Rahibelerin En Güzel Filmleri

Rahibelerin En Güzel Filmleri




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Rahibelerin En Güzel Filmleri
Haberler Mahmure Haberleri Eğlence Haberleri Kadının Cinselliğini Konu Alan 12 Muazzam Film
Kadının Cinselliğini Konu Alan 12 Muazzam Film
Adele’in (Adèle Exarchopoulos) cinsel tutkusu uyanmıştır, erkelerle buluşmuştur fakat cinsel olarak bir hazza ulaşmamıştır, başka bir ‘şeyin’ hayalini kurmaktadır. Ve hayatı mavi saçlı kız ile tanışınca tamamiyle değişir. Lise öğrencisi olan Adele henüz cinselliğini keşfetmemiş, arzuyu arzulamaya başlamamıştır. Fakat bir gün ona o en sıcak anları yaşatacak olan mavi saçlı kız Emma (Léa Seydoux) ile tanışınca kendisine her şeyi keşfetmek için izin verir. Arzuyu, yetişkin olmayı, büyümeyi ve kaybetmeyi öğrenir. Tutkusunu keşfetmeye başlar ve Adele ile Emma’nın yıllara yayılan hikayesi başlar. Emma ilk başlarda Adele’i hayatında bir yere koymasa da daha sonra ikisinin arasında ikisinin de tarif edemedi bir şey büyür. Artık Abdellatif Kechiche imzalı filmde bu iki kadın cinselliği, gençliği ve ilişkinin ne demek olduğunu öğrenir.
Catherine Breillat tarafından yazılan ve yönetilen film Barbe bleue – Bluebeard, Charles Perrault tarafından kaleme alınmış olan Mavi Sakal ismiyle bilinen ünlü masaldan uyarlanmış bir filmdir ancak filmin uyarlanışı yönetmenin kurgusu ve bakışı ile özdeşleşmiş ve bu özdeşlik ile beraber masalın farklı bir noktasına değinen bir uyarlaması olmuştur. Filmin oyuncu kadrosunda Farida Khelfa, Dominique Thomas, Daphné Baiwir, Lola Creton, Lola Giovannetti yer almaktadır. Filmin konusu iki kız kardeşin hayatının ekseninde döner. İki kız kardeş babaları öldükten sonra yoksuluğun içerisine girerler. Bu hayatın içerisinde okullarını bırakan kardeşlerden küçük olan çevrede herkes tarafından korkulan ve daha önce evlendiği üç karısına ne olduğu bilinmeyen adam ile evlenir. Bu evlilikle beraber kız için yeni bir dünya kendini gösterir.
Avustralyalı yönetmen Cate Shortland’ın ilk uzun metraj filmi Somersault, çekici bir genç kadın olan Heidi’nin hikayesini ele alır. Dikkat çekici ve güzel bir genç kadın olan Heidi, annesini erkek arkadaşıyla flört ettiğini görünce, annesiyle aralarında şiddetli bir kavga başlar. Bunun sonrasında evden ayrılan Heidi için gerçek hayatla tanışma vakti gelmiştir. Bu kaçak yolculuğu Heidi’yi Avustralya’nın güneyinde bir kayak merkezine götürür. Artık evinden uzaklarda olan Heidi için arkadaşlık, aile ve aşk kavramlarını öğreneceği ve sorgulayacağı yeni bir dönem başlamıştır. Heidi’nin daha öncesinde sorgulanması imkansız gibi görünen bu kavramların gerçek anlamlarını keşfetmesini ele alan 2004 yapımı film, birçok festivalden övgülerle ve ödüllerle ayrılmıştı.
