Sibel’in (Hülya Avşar) üzerine kurulsa da, yaşamına giren üç ayrı erkekle sürüp gider. M. Aslantuğ’un oynadığı mühendis, Sibel’in üçüncü erkeğidir. Mühendis genç kadına bir bavul dolusu mektuplar, şiirler yazarak yaklaşır. Ne var ki, çevresiyle uyum sağlayamayan, kompleksli, saldırgan, sevimsiz bir erkektir. Giderek bir canavara dönüşür. Takıntılarına engel olamayınca Sibel’e saldırır. Camları kırar, kapıları tekmeler. Bu sırada alnına tavayla aldığı darbe onu ancak durdurur. Şiddet, cinsel bir tutkuya dönüşür. Mühendis yine iflah olmaz. Bu kez arabayı kadının üstüne sürer... SANKİ BİR KASIKBAĞI: SALİH (Ağır Roman, 1997) Mustafa Altıoklar’ın, Metin Kaçan’ın aynı ismi taşıyan romanından uyarladığı Ağır Roman, etnik bir grubun yaşam biçimini görüntüler. Her türlü şiddetin kol gezdiği kuşatılmış bir mahalle, acımasız bir dünya. Sustalı çakılarla, bıçaklarla çevreye korku salan acımasız kabadayılar, çeteler... Okan Bayülgen’in canlandırdığı mahallenin bıçkın delikanlısı Salih de kabadayılığa özenir. Rum fahişe Tina’nın (Müjde Ar) mahalleye taşınmasıyla yeniyetme bitirim Salih’in dünyası değişir birden. Kartal bakışlarıyla, yarım porsiyon bedeniyle ve de kasıla kasıla yürüyüşüyle... Tina’nın tutkusu, cigaralığı ve sustalısı, Salih’i öylesine psikopat bir cani yapar ki! Kendi göğsünü sustalısıyla keser. Kanun odur. Ama sonu...
RÖNTGENCİ BİR PSİKOPAT: ÖZGÜR (Kara Kentin Çocukları, 1999) Zar zor sinema salonu bulup, birkaç günlük gösterimden sonra da sessizce kaldırılan bir erotik korku filmi Kara Kentin Çocukları. Orhan Oğuz’un bu talihsiz filminde Mine rolüyle Nilüfer Açıkalın, ödüllü bir erotizm sergilerken, Peker Açıkalın ise röntgenci psikopat Özgür karakterini canlandırır. Karşıdaki balkonlu binada oturan genç, Mine’ye dostlukla yaklaşıp hemen ardından ötekileşir. Yani Özgür, uyuşturucu bağımlısı, cani ruhlu bir sapıktır. Mine’nin sevişme seslerini teybe kaydeder, balkonundan gizli kamerayla görüntüler çeker, sesleri dinler, çektiklerini izler. Bir gece palyaço kıyafeti ve kamerasıyla odasına giren sapık, kıza saldırır. Kamerasıyla kafasına vura vura bayıltıp ona tecavüz eder. Ve birlikte balkondan boşluğa uçarlar.
KONTROLSÜZ ŞİDDETİN ADI: HAMİT (Tramway, 2003)
Üç yıllık bir gecikmeyle vizyona giren Tramvay, İzzeddin Çalışlar’ın bir öyküsünden aktarılmış sinemaya. Olgun Arun’un da yönetmen olarak ilk uzun metraj denemesi. Öyküdeki kent psikopatının adı Hamit. Elbette kontrolden çıkmış şiddetin adı da... Günümüz şiddet toplumunun gençlerinden Hamit, bir gece İstiklal Caddesi’nde bindiği tramvayı ve içindeki yolcuları rehin alır. Fırsat Tanış’ın canlandırdığı Hamit karakteri, dehşet verici görüntüler sergiler. Yaşlı, genç, demeden herkese saldırır. Sevgisizliğin ve dışlanmışlığın kinini kusup manyaklaştıkça ancak tatmin olur. Hamit’vari bir şiddet orgazmıdır bu. Ve sindirilmiş bir toplum içinde kendini kanıtlamanın yolu da kurulu düzene başkaldırmaktır.
GÖNLÜ HOVARDA: SELİM (Barda, 2006)
Yönetmen Serdar Akar’ın deyişiyle, “şiddet her yerde, bu kez barda”... Evet, toplumsal bir bakış açısıyla aynen öyle. Akar, Barda’nın konusunu yaşanmış bir olaydan alıp içine bazı kurmaca öğeler eklemiş. Şiddet, bir geceyarısı bir grup psikopatın, barda eğlenen gençleri rehin almasıyla başlar. Ortalık kan gölüne döner birden. Kafası duvara vurularak, jiletle kesilerek öldürülenler, tecavüze uğrayanlar... Hapçı beş psikopatın reisleri, Nejat İşler’in kahramanlaştırarak oynadığı Manyak Selim tiplemesidir. Şiddet çeşitlemeleri açısından Türk sinema tarihinin dozu en yüksek filmidir Barda. Psikopat Selim de...

