Sanne Kız Tecavüz
⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻
Sanne Kız Tecavüz
Porno film izle ⭐ en güncel mobil sikiş ve konulu sex videolarını ❤️ bedava porn şeklinde hd seks olarak kesintisiz ve ücretsiz porno izleyin !
Added by Porno Adam
on 24 Mayıs 2022
Otobüse binen genç japon çocuk en arkaya oturmuş gidiyor. Bu sırada otobüse bir tane azdırıcı ve aşırı derecede ateşli japon kızı giriyor. Kız oğlanı görünce direkt arka koltuğa oğlanın yanına oturuyor ve oğlana yanaşmaya başlıyor. Oğlan ne olduğunu anlamasa da kız oğlanın gömleğini açıp memelerini yalamaya başlıyor. Ardından da oğlanın sikini pantolunun üzerinden okşayıp kaldıran kız sonrasında oğlanın sikini açıp ağzına almaya başlıyor. Uzunca bir süre sakso çeken kız ardından oğlana memelerini elletmeye başlıyor ve memelerini de açıyor. Sonrasında da kilodunun içine oğlanın elini sokan kız amcığıyla da oğlanı oynatıp adeta oğlana tecavüz etmiş oluyor.
Türk genci üniversite okumak için ailesinden ayrılarak farklı bir şehire taşınır ve orada kendi başına bir ev tutar. Tuttuğu evde yaşamaya başlayan genç zamanla komşularla da samimi olmuştur. Bir şey dikkatini çeker y...
Genç kız kardeşinin çok fazla ses yapıp gürültü çıkardığını fark eden adam önce kardeşini tatlı bir dille uyarır. Fakat bu hiç kız kardeşinde bana mısın demez ve de sert bir dille karşılık verir. Adam uyku sersemi bir...
Normal sikişten sıkılan ve artık fantastik şeyler isteyen koca yarraklı zenci bu durumu seksi kız arkadaşına anlatır. Kız da hemen yanıma gel ve sana daha önce yaşamadığın bir fantastik sikiş yaşatacağım der. Zenci he...
Koca yarraklı zenci bir bunalım dönemi yaşıyordur ve görüştüğü hiçbir kızı yatağa atmayı başaramıyordur. En sonunda bu durumdan sıkılan ve bir an önce sikişmesi gereken zenci, şişko bir kıza yazar ve kız da bu fırsatı...
Noel partisi için arkadaşının evine giden koca yarraklı genç evde sadece arkadaşı ve onun seksi kız kardeşinin olduğunu görür. İçip kafaları güzel olunca ne yapacaklarını şaşırırlar ve gencin arkadaşı ona hadi kız kar...
Zenci adam apartamandaki bir gençle bir tartışmaya tutulur ve bir anda küfürler havada uçuşmaya başlar. İkili her ne kadar temas olarak kavga etmese de küfürleşiyorlardır ve son olarak zenci adam kavga ettiği gence an...
Eskortluk yaparak geçimini sağlayan seksi dövmeli sarışın Zirael artık eskortluktan kazandığı parayla yetinemiyor ve yeni yöntemler arıyor. Günümüzün yeni sanal eskortluğu olan onlyfans’tan insanların çok para kazandı...
Sarışın seksi genç kız ev arkadaşıyla birlikte yaşıyordur. Kendisine yeni fuck body yapan seksi sarışın onu evine davet eder. Ev arkadaşıyla birlikte oturup konuşan seksi kız farklı fanteziler denemek istediğini ve si...
Azgın travesti Kalena sikişecek bir erkek ya da kız arıyordur. Kalena’ya erkek ya da kız olması fark etmez erkek olursa kendisini siktirir kız olursa da kendisi siker. Fakat hafta sonu için sikişecek birini bulamaz ve...
Lise son sınıf öğrencisi olan seks genç kız liseden mezun olabilmesi için not ortalamasının 50 üzerinde olması gerekiyordur. Şu anki not ortalaması ise 48 olunca kız hocalardan bir tanesinin odasına gider ve ondan hoc...
Seksi sarışın genç kız yaşına rağmen yüzlerce erkekle birlikte olmuştur fakat daha önce hiç zenci yarrağı yememiştir. Zenci birisiyle sikişmeye karar veren genç kız internetten koca yarraklı bir zenciyle tanışır ve on...
