Parton Sekreteri

Parton Sekreteri




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Parton Sekreteri
Falls die Wiedergabe nicht in Kürze beginnt, empfehlen wir dir, das Gerät neu zu starten.
Videos, die du dir ansiehst, werden möglicherweise zum TV-Wiedergabeverlauf hinzugefügt und können sich damit auf deine TV-Empfehlungen auswirken. Melde dich auf einem Computer in YouTube an, um das zu vermeiden.
Bei dem Versuch, Informationen zum Teilen abzurufen, ist ein Fehler aufgetreten. Versuche es bitte später noch einmal.
0:02 / 3:58 • Vollständiges Video ansehen Live



Impressum |
Datenschutz |
AGB |
© Wortbedeutung.info 2022

Wir verwenden Cookies, um die Funktionalität zu verbessern und Ihnen relevante Werbung anzuzeigen. Indem Sie auf "OK" klicken, stimmen Sie der Verwendung von Cookies durch uns und unsere Partner zu. Details
Bewerte den Wörterbucheintrag oder teile ihn mit Freunden.
„sekretere“ beim Online-Wörterbuch Wortbedeutung.info (12.8.2022) URL: https://www.wortbedeutung.info/sekretere/
Weitergehende Angaben wie Herausgeber, Publikationsdatum, Jahr o. ä. gibt es nicht und sind auch für eine Internetquelle nicht zwingend nötig.
Derzeit gibt es noch keine Anmerkungen zu diesem Eintrag.
Wortbedeutung.info ist ein Sprachwörterbuch und dient dem Nachschlagen aller sprachlichen Informationen. Es ist ausdrücklich
keine Enzyklopädie und kein Sachwörterbuch, welches Inhalte erklärt.
Hier können Sie Anmerkungen wie Anwendungsbeispiele oder Hinweise zum Gebrauch des Begriffes machen
und so helfen, unser Wörterbuch zu ergänzen.
Fragen, Bitten um Hilfe und Beschwerden sind nicht erwünscht und werden sofort gelöscht. HTML-Tags sind nicht zugelassen.
Im Alphabet vorhergehende Einträge:
sekreter ‎ (Deutsch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kre|ter
Aussprache/Betonung:
IPA: [zeˈkʁeːtɐ]
Grammatische Merkmale:
Nominativ Singular Maskulinum der starken Flexion des Positivs des Adjektivs…
sekreten ‎ (Deutsch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kre|ten
Aussprache/Betonung:
IPA: [zeˈkʁeːtn̩]
Grammatische Merkmale:
Genitiv Singular Maskulinum der starken Deklination…
sekretem ‎ (Deutsch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kre|tem
Aussprache/Betonung:
IPA: [zeˈkʁeːtəm]
Grammatische Merkmale:
Dativ Singular Maskulinum der starken Deklination des Positivs des Adjektivs sekret
Dativ Singular…
sekrete ‎ (Deutsch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kre|te
Aussprache/Betonung:
IPA: [zeˈkʁeːtə]
Grammatische Merkmale:
Nominativ Singular Femininum der starken Deklination des…
sekret ‎ (Deutsch)
Wortart: Adjektiv
Steigerungen: Positiv sekret, Komparativ sekreter, Superlativ sekretesten Silbentrennung:
se|kret, Komparativ: se|kre|ter, Superlativ: am se|kre|tes|ten
Aussprache/Betonung:

sekondës ‎ (Albanisch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kon|dës
Aussprache/Betonung:
IPA: [sɛˈkɔndəs]
Grammatische Merkmale:
Genitiv Singular bestimmt des Substantivs sekondë
Dativ Singular bestimmt des…
sekondën ‎ (Albanisch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kon|dën
Aussprache/Betonung:
IPA: [sɛˈkɔndən]
Grammatische Merkmale:
Akkusativ Singular bestimmt des Substantivs sekondë
sekondë ‎ (Albanisch)
Wortart: Substantiv, (weiblich)
Silbentrennung:
se|kon|dë
Aussprache/Betonung:
IPA: [sɛˈkɔndə]
Wortbedeutung/Definition:
1) sechzigster Teil einer Minute; Sekunde

