Porlo Türkce

Porlo Türkce

Ошибка при установлении защищённого соединения

Страница, которую вы пытаетесь просмотреть, не может быть отображена, так как достоверность полученных данных не может быть проверена.
Пожалуйста, свяжитесь с владельцами веб-сайта и проинформируйте их об этой проблеме.

Во время загрузки страницы соединение с сервером было сброшено.

Отправка сообщений о подобных ошибках поможет Mozilla обнаружить и заблокировать вредоносные сайты

Сообщить
Попробовать снова
Отправка сообщения
Сообщение отправлено

использует защитную технологию, которая является устаревшей и уязвимой для атаки. Злоумышленник может легко выявить информацию, которая, как вы думали, находится в безопасности.

العربية
Deutsch
English
Español
Français
עברית
Italiano
日本語
Nederlands
Polski
Português
Română
Русский
Svenska
Türkçe
中文

العربية
Deutsch
English
Español
Français
עברית
Italiano
日本語
Nederlands
Polski
Português
Română
Русский
Svenska
Türkçe
中文

Ukrainian is now available on Reverso!

Arabic
German
English
Spanish
French
Hebrew
Italian
Japanese
Dutch
Polish
Portuguese
Romanian
Russian
Swedish BETA
Turkish
Ukrainian BETA
Chinese

Synonyms
Arabic
German
English
Spanish
French
Hebrew
Italian
Japanese
Dutch
Polish
Portuguese
Romanian
Russian
Swedish BETA
Turkish
Ukrainian BETA
Chinese
Ukrainian

Suggestions:
porto nel
portò nel
pollo nel

These examples may contain rude words based on your search.

These examples may contain colloquial words based on your search.

Translation of "porlo nel" in English

place it
put him
placing it
place him
relate it

in
into
during
within
through

Appoggiarne uno su un foglio di carta forno o scottex, porlo nel microonde e cuocere alla massima potenza (io 950 Watt) per 2 minuti.

Endorse one on a sheet of wax paper or paper towels, place it in the microwave and cook on full power (950 watts I) for 2 minutes.

Dopo il superamento del test per il nostro device in tutti i mondi di test, possiamo porlo nel nostro mondo reale.

After the successful testing of our device in all test worlds we can put it in our (real) world.

Per preparare le talee basta tagliare una porzione di ramo di 15-20 cm, togliendo le foglie basali e porlo nel terreno per 7-10 cm.

To prepare the cuttings, just cut a portion of 15-20 cm branch, removing the basal leaves and placing it in the ground for 7-10 cm.

Abbiamo preso del tessuto osseo dalla destra del suo bacino per porlo nel suo avambraccio.

We took bones from your right pelvis and put them into your left forearm.

Abbiamo deciso di porlo nel suo stesso Passaggio del mondo del Sogno... E far decidere ai suoi demoni del passato il suo destino.

We decided to put him into his own Dreamscape Passage... and let his past demons decide his fate.

Fu lasciato ad Atanasio il compito di porre il dibattito al di fuori dei confini accademici e degli studiosi, e di porlo nel contesto della nostra salvezza, dove di diritto appartiene.

It was left to Athanasius to put the debate outside the limits of academic and "scholarly" debate and put it in the context of our salvation-where it rightly belongs.

Devi essere presente quando il tuo Equipaggio fa rientro per poter provvedere a porlo sotto protezione nel Rifugio.

You must be around when your army gets back in order to secure it in Harbor.

Aggiungere, con una pipetta, 50 ml del solvente A (3.2), tappare il pallone e porlo per un'ora nel mescolatore rotativo a capovolgimento.

Using a pipette, add 50 ml of solvent A (3.2), stopper the flask and mix for one hour in the mixer.

di non essere a conoscenza di alcuna condizione medica pregressa, o di lesioni che possano porlo a rischio nel corso dell'evento;

not to be aware of any previous medical condition, or of injuries that may put him at risk during the event;

Nel considerare la materialità del negativo e nel porlo di fronte alla macchina fotografica, la normale dinamica di ripresa è sconvolta: il negativo cessa di essere un semplice supporto d'immagine e diventa esso stesso il soggetto dell'immagine.

By considering the materiality of the negative and placing it in front of the camera, the usual photographic dynamic is overturned: the negative ceases to be a mere image support, and becomes itself the subject of the image.

Ho passato molto tempo nel Landers, credo di porlo gestire.

I've spent time in landers too, I think I can manage.

Versare un po' di acqua nel bicchiere e porlo sotto l'apertura della pompa.

Pour a little water into a glass or cup, and hold it under the nozzle.

O, meglio ancora, porlo davanti alla facciata e svegliarvi nel vostro appartamento con il sole che entra già attraverso le tende.

Or - even better - put it right outside your door! Wake up in your apartment with the sun peeping through the curtains.

