Sakso Cekmekten Agzı Yırtılacak

Sakso Cekmekten Agzı Yırtılacak




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Sakso Cekmekten Agzı Yırtılacak


$ 17,9331
€ 18,4099
1039.38
2864.25



22 Eylül 2011 Perşembe 03:58 | Son Güncelleme:
22 Eylül 2011 Perşembe 03:58


Fenerbahçe'de sürpriz Marcel Tisserand kararı
Fenerbahçe'de Joao Pedro sevinci yaşanıyor! Kadroya girecek mi?
Fenerbahçe'den karavana! Yeni transferler sınıfta kaldı
Dany Brillant kariyerinde 30. yılını kutluyor! Harbiye'de konser verecek
Başkan Erdoğan'dan Mustafa Karahasanoğlu için taziye mesajı
Mert Yazıcıoğlu'nun yeni sezon adresi belli oldu! Beverly Hills'in...

Türkiye'den GÖKDOĞAN hamlesi... Menzili revize edildi! Atina'da büyük panik


3 il için petrol arama ruhsatı verildi


Büyümenin öncü göstergesi... Sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 8,5 arttı





Son Dakika Haberleri
Spor Haberleri
Magazin Haberleri
Mor Papatya
Quiz




Siyaset Haberleri
Ekonomi Haberleri
Yaşam Haberleri
Dünya Haberleri




Akşam TV
Foto Galeri
Yazarlar





Kültür Sanat Haberleri
Televizyon
Güncel Haberler
Cumartesi
Sinema
Kitap
Trend
Hava Durumu




Otomobil Haberleri
Sağlık Haberleri
Bilim Ve Teknoloji Haberleri
Astroloji Haberleri




E-Gazete





Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Cafer İmat (57), ''Vergi Usul Kanunu'na muhalefet'' suçundan Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesince 15 Eylül 2009'da 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.Cezasının Yargıtay tarafından onanmasının ardından 5 Mart 2010'da Kartal Kapalı Cezaevine gönderilen İmat, sağlık sorunları gerekçesiyle bir süre sonra Silivri Yarı Açık Cezaevine sevk edildi. Burada cezasının 10 ayını çeken İmat, 1 Ocak'ta Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesine dilekçeyle başvurarak cezasının geri kalanını kamu hizmetinde çalışarak tamamlamak istediğini bildirdi. İmat'ın talebi, Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesince reddedildi. Kararın iptali için bir üst mahkemeye başvuran İmat, kararın iptal edilmesinin ardından 1 Mayısta İzmit'teki resmi bir kurumda çalışmaya başladı.        
Burada yaklaşık 12 gün görev yapan İmat, kendi talebi doğrultusunda kalan cezasını çekmek için Gölcük'teki Dumlupınar İlköğretim Okulu'nda çalışmaya başladı.Okulda boya-badana, sıra taşıma, temizlik işlerinin yanı sıra bekçilik yapan İmat, hem eşini ve çocuğunu her gün görmenin hem de okul bahçesinde çocukların yaptığı futbol maçlarına katılmanın mutluluğunu yaşıyor. İmat'ın okulda verilen görevleri yerine getirip getirmediği Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce takip ediliyor.        İmat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2002'de iflas etmesi sonucunda vergi beyanlarında karışıklık olduğunu, vergilerini ödemediğini, bu nedenle Kocaeli Vergi Dairesince mahkemeye verildiğini söyledi.Cezaevinde 10 ay kaldıktan sonra cezasının kalan kısmını bir okulda çalışarak geçirdiğini ifade eden İmat, dışarıda olmanın her şartta cezaevinde olmaktan çok daha iyi olduğunu belirtti.        
Özgürlüğün bambaşka bir şey olduğunu söyleyen İmat, ''Herkesin yaptığı şeyi yapma imkanım oluyor. Dışarı çıktığımda cep telefonumu kullanırken bile zorluk çektim. Markete gidiyorum, alışveriş yapıyorum'' diye konuştu. Cezaevinden çıktığında 33 yıllık eşine ve 2 çocuğuna kavuştuğunu belirten İmat, ''Onları her zaman görebilme şansımı hiçbir şeye değişmem. Burada çalışırken para almıyorum ama ailemin yanında olmak, beraber yemek yemek paha biçilemez. Ailemin yanında olabildiğim için buradan para almayı da almamayı da hiç umursamıyorum. Çocuklarım okulda beni ziyaret ettikleri de oluyor'' diye konuştu.        
Dumlupınar İlköğretim Okulu'nda haftada 5 gün, 4'er saat çalıştığını ifade eden İmat, şunları kaydetti: ''Okulda olmak bana daha büyük mutluluk veriyor. Öğrencilerin kahkahalarını duydukça mutlu oluyorum. Burada 169 gün daha çalışacağım. Burada temizlik ve bekçiliğin de aralarında bulunduğu birçok iş yapıyorum. Ancak bu durum beni hiç rahatsız etmiyor. Okulda çalışmama kamu cezası diyorlar ama bu durumu ceza olarak görmüyorum. Çocukların sevinçlerine ortak olmak bir ceza değil. İnsan keyifle yaptığı bir işi ceza olarak tanımlayabilir mi? Mesaim bitmesine rağmen bahçede futbol oynayan öğrencileri izliyorum. Onların bağrışmaları, gol attıklarında sevinmeleri beni de mutlu ediyor. Bazen ben de giriyorum aralarına oynamak için ama onların hızına pek ayak uyduramıyorum. Sadece penaltı çekiyorum. Yaramazlık yaptıklarında dahi onlara kızamıyorum. Onları çok seviyorum.''    