Yeni Yunan Dalgası’nın yapı taşlarından biri olan Kynodontas – Dogtooth’un yapımcısı olan Athina Rachel Tsangari tarafından çekilen film Attenberg’in yapımcı koltuğunda ve oyuncu kadrosu arasında Dogtoohth’un yönetmeni Yorgos Lanthimos yer alıyor. Aynı zamanda filmin oyuncu kadrosundaki diğer isimler Ariane Labed, Vangelis Mourikis, Evangelia Randou. Filmin baş karakteri Marina ebeveyni tarafından izole bir şekilde yetiştirilmiş ve toplumun normlarından uzak tutularak kapalı bir hayatın içerisinde büyütülmüştür. Marina artık ıssız şehirde ölmekte olan babası ve tek arkadaşı Bella ile bir hayat içerisindedir ancak Marina kapalı şekilde büyüdüğü için sosyal anlamda deneyimi olmadan yaşamaktadır. Bu deneyimsizlik onun hem yaşamasını hem de kendini tanımasını engellemeye başlamaktadır. 2016’nın En Seksi 12 Filmi
Robert Eggers tarafından senaryosu yazılmış ve yönetmenliği yapılmış olan gerilim ve gizem dolu film The VVitch: A New-England Folktale – The Witch izleyicisini 1600’lü yıllara geri götürüyor ve bu yıllar içerisinde olan, daha sonra da artık bir efsaneye dönüşmüş olan bir hikayenin üçüncü gözü haline getiriyor. The Witch’in oyuncu kadrosunda muazzam performansları ile Anya Taylor-Joy, Ralph Ineson, Kate Dickie yer alırken, film izleyici için her zaman bir uyanışın ve aynı zamanda bir kabusun temsili haline gelen bir yapım niteliği taşıyor. William ve Katherine ailesini Hristiyanlığın kurallarına sıkı sıkı bağlı bir şekilde kurarken ıssız bir evde yaşamaya başlarlar. Ancak bir gün en küçük çocukları bebek Sam ortadan kaybolur. Bu kayboluş ile beraber evin genç kızı Thomasin hem melek hem de iblis olarak seçilir ancak filmin sonunda Thomasin içinde doğan dürtünün peşinden giderek tabuların olmadığı deneyimi yaşamayı seçer.
Ailesiyle birlikte Uruguay’da küçük bir balıkçı kasabasında yaşayan on beş yaşındaki Alex’in herkesten sakladığı bir sırrı vardır. Klinefelter Sendromu ile dünyaya gelen, çift cinsiyetli olan Alex için bu durumu saklamak da onunla yaşamak da zordur. Ailesinin arkadaşlarının oğullarıyla olan ziyaretiyle birlikte, Alex ve diğer herkes için bir kırılma yaşanacaktır. Cinsellik, toplumsal cinsiyet kimliği ve çocuklarla baş etme konuları etrafında şekillenen Lucio Puenzo imzasını taşıyan XXY; Arjantin, Fransa ve İspanya ortak yapımıdır. Film, 2007 yılında ‘Goya En İyi yabancı İspanyolca Film’ ödülüne layık görülmüştü.
A Dangereous Method, Carl Jung (Michael Fassbender) ve cinsellik üzerine kafa yoran bir başka psikolog Sabine Spielrein’ın (Kiera Knightley) hikâyesini anlatıyor. Sabine cinsel olarak bastırılmış ve mazoşisttir, Jung’a bir hasta olarak gitmiştir. Freud’un teorileri uygulanırken Jung, Sabina’ya âşık olur, kadının bastırılmış duygularıyla oynar, çocukken babasına ve genel olarak baba kavramına karşı olan cinsel isteklerini ortaya çıkartır.Jung da bastırılmış bir karakterdir. Evli olmasına rağmen hastasıyla birlikte olma tabusunu yıkmaktan âdeta zevk alıyordur. Sabina’ya karşı olan güç ve kontrolü hoşuna gidiyordur. İnançları, çok eşliliği bastırmanın doğal olmadığına inanan başka bir hastasıysa konuşurken daha da güçlenir.
12 yaşındaki Anaïs (Anaïs Reboux) henüz genç olmasına rağmen gençliğin dünyasından atılmış ve yetişkinliğin verdiği hüsranı ve kaygıyı yaşamaya zorlanmış bir karakterdir. Aslında buna onu zorlayan kendisidir, kendisi bedeni ile büyük bir savaş vermektedir. Anaïs için vücudu onun felaketinin kaynağı iken aynı zamanda dünyadan kaçarak sığındığı sığınağıdır. Fakat bu sığınak kız kardeş tarafından her zaman rahatsız edilir. Elena (Roxane Mesquida) 15 yaşında güzeldir, çekicidir, Anaïs’in olmak istediği her şeydir. Bir yaz günü Elena tanıştığı İtalyan çocuk ile yakınlaşmaya başlar ve Anaïs tüm bunlara şahit olur. Gençliğin filizlenmesi ile cinsel arzunun yanında kıskançlığın, özgüvensizliğin de ortaya çıktığı Catherine Breillat imzalı film beklenmedik sonu ile izlenmesi gereken bir aile trajedisine ve cinsel uyanışa dönüşüyor.