All'imboccatura vi è il porlo , luogo al tutto deserto, e senza una goccia d'acqua nel contorno.

At the mouth there is the port , a spot entirely desert, and without any water in the immediate neighbourhood.

Nel corso del XIV secolo la potente città di Lucca riuscì a conquistare il borgo e a porlo sotto la propria giurisdizione.

During the XIV-th century the powerful city of Lucca conquered the village and put it under its jurisdiction.

Consiste, invece, nel portare al centro dell'opera il tempo del processo artistico e porlo in dialogo con il mondo che lo circonda e non indipendentemente da esso.

Rather, it consists of placing the time needed for the artistic process at the centre of the work, and establishing a dialogue between it and the surrounding world, which does not exist independently.

La forte concorrenza esistente nel settore deve servire da stimolo per una maggiore qualificazione del nostro prodotto, al fine di porlo all attenzione dei mercati nazionali ed internazionali.

The strong competition of this sector must act as a stimulus to improve the quality of our product so as to bring it to the attention of national and international markets.

Come noto, è il paese più importante del continente, dalle forti potenzialità di crescita da porlo tra i principali paesi al mondo nel giro di un decennio.

As it is known, Brazil is the most important country of the continent, which has strong growth potential so to be considered among the leading countries in the world within a decade.

Nel primo caso lo schiavo era protetto da qualsiasi tentativo di porlo nuovamente in schiavitù (come, per esempio, dagli eredi del padrone che lo aveva affrancato).

In the former, the emancipated slave was legally protected against all attempts at re-enslavement-for instance, on the part of the former master's inheritors.

Prima di ritirarsi, ha guidato il progetto per circa dieci anni, impegnandosi in prima linea per far riconoscere il sito di Merv come Patrimonio mondiale dell'umanità e porlo sotto la tutela dell'UNESCO, richiesta presentata dal Turkmenistan e approvata nel 1999.

She led the project for a decade before retiring and played a central role in Turkmenistan's application to UNESCO for World Heritage Status for the Merv site, which was granted in 1999.

Voice and photo translation, offline features, synonyms , conjugation , learning games
Results: 27 . Exact: 6 . Elapsed time: 1192 ms.
© 2013-2022 Reverso Technologies Inc. All rights reserved.