> Çocukken Abisi ve Dayısı Tarafından Kandırılarak Geneleve Satılan Meliha Türkgenç'in İnanılmaz Hikayesi

06.07.2021 - 14:51

06.07.2021 - 16:26

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş













© 2022 Onedio. Her hakkı saklıdır |
V-Count
bir Onedio Grup ürünüdür.

Meliha Türkgenç'i Mersin 'de Cimcime Anne olarak tanıyanlar var ama neden bu ismi kullandığını bilmeyen çok kişi var. Çocuk istismarının yıllar önce var olduğunu gösteren bir hayat hikayesi onunki. Genelevlerde çalışan kadınlara tek tek sorsak kim bilir daha ne hikayeler öğreneceğiz. Lanet olsun sana dünya gibi!
”Herkes gibi benim de hayallerim vardı. Bir evim olsun, ondan sonra bir tane çocuğum olsun. Mutlu yuvam olsun. Bazen görüyorum herkesin evi var, barkı var, yuvası var. Yaşlansa da kocası ölse veyahut ayrılsa da evi olduğu için gündüz geziyorlar, evlerine gidiyorlar. Akşam olunca da rahat ediyorlar evde. Ben öyle rahat edemiyorum. Ev var ama ne kadar ki, kendi evim olmayınca yine insan çekiniyor. Görüyordum evlenenleri. Herkesin düğünü oluyordu. Benim düğünüm olmadı. Beni böyle yaptılar. Şimdi düğünü olanları görüyorum ve hep içimden ağlamak geliyor. Ben bazen derdimi anlatıyorum, bazen anlatamıyorum. Çünkü nefes tıkanıyor. Benim fısfıs olmasa yaşayamıyorum. Yamaç eczanesi var. O bana yardım ediyor. Allah razı olsun. İlaçlarımı ondan alıyorum. 3 kere ben hastaneye yattım. 3’ünde de bu Yamaç Eczanesi bana yardım etti. Sizden ricam yetkililere duyurun benim sesimi. Ben 25 seneden beri, 30 seneden beri dünya yüzü görmedim. Perişanlık çekiyorum. Sizden ricam yetkililere benim sesimi duyurun. Başka bir şey istemiyorum. Bana yardım etsinler. Ben ortalıktan kurtulayım. Hiç olmazsa bir de tezgahımın olur. Tezgahımın başında otururum.  Akşam olduğuna giderim evimde yatarım. Kimseye çare bulduramıyorum. Komşular diyorlar ki ‘zamanında neredeydin, zamanında paranı kime yedirdin, nasıl çalıştın zamanında, o çalıştıklarını meydana çıkar.” 71 yaşından sonra rahat edeyim biraz”
Kadının sözlükteki karşılığı, hayatın içindeyken...
Arşivleri karıştırırken ilginç bir röportaja den...
Karanlık mod şimdilik sadece Onedio uygulamasında! Biz bu özelliği geliştirene kadar karanlık modun keyfini uygulamayı kullanarak çıkarabilirsin!



Ebced Testine Göre Evleneceğin Kişinin İsminin İlk Harfini ve Memleketini Söylüyoruz!


Muhteşem Yüzyıl Dizisine Ne Kadar Hakimsin?