HABERLER Yazarlar Rahmi TURAN Acı çekmekten zevk mi alıyorlar?
Linkedin Flipboard Linki Kopyala Yazı Tipi
Bir şirket, AKP oylarını yüzde 43 ’e yükseltiyor, başka bir şirket yarışta geri kalmamak için oy oranını yüzde 45’ e çıkarıyor... Artıran artırana... Bu rakamlara bakınca, elimde olmadan gülümsüyor "Vay canına, bizim milletimiz bu kadar mazoşist mi? Acı çekmekten bu kadar mı zevk alıyor? Kendisini paspas gibi çiğneyen, halı döver gibi silkeleyen iktidara, geçen seçimden 10 puan daha yüksek oyu nasıl veriyor?" diye düşünüyorum. Sonuçlar, kamuoyu araştırma şirketlerinin dediği gibi çıkarsa (ki ben hiç inanmıyorum) halkımız her türlü sıkıntıyı, eziyeti, cefayı hak etmiş demektir. Her ulus kendine layık olan idareyi seçer çünkü... Kamuoyu anketlerinin tam tersine, halkımızın akıllı ve sağduyulu olduğu, 22 Temmuz’da iktidara hak ettiği dersi vereceği inancındayım! * * * Başbakan Erdoğan "Bizim sözümüz senettir" diye gürlüyor. "İşsize iş, yoksula aş, memur, işçi ve emekliyi ezdirmeyecek maaş" verecekmiş... "Versin" diyelim ama... Aynı vaatleri 2002 seçiminde de yapmıştı... Ne kadarını tutabildiğini gördük.... Senetler, karşılıksız çekler gibi hiçbir işe yaramamıştı... Neyse ki, AKP’nin yeni seçim bildirgesinde "Türban sorunu" yok... Başbakan yolsuzlukla mücadele edeceklerini vaat ediyor ama milletvekili dokunulmazlığına da hiç değinmiyor. Geçen dönem Meclis’te, suç dosyaları rafta bekleyen 100’den fazla AKP milletvekili vardı. Hiçbiri yargılanamadı. Bu dönem, kaç sanık milletvekili AKP grubunda yer alacak ve yargılanmaktan kurtulacak bakalım? Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmadıkça "yolsuzlukla mücadele" sözü inandırıcı olmayacak ve ülkemizin yolsuzluklara ilişkin imajı bu dönem de kötü olacak ne yazık ki... * * * Abdullah Gül seçim meydanlarında "Erdoğan’ın dava arkadaşı, büyük devlet adamı" diye anons ediliyor ve Erdoğan kadar, hatta ondan da fazla alkış topluyor. Abdullah Gül’ün en büyük numarası, cumhurbaşkanlığı seçiminde ayak oyunlarıyla hakkı yenilmiş mazlum politikacı rolünü oynaması ve muhalefeti acı bir dille yana yakıla eleştirmesi... Etkili oluyor doğrusu... Erdoğan’ın taktiği ise doğrudan hücum... İşsizliğe, gelir dağılımındaki çarpıklığa, tarımla geçinen insanlarımızın sıkıntılarına, emeklilerin içler acısı perişanlığına değinmeden rakiplerine vuruyor, özellikle CHP’yi suçlayıp, kendilerinin çok çok iyi, rakiplerinin ise çok çok kötü olduğunu anlatıyor. Bu arada taraftarlarının "Vur vur inlesin, münafıklar