Seksi Latin kiz erkeklerle hatta kızlarla dahi birlikte olmayı sevmeyen sadece kendi kendini azdirdiginda haz alan birisidir. Bir yandan da işsiz kalan azgın kiz ne yapacağını bilemez ve camshow isine girmeye karar ve...
Anal sikiş manyağı olan azgın adam anal bağımlılığı yüzünden sevgilisi tarafından terk edilir. Kendisine anal yapabileceği yeni bir sevgili bulamayan azgın adam ise çareyi fahiselere para dökmekten bulur. İki tane oru...
Oğlunun sınıfı geçemeyeceğini öğrenince adeta küplere binen dul anne ne yapacağını bilemez ve bu durumu çözmeye çalışır. Müdürün evine giden kadın müdürü ikna etmeye çalışır fakat müdür bir türlü ikna olmaz. Müdürün n...
Balık etli sarışın genç İngiliz kız birçok işte çalışmış ve sürekli işlerden kovulmuş ya da kendi rızasıyla ayrılmıştır. Ailesi olmadığından tek başına zorlu bir hayat süren kız artık bu parasızlığa bir son vermek ist...
Azgın sarışın milfi kocası artık tatmin edemiyordur. 15 cm yarrağıyla başlarda her ne kadar tatmin etse de karı yaşı ilerledikçe azgınlığı da ilerlediğinden 15 cm yarrak ve kocasının performans düşüklüğü kadına artık ...
Your email address will not be published. Required fields are marked *
Copyright 2022 © Pornoanne.com All rights reserved.
Porno anne ekibi olarak, sizlere hazzın ve zevkin doruklarında olacağınız sex videoları, güncel olarak her gün eklenen pornolar ile en seçkin kategorideki içeriklerle beslediğimiz ve hizmetinize sunduğumuz, kesintisiz, vpn gerektirmeyen, kaliteli ve keyifli anlar geçirebileceğiniz bir ortam sunuyoruz. Mobil izlemeler dahil, her cihazdan kesintisiz ve kaliteli bir şekilde sektörün en tutulur porno filmi içerikleriyle sizlere sikiş keyfinin doruklarında olacağınız anları burada bulabilmeniz için özenle tasarladık. Her zevke hitap eden kategori çeşitliliğimiz ile porno hayatınızı renk katarak seks yaşamınızı da canlandırın. Düzenli yenilenen türkçe altyazılı porno içeriklerle kendinize özel zaman ayırmak hiç bu kadar zevkli olmamıştı. 18 yaşından küçük ziyaretçilerin siteyi derhal terk etmesi gerekmektedir.
-Kızım daha aydınlanınca çık. Çok fazla sapık var.
-Taksinin plakasını mesaj at kaçırılırsın.
-Bu kadar detaylı düşünmesen güvenliği?
-Hava karanlık! Deli misin sen?! Kaçırıp birşey yaparlar sana!
- Anne senden de iyi sapık olurmuş bu kadar ayrıntıyı düşünüyorsan.
Annem benim hep böyle paranoyaktır işte. Bunlar sadece az korktuğu zamanlardaki laflarıdır.
Ben ise annemin bu dediklerine hep gülerim çünkü gerçekten abarttığını hissederim. Bu kadar detayı düşünüp herşeyden korkulursa hayattan ne onun ne de benim zevk alacağımı düşünürüm.
Başlıca laflarından biri de "Gazetelerde ben neler görüyorum biliyor musun?" lafıdır.
Ben de her zaman ona neler olduğunu bildiğimi çünkü benim de gazete okuduğumu, hayatta her an herşeyin olabileceğini ve sürekli korkuyla yaşarsak mutsuz olacağımızı tekrar tekrar söyler ve beni cahil yerine koyduğu için kızarım.
Ama bugün, anneme sonuna kadar hak verdim.
Bir annenin masum kızının haksız yere öldürülmesi yüzünden isyan edişini gördüm.
Bir babanın kayıp kızının jandarma tarafından getirilen şapkasının korkuyla ona ait olduğunu doğrulamasını gördüm.
Bir arkadaşın yanmış bir bedenin üstündeki kıyafetlerin arkadaşına ait olduğunu farkedip fenalık geçirmesini gördüm.
Bir ablanın, kız kardeşinin arkadaşının telefonundan "20.00 da Mersin'de olacağım" yazdığı son mesajını okuyup kardeşinin bir daha gelmeyeceğini duyunca neler yaşamış olabileceğini düşündüm.