Bir lise öğrencisi olan Dawn bekaret grubunun en aktif üyesidir. İçinde yeni yeni filizlenen cinsel dürtülerle baş etmeye çalışmaktadır. Ancak bekaret konusundaki zor görevi üvey erkek kardeşi tarafından gün geçtikçe zora sokulur.Dawn bir gün vücudunda şimdiye kadar hiç görülmemiş bir durumla karşılaşır. Bunlar dişlerle ilgilidir, ancak vücudunda çıkan dişler kesinlikle ağız bölgesinde çıkmamaktadır.
Film, Viyana konservatuarında piyano öğretmenliği yapan ve kırk yaşını aşmasına rağmen otoriter korumacı annesiyle birlikte yaşayan Erika Kohut’un ekseninde aşkın ve cinselliğin boyutlarını Schubert ve Bach gibi klasik müziğin büyük ustalarının eserleri eşliğinde anlatıyor. Erika’nın genç ve yakışıklı öğrencisi Walter’ın çekimine kapılarak hayatı boyunca bastırdığı tehlikesi arzuların kölesi olmasını izlerken; aynı zamanda da annesi tarafından yıllardır sürdürülen psikolojik baskılarla örlen dugusal duvarların bir anda yıkılmasına şahit oluruz. Kışkırtıcı ve tabu yıkıcı filmleriyle tanıdığımoız usta yönetmen Michael Haneke’nin başyapıtı niteliğinde sayılan The Piano Teacher, Cannes Film Festivali başta olmak üzere birçok festivalden ödülle ayrılmıştır.
Dee Rees tarafından senaryosu yazılmış ve yönetmenliği yapılmış olan filmin başrollerinde Kim Wayans, Nina Daniels, Kymbali Craig, Stephanie Andujar, Adepero Oduye yer alırken filmin yapımcılığını Spike Lee üstlenmiştir. Filmin ana karakteri olan Alike genç bir bireydir ve gençliğin getirmiş olduğu her şey ile yüzleşmektedir. Bunlar arasında cinsel uyanış ve kendini tanıma da yer almaktadır aynı zamanda çevrenin baskıları ve toplumsal normlar ile gelen bireyin hayatının sınırlar içerisinde yer alarak bilindik olması da yer almaktadır. Alike cinsel yönelimini kendi kabul ederken ve bu cinsel yönelimi ile beraber cinsel kimliğinin getirdiği cinsel uyanışı içerisinde bulup bunu yaşamaya, hissetmeye başlarken çevrenin ve toplumun kırbacı ile karşılaşır. Dışlanmışlık ile beraber gelen içsel çöküntü Alike için yeni bir yoldur.
Anime dünyasının en iyi örneklerinde imzası bulunan Hayao Miyazaki’nin 2004 yapımı filmi Howl’s Moving Castle, Diana Wynne Jones’un kaleme aldığı romandan uyarlanmıştır. Fakir bir genç kız olan Sophie, şapka dikerek geçimini sağlamaktadır. Bir gün kız kardeşinin evine giderken Howl adında bir büyücüyle karşılaşan Sophie’nin hayatı o saatten sonra eskisi gibi olmayacaktır. Howl’ı takip etmekte olan kötü bir cadı Sophie’nin şapkacı dükkanına gelerek onu lanetler ve Sophie ihtiyar bir kadına dönüşür. Howl’ın Sophie’yi yürüyen şatosunda himaye etmeye başlamasıyla birlikle Howl ile Sophie arasında laneti bozmak adına bir ittifak çoktan yapılmıştır.Kaynak:FilmLoverss
E-Gazete ile tüm gelişmeler, bilgisayar, tablet ve telefonunda.
Aşağıdaki linke tıklayarak, üyelik işlemlerini gerçekleştirebilirsin.
Hürriyet haberlerinden geri kalma, tüm aboneliklerini yönet ve abone ol.
Dünyadan en güncel haberler, Türkiye'den sondakika haberleri, ekonomi dünyasından en flaş gelişmeler için Hürriyet'in uygulamalarını kullanabilirsiniz.
Kadınlara özel magazin, astroloji, cinsellik, sağlık, moda ile ilgili aradığınız herşey, Türkiye'nin en iddialı kadın portalı Mahmure'de
© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş

Molatik Sanat 90'larda çocuk olanların en sevdiği 15 film
Çocukluğu 90'lara denk gelenlerin en sevdiği 15 film Günler öncesinden televizyonda tanıtımı döner, şu akşam şu saatte şu film oynanacak denir ve o an geldiğinde evin en afilli köşesine kurulup büyülenmiş gibi o filmleri izlerdik...90'larda çocuk olanların hiç unutamadığı prime-time saati yayınlanan o efsane filmlerden bir demet yaptık...