Evet/Hayır Testine Göre Ne Kadar Öfkelisin?


Bu Genel Kültür Testinde Sadece Dahiler 25/25 Yapabilecek!


Tarot Falına Göre 14 Ağustos Pazar Günü Senin İçin Nasıl Geçecek?


Yüz Şekline Göre En Çekici Özelliğini Söylüyoruz!


8 Soruda Hangi Diziyi İzlemen Gerektiğine Yardımcı Oluyoruz!


Düğünde Çalan Müziklerin Ritmine Kapılarak Twerk Yapan Damadın Viral Olan Görüntüleri


Savcı Sayan'ın CNN Türk'te Ekrem İmamoğlu Üzerinden Yaptığı Espri Sunucu Fulya Kalfa'yı Bunalttı


Çırılçıplak Bir Şekilde Elinde Palayla Dışarıya Çıkan Adamın GTA'dan Hallice Görüntüleri Viral Oldu!


Metrelerce Uzunluktaki TIR'ı Mükemmel Bir Şekilde Park Şoförün İzlerken Hayran Kalacağınız Anları


Banyoda İşinize Yarayacak "Gerçekten Gerek Var mı?" Diyeceğiniz 18 Ürün


16 - 19 Ağustos BİM Aktüel İndirim Kataloğu


İçinden Genel Kültür Fışkırmasına Rağmen Zorluğuyla Herkesin Harcı Olmayan Nitelikli Kitaplar


İndirim Günleri Başlıyor! 15 - 21 Ağustos Haftasında A101, BİM ve ŞOK Aktüel Ürünler Listesinde Neler Var?

> Genelevde Yaşadıklarını Anlatırken İnanılmaz Hikayeleriyle İnsanın Yüreğini Dağlayan Hayatsız Kadınlar
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş













© 2022 Onedio. Her hakkı saklıdır |
V-Count
bir Onedio Grup ürünüdür.