sekonde ‎ (Albanisch)
Wortart: Deklinierte Form
Silbentrennung:
se|kon|de
Aussprache/Betonung:
IPA: [sɛˈkɔndɛ]
Grammatische Merkmale:
Genitiv Singular unbestimmt des Substantivs sekondë
Dativ…
Das Wort kommt in den letzten Jahren sehr selten in deutschsprachigen Texten vor. Die Worthäufigkeit sagt nichts über die Bekanntheit des Wortes oder das Vorkommen in der gesprochenen Sprache aus.
Wir teilen Wörter in die fünf Gruppen „sehr selten“, „selten“, „regelmäßig“, „häufig“ und „sehr häufig“ ein.
Die Darstellung mit serifenloser Schrift, Schreibmaschine, altdeutscher Schrift und Handschrift sieht wie folgt aus:
Wortbedeutung.info ist ein Wörterbuch mit Erklärungen zur Bedeutung und Rechtschreibung, der Silbentrennung, der Aussprache und Übersetzungen. Es beinhaltet zudem Redewendungen, Sprichwörter und geflügelte Wörter. Insgesamt werden mehr als 700.000 Wörter bzw. Phrasen beschrieben
Ziel ist die Erstellung eines digitalen Sprachwörterbuchs (keiner Enzyklopädie) mit praktischen Anwendungsbeispielen. Die Textkorpora für die Erzeugung von Anwendungsbeispielen werden dabei ständig ausgebaut. Wortbedeutung.info baut auf dem gemeinschaftliches Projekt Wiktionary auf.
Wortbedeutung.info ist kein Wiki, d.h. die Einträge können von Nutzern nicht bearbeitet werden. Es können aber Kommentare und Anwendungsbeispiele zu den einzelnen Einträgen verfasst werden.
Zu den Referenzen und Quellen zählen: Duden Deutsches Universalwörterbuch , Wahrig Deutsches Wörterbuch , Kluge Etymologisches
Wörterbuch der deutschen Sprache , Uni Leipzig Wortschatz-Lexikon , Jacob Grimm, Wilhelm Grimm: Deutsches Wörterbuch , Online-Wortschatz-Informationssystem Deutsch, PONS Deutsche Rechtschreibung ,
Digitales Wörterbuch der deutschen Sprache, Joachim Heinrich Campe: Wörterbuch der deutschen Sprache ,
Wolfgang Pfeifer [Leitung]: Etymologisches Wörterbuch des Deutschen , The Free Dictionary,
Wikipedia und weitere. Details zu den Einzelnachweisen sind den einzelnen Artikeln zu entnehmen.

Der Artikel steht unter der Doppellizenz GNU-Lizenz für freie Dokumentation und Creative Commons CC-BY-SA 3.0 Unported .
Bei Wiktionary ist eine Liste der Autoren verfügbar.
Der Artikel wurde bearbeitet und ergänzt.
Die oben genannten Lizenzbestimmungen betreffen nur den reinen Artikel (Wörterbucheintrag), gelten jedoch nicht für die Anwendungsbeispiele, den Thesaurus und die Nutzerkommentare.
Beispiele von Wikipedia stehen ebenfalls unter der Doppellizenz GNU-Lizenz für freie Dokumentation und Creative Commons CC-BY-SA 3.0 Unported.
Beispielsätze von tatoeba.org stehen unter der Creative-Commons-Lizenz CC-BY 2.0 FR.


Ana sayfa » Demokrat Parti Dönemi (14 Mayıs 1950-27 Mayıs 1960) Demokrat Parti Dönemi (14 Mayıs 1950-27 Mayıs 1960) Tarihsel Bilgi Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 17/07/2018