En önemlisi ise,ü lkemizde kadın olarak doğmanın bir tehlike olduğunu gözümden yaş akıtan bir vahşet haberiyle tekrar öğrenmiş oldum.
Özgecan 20 yaşındaydı. Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde okuyan, kendi işini açma hayali olan, masum yüzlü ve güzel bir kızdı.
Bu çarşamba günü arkadaşıyla okuldan çıkıp alışveriş merkezine gitti. Daha sonra birlikte minibüse bindiler ve arkadaşı ondan önce indi. Özgecan'ın telefonu bozuktu. Şöförün yolu değiştirdiğini görünce başına birşey gelmesinden korkup itiraz etmeye başladı. Şöför otobüsü durdurdu ve tecavüz etmeye kalktı. Özgecan'ın yanında biber gazı vardı ve kullanmaya çalışsa da artık çok geçti. Şöför onu birçok kez bıçaklamış ve başına demirle vurmuştu. Özgecan, kadın olduğu için,minibüste yalnız başına olduğu için,arkadaşıyla yemek yemeye gittiği,kendini korumaya çalıştığı için orada can verdi. Sahi suçu neydi onun? İnsan ancak bunları sayabiliyor değil mi? Peki suç mu bunlar?
Özgecan feci bir şekilde can verdi ve katilin arkadaşı ile babası tarafından yakılarak derenin kenarına bırakıldı.
Kendi kendime soruyorum: Kadın olmak ne zamandan beri tehlike? Biz ne zamandan beri insanlığı unutmuş haldeyiz? Özgecan'ın suçu neydi?
İdam hakkında görüşüm şudur: birinin yaşama hakkını kasten alan kişi idam edilmelidir. İdam ancak bu şekilde uygulanırsa legal olmalıdır. Bu vahşeti yapan ve insan olmadığı doğrulanmış iblislerin de Özgecan'ın çektiği işkenceden daha beterini çekmeleri gerekir.
Eğer bir kadına, kadın olması yüzünden tecavüz edebilme hakkını kendinde bulan varsa bu kişilerin en azından hadım edilmesi gerekir!
Hatırlarsanız 3 yıl önce Oksana Makar adlı Ukraynalı 18 yaşında bir genç kız da 3 adam tarafından tecavüze kurban gitmişti.
Bu 3 cani daha sonra Oksana nın öldüğünü sanıp onu yakıp şantiyeye atmışlardı. Ölmediği anlaşılan Oksana Makar'ın vücudunun %55 i yanmıştı. Hastaneye kaldırılmasından birkaç gün sonra 18 yaşındaki Oksana yaşam savaşını kaybetmişti.
Özgecan'ın başına gelenler bana Oksana'nın başına gelenleri hatırlattı.
Oksana'nın ve Özgecan'ın annelerini ve babalarını düşündüm. Ne büyük bir acı olsa gerek evladını kaybetmek!
Sonra hak verdim anneme. Bir an kedimi onun yerine koydum ve onun da kendini gazetelerdeki evladını kaybetmiş annelerin yerine koyduğunu farkettim.
Bir çocuğunuz olduğunu düşünün. 9 ay karnınızda taşıdığınız,yemeyip yedirdiğiniz,içmeyip içirdiğiniz,mutluluğu için herşeyi yaptığınız,hayatı öğrettiğiniz bir çocuk. Sonra birgün bu çocuğun vahşi bir şekilde elinizden alındığını düşünün. Nasıl hissederdiniz?
16... Daha önceleri sadece bir sayıydı bizim için. Ama şimdi senin sayende öğrendik 16 nın ne anlama geldiğini.
*Bazı ülkelerde araba kullanma özgürlüğünü kazanmak demek.
* "Sweet Sixteen" de denilen o neşeli yaşın gelmesi demek.
* Kan bağışı yapma hakkını kullanabilme yaşı demek.
* 15 yaşında bir çocuğun hayata gözlerini yumduğu kilo demek.
* Hükümetin vicdanının tartılırsa daha az çıkacağı değer demek.
* Halkın masum bir meleği öldürmesi demek.
Ayrıca Berkin, bugün aramızda olsaydın birlikte kutlayacağımız, senin aramızda olduğuna şükredeceğimiz bugün demek 16.
Bugün 16 yaşındasın Berkin. Artık bazı ülkelerde yetişkin olarak sayılacaktın bu yaşında. Bu güzel yaşın neşesini ve mutluluğunu çevrene de saçacaktın. Türkiye'de henüz reşit olmasan bile çocukluğunun son iki senesinin tadına daha da varacaktın.
