Sert Ve Bartarak

Sert Ve Bartarak




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Sert Ve Bartarak
Bu makalede İsrail
devletinin kuruluş felsefesinde yer alan; “seküler”, “sosyalist Siyonizm
değerlerine bağlı”, “çoğulcu ve çok kültürlü”, “barışcıl”, “demokratik bir
cumhuriyet” kimliğinin nasıl olup ta “Yahudi Devleti”, “dindar Siyonizm değerlerine
bağlı”, “muhafazakar”, “tek millet ve tek kültür”, “bölgesel güç”, “nükleer
güç”, “güvenlikçi”, “savaşçı”, “tavizsiz” bir devlet haline dönüştüğü konu edilmektedir.
Nicholas Onuf tarafından ortaya atılan ve Alexander Wendt tarafından
geliştirilerek mevcut haline getirilen inşacılık (constructivism) anlayışının
yapı ve aktör arasındaki birbirini yeniden inşa etme prensibinden yola
çıkılarak, İsrail devleti ve toplumunun kuruluşundan günümüze “norm”, “kültür”
ve “kimlik” bağlamında nasıl dönüştüğü bütünsel (holistic) sosyal inşacı yaklaşımla açıklanmaya
çalışılmaktadır.
Content may be subject to copyright.
Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi
Bu makalede İsrail devletinin kuruluş felsefesinde yer alan; “seküler”,
“sosyalist Siyonizm değerlerine bağlı”, “çoğulcu ve çok kültürlü”, “barış -
cıl”, “demokratik bir cumhuriyet” kimliğinin nasıl olup ta “Yahudi Devle -
ti”, “dindar Siyonizm değerlerine bağlı”, “muhafazakar”, “tek millet ve tek
kültür”, “bölgesel güç”, “nükleer güç”, “güvenlikçi”, “savaşçı”, “tavizsiz”
bir devlet haline dönüştüğü konu edilmektedir. Nicholas Onuf tarafından
ortaya atılan ve Alexander Wendt tarafından geliştirilerek mevcut haline
getirilen inşacılık (constructivism) anlayışının yapı ve aktör arasındaki bir -
birini yeniden inşa etme prensibinden yola çıkılarak, İsrail devleti ve toplu -
munun kuruluşundan günümüze “norm”, “kültür” ve “kimlik” bağlamında
nasıl dönüştüğü bütünsel (holistic) sosyal inşacı yaklaşımla açıklanmaya
Anahtar Kelimeler: Sosyalist Siyonizm, Kurucu Felsefe, İnşacılık, Ya -
pı-Aktör İlişkisi, Bütünsel Y aklaşım
Dr. öğrensici, Ortadoğu Enstitüsü, haydaroruc@hotmail.com
Turkish Journal of Middle Eastern Studies
Constructivist T ransformation in the
In this article, it is explored how the transformation in the founder philosophy
of the State of Israel, from an identity comprising “secularism”, “socialist
Zionist values”, “pluralism and multiculturalism”, “peace”, “democratic
republic”, to a state that is “Jewish “, “keen on religious Zionist values”,
“conservative” “homogenized culturally and nationally”, “a regional
power”, “a nuclear power”, “secure”, “belligerent”, “a nonconciliatory”.
Through the concept of constructivism and the principle of reconstruction
of the structure and the actor in the context which was acknowledged by
Nicholas Onuf and developed by Alexander W endt into present form, this
study endeavours indicating the metamorphosis of the state of Israel and
the society . Since the inception to present-day in terms of “norm”, “culture”
and “identity” with the holistic social constructivist approach.