Müşfik üniversite profesörü Sherman Klump’ın hayatındaki tek ve en büyük problem obezite hastalığına yakalanmış olmasıdır. Ancak bir gün kilo verdirici bir ilaç icat ettiğinde bu sorunundan kurtulma umudunu kazanır. Artık hayallerindeki kızın ilgisini çekebilecektir ve bu nedenle ilacı kendi üstünde denemeye başlar. İlacı kullandığı zaman içerisinde sürpriz bir şekilde farklı kişiliklere bölünen Klump, hayalini elde edebilecek midir?
Profesör Klump rolündeki Eddie Murphy’nin tam tamına sekiz farklı karakteri canlandırdığı film 1963 yapımı orijinal versiyonun re-make’idir. Başarılı bir bilimkurgu-komedi örneği olan yapıtın ‘en iyi makyaj’ dalında Oscar’ı kucakladığını hatırlatalım.
Dennis Dugan tarafından yönetilen, komedi türündeki ABD filmi.
Junior, bugüne kadar evlatlık verildiği her aile tarafından, çocuk esirgeme kurumuna geri gönderilmiş, sabıkalı ve tehlikeli bir baş belasıdır. Rahibelerin yurdunda onların ve kalan diğer çocukların başına bela olmaktadır. Ta ki Ben Healy ve eşi Flo tarafından evlat edinilene kadar. Çift Junior sayesinde mahalledeki çocuklu çiftler tarafından kabul edileceklerine sevinirken, başlarına nasıl bir problem açtıklarının farkında değildirler.
Newton ailesi, mutlu olmak için her şeye sahiptir. Ancak onlara yine de bir eksiklik var gibi gelmektedir. Aileye katılan dört ayaklı yeni bir üye, bu eksikliği nihayet tamamlar. St. Bernard cinsi bu sevimli yavru köpeğe Beethoven adını verirler. George, Alice ve çocuklar Ryce ve Ted, Beethoven'ı çok severler ve onu beslemeye başlarlar. Fakat Beethoven anormal bir şekilde büyür ve şişmanlar. Bunun üzerine onu veteriner Dr. Varnick'e gösterirler. Ancak aile, doktorun neyin peşinde olduğundan habersizdir. Köpekler üzerinde deneyler gerçekleştiren kötü kalpli doktor Beethoven'ı kaçırması için iki kişi tutmuştur. Ve ailenin tüylü üyesini kurtarmak baba George'a düşer.
1994 yapımı bir komedi filmi. Patrick Read Johnson'un yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde Joe Mantegna, Lara Flynn Boyle, Brain Haley ve Joe Pantoliano var.Üç beceriksiz fidyeci tarafından kaçırılan şirin bir bebeğin başından geçen komik olayları anlatan enfes bir komedi. Birilerinin bebekleri koruduğu kesin!
Tom Holland'ın yönettiği 1988 yapımı ABD psikolojik korku filmdir. Filmin oyuncu kadrosunda Catherine Hicks, Chris Sarandon, Alex Vincent ve Brad Dourif yer almaktadır. Film, dul bir annenin oğlunun doğum günü için bir seri katilin ruhuna sahip olduğunu bilmediği bir oyuncak bebek satın almasını anlatıyor.
Charles Lee Ray, Chicago sokaklarında polisten kaçarken yaralı halde bir oyuncakçıya girer. Polis kurşunuyla vurulan Charles Lee Ray, ölmeden önce kendi ruhunu yanında duran Good-Guy bebeklerinden birine aktarır. Daha sonra oyuncakçıda büyük bir patlama olur.
Karen Barclay, oğlu Andy'nin doğum günü için çalıştığı iş yerinin arka sokağındaki bir seyyar satıcıdan Charles Lee Ray'in ruhunu taşıyan bir oyuncak bebek satın alır. Bebeği alıp oğlu Andy'e doğum gününde hediye eder. Andy bu bebeği çok sever ve ona Chucky diye hitap etmeye başlar. Andy'nin annesi Karen, bir gün akşam mesaisine kalır. Andy'e o akşam Karen'in yakın arkadaşı Maggie bakmak zorunda kalır. Andy'nin uyuduğu sırada Chucky, Maggie'yi öldürür. Chucky bir oyuncak olduğu için olay yerine gelen polis Andy'den şüphelenir.
