Sekreteri Mahvediyor

Sekreteri Mahvediyor




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Sekreteri Mahvediyor
DOLAR: 17,28 EURO: 17,55 ALTIN: 967,49 BIST: 2,425
Ana Sayfa › Dünya › “Fosil yakıtlara olan bağımlılığımız insanlığı uçurumun kenarına itiyor”
Araç sahipleri dikkat! Motorine indirim geldi
Cumhurbaşkanı kararları Resmi Gazete’de
Fuhuş operasyonunda yakalanan 14 şüpheli serbest bırakıldı
12 ilde resmen başladı! EGM duyurdu
Bakan Bilgin’den zamlı memur maaşlarıyla ilgili paylaşım
İki kişi “Marburg humması”ndan hayatını kaybetti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
Sosyal medya hesaplarımızı keşfedin
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) yaptığı konuşmada, “Fosil yakıtlara olan bağımlılığımız insanlığı uçurumun kenarına itiyor” ifadelerini kullanarak, “Kendi mezarımızı kazıyoruz” dedi.
İskoçya ‘nın Glasgow kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı ’na (atılan dünya liderleri, küresel bir tehdit olan iklim değişikliği krizini görüşmeye devam ediyor.
COP26 ’da konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, COP26 katılımcılarını iklim değişikliği karşısında “insanlığı kurtarmaya” çağırarak, “Sirenler çalıyor. Gezegenimiz bizimle konuşuyor ve bize bir şeyler söylüyor. İklim eylemi, ülkeler, yaş ve cinsiyet ayırmaksızın insanların endişeleri listesinin başında geliyor. Bu ve gelecek nesiller adına size sesleniyorum, geleceğimizi korumayı ve insanlığı kurtarmayı seçin” ifadelerini kullandı.
Özellikle yükselen deniz seviyelerinin tehdidi altındaki ada devletleri için COP26’nın başarısız olmasının “ölüm emri” anlamına geleceğini belirten Guterres, “Fosil yakıtlara olan bağımlılığımız insanlığı uçurumun kenarına itiyor. Kesin bir seçimle karşı karşıyayız, ya onu durdururuz ya da o bizi durdurur. Yeter demenin zamanı geldi” dedi.
Guterres, “ Biyoçeşitliliği vahşileştirmeye yeter. Karbonla kendimizi öldürmeye yeter. Doğaya tuvalet gibi davranmak yeter. Kendi yolumuzu yakmaya, delmeye ve kazmaya yeter. Kendi mezarımızı kazıyoruz ” ifadelerini kullandı.
“İklim değişikliği, dünyayı mahvediyor”
ABD Başkanı Joe Biden da zirveye katılan liderleri, iklim değişikliği ile ilgili sert adımlar atmak için kısıtlı bir zaman olduğu konusunda uyararak, “Açıkça söylemek gerekirse, tarihin gözlerinin üzerimizde olduğu ve önümüzde derin soruların olduğu bir zamanda toplandık. Konu basit. Harekete geçecek miyiz ve gerekeni yapacak mıyız? Önümüzdeki büyük fırsatı kullanacak mıyız, ya da gelecek nesilleri acı çekmeye mahkum mu edeceğiz?” sorularını yöneltti.