Keywords: Socialist Zionism, Founder Philosophy, Constructivism,
Structure-Actor Relation, Holistic Approach
PhD Student, Middle East Instıtute, haydaroruc@hotmail.com
İsrail Devletinin kurucu felsefesi olan Siyonizm, esin kaynağı olan Av -
rupa’daki dönemin yaygın düşüncesi olması hasebiyle sosyalizmin etkisi
altında kalmıştır. Devletin kurucu aktörlerinin pek çoğu temelde genel Y a -
hudilik eğitimi almış olan kişiler olsa da dönemin şartları gereği funda -
mentalist eğilimlerden uzak durulmuştur. Bu aktörler, Siyonist hareketin
başlangıcı sayılan 1897 I. Siyonist Kongresinden İsrail devletinin kuruldu -
ğu tarih olan 1948 yılına kadar geçen sürede içinde, 1917 Balfour Dekla -
rasyonu ile Filistin topraklarında bir İsrail devletinin kurulmasını destekle -
yeceğini açıklayan İngiltere’nin de yönetici elitlerine hakim olan sosyalist
görüşe paralel tutum takınmışlardır.
Devletin kurulmasından 1977 yılında Likud Partisinin ilk kez iktidara gel -
diği tarihe kadar geçen süre içerisinde sol eğilimli İşçi Partisinin uygula -
mış olduğu politikalar kabul görmüş ve halk tarafından da desteklenmiştir.
1967 yılındaki savaştan sonra Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün
işgal edilmesiyle Filistinlilere yönelik daha sert politikalar uygulanmaya
başlansa da genel bir tercih değişikliğinden bahsetmek için henüz erkendir .
Özellikle, 1979 Camp David Anlaşması, 1993 Oslo Görüşmeleri ve 1994
Ürdün Barış Anlaşması bu iklimin doğal sonuçlarıdır. Ancak, 1995 yılında
dönemin İşçi Partili başbakanı Rabin’in aşırı dinci bir Y ahudi tarafından
öldürülmesi İsrail siyasetindeki değişimin başlangıcı sayılır . 1996 genel se -
çimlerinde Likud’un iktidara gelerek daha radikal politikalar izlemesi bu
Bu tarihten sonra İsrail siyasetince tedricen sağa kayma başlamış ve gelinen
noktada sol tandanslı partilerin ülke siyasetindeki ağırlığı azalmıştır. Aksi -
ne, kendisini merkezde tanımlayan Likud Partisinin başını çektiği koalis -
yonlarda aşırı dinci partiler koalisyon ortağı olarak değişmez aktörler ola -
rak ortaya çıkmıştır. Aslında, İsrail siyasetindeki bu partilerin tek başlarına
veya ittifaklarla iktidar olmaları mümkün değil iken bugün koalisyonlarda
ülkenin eğitim, adalet, güvenlik ve dış politikalarına yön veren ortaklar ola -
Bu çalışmada, İsrail toplumunun 1980’lerden itibaren başlayan dönüşüm
süreci, Sosyal İnşacılık Yaklaşımı temelinde incelenerek, toplumun; iç ge -
lişmeler ve bölgesel/ konjonktürel değişimlerden hareketle başta kimlik
olmak üzere din, kültür , güvenlik gibi temel unsurları ön planda tutarak
yeniden inşası konu yapılmaktadır. İlk bölümde, sosyal inşacılık yaklaşı -
Sekülerlikten Radikalleşmeye: İsrail’in Kurucu Felsefesinde Konstrüktivist Dönüşüm
mının temel varsayımlardan kısaca bahsedilerek teorik perspektif çizilecek
olup ikinci bölümde, devletin kurucu felsefesi olan sosyalist görüşün oluş -
ma şartları ve kendisini nasıl tarif ettiği tartışılacaktır. Üçüncü bölümde,
yaşanan dönüşüm; önce iç gelişmeleri içermesi nedeniyle birim düzeyinde,
ardından bölgesel ve konjonktürel gelişmeleri içermesi nedeniyle de bütün -
sel sosyal inşacı yaklaşım ile anlatılmaya çalışılacaktır . Son bölümde ise,
İsrail’in mevcut toplumsal yapısı ve toplumun kendini yeniden ifade etme