1994 yılı ABD yapımı, başrollerinde Jim Carrey ve Jeff Daniels'in oynadığı komedi filmi.
Lloyd girdiği tüm işlerde dikiş tutturamayan, sık sık iş değiştiren ve pek de akıllı olmayan biridir. Havaalanında karşılaştığı ve ilk görüşte aşık olduğu kadın, çantasını havaalanında bırakmış ve uçakla Aspen'e gitmiştir. Lloyd çantasını ona ulaştırmak için kendisinden hiçbir farkı olmayan arkadaşı Harry'yi de yanına alarak kadının peşinden kayak ve turizm merkezi Aspen'in yolunu tutar. Yolda başlarından türlü komik olaylar geçen bu ikilinin sahibine ulaştırmak için götürdükleri çantanın içinin ağzına kadar para dolu olduğundan haberleri yoktur. Ta ki günler sonra Aspen'e ulaşıncaya kadar...
Akademi Ödülü kazanmış 15 Haziran 1994 yılında gösterime giren Walt Disney Pictures yapımı bir animasyon filmidir. Walt Disney Animasyon Klasiklerin 32. filmidir. Hikâye, William Shakespeare in Hamlet oyunundan etkilenmiştir, Afrika'da insansı hayvanların krallık yeridir. Film, Kayıp Balık Nemo (bir Disney/Pixar bilgisayar-animasyon filmi) gösterilene kadar yüksek standartlarla gösterildi. Aslan Kral hala geleneksel animasyon tarihinde durur ve Disney Rönesans dönemine (bilinen) uygundur.
Aslan Kral animasyon içinde dönüm noktası gibi görünür ve eleştirmenlerin gözünde eleştiri aldı, filmin hikâye ve müziği övgü aldı. 1994'te gösterim sırasında, film dünya çapında toplam $783 milyondan daha fazla aldı, o yıl film çok başarılı gösterime girdi, ve yüksek çözünürlükte film 'in 24.sü oldu.
Bir müzikal film olan, Aslan Kral müziğinin başarısı için 2 akademi ödülü aldı ve En İyi Film Yapımı - Müzikal ya da Komedisel için Altın Küre Ödülü aldı. 
Film, Türkiye'deki sinemalarda, 1995 yılı boyunca 815 bin 651 kişi tarafından izlenmiştir.
Yönetmenliğini Hugh Wilson'ın yaptığı 1984 yılı ABD yapımı Polis Akademisi serilerinin ilk filmidir. Film, dünya çapında yaklaşık 146.000.000 $ hasılat elde etmiştir.
Kentin valisi Polis Akademileri'nin artık ırk, cinsiyet, boy, kilo ve eğitim ayrımı yapmaksızın polis olmak isteyen herkese açık olduğunu beyan eder. Bunun üzerine her biri farklı ortamlardan gelen, birbirinden ilginç ve farklı kişiliklere sahip insanlar Polis Akademisi'ndeki seçmelere katılmak üzere Akademi Kampüsü'ne gelirler. Polis adayları bu durumdan son derece hoşnuttur. Ancak onları eğitmekle sorumlu olan üstleri, bu acemi çaylakları nasıl yola getireceklerini kara kara düşünmeye başlamışlardır bile. Öğrencilerin hemen hepsi, eğitimlerini tamamlayıp iyi birer polis olarak emniyet teşkilatına katılmaya kararlıdırlar. Ancak bazılarının geliş sebebi çok farklıdır. Ya akademiye yazılacak, ya da hapse gireceklerdir..
Bir grup bilim insanı, gizli bir laboratuvarda tüm zamanların en güçlü Pokemon'unu yaratmaya çalışmaktadırlar. Bunun için efsanevi Pokemon Mew'in buldukları kılındaki DNA'yı kullanarak bir dizi biyomühendislik çalışmasından sonra Mewtwo'yu meydana getirirler. Yarattıkları şeyin gücünden habersiz olan bilim insanları ve laboratuvarları, Mewtwo'nun uyanışıyla yok olurlar. Kendisini Frankenstein'ın canavarına benzer bir canavar Pokemon olarak yarattıkları için yaratıcılarına kızan Mewtwo, dünyadan intikamını almaya karar verir.