Bu hakkını çaldılar Berkin! Aynı bizden çaldıkları vergilerle yaptırdıkları saray gibi senin de hayatını ve 16 yaş hakkını çaldılar!
Merak etme, haksızın cezası elbet birgün verilecektir.
İyiki doğmuşsun Berkin, iyiki bize adaletsizliği, caniliği tekrardan göstermişsin!
O hayatından çaldıkları 269 günü unutmadık ve unutmayacağız!
İş kazaları, Berkin, Polis-Siyahi çatışmaları, ISIS, cumhurbaşkanlığı seçimleri, Pakistan'daki suikast, Gazze-İsrail... Bunlar sadece üzüldüğüm olayların birkaçı.
Size tek diyebileceğim şey televizyonu açmayın. Açmayın ki vicdanı 16 kilodan az olan insanların devletin başında olduğunu, insan canının değerinin 250TL/10 kişiden 25 liradan daha ucuz görüldüğünü, 301 kişinin canını tekmelerle kutlayanları, 9 ay 10 gün karnında taşınan yavrunun katilinin ancak parmak kadar yıl hapse girmesini, protesto hakkı kullanımı yüzünden insanların polis tarafından darp edilmesini, din-ırk yüzünden birbirini yakan insanları, 7 yaşındaki çocuğa kafa kesmeyi ve intiharı öğretip buna din diyerek Müslümanlıktan insanı soğutan iblisleri, kadın haklarını koruması yüzünden ölen kadınları, 18 kişiyi su altında bırakan bencilleri, devletin parasını çalıp saray yaptıran diktatör bozuntusunu, polis üniforması giymiş Ku Klux Klan üyelerini, gülümsemeyi hayat kadınlığı ile aynı sayan "bakanları",kısacası insanların yamyamlaşmasını ve ilkelleşmesini görmeyin.
Ama bu demek olmuyor ki gözlerinizi kapatmayın bu olaylara. Söyleyin düşüncelerinizi, anlatın gördüklerinizi, yırtın sansürleri, parçalayın o devlet sanılan şeyin gözdağlarını!
KISACASI 2015 DÜNYANIN OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ BİR YIL OLSUN!
Sizi bilmem ama ben yılbaşı ile noelin farklı şeyler olduğunu öğrendiğimden bu yana noel ve yılbaşını ayrı ayrı severim. Biri yeni başlangıçlar,yeni hediyeler ve yeni bir yıla girişin güzel anılarla süslenmesi için iyi bir neden, diğeri de her yeri zencefil,çam ağaçları, mutluluk ve hızur ile dolduran, etrafı kırmızı ve yesille süsleyen ve 25 inden sonra bile etkisini yılbaşına kadar devam ettiren harika bir dönem.
Ne var ki bu sene ne Noelin ne de yılbaşının tadını tam olarak çıkarabildim. Çünkü etrafta ne bir huzur ne de bir mutluluk belirtisi vardı. Tek gördüğüm birbirlerini pigment farkı yüzünden öldüren insanlar, çocuk cinayetleri,tacizleri, zavallı şahısların insanı dinden soğutan bir örgüt tarafından vahşice öldürülmesi, suçluların serbest, masumların hapislerde çürümesi, din ve toprak kavgaları ve bunun gibi bir sürü sinir bozucu ve üzücü olay.
Bu olaylar hani geride kalmıştı? Hani bu olaylar en son 20. Yüzyılda sona ermişti ve dünya eskisinden daha rahattı?
Jim Crow yasaları ne zaman tekrar ortaya çıktı?
Kur'an'da ne zaman insanların kellelerine vurmak sevap sayıldı?
Kız çocuklarını birer seks objesi gibi görme hormonu ne zaman erkeklere enjekte edildi?
Kim yahudi veya arap olmaya ölüm cezası verdi?
Tekrar ne zamandan beri çocukları öldürmek normal sayılıyor?
Mademki insanlık gelişmişliğin en son devrinde şuan, neden ilkel yamyamlar gibi davranıyor herkes? Bazen teknoloji ilerledikçe insanların beyinlerini kullanmayı azaltarak bu tarz olaylara neden olduklarını düşünüyorum.
Bazen de insanlığın kaderininin gerçekleşmeye başladığını ve sona yaklaştığımızı düşünüyorum.
Durumlar böyleyken,bir de 29 30 ve 31 inde sınava gireceğimi düşünürken baktım ki ne aralık ayını ne de noel tatilimi iyi geçirebildim.
Sözde, yarın en yakın arkadaşımla birlikte kiliseye gidecektik. Geçen sene gittiğimizde gerçekten noelin özelliği ve mutluluğunu hissetmiştim. Bu sene o gelmek istemediği için yalnız gideceğim.
Madem ki son anda iki kişilik düşündüğüm program değişti ve madem ki tatsız dönemlerdeyiz, en azından noel gecesine istediğim ve hayal ettiğim şekilde gireyim dedim.
En son 10 yaşımdayken hiçbir şey anlamamış olsam bile müzik ve danslarıyla beni büyülemiş olan Hairspray müzikalini izledim.
Evet, bu filmi özellikle seçtim çünkü gündemde barış ve eşitlikliğin kazandığı hiçbir konu yokken biraz mutlu olmak ve "hala umut olabilir" demek için izledim bu filmi.
Her ne kadar komedi türünde bir müzikal olsada çok duygulandığım sahneler ve detaylar vardı.
En sevdiğim sahnelerden biri Queen Latifah'nın şarkı söylediği ve siyahilerin haklarını aramak için miting yaptığı bölümdü. Buradan bakabilirsiniz:
Eğer biraz olsun mutlu ve dünyadaki bu cani olaylara karşı birşeyler görmek istiyorsanız bu müzikali izleyin derim.
Herkese mutlu noeller demek istiyorum ama içtenlikle söyleyemediğim konusunda dürüst olmalıyım.
Aynı dünyada yaşayan ve sadece dış görünüş olarak farklı olan kardeşleriz biz. Amacımız dünyayı hep birlikte yaşanabilir hale getirmek,saçma sapan gruplar oluşturarak onu yıkmak değil. Ancak herkes böyle düşünebildiği zaman ben mutlu bir yıl ve mutlu bir noel dileyebileceğim.
Hazırlığa başladığımdan beri yazdığım yazılar belkide 10 tane bile değildir. Ayrıca hepsininde "aman blog boş kalmasın!" psikolojisiyle "Ha gayret,bir paragraf daha!" tarzında yazıldığı o kadar belli ki...
Blogumu bu kadar boş bırakmanın suçunu başka yerlerde arardım önceden.
Mesela,okuldaki ilk senemde yaşananların etkilediğini düşünürdüm. Okulun yoğunluğu ve insanların kimliğimi öğrenmesinin de buna etkisi olduğunu söyleyerek illa kendimi suçlu çıkarmamak için bahaneler yaratırdım.
Ama bu sene gittiğim eğitim danışmanıyla konuşurken birşeyin farkına vardım: Bu blog benim patron olduğum ve herşeyi istediğim gibi yapabildiğim tek yerdi. Bu şansımı neden görmezden geliyordum? O anda uydurduğum bütün bahaneleri unuttum. Okulda yaşadıklarım ne olursa olsun hayat devam ediyordu ve blogumun okulla alakası yoktu. Derslerin yoğunluğu mu? Zaten ortalama bir öğrenciydim ve o bir saatlik boş zamanlarda yazmamak tembellikten başka birşey değildi. Kimliğimi öğrenmelerini de boşuna gözümde büyüttüğümü farkettim. Sonuçta okumak istemeyen okumazdı ve "ay bunu neden yazdın ki?" diye soranlara gülüp geçilebilirdi.
Ayrıca yazacak birçok konum vardı. Bu yazı verimli geçirmeye çalışmış ve CV'm için uğraşmıştım. Bir kitap evinde staj yapmış, her ne kadar 2 dersten ibaret olsada Yunanca derslere başlamış, solfej dersleri almış ve Fransa'da yaz okuluna giderek yabancı dilimi geliştirmiştim.
Cidden, ben bunları neden yazamamıştım ?
Şuanki hayatım da birsürü yazılacak şeyle dolu. Şan dersi alıyorum,IELTS için ders alıyorum,Lape hastanesinde gönüllüyüm,MUN kulübündeyim ve Felsefe kulübüne adımı yazdırdım. Bunun yanında "sözde" fitness a başladım ve zayıflayacağım. Ama şuan en son taktığım şeyin fiziğim olduğunu size samimiyetle söyleyebilirim.
Hazır beslenme ve diyet konusuna geçmişken size bloguma düzenli yazmamı da sağlayacak projemden bahsetmek istiyorum.
Belli bir dine inanmadığımı ve herkesin 18 yaşına geldikten sonra kendini hangi dine yakın hissediyorsa onu seçmesini savunduğumu biliyorsunuzdur belki. Ben de seneye yetişkin olacak bir kız olarak dinleri daha iyi tanımam gerektiğini düşünüp sürekli ertelemekte olduğum kutsal kitapları okuma projesini başlatayım dedim. Ancak bu sefer projeyi güçlendirmek amacıyla her dinin belli bir süre orucunu tutup deneyimlerimi sizinle paylaşmak istedim. Malum önümüzdeki ay Noel var. Bu yüzden ilk Hristiyan orucu ve İncil ile başlamak istedim. Dün başlayabildim ve Noel'e kadar oruç tutacağım. Bu süre içerisinde İncil okuyarak Hristiyanlık hakkında daha çok şey öğreneceğim.
Hristiyanlıkta oruç hakkında bilgi vererek başlamak istiyorum. Aslında çok kısa bir bilgi vereceğim. Hayvansal gıdalar ve hayvansal gıdayla yapılan yemekler yasaktır. Ancak kansız olduğu için kalamar,karides,istiridye gibi deniz ürünleri yenebilir. Ben şeker de yemeyi düşünmüyorum çünkü yapay bir gıda ve zaten çikolata,sütlü tatlı yenmediğinden geriye sevdiğim bir tatlı kalmıyor.
İlk günümü güzel idare ettim ama bugün kalktığımda çok açtım. Bu yüzden çerez ve meyveyi biraz fazla yemiş olabilirim.
Umarım sağlıklı bir şekilde projemin ilk aşamasını bitiririm:)
Aslında bu çok hoşuma gitti çünkü bir ortak dil sayesinde herkes birbiriyle yakın dıstluklar kuruyor ve karşısındakinin milliyetinin ne olduğunu umursamaz bir şekilde konuşmaya devam ediyordu. Bir örnek vereyim: orada yakın arkadaşlarımdan biri olan Tiana'nın ingilizcesi çok iyiydi. Aynı odada kalıyorduk ve ilk geldiği günden itibaren yıllardır arkadaşmışız gibi konuşmaya başladık. Gitmeden bir gün önce birşey farkettik. Ne ben ona,ne de o bana ülkemi ve milliyetimi sormuştu! Tiana sırptı,ben de türktüm. Biliyorum bunu öyle bir yazdım ki milliyetimizi söylediğimiz andan itibaren küsecekmişiz gibi. Hayır,çünkü yaşanan bir haksızlık yüzünden bir ırkı suçlayacak kadar kalıplaşmış düşüncelere sahip salaklardan değildik biz.
Hazır bu konuya gelmişken İsrael ve Gazze olaylarından da konuşmak istiyorum. Bilmem farkettiniz mi ama medya dahil bu olaya çok taraflı bakıyor. Biliyorum tabiiki İsrael'in askeri gücü Filistin'in askeri gücünden daha orantısız bir şekilde güçlü ve daha orantısız bir biçimde kullanılıyor diye. Ancak öyle kişiler çıktı ki,sanki tüm museviler birer cani gibi düşünen ve bu düşünceyi yaymak için uğraşan.
Hitlerin "Gün gelecek öldürmrdiğim her bir yahudi için bana küfredeceksiniz!" lafına "Bravo! Geleceği nasıl da tahmin etmiş!!" diyerek alkışlayan insanları bile görmeye başladım ben. Hitler gibi bir caninin yaptığı hiçbir şey için alkış tutulmamalı! Bu dediği laf sadece İsrael yönetimindekiler için söylenmiş değil,bu dünya üzerindeki tüm museviler için söylenmiş canice bir laftır. İsrael devletinin suçunu sadece ırkları aynı olduğu için tüm dünyadaki musevilere atamazsınız. Hatırlar mısınız bilmiyorum ama. 9/11 olaylarından sonra da tüm müslümanlara terörist denmişti. Kimse dini veya ırkı yüzünden suçlanamaz!
Ben bir semitist olabilirim ama aynı zamanda bir insanım da. Semitist olduğum için İsrael'in tarafını tuttuğumu düşünen bazı insanlar var. Öyle birşey olmadığın
Sarışın Poronoları
Tirevesti Seret
22.09. 2021 Wepcamda Soyunan Türk Kızı