şekilleri üzerinden gelinen nokta sistemik sosyal inşacı yaklaşım ile ifade
2. Değişimin T eorik Çerçevesi: Sosyal İnşacılık Y aklaşımı
1980’li yılların sonlarından itibaren uluslararası ilişkiler literatürüne girme -
ye başlayan inşacılık, uluslararası ilişkileri anlama konusunda yeni bir çer -
çeve önermeye başlamış ve günümüze kadar gelen tartışmaların seyrinde
bir hayli etkili olmuştur. Ancak, tek bir inşacılık türünden bahsetmek müm -
kün değildir. Disiplinin metinleri incelendiğinde, birçok inşacı yaklaşımın
ortaya çıktığı söylenebilir . Uluslararası ilişkiler disiplininde, Alexander
W endt tarafından geliştirilen sosyal inşacılık (social constructivism ) kav -
ramının literatüre girmesi ve mevcut kuramsal açıklamalara bir alternatif
olması, 1990’lı yıllarla birlikte başlamıştır . Ancak, sosyal inşacılık yaklaşı -
mının kuramsal altyapısının oluşması, W endt’ten önceki dönemlerde oluş -
turulmaya başlanmış ve son olarak Nicholas Onuf tarafından uluslararası
ilişkiler disiplinine uyarlanmıştır. 1 Bu bağlamda, sosyal inşacılık yaklaşımı
için bir süreklilik ve değişim içinde devam eden inşacı kuramsal yaklaşım -
ların uluslararası ilişkiler disiplininde ortaya çıkan son hâli denilebilir.
Uluslararası ilişkilerde ilk kez “inşacılık” kavramını kullanan Nicholas
Onuf, inşacı düşüncenin esin kaynağı olarak Anthony Giddens’ın “yapı -
landırma kuramını” 2 (structuration theory) kabul etmektedir. Bu kavram
pozitivist sosyal bilimler ile modernite eleştirileri arasında bir “orta yol”
bulma arayışının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 3 Kendisini üçüncü yol
1 Nicholas Onuf, World of Our Making : Rules and Rule in Social Theory and International
Relations , Columbia: University of South Carolina Press, 1989, Davut Ateş, “Uluslararası
İlişkilerde Konstrüktivizm: Ortayol Yaklaşımının Epistemolojik Çerçevesi”, Sosyal
Bilimler Dergisi , Cilt:X, Sayı:1, Haziran 2008, s. 215
2 Anthony Giddens, The Constitution of Society:Outline of the Theory of Structuration ,
Berkeley: University of California Press, 1984, s. 162
3 Richard Pierce ve Christian Reus-Smit, “Critical International Theory and
olarak tanımlayan inşacılık, ontolojiyi öne çıkararak tartışmaya dâhil ol -
muştur. Kaynağını “yapılandırma” kuramından alarak uluslararası ilişkile -
re yönelik bir açıklama yapmış, aktör ile yapı arasında hangisinin diğerini
ürettiği veya belirlediği konusunda bir tercih yapmanın zorunlu olmadı -
ğını vurgulamıştır. 4 Çünkü, Onuf ’a göre uluslararası ilişkiler dâhil her tür
sosyal ilişki her zaman için aktörlerin ve bu aktörlerin içinde yaşadıkları
dünyanın (yapının) birbirini karşılıklı olarak inşa ettiği bir süreçtir . 5 Bu ne -
denle, inşacılığı genel olarak sosyal bilimlerde 1980’li yıllardan itibaren
ağırlık kazanan “yapılandırmacılığın” uluslararası ilişkilerdeki izdüşümü
olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır. İnşacı düşünce geleneğinin en
can alıcı vurgusu olarak görülen devletlerin sosyal bir varlık, uluslararası
ilişkilerin de sosyal bir alan olduğu vurgusu, sürekli olarak uluslararası ku -
ralların, normların, kurumların, düşünsel unsurların ve bilişsel faktörlerin
Uluslararası ilişkiler disiplininde inşacılık yaklaşımının “Sosyal İnşacılık”
şeklinde literatüre girmesi ise, Alexander Wendt’in çalışmaları ile birlikte