Acemi bir eğitici, kendisini bir Pokemon dövüşüne davet ettiği sırada Ash Ketchum ve iki arkadaşı Misty ve Brock dinlenmektedirler. Ash, ilk ve favori Pokemonu olan Pikachu sayesinde eğiticiyi rahatlıkla alt eder. Güzel bir kızın hologramı belirir ve üçlüyü New Island'a ustası 'dünyanın en büyük Pokemon eğiticisi'nin ev sahipliği yaptığı bir partiye davet eder. Üçlü bu daveti kabul eder. Bu sırada Ash'in başlıca rakipleri Team Rocket (Jessie ve James ikilisi ve Pokemon maskotları Meowth'tan oluşan grup) gizlice hologramı seyretmişlerdir ve onlar da partiye katılmak istemektedirler.
Partiye katılacak bütün eğiticiler, feribot iskelesinde toplanırlar. Büyük bir fırtına feribot servisini görev dışı bırakır ancak bazı eğiticiler (Ash, Misty, Brock ve Team Rocket) Pokemon'larını kullanarak tehlikeli suları aşmayı başarırlar.
Kaleye geldiklerinde, hologramdaki güzel kız Joy, eğiticilere büyük holü gösterir ve onları ev sahibi usta eğitici ve dünyanın en güçlü Pokemon'u Mewtwo'yla tanıştırır.
Bundan sonra, tüm zamanların en büyük Poke
1984'te, o zamana dek yapılmış en pahalı komedi filmi olarak vizyona girdiğinde çılgınlık derecesinde sevilmiş olan Hayalet Avcıları; Dan Aykroyd ve Harold Ramis'in birlikte yazdıkları çok iyi senaryo kadar, Bill Murray ve Rick Moranis gibi komedyenlerin usta oyunuyla da unutulmazlar arasına girmiş bir yapım.Seri tekrar çekilmeye başlamıştır.Bu yeni seride farklı olarak ana karakter kadrosunu ilk serinin tersine kadınlar tarafından oluşturulmaktadır.Yeni serinin yönetmenliğini Paul Feig üstlenmektedir.Filmin yeni kadrosunu Kate McKinnon, Leslie Jones, Melissa McCarthy ve Kristen Wiig oluşturmakta.
Paranormal konulara düşkün Dr. Peter Venkman ve iki arkadaşı çalıştıkları üniversiteden kovulunca kendi işlerini kurarlar. TV sayesinde isimlerini duyurup New York halkını rahatsız eden hayaletlerden kurtarırlar.
Bir gün viyolenselist Dana Barrett tarafından kiralandıklarında paranormal boyuta açılan bir kapıdan hayaletler geldiğini görürler ve işler iyice çığırından çıkar
Jim Carrey'nin başrolü Cameron Diaz ile paylaştığı sinemada ikinci filmidir.
Bankacı Stanley Ipkiss, toplumun itip kaktığı, itibar görmeyen biridir. Araba tamircisi tarafından dolandırılır, disco korumaları tarafından hor görülür. Bedbaht halde deniz kıyısına gidip kaderine üzüldüğü sırada, denizde parlayan bir şey görür. İnsan zannederek denize koşar; ancak bir maske ile karşılaşır. Stanley'in evine götürdüğü maske, intikam alacak, belalara bulaşacak, komedi yaratacaktır. Yaptıklarının ucu elbette ki Stanley'e dokunacaktır.
Maske, Norveç mitolojisindeki karmaşa ve muziplik tanrısı Loki tarafından yapılmış ve Dünyaya atılmış bir maskedir. Efsaneye göre maskeyi takan kişi lokinin güçlerine sahip olur
1995 yapımı Joe Johnston'ın yönetmenliğini yaptığı ve Chris Van Allsburg'un 1981 yılında popüler olan kitabı Jumanji üzerine yapılmış bir filmdir. Hikâye bir sihirli oyun üzerine kuruludur. Zarda gelen sayıya göre oyunda değişik orman canlıları ortaya çıkmaya başlar.
 1996 ABD yapımı bir animasyon filmdir. Başrolünde Michael Jordan, Bugs Bunny (seslendirme Billy West) ve diğer Looney Tunes karakterleri vardır. Filmin yapımcısı Ivan Reitman, yönetmeni Joe Pytka'dir.
Yıl 1993'tür. Michael Jordan basketboldan emekli olup, beyzbola geçer. Bu sırada Nerdlucks adında bir çete, Looney Tunes karakterlerin
Oda Arkadaşı
Işkenceli Elleri Bağlı Sikiş
Sarışın Bebek Zenciye Analdan Veriyor

Report Page