Ruhlar ve Surlar: Zihin Duvarları

Ruhlar ve Surlar: Zihin Duvarları

Editör: Seydunaa

🔍 Kaynak: Agnostik Hararetli Bir Manifesto, Lesley Hazleton

📚 Kategori: Felsefe / Psikoloji

⏱️ Ortalama okuma süresi 3 dk.

Bir cesaret öznesi olarak ruh? Eğer öyleyse, bu alkışlanan kahramanın göz önündeki cesareti değil de her gün dünyaya açılma cesaretini gösterebilen türde bir sessiz cesarettir. Bazı insanların ruhu yok değil ama onların içindeki ruhun niteliği sanki çekilip içine kapanmış büzüşmüş gibi görünüyor. Bunlar savunma konumu almış ve etraflarına bir duvar örmüşler.

Duvarlar korku yüzünden, dünyayı dışarıda tutma arzusundan örülür. Eskiden şehirlerin etrafında surlar varken, duvarların ötesinde kalan her şey tehlikeli, bilinmez ve beklenmedik diye görülür vahşi yaşam olarak düşünülürmüş. Yaklaşmak yerine uzakta durmak daha güvenliymiş. Geceleri şehir sakinleri içeri çekilir ve şafak sökene dek kapılar kapanırmış. Surların içi güvenliymiş gibi görünse de bu aslında tecrit edilmişlik ve altta yatan derin bir güvensizlik hissini de içeriyordu. Güçlendirilmiş surların ardında yaşamak muhtemel bir saldırıya karşı sürekli tetikte beklemek demekti. İnsanları güvende tutmak amacını taşıyan şey aynı zamanda onların ne denli tehlikede olabileceğini de bilinçlere kazıyordu.

Surların çifte etkisi vardır. "Bir duvar örmeden önce bilmek isterdim / Neyi duvarın içinde ve dışında bırakıyorum," diye yazmış Robert Frost 'Duvarı Onarmak' adlı şiirinde. Bence bu harika bir soru çünkü taş ve beton duvarlar için geçerli olan şeylerin aynısı zihinsel duvarlar için de geçerlidir. En kötüsünü beklerken insan kendi etrafına bir duvar örer. Tanıdığın şeytan tanımadığın dosttan, bilinmezliğin öngörülemezliğinden yeğdir der kendine; farklı bir gelecek umudu yerine geçmişle yaşamak daha iyidir. Kendini nüfuz edilemez kıldığı için güçlü olduğuna inandırır kişi ama buna rağmen korku içinde yaşıyordur. Görüşü kapanmıştır. Sur kapıları çekilmiş ve dünyayla arasına hatta bazı uç durumlarda dünyaya karşı duvar örmüştür.

Ya kapılar açık kalırsa? Ruhu olmak incinebilir olmaya yetecek denli cesur olmak mı demektir? İncinebilirliğin risklerini kabul etmek ve bunları yine de isteyerek kucaklamak mıdır? Çünkü bunlar risktir. Güçlü ruhlar diye tanıdığım kişiler bunu bilir. Onlar soul müziğin bir tür özneleridir. Çoğunlukla acı tecrübelerin izlerini taşırlar ama korku veya dargınlığın kendilerini yönetmesine izin vermezler. Aziz değillerdir, aynı bizim gibi kusurları vardır ama hem kendi kusurlarını kabul ederler hem de başkalarınınkini ve eğer dünyaya karşı daha barışık olabilmişlerse bu zor kazanılmıştır.

Bunu direnmiş, dayanmış ve diğer taraftan yorgun argın yara bere içinde ama zaferle çıkıp elde etmiş ve fakat hayatta olmanın anlamına dair çok daha derin bir minnettarlık da hissetmişlerdir. Onlar hem bilinmezi hem de bilinmeyebilir olanı kucaklar önyargısız keşfeder ve inançlarını güven üzerine inşa eder, daima haklı olmanın aldatıcı kesinliği yerine haksız çıkma şansını tercih ederler.

Açık ve kapalı: belki konuyu bu şekilde düşünmeye ihtiyacımız var. Duygulu veya ruhsuz değil veya cesur ruhlar ya da ürkek olanlar şeklinde hiç değil de açık ruhlu veya kapalı ruhlu olarak düşünmeliyiz. İkincisi büzüşüp diğerlerinden kaçarken ilki genişleyip elini uzatır kendini dünyadan sakınmak yerine dünyaya açılır.


Report Page