dinlesin!" sloganlarıyla mest oluyor tabii... * * * CHP etkili bir biçimde eleştiriyor, iktidarın Kuzey Irak’a girmeme sözü karşılığında ABD’den bir milyar dolar hibe aldığını iddia ediyor. MHP daha haşin gidiyor, AKP’nin, terör çetesinin uzantısı olan bağımsızlarla koalisyon arayışına girdiğini söyleyerek "Demek ki tek başına iktidara gelemeyeceklerini kendileri de biliyor... Terör, iktidarın sözlerinden cesaret alıyor. Türkiye bu tehlikeli ortaklığa geçit vermeyecektir" diye haykırıyor. Bu arada muhalefet mitinglerinde görülen bir pankart da hayli ilgi çekici: "Ağzından bal akanlara, kalbi zehir saçanlara inanma!" Düşündüm ama bulamadım... Ağzından bal akan, fakat kalbi zehirsaçan, kim ola ki?
Linkedin Flipboard Linki Kopyala Yazı Tipi
© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş
Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberleri, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi http://hurriyet.com.tr ;Hurriyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Havadis Gazetesi, 14 Şubat 2009 tarihinde ilk kez okuyucusu ile buluştu. Her geçen gün artan trajı ile LİDER gazete olarak sizlere ulaşmaya devam ediyor. İletişim: havadis@havadiskibris.com
© Copyright 2022, All Rights Reserved | Designed by Baba Bilgisayar - Kıbrıs Web Tasarım
Acı çekmekten korkup aşktan kaçmam. Aksine üzerine giderim. Reddetmek ve hayatımdan çıkarmak bana sağlıklı gelmiyor” dedi. Mutlu sonlara inanan Fahriye Evcen “Bunun için evlilik şart mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Aile olmak için illa evlenmeyebilirsin. Ama o tercih bana uzak. Sonu gelmez. Seviyorsan, istiyorsan, mutlu sonu kendin yaratırsın. Evlenirsem de mesleğimi bırakmam. Değerlerimi yitirmeden her şeyi dengede yürütebilirim. Hayatı sıralamak, bir işe odaklanıp diğerinden vazgeçmek karakterime ters.” 
FİFİ’YDİM’ Kanal D’deki ‘Çalıkuşu’nun ‘Feride’si Fahriye Evcen, Vogue dergisine “Benim ‘Feride’ye benzeyen tek tarafım; değişkenliğim. O daha fevri ve fütursuz bir kız. Bense anı yaşarım. ‘Feride’ için minik topuklu ayakkabılar giyiyorum. Başta çok zor geldi, doğru dürüst adım bile atamadım. Şimdi tıkır tıkır yürüyorum” demiş. Fahriye Evcen bir de sırrını paylaşmış: “Malum; Almanya’da doğup büyüdüm. Almanlar adımı söyleyemezdi, beni ‘Fifi’ diye çağırırlardı. Zamanla ailem bile öyle demeye başladı.”

Something went wrong, but don’t fret — let’s give it another shot.

Kız Kıza Masaj
Karısını Para Karsılıgı Sıktıren Adam
Zorla Sexpartileri

Report Page