“Demokrat Parti Dönemi (14 Mayıs 1950-27 Mayıs 1960)” hakkında 2 yorum
Demokrat Parti 7 Ocak 1946’da kuruldu. 14 Mayıs 1950’de 27 CHP iktidarını sona erdirerek Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk defa serbest seçimle iktidarı kazanan Türk siyasi partisi oldu. Sırasıyla 1950, 1954 ve 1957 seçimlerini kazanmış ve on yıl boyunca (1950-1960) iktidarda kalmıştır. Ancak, 27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi ile iktidardan düşürülmüş ve 29 Eylül 1960’ta kapatılmıştır.
Demokrat Parti’den önce çok partili siyasi hayata geçiş denemeleri oldu ve Türk siyaseti çok partili hayata geçerken oldukça sancılı bir süreç yaşadı. Başlangıçta Kemalistler tek partili bir devlet kurmak istememiş olabilirlerdi. Ancak Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkası gibi denemeler başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı ve II . Dünya Savaşı gibi süreçlerin oluşturduğu koşullar tek partili sistemin varlığını devam ettirmesine neden oldu. Bu süreçte CHP ile Devlet birbiri içerisine girdi ve bu durum CHP’nin 1935 senesindeki kongresiyle resmi bir hal aldı. Parti’nin temel ilkeleri yeni Türk devletinin ilkeleri olacaktır diye ilan edildi. Öyle ki partinin il başkanları kendi illerinin valileri olurken partinin Genel Sekreteri de İçişleri Bakanı olmuştur. Bu durum bir noktada devleti kuranların tabii olarak devleti yönetme isteklerinin tezahürüydü.
 Diğer taraftan İsmet İnönü dâhil CHP’nin önemli isimleri bir muhalefetin gerekliliğini kabul ediyordu. Modern demokrasilerde var olan muhalefet eksikliğini kapatmak için CHP’nin içinden oluşturulan Müstakil Grup’a meclis içinde iktidarı eleştirmesine ve sadık muhalefet rolü oynamasına izin verildi. Fakat hiçbir zaman tam olarak muhalefet rolünü üstlenememiştir. Bundan sonraki süreçte yeni bir siyasi parti kurma girişimi siyasetçilerden değil, Nuri Demirağ adlı bir sanayiciden geldi. Onun liderliğinde 1945 yılında Milli Kalkınma Partisi’nin kurulmasıyla çok partili hayata geçildi. Ancak bu parti Türk siyasi hayatında çokta etkili olamadı. Bundan dolayı da tam manada çok partili sistem Demokrat Parti’nin kurulmasıyla başlayacaktır.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya, İtalya ve Japonya’daki totaliter rejimlerin yenilgisi ve Batı demokrasilerinin zaferi, her zaman Batı’daki siyasi iklime tepki veren Türkiye’yi etkilemesi kaçınılmazdı. Savaş bittikten sonra iktidar kanadında değişen atmosfere adapte olmak için siyasi ve ekonomik bir liberalleşme eğilimi söz konusu oldu.
Ayniyat Vergisi, Milli Koruma Kanunu gibi uyg ulamalar kötü ekonomik durumu düzeltemediği gibi iktidarın eleştirilmesine neden oldu. Bunların ardından toprak ağalarının gücünü kırmayı amaçlayan ve toprak sahipleri aleyhine olan toprak reformu yasa tasarısı girişimi CHP içindeki muhalefetin kristalleşmesine başrol oynadı. İleride Demokrat Parti’nin kurucuları olacak Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes bu yasanın anayasaya aykırı olduğunu söyleyerek karşı çıktılar. İşte bu “ Dörtlü Takrir ” ileride siyasi muhalefetin başlangıç simgesi olarak görülecektir. Bunlardan üçünün partiden ihracı ve Bayar’ın da istifasının ardından muhalifler 7 Ocak 1946 ’da Demokrat Parti’yi kurarlar. İlk olarak CHP’ye sadık bir parti olduğu havası ortaya çıktı. Gerçekten de üyelerinin zihniyeti CHP’lilerden farklı değildi ve parti programının CHP’ninkinden farkı yoktu. Sadece iki noktada farkı dikkat çekiyordu:
Halk Partisi’ne sempati duyan hemen herkes, DP’nin CHP ile aynı temel ilkelerini benimsemesinden hoş bir şaşkınlığa uğradı. Birçok kişi DP’yi muvazaa partisi olarak görmeye başladı.
Diğer taraftan Demokrat Parti’nin kurulmasıyla iktidar partisinin bazı değişikliklere gittiğini görüyoruz. İsmet İnönü’nün Milli Şef unvanı kaldırıldı, Müstakil Grup dağıtıldı, basın yasaları genişletildi ve üniversitelere özerklik verildi böylelikle daha liberal bir hale gelindi.