olmuştur. 7 W endt’in yaklaşımının bu haliyle uluslararası ilişkilere yönelik
alternatif bir kuramsal açıklama sunmasını da, Onuf’un inşacılığının geçir -
diği epistemolojik dönüşüm ile açıklamak mümkündür. Onuf’un bu alanda -
ki eserlerinden yola çıkarak onun inşacılığında üç temel kabulün bulunduğu
söylenebilir. Bunlardan ilki, “toplum ve bireyin sürekli biçimde birbirlerini
oluşturduğudur” ki burada anlatılmak istenen, birey ya da toplumun verili
kavramlar olmadığı, bunun yerine karşılıklı etkileşimlerle bir yapıya ka -
vuştuklarıdır. İkincisi, “dil ve onun türevlerinin (kurallar, kurumlar, politi -
kalar vs.) toplumsal inşa sürecinde birer araç olduğudur”. Çünkü insanlar
isteklerini dille ifade edip amaca dönüştürür ve amaçları doğrultusundaki
hareketlerini de dille destekler . Üçüncüsü ise, “maddi varlıkların ancak ku -
Constructivism”, European Journal of International Relations”, Cilt:4, Sayı:3, 1998
6 Mustafa Küçük, “Uluslararası İlişkilerde ‘Konstrüktivist Dönüşü’ Anlamak”, Ege
Akademik Bakış, Cilt:9, Sayı:2, 2009, s. 776
7 Wendt’in çalışmalarından başlıcaları;“Anarchy is What States Make of It: The Social
Construction of Power Politics (1992)”, “Bridging the Theory/Meta-theory Gap in
International Relations (1991)”, “Collective Identity Dormation and The International
State (1994), “Constructing International Politics (1995)”, “Social Theory of
International Relations (1999)”, “Driving with the Rearview Mirror: On the Rational
Science of Institutional Design (2001)”, “The State as Person in İnternational Theory
Sekülerlikten Radikalleşmeye: İsrail’in Kurucu Felsefesinde Konstrüktivist Dönüşüm
rallar sayesinde bir kaynak haline dönüştüğüdür”. 8
Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte inşacı kuramcılarca epistemoloji
tartışması terk edilmeye başlamış, “aktör ve yapı ortak inşası” gibi kavram -
lar sadece soyut düzeyde bırakılarak inşacı yaklaşımların hızla çeşitlenme -
ye başladığı bir dönem yaşanmıştır. Bu süreçte, Wendt’in çalışmaları in -
şacılıkta baskın konuma gelmeye başlamış ve inşacılığın disiplinin anayol
kuramlarıyla iç içe geçtiği bir süreç olarak algılanmıştır. Bu sürecin yaşan -
masında etkili olan önemli gelişmeler olarak özellikle 1990 sonrası dönem -
de uluslararası ilişkilerde patlak veren etnik çatışmalar, kimlik ve kültür
gibi konuları öncelikli hale getirmiş; ayrıca gücü azalan Marksist kuram -
cıların gözünde de inşacılığın uluslararası ilişkilerin anlaşılmasında daha
cazip hâle gelmesi ile de inşacı yaklaşım hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.
Buna paralel olarak epistemolojide de keskin bir kayma yaşanmıştır . 9 Ulus -
lararası ilişkilerin sosyal inşa sonucu meydana geldiğini ve bunun ampirik
yöntemlerle belirlenebileceğini, bununla birlikte sosyal inşa süreci devam
ettiğinden bugün var olan uluslararası ilişkilerin her zaman değişime açık
olduğunu göstermeye çalışmıştır . Böylece W endt, pozitivist epistemoloji -
nin sosyal ontoloji ile birlikte kullanılarak uluslararası gerçekliğin daha iyi
anlaşılabileceğini öne sürmüştür . 10 Bu bağlamda, ampirik tartışmalara konu
edilen temel başlıklar; konjektürel gelişmelere de bağlı olarak “düşünceler,
kurallar, normlar , kurumlar ve kimlikler” şeklinde ortaya çıkmıştır.
W endt, “uluslararası ilişkilere dair güvenilir bilgi elde etmek için ampirik
kanıtlama kullanılmalıdır. Neticesinde devletlerin ve onların oluşturduğu
yapıların birer nesnel gerçeklik olmaları ve özne-nesne ayrılığına dayalı
olguların bilimsel yöntemlerle incelenmesi gerektiği açıktır” 11 açıklamasını
yaparken, yaklaşımını iki temel kabul üzerine kurmaktadır . Birincisi, beşeri
yapıların maddi güçlerden ziyade ortak düşüncelerle belirlendiğidir. İkinci
olarak da aktörlerin kimliklerinin ve çıkarlarının doğa tarafından verilme -
miş olduğu, ortak düşünce sırasında inşa edildiğidir . 12 Bu inşa sürecinin
9 Nicholas Onuf, “W orld of Our Making: The Strange Career of Constructivism in
International Relations”, Donald J. Puchala (Der .), Visions of International Relations ,
Columbia: University of South Carolina Press, 2002, s. 130
10 Wendt, Social Theory of International Relations , Cambridge University Press, 1999, s.
gerçekleşmesi için ise en önemli yöntem tanımadır çünkü diğer aktörler
tarafından kabul edilmeyen bir kimlik tek başına anlam ifade etmemektedir.
Böylece inşacılığın en önemli kavramlarından olan “kimliğin” sosyal bir
W endt tarafından kur gulanmaya çalışılan inşacılığın pozitivist epistemo -
lojiyle ilgisi daha çok yöntem üzerinden kurulmaktadır . 14 Böylece, inşacı
girişimlerin ilk dönemine hakim olan dil, iletişim, kural, norm gibi konular
ağırlığını kaybetmeye başlamış; ampirik yöntemlerin uygulanabileceği dış
politika, uluslararası örgütler, ittifaklar, kimlikler, çıkarlar ve etnisite gibi
konular belli başlı çalışma alanları olarak öne çıkmıştır.
3. Sosyal İnşacılıkta Aktör -Yapı Etkileşimi
İnşacı görüşe göre aktörlerin eylemleri norm, kültür, kimlik ve diğer değer
esaslı faktörler tarafından yönlendirilmektedir. Bu nedenle inşacı yaklaşı -
ma göre aktörler, kararlarını öznel faktörler, tarihsel-kültürel tecrübeler ve
kurumsal bağlılık temeline dayanan norm ve kurallar ile kimlikleri bağla -
mında almaktadırlar. 15 Analiz düzeyi olarak, özneler arası analiz düzeyine
vurgu yapan sosyal inşacılık yaklaşımı, norm, kültür ve kimlik gibi sosyo -
lojik kavramları da bu analiz düzeyinde birimler olarak kullanmaktadır . Bu
Norm, belirli kimlik taşıyan bir aktörden kolektif şekilde beklenen davranı -
şı tanımlayan kavramdır . Normların ilgili aktörün kimliğini tanımladığı ve/
veya oluşturduğu, onun davranışlarını düzenlediği veya herhangi bir davra -
nışı ona emrettiği veya yasakladığı kabul edilmektedir. 16
13 Nuri Y urdusev, “Avrupa Kimliğinin Oluşumu ve Türk Kimliği”, Atilla Eralp (Der.),
Türkiye ve Avrupa: Batılılaşma, Kalkınma, Demokrasi, Ankara: İmge Kitabevi, 1997, s.
14 Ateş, “Uluslararası İlişkilerde Konstrüktivizm: Ortayol Y aklaşımının Epistemolojik
Çerçevesi”, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:X, Sayı:1, Haziran 2008,s. 228-229
15 Henning Boekle,V olker Rittberger ve Wolfgang Wagner , “Norms and Foreign Policy:
Constructivist Foreign Policy Theory”, German Foreign Policy Since UnicationTheories
and Case Studies, Volker Ritteberger (ed.), Manchester University Press, 2001, s.105-
16 Ronald L. Jepperson, Alexander W endt ve Peter J. Katzenstein, “Norms, Identity ,
and Culture in National Security”, Katzenstein J. Peter (ed.), The Culture of National
Security: Norms, and Identity in World Politics, Columbia University Pres, New Y ork,
Sekülerlikten Radikalleşmeye: İsrail’in Kurucu Felsefesinde Konstrüktivist Dönüşüm
Kültür, bir ulus devlet otoritesinin veya kimliğinin gelenek ve hukukla dü -
zenlenmiş kolektif model belirteci olarak ele alınmaktadır. İlgili aktöre de -
ğerlendirme ve algılama standartları sağladığı ileri sürülmektedir. 17
Kimlik ise dar anlamıyla, bir devletin veya ulusun tarihsel ve bir siyasal
süreç içerisinde oluşan inşa etiketi olarak ele alınmaktadır . Bireyselcilik ve
farklılığın imgelerine işaret ettiği belirtilmektedir. Buna göre kimlik, “öte -
kilerle” ilişkiler sonucunda tasarlanmakta ve biçimlendirilmekte, zamanla
yeniden tanımlanmaktadır. 18 İnşacı yaklaşıma göre, kimlik bir devletin dış
politikasında en önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır . İç ve dış siyasetin
etkileri sonucu özneler arası bir düzeyde oluşan devlet kimliği, o devletin
çıkarlarını tanımlamaktadır ve bu çıkarlar devletlerin dış politika eğilimle -
rinin belirlenmesini de sağlamaktadır.
Devletlerin kimlikleri öncelikle ulusal düzeyde mevcut sosyo-kültürel de -
ğer yargılarına ve siyasal rejim kriterlerine göre oluşmakta ve daha sonra
uluslararası düzeyde dış politika perspektinden girdiği karşılıklı etkile -
şimlerle kimliğine yeni belirleyici unsurlar katmaktadır. Böylelikle, her iki
düzeye ilişkin unsurlar karşılıklı olarak birbirlerini destekleyerek dış politi -
kada devlet çıkarlarının biçimlendirilmesinde belirleyici rol oynamaktadır.
Ana akım kurumlarından farklı olarak dış politikaya bakış açısında kimliğe
ve kimliğin inşa sürecine vurgu yapan sosyal inşacılık yaklaşımı, norm ve
kültür kavramlarıyla birlikte sosyal kavramların belirleyici etkisini ortaya
koymaktadır. W endt, uluslararası ilişkilerin sosyal doğası açısından olduk -
ça önemli olan, ama disiplinin hâkim teorilerince büyük oranda göz ardı
edilen kimlik, kültür, söylem gibi bir çok faktörün uluslararası ilişkilerde
analize dâhil edilmesi ile insan bilinci ve onun uluslararası hayattaki rolü -
nün vurgulanmasının uluslararası ilişkilere konu edilen başlıkların daha iyi
anlaşılabilmesi sayesinde mümkün olduğunu iddia etmiştir. 19
İnşacı anlayışta yapı, hakim teorilerin aksine sabit ve değişmez bir şey ola -
rak görülmemekte; değişim, şarta bağlı olarak mümkün olmaktadır . Wen -
dt, yapının yalnızca maddi kapasitelerden oluştuğu iddiasını da eleştirerek,
sosyal ilişkileri de yapının bir parçası olarak sunmaktadır. Ona göre yapı,

Sehmalle Sex
Zorla Ve Sert Sikişler
En Yeni Turkce Sex Izle

Report Page