Kadının sözlükteki karşılığı, hayatın içindeyken aynı değil. Bu kadınların hikayeleri, bizim konforlu yaşamlarımıza çok ama çok uzak. Her biri ayrı bir kitabın konusu belki. Onlar, inanılmaz zorlu bir hayatın özneleri: Genelev kadınları ve seks işçileri...
Röportaj 2016 yılında yapılmış. Hayal'in sözleri insanın içini sızlatıyor:
“16 yıldır bu işi yapıyorum. Ben bu şekilde olsun istemedim. Benim ailem sebep oldu. İnsanların bazı şeyleri seçme şansı yok, benim de ailemi seçme şansım olmadı. Herkes gibi yuva kurmak isterdim. Ben küçük yaştan beri bu işi yapıyorum. İnsanların tahmin edemeyeceği kadar küçük yaştan beri bu işteyim. Aile, bu konuda önemli bir faktör. Gençlerde görüyorum. Uyuşturucu , özenti var. Üniversitede dahi bu işin yapıldığını biliyorum. Aileler, lütfen çocuklarınızı kontrol edin. Anne ve baba olarak mücadele edin. Benim gibi binlerce insan var. Bizler de insanız. Beni de bir anne dünyaya getirdi. Ona biraz da sahip çıkmak, destek olmak gerekiyor. Ben de anneyim, benim de çocuklarım var. 18 yaşında oğlum, 17 yaşında kızım var. Onların yanında olma lüksüm olmadı. Sadece onlara para vererek annelik olmuyor. Kadınlar Günü annelik ise ben de anneyim ama yaşayamıyorum.”
'1986 yılında, 16 yaşında iken, adam zengin diye biriyle evlendirdiler imam nikahıyla, bir ay sonra ayrıldık ve eve geri döndüm, 1994’de evlenmem için ailemden baskılar artmaya başladı, resmi nikahla bir garsonla evlendirdiler. Kocamdan baskılar gelmeye başladı, “herkes araba alıyor, bizim de olsun” diye... ve Ankara ’ya götürerek randevu evine eliyle yerleştirdi kocam, 1995'de geneleve giriş yaptım, oradan Diyarbakır genelevi, Çorum ’a geçtim, beş senedir Mersin 'deyim…'
Kaynak: Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Neriman Açıkalın araştırması
'On yedi yaşındaydım... Kayınbabam tecavüz etti… Ben tecavüze uğradığımda hamileydim, altı aylık falan… Benim babamın halasının oğlu var, beni emniyet onlara teslim etti. O çocuk dedi, “ben bakarım, bizde kalsın”, neyse gittik, tekrar beni kayınbabama bir televizyon karşılığında verdiler. Yine gittim bunlara, bu sefer benim babamın halasının oğlu kayınbabamlardayken geldi, “gel seni biraz gezdireyim, götüreyim seni bir arkadaşıma bırakacağım, bu ortamlardan uzak dur, biraz kafanı dinle”. Götürdü ve beni randevu evine sattı...”
Kaynak: Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Neriman Açıkalın araştırması
' Ben şahsen kendimi hayvan gibi hissediyorum. Kışın geliyorlar o demirli pencerelerin arasından bakıyorlar. İşte, “orasını açsa da görsek, burasını açsa da görsek”, işte ”aç, aç, aç ne olacak”. Zaten insanı bunlar rahatsız ediyor, psikolojisini bozmaya da yetiyor. Bunları görmek lazım, bir gece gelip böyle görmek lazım... Yeri geliyor, evli kadın kocasına tahammül edemiyor, yeri geliyor biz burada ay haliyle çalışmak zorunda kalıyoruz. İlaçla ay hali görmemiz engelleniyor fakat bunun doktorlar da önüne geçemedi, ahlak da önüne geçemedi. Bir ara ahlakın kulağına gitti haplar yasaklandı, ama ahlak da artık başa çıkamadı... Can güvenliğimiz yok, adamın biri sarhoş, psikopat geliyor, içeride seni dövse, çok oluyor kızların dövüldüğü ettiği. Hakaret yemesi, dayak yemesi çok oluyor. Sen dayak yedikten sonra müdahale edilse ne olur, edilmese ne olur, tokadı yedikten sonra...'
Kaynak: Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Neriman Açıkalın araştırması
'Hiçbir kadının bu hayatı tercih edeceğini sanmıyorum. Hayat kadınlığı, tercih edilecek bir hayat değildir. Benim hikayem cahillikle başladı. Aslen Sinopluyum. Sevdiğim bir adamın sözlerine kanıp, ailemi ve her şeyimi geride bırakarak buraya, İstanbul ’a geldim. Ancak daha sonra, sevdiğim adamın bana olan tavırları ve yaklaşımları değişti. Bir gece, arkadaşlarını eve konuk ettiğinde aldığı uyuşturucu ve alkolün etkisi ile beni arkadaşlarına satmak istedi. İşte o an benim hayatımın dönüm noktasıydı. O gece oradan kaçıp kendi başıma yaşamanın zorluğunu öğrendim. Hayatta kalabilmek için büyük şehirlerin senden istediklerine göz yummak zorunda kalıyorsun. Hele ki cahil ve biraz da alımlı bir kadınsan. Hiçbir kadın hayat kadınlığını tercih etmez.'
Henüz 18 yaşındayken okulu bırakmış, aşık olup evlenmiş ancak bu evlilik 40 gün sürmüş. Çünkü kocası altınlarla birlikte kaçmış, üstelik başka bir kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıkmış. Yalnız kaldıktan sonra sığınma evinde kalmaya başlamış ancak eski kocasının 'barışalım' teklifiyle, annesinden ayrılan babasının yanına geçmiş. Babası ve kocasının planıyla da birahaneye satılmış. Birahanede tanıştığı bir müşteri ona yakınlık göstermiş ve bu hayattan kurtarma sözü vermiş. İnandığı o adam önce kendisi, sonra da dört arkadaşıyla tecavüz etmiş Melis'e 12 gün boyunca. Buradan kaçıp kendisine işkence yapanlara dava açmış fakat bu kez de hamile olduğunu öğrenmiş. Mel
Rus Sex Liseli Kolejli Porno Film
+18 Fantezi
Ben Ten Anime Sex Filmi Izle

Report Page