Seks bağımlılığı bir hastalık mı, zevk arayışı mı?
'Zarar verecek seviyeye ulaşıyorsa'
Gizlilik ve çerez politikalarımız konusunda bazı önemli değişiklikler yaptık. Bu değişikliklerin ne olduğunu ve sizin için ne anlama geldiğini bilmenizi istiyoruz.
Toplum olarak, nikotin, alkol, uyuşturucu gibi maddelere bağımlılık duyulabildiğinin ve bunların bize zarar verebileceğinin farkındayız. Ama iş sekse geldiğinde, bazı uzmanlar seksin bir bağımlılık olup olmadığı konusunda fikir birliğine varamıyor.
Seks bağımlılığı henüz bir "klinik teşhis" değil, elimizde kaç kişinin böyle bir kaygıyla İngiliz Ulusal Sağlık Sistemi'ne (NHS) başvurduğuna dair resmi veriler yok.
Seks ve porno bağımlısı olduğunu düşünenler ve yardım isteyenler için açılan internet sitesi, 2013 yılından bu yana 21 bin ziyaretçisiyle anket yaptı.
Ankete katılan erkeklerin yüzde 91'i, kadınların da yüzde 10'u rahatsızlıklarından dolayı aile hekimlerine başvurdu.
ABD ve İngiltere'de ruh sağlı teşhislerinde en önemli referanslardan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı (DSM) 2013 yılında seks bağımlılığını el kitabına koymayı değerlendirdi ancak yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle reddetti.
Ama Dünya Sağlık Örgütü'nün Uluslararası Hastalık Sınıflandırma Sistemi'ne "kompülsif cinsel davranış" tanısı eklenmesi önerisi görüşülüyor.
Kompülsif davranışlar kategorisine daha önce kumar bağımlılığının eklenmesi düşünülmüştü ve 2013 yılında kumar, bir bağımlılık olarak resmi tanılar arasında yer aldı. Ayrıca yeni kanıtların ortaya çıkmasıyla aşırı yeme bozukluğu da bu kategoriye girdi.
Terapistler seks bağımlılığının da benzer bir yoldan geçebileceği görüşünde.
İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'ndeki araştırmacılar 2014 yılında yayımladıkları raporda porno izleyenlerin beyinlerindeki uyarılan noktalarla uyuşturucu bağımlılarının, bağımlı oldukları maddeyi gördüklerinde uyarılan noktaların aynı olduğunu ortaya koymuştu.
Araştırmacılar, porno izlemenin de 'ödül aracı' olarak görüldüğünü söylüyor.
BBC'ye konuşan Cambridge Üniversitesi'nde görevli Dr. Valeri Voon, "Bu araştırma, bu tip rahatsızlıklar görülenlerin beyin faaliyetleri üzerinde yapılan ilk araştırma. Fakat yine de seksin açıkça bir bağımlılık olabildiğini söylemek için çok erken" demişti.
Bir kişinin sekse bağımlı olup olmadığını söyleyebilmek, bağımlılığın neye olduğunu doğru tespit edebilmekle ilgili bir mesele. Ve henüz tanıma ilişkin resmi bir fikir birliği yok.
Open University'den Emeritus Profesör Dr. Frederick Toates'e göre tanımı, psikolojik olarak bir kişinin bir şeye duyduğu istek, bağlılık ve o şeyden mahrum kalmanın da fiziksel olarak zarar verecek hale gelmesi. "O zaman seks bir bağımlılık olamaz" diyor Dr. Toates. Ama daha geniş bir tanımın daha faydalı olacağına inanıyor.
Dr. Toates, bağımlılığımızın iki belirleyicisi olduğunu söylüyor: ödül arayışı veya zevk, ve bu davranışın çevresinde oluşan çatışmanın varlığı.
'Ödül arayışı' birçok uzmana göre, her ne kadar benzerlikleri olsa da, bağımlılığı obsesif kompülsif davranıştan ayırıyor.
Bağımlılığı olanlar, uzun vadede kaybedecekleri daha fazla olsa da, kısa vadeli kazanımlar peşinde oluyor. Dr. Toates, obsesif kompülsif bozukluğu olanların ise zevk almadıkları davranışlarda bulunduklarını söylüyor.
Ama aslında hepimiz zevk peşindeyiz, peki ödül arayışındaki sıradan kişileri bağımlılardan ayıran nedir?
Psikolog Dr. Harriet Garrod, bir davranışın kişinin kendisine veya kişinin çevresine zarar verecek seviyelere ulaşması, o davranışın bağımlılık olarak değerlendirilebileceğini söylüyor.
Dr. Garrod bunun, tedavi olmak isteyenlerin sayısının artması ve bir rahatsızlık olduğuna ilişkin destekleyici kanıtlar oluşması anlamına geldiğini ifade ediyor.
Klinik psikolog Dr. Abigael San ise cinsel davranışların bağımlılık yaratabileceği görüşünde. Dr. San, depresyon, anksiyete veya travma gibi duygularının kontrolden çıktığını düşünenler bu bağımlılığı duygusal sorunlarla baş etme mekanizması olarak görebilir diyor:
"Farklı aktiviteler, maddeler farklı yollarla ödüllendirme araçlarını faal hale getirebilir.
"Seks de benzer bir araç olabilir. Tek mesele hala yeterli kanıtlara sahip olmamamız."
Dr. San yine de bunu "bağımlılık" olarak etiketlemenin kimseye faydası olmayacağı görüşünde. Özellikle diğer sorunlarla mücadele için seksin kullanılmasının yanlış teşhislere yöneltebileceğini ifade ediyor.
Yine de seks bağımlılığının gerçek bir sağlık durumu olmadığını düşünenler de var.
Seks terapisti David Ley, sıklıkla seks bağımlısı olarak etiketlenen davranışların aslında, tedavisi için yeterli kanıt olmayan anksiyete ve ruh haliyle ilgili olabileceğini söylüyor.
"Seksi veya mastürbasyonu alkol ve uyuşturucu maddelerle denk tutmak çok saçma. Alkol bağımlılığı olanlar bıraktıklarında ölebilirler" diyen Ley, 'seks bağımlılığı konseptinin, sağlıklı seksin ne olduğuyla ilgili ahlaki değerler temelinde' değerlendirildiğini ifade ediyor.
Aralarında Dr. Voon'un da bulunduğu Uluslararası Hastalık Sınıflandırma ekibindeki araştırmacılar bir sonraki sayılarında bu tuzağa düşmeyeceklerini söylüyorlar.
Araştırmacılar teşhisin 'cinsel istek ve davranışların tanımında' veya 'psikolojik stres ile ahlaki yargıların, onaylanmayan cinsel isteklerin' tanımında kullanılmaması gerektiğini belirtiyor.
Bu durumun resmi olarak tanınmasını isteyen araştırmacılar için klinik teşhislerin önemi kişilerin, bağımlılık veya daha derin başka bir sorun olsun, yardım alabileceklerini bilmeleri sağlamak.
© 2022 BBC. BBC, link verilen internet sitelerinin içeriğinden sorumlu değildir. Link verilen internet sitelerine yaklaşımımız.

Sert Sikiş Tecavüz Izle Video
Turkyapımı Porno
Bg Trbanli Porno Free Izle

Porlo Türkce

Report Page