Glasgow’da yapılan zirvenin, gelecek için daha azimle savaşma konusunda bir ilerlemeye yol açmasını umduğunu vurgulayan Biden, “İklim değişikliği, dünyayı mahvediyor ve insanların yaşamını tehlikeye atıyor. Ülkelere trilyonlarca dolara mal oluyor” ifadesini kullandı.
Biden, iklim değişikliği nedeniyle rekor seviyelerdeki sıcaklık ve kuraklığın orman yangınlarını tetiklediğini, son yılların en büyük fırtınalarının yaşandığını ve bunların hepsinin ABD’yi etkilediğini belirterek, “Şu anda dünya tarihinde bir dönüm noktasındayız. Kendimize yatırım yapma ve adil temiz enerjili bir gelecek inşa etme, bu süreçte de dünyada milyonlarca iyi maaşlı iş olanağı açma imkanımız var” diye konuştu.
Macron’dan “karbon emisyonunun azaltılmasında hedefleri yükseltin” çağrısı
COP26’da konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, koordinasyon içinde birlikte hareket etmedikçe iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası zorlukların üstesinden gelinemeyeceğini vurguladı. Tüm gelişmiş ekonomilerin gelişmekte olan ülkelere iklim değişikli konusunda yardım etmesi gerektiğini söyleyen Macron, “Pandemi sürecinde bunu hepimiz yaşadık, bu uluslararası zorlukların üstesinden ancak koordineli olursak gelebiliriz. İklim krizinin ilk sonuçlarını en yoksul ülkeler yaşıyor. Tüm gelişmiş ekonomiler payına düşeni vermeli, en zengin ülkelerin bu yardımı hızlandırması için tüm imkanları bulmalıyız” dedi.
Zirve sona ermeden önce en çok karbon emisyonu yayan ülkeleri hedeflerini yükseltmeye çağıran Macron, “Bizim görevimiz taahhütleri uygulamaktır. Önümüzdeki 15 gün için kilit nokta, ulusal stratejileri 1.5 derece hedefine uymayan en büyük emisyon salıcılarının hedeflerini yükseltmesidir” ifadelerini kullandı.
Macron, “Gençlerimiz taahhütlerde bulunduğumuzu görmek istiyor, eylemlerimizi takip ettiğimizi görmek istiyorlar. Eylemlerimizi titiz ve şeffaf bir şekilde izlemeliyiz. Harekete geçersek, COP26’nın başarısı bizim elimizin altında” dedi.
BM tarafından Glasgow’da 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı’na (COP26) 100’den fazla dünya lideri ve on binlerce delege katılıyor.
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.