Tüm bunlara karşın 1947’de yapılacak olan seçimlerin 1946’ya alınması bu liberal eğilimin samimi olmadığı görüşünün ortaya çıkmasına neden oldu. Demokrat Partili yöneticiler CHP’nin kendilerine seçim propagandası için gerekli hazırlıkları yapmaya fırsat verememek için erken seçim kararı aldığını söyleyerek bu kararı eleştirdiler. 1946’daki seçimleri CHP kazandı ancak seçimlere yolsuzluk iddiası damga vurmuştur.
1946’da seçimlerinden sonra CHP yeniden iktidar oldu. Ancak seçimlerdeki başarıya rağmen CHP içindeki Radikal-Ilımlı mücadelesi bitmedi. CHP’nin içindeki aşırıcılar Demokrat Parti’nin demokrasi adına attıkları adımları fazla, rejim için tehlikeli, görüyorlardı bundan dolayı parti içinde radikal ve ılımlı kanat arasındaki ilişkiler gerilmeye başladı.
Buna karşılık Demokrat Parti’nin de iktidara yönelik tenkitlerini kademeli olarak sertleştirdiği görülür. Bu yoldaki ilk adım DP’nin Birinci Büyük Kongresinde kabul edilen; Anayasadaki vatandaş hak ve hürriyetine karşı olan maddelerin kaldırılması oy emniyetinin sağlanması ve seçim kanununda değişiklikler yapılmasını içeren Hürriyet Misakı ’dır. Bundan sonra iki parti arasında gerginlik giderek artacaktır.
Başbakan Recep Peker, muhalefete memlekette anarşi yaratmak suçlaması yaparken, Demokrat Parti yönetimi de hükümetin, teşkilatlanma ve propaganda yapma haklarını kısıtladığını söyleyerek şikâyet ediyordu. Burada Cumhurbaşkanı’nın partisinin aşırıcı kanadını frenlediğini görüyoruz. İsmet İnönü bu ve bundan sonraki tutumuyla Türkiye’de iktidarın halkın oyu ve tercihiyle seçilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Cumhurbaşkanı İnönü, iktidar ve muhalefet liderleriyle yaptığı bir dizi görüşmeler sonunda; iktidar ve muhalefet arasındaki zıtlaşmayı gidermek için hem iktidara hem de muhalefete eşit uzaklıkta kalacağını taahhüt ettiği ve siyasi partilerin Türk demokrasisinin vazgeçilmez unsuru olduğunu vurguladığı bir bildiri yayınladı. Bu bildiriyle birlikte ülkede çok partili rejim geri dönülemez bir biçimde kabul edilmiş oldu.
Feroz Ahmad Beyannamenin kabul edilmesinden bir gün sonra Amerikan Yardım Anlaşması’nın imzalanmasına dikkat çeker. Sovyet yayılmasına karşı Amerika dost ve müttefik ülkeler oluşturmaya başlamıştı. Bu doğrultuda Sovyetlerin potansiyel yayılma sınırlarındaki ülkelere çeşitli isimlerle yardım paketleri sağlanıyordu. Türkiye de bu yardımlardan yararlanan devletlerarasına girmiştir. Bu dönemde İnönü’nün tarafsız bir tutum alması bu yardımdan yararlanmak için olduğu rivayet edilir.
Beyanname siyasi ortamı yumuşattı ancak DP içinde bir grup, 1948’de Millet Partisi ‘ni kuracak olan, iktidarla düzeltilen ilişkilere tepki gösterdikten sonra bunun güdümlü demokrasi olduğunu öne sürerek partiden ayrıldı.
Baskılara rağmen CHP içindeki ılımlı ve aşırıcı kanat arasındaki mücadeleler bitmemiştir gelişmeler ılımlıların lehine olmuştur. Aşırı sert politikayı savunan Recep Peker 9 Eylül 1947’de istifa etti. Yerine sivil kökenli Hasan Saka getirildi. Bundan sonra Halk Partisi’nin kendini yenileme çabaları devam edecektir. 17 Kasım 1947 tarihli CHP’nin 7. Kongresinde parti programını oluşturan altı ilke yeniden yorumlama gereği hissetmiştir. Parti tüzüğündeki bu değişiklikler demokratikleşme yolunda önemli bir mahiyet arz eder. Hükümete küçük çiftliklere bile el koyma yetkisini veren Toprak Kanunu’nun 17. Maddesi kaldırılması değişimin en belirgin noktası olması açısından önemlidir.
Yöneticilerin yerlerini korumak için kamuoyunu dikkate almak zorunda olduklarının farkına varmalarının ve Kongre’den sonra Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere siyasi yelpazedeki her makam sahibinin eleştirilebilmesi Halk Parti’yi parçalanmaktan kurtarmış ve canlanma imkanı vermiştir. Partiler arası ilişkilerde de adeta bir bahar havası başlamıştır. Artık yeni bir devrin başladığı her kesim tarafından görülmekteydi.
 Diğer taraftan 9 Haziran 