Çarşamba, Ağustos 17, 2022

Hakkımızda     
Basında Biz     
Yazarlar     
Danışma Kurulumuz     
Kurumsal     
İşletmeler     
Destekçilerimiz     
Gönüllü Ol     
Bize Ulaşın


Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.

Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.




16 Ağustos 2022
Ayça Ceylan
0



15 Ağustos 2022
Ayça Ceylan
0



13 Ağustos 2022
Ayça Ceylan
0



9 Ağustos 2022
Ayça Ceylan
0



9 Ağustos 2022
Deniz Aytekin
0



8 Ağustos 2022
Ayça Ceylan
0


Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.

Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.





Hakkımızda       
Danışma Kurulumuz       
Basında Biz       
Katkıda Bulunanlar       
Yeşilist Eğitim Ve Atölyelerimiz       
İşletmeler       
SSS       
Destekçilerimiz       
Gönüllü Ol       
Bize Ulaşın

Copyright © 2010 Energe. Tüm hakları saklıdır.
Bu sayfayı ziyaret ettiğinizde kullanım ve satış koşullarını okumuş ve kabul etmiş sayılırsınız.

Paris İklilm Konferansı yaklaşırken, akıllardaki soru bu sefer Kopenhag’daki gibi hedefsiz ve yüzeysel bir anlaşmanın imzalanıp imzalanmayacağı. Ama şunu unutuyoruz, küresel toplumun aslında 2030 yılına kadar hedefleri belli.
Birleşmiş Milletler’in 2000 – 2015 yılları arasında yürürlükte olan Milenyum Kalkınma Hedefleri yerini 2015 – 2030 yılları arasında uygulanacak olan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne bıraktı. Milenyum Kalkınma Hedefleri değer, insan, gezegen ve global ortaklık konuları ile ilişkilendirilmişti. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ise bunlara ek olarak adalet ve refah faktörlerine de odaklanmakta.
İlgili 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dünya liderleri tarafından resmen kabul edildi. Bu hedefler yoksulluk ve açlığın sonlandırılması, eşitsizlikler ile mücadele edilmesi, kadın ve gençlerin güçlendirilmesi, sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması, sürdürülebilir tüketim ve üretimin uygulanması, iklim değişikliği ve etkileriyle mücadele edilmesi gibi konuları kapsıyor.
Global Hedefler olarak da bilinen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2015 yılından itibaren 2030 yılına kadar dünya çapında uygulanacak. Çevresel, sosyal ve ekonomik alandaki 17 adet hedef, özellikle kalkınmakta olan ülkelerin beş yıllık aksiyon planlarında yer almış durumda.
Bununla beraber Birleşmiş Milletler, toplumların, ekonomilerin ve doğanın sürdürülebilirliğini sağlayacak somut hedefler doğrultusunda çalışmak ve çözümler üretmek üzere, akademi, iş dünyası ve sivil toplumun bir araya geldiği Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı’nı (SDSN) 2012 yılında kurdu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon adına Columbia Üniversitesi Yer Bilimleri Enstitüsü Direktörü Dr. Jeffrey Sachs tarafından koordine edilen, dünyanın 9 ülkesi ve 8 bölgesinden 250 üyeyi kapsayan UN SDSN (Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözüm Ağı), ulusal, yerel ve küresel ölçeklerde sürdürülebilir kalkınma problemlerine, bilim dünyası, sivil toplum ve özel sektörün bilimsel ve teknik uzmanlığı ile çözüm bulma amaçlarını taşıyor.
SDSN ağları sürdürülebilirliğin üç bileşeni olan; ekonomik, sosyal ve çevresel problemlere bütüncül yaklaşımlar geliştirerek dünya toplumlarının birbirinden öğrenme ve ortak mücadele ruhunu geliştiriyor.
UN SDSN ’in küresel hedeflerine uyumlu olarak, Haziran 2014’te, Boğaziçi Üniversitesi’nde, Türkiye Ağı’nın açılışı gerçekleştirildi. Onursal Başkanlığını Boğaziçi Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Üstün Ergüder’in yürütmekte olduğu Türkiye Ağı, Türkiye için öncelikli olan konulardan oluşan tematik başlıklarda faaliyetlerine devam ediyor. Bunlardan bazıları sürdürülebilir şehirler, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir eğitim, kitlesel çevrimiçi açık dersler, gençlik ve yeşil kampüsler olarak sıralanabilir.
Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı’nın bir gençlik yapılanması da var: SDSN Youth için çalışmalarımıza Mayıs 2014’te, UNSDSN Avustralya/Pasifik’in girişimi ile başladık. Bu girişimin temel amacını dünya gençliğini UN SDSN çatısı altında birleştirerek gençlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin gerçekleşmesi için katkılarının arttırılmasını sağlamak olarak planladık.
Bu çalışmalar ışığında Columbia Üniversitesi, Yer Bilimleri Enstitüsü Direktörü Prof. Jeffrey Sachs ’ın da desteğini alarak resmi hazırlıklarımıza Ekim 2014 itibariyle başladık ve 4 Haziran 2015’te Paris’te resmi olarak açılışımızı yaptık. SDSN Youth yapılanmasında Türkiye, İtalya, Avustralya, Brezilya ve Jamaika’dan temsilciler olarak ülkelerimizde enerjik ve gönüllü çalışan takım arkadaşları ile aktif olarak ilerliyoruz.
Türkiye’nin SDSN Youth oluşumuna katılması için girişimleri Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi, Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim UYGAR Merkezi (BU-SDCPC) Müdürü, UN SDSN Türkiye Ofisi Eş-Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Yeşil Kampüs Koordinatörü Doç. Dr. Nilgün Cılız gerçekleştirdi.
SDSN Youth | Türkiye olarak kısa ve uzun vadede sürdürülebilirlik alanlarında etki yaratabilmeyi amaçlıyor, 15-30 yaş aralığında gençlerin ve genç profesyonellerin oluşturduğu grupların temsil edileceği bu ağ ile küresel sorunlara bölgesel çözümler sağlayabilmeyi hedefliyoruz.
UN SDSN ’in tüm dünyadaki üniversitelerle olan güçlü bağını ve, eğitime ve öğrenciye verdiği önemi, Türkiye’deki öğrencilerin de sürece dahil olması ile yeni projelerin gelişiminde bir fırsat olarak görüyoruz.
Türkiye’deki genç nüfus oranını dikkate aldığımızda bu konuya dikkat çekmek ve gençliğin istek ve coşkusunu sermaye olarak kullanarak uluslararası platformlarda öncü olabilecek girişimleri yaratmak için olanak sağlamayı amaçlıyoruz.
SDSN Youth | Türkiye olarak vizyonumuz gençlerin etkili katılımını sağlayarak UN SDSN’in önderliğinde 2015 ve sonrası yaratıcı ve girişimci projeleri hayata geçirmektir. SDSN Youth olarak global ölçekte dört öncelikli hedef belirledik.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri hakkında gençleri eğitmek ve bunların uygulanması için gerekli ortamı ve teşviki yaratmak
Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşırken gençlerin görüş ve endişelerinin sürece dahil edilmesini sağlamak
Farklı kültür ve görüşlerden gençleri bir platformda buluşturarak fikirlerini ve deneyimlerini paylaşarak Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne katkı sağlamak
Gençlere Sürdürülebilir Kalkınma problemlerini çözmeye yönelik proje ve girişimleri için destek olmak
Şu anda SDSN Youth ağına üyeliği kurumsal olarak gerçekleştirebilmekteyiz. Türkiye’de aktif olarak sürdürülebilirlik konusunda çalışan gençlik organizasyonları ya da bu alanda aktif olarak çalışmayan fakat bu doğrultuda ortak çalışmalar gerçekleştirme potansiyeli olan gruplar üyelik için aday olabilirler.
Bir sonraki yazımızda Paris’teki COP21’den önce iklim değişikliği ile mücadelenin de aralarında bulunduğu, Eylül ayında imzalanan 17 adet Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini daha detaylı irdeleyeceğiz.
SDSN Youth ile ilgili daha fazla bilgi için:
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız .
Paris İklim Zirvesi'ne günler kala Avaaz, tarihinin en büyük imza kampanyasını başlattı.

Ana Sayfa İlaç Böbrek Nakilli Hasta: Kendi İlacıma Fark Çıktı!? Muadil Veriyorlar!?……

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Email
Print
Reddit
Pinterest


© WinAlly'dan izinsiz özgün içeriklerinden kopyalama-içerik alımı yapılamaz yasal hakları saklıdır.
Bu site Tıp, Sağlık, Eczacılık ve İlaç Sektörü profesyonellerine yöneliktir​,​ olası doğabilecek problemlerden WinAlly sorumlu değildir.
Copyright © 2017

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Email
Print
Reddit
Pinterest


Sanofi CEO'su Olivier Brandicourt, J.P. Morgan Healthcare Konferansı'nda 2018 yılı sonuna kadar şirketin Avrupa jenerik ürünlerini satmak için bir anlaşmaya varmayı planladığını söyledi.
As Sanofi...
Böbrek nakilli hastalar, nakil sonrası ömür boyu kullanmaları gereken bağışıklık baskılayıcı iki ilaca kutu başına 10 TL ve 20 TL yüzde ödemek zorunda kaldı. Bu ilaçlardan ayda en az 5 kutu kullanmak zorundan olan hastalar “Bize fark ücreti ödemeyeceğimiz başka bir muadil ilaç öneriliyor. Ancak hem ekonomik hem de psikolojik olarak sıkıntı yaşıyoruz. Ne olur yıllardır kullandığımız ilaçlardan eskiden olduğu gibi fark ücreti alınmasın” çağrısında bulundu
Böbrek nakilli hastaların nakil sonrası kullanmak zorunda olduğu, vücudun organı reddetmesini önleyen ilaçlardan ikisi SGK tarafından tam muafiyet kapsamından çıkarıldı. Tam muafiyet kapsamından çıkarılan ilaçların yerine yine Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan muadil başka bir ilaç eklendi. Kendilerine nakil sonrası ilaçlarını temin etmek üzere verilen ilaç muafiyet raporuna rağmen kutu başına 10 TL ve 20 TL yüzde ödemek zorunda kalan birçok böbrek nakilli hasta ise endişeli. SGK tarafından kullandıkları ilaçların yerine önerilen muadil ilacın hem vücutlarında yaratacağı etkiyi bilemedikleri için korkan hem de bu farkı ödemekte maddi anlamda büyük sıkıntı yaşayan hastalar bir an önce yapılan değişiklikten vazgeçilmesini istiyor.
Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK) Genel Sekreteri Fatih Arıcı “Bütün illerden derneğimize yüzlerce dilekçe geldi. Biz tüm devlet kurumlarına sıkıntımızı anlattık. Nakil yapılan böbreği taşıdığı sürece ayda ortalama en az 5 kutu ilaç kullanmak zorunda olan böbrek nakilli hastalar için bu ciddi bir küflet. Farkı ödeyemeyecek durumda olan hastalara da farklı bir ilaç öneriliyor. Ancak bizler için bu konu çok hassas. Pek çoğumuz uzun yıllardır aynı ilaçları kullanıyoruz. Psikolojik olarak tercih yapmakta zorlanıyoruz. Vücudumuzun önerilen muadil ilaca vereceği en ufak olumsuz tepki bile nakilli böbreğimizi kaybetmeye sebep olabilir, bizi yeniden diyalize mahkum edebilir. Bu devlet için de maddi olarak zarar demek” açıklamasında bulundu.
Nakil yapılan hastalar için olmazsa olmazlar listesinin en başında yer alan bu ilaçlar, nakilli böbreğin sağlıklı bir şekilde işlevini sürdürebilmesi için ömür boyu kullanılmak zorunda.
Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK) Genel Başkanı Vahap Acar “Hasta böbrek nakli olduktan sonra vücudun uyum gösterdiği bir ilaçla hayatını sürdürmeye devam ediyor. Siz kalkıp bir anda ilacı değiştirirseniz bunun sonucu böbrek nakli reddine kadar gidebilir. Görüştüğümüz nefrologlar, genel cerrahlar vücudu belli bir ilaca adapte olmuş hastalar için bu değişikliğin çok sıkı takip gerektiren bir süreç olduğunu söylüyor. ‘Binlerce böbrek hastasını çok sıkı şekilde haftada 1 kere nasıl takip edebiliriz, iş kontrolümüzden çıkar. Yeni böbrek nakli olmuş birinde bu muadil ilaç elbette kullanılabilir. Ancak yıllardır aynı ilacı kullanan birinin ilacını değiştirmek hem ekonomik hem de tıbbi ve psikolojik açıdan büyük sıkıntı’ diyorlar” şeklinde konuştu.
Nakil sonrası çok zor süreçlerden geçen nakilli hastaların en büyük korkusu, aynı şeyleri baştan yaşamak. “Vücudum ilaca alışana kadar çok zor dönemler geçirdim” diyen 3,5 yıllık böbrek nakilli olan Banuhan İpeköz (52) “Saçlarım tutam tutam döküldü, depresyona girdim. Yaşadıklarımız psikolojimizi de mahvediyor. Gördüğüm her şeye ağlar hale geldim. Bu süreçleri yeniden yaşamak, böbreğimi kaybetmek istemiyorum” dedi.
Böbrek nakilli hastaların büyük bir kısmının çalışamıyor ve malulen emekli. Ayda 650 TL malulen emekli maaşı alan nakilli hastalar eğer kendi ilaçlarına devam etmek isterlerse ayda en az 100 TL ceplerinden ödeyecekler.
Nakil yapılan hastalar için olmazsa olmazlar listesinin en başında yer alan bu ilaçlar, nakilli böbreğin sağlıklı bir şekilde işlevini sürdürebilmesi için ömür boyu kullanılmak zorunda.
Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK) Genel Başkanı Vahap Acar “Hasta böbrek nakli olduktan sonra vücudun uyum gösterdiği bir ilaçla hayatını sürdürmeye devam ediyor. Siz kalkıp bir anda ilacı değiştirirseniz bunun sonucu böbrek nakli reddine kadar gidebilir. Görüştüğümüz nefrologlar, genel cerrahlar vücudu belli bir ilaca adapte olmuş hastalar için bu değişikliğin çok sıkı takip gerektiren bir süreç olduğunu söylüyor. ‘Binlerce böbrek hastasını çok sıkı şekilde haftada 1 kere nasıl takip edebiliriz, iş kontrolümüzden çıkar. Yeni böbrek nakli olmuş birinde bu muadil ilaç elbette kullanılabilir. Ancak yıllardır aynı ilacı kullanan birinin ilacını değiştirmek hem ekonomik hem de tıbbi ve psikolojik açıdan büyük sıkıntı’ diyorlar” şeklinde konuştu.
Nakil sonrası çok zor süreçlerden geçen nakilli hastaların en büyük korkusu, aynı şeyleri baştan yaşamak. “Vücudum ilaca alışana kadar çok zor dönemler geçirdim” diyen 3,5 yıllık böbrek nakilli olan Banuhan İpeköz (52) “Saçlarım tutam tutam döküldü, depresyona girdim. Yaşadıklarımız psikolojimizi de mahvediyor. Gördüğüm her şeye ağlar hale geldim. Bu süreçleri yeniden yaşamak, böbreğimi kaybetmek istemiyorum” dedi.
Böbrek nakilli hastaların büyük bir kısmının çalışamıyor ve malulen emekli. Ayda 650 TL malulen emekli maaşı alan nakilli hastalar eğer kendi ilaçlarına devam etmek isterlerse ayda en az 100 TL ceplerinden ödeyecekler.
Nakil yapılan hastalar için olmazsa olmazlar listesinin en başında yer alan bu ilaçlar, nakilli böbreğin sağlıklı bir şekilde işlevini sürdürebilmesi için ömür boyu kullanılmak zorunda.
Böbrek Hasta Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (BÖHAK) Genel Başkanı Vahap Acar “Hasta böbrek nakli olduktan sonra vücudun uyum gösterdiği bir ilaçla hayatını sürdürmeye devam ediyor. Siz kalkıp bir anda ilacı değiştirirseniz bunun sonucu böbrek nakli reddine kadar gidebilir. Görüştüğümüz nefrologlar, genel cerrahlar vücudu belli bir ilaca adapte olmuş hastalar için bu değişikliğin çok sıkı takip gerektiren bir süreç olduğunu söylüyor. ‘Binlerce böbrek hastasını çok sıkı şekilde haftada 1 kere nasıl takip edebiliriz, iş kontrolümüzden çıkar. Yeni böbrek nakli olmuş birinde bu muadil ilaç elbette kullanılabilir. Ancak yıllardır aynı ilacı kullanan birinin ilacını değiştirmek hem ekonomik hem de tıbbi ve psikolojik açıdan büyük sıkıntı’ diyorlar” şeklinde konuştu.
Nakil sonrası çok zor süreçlerden geçen nakilli hastaların en büyük korkusu, aynı şeyleri baştan yaşamak. “Vücudum ilaca alışana kadar çok zor dönemler geçirdim” diye
Enğüzel Zenci Porno Filim
Turk Sikiş Videoları Turbanlı
Siyah Kilotlu Porno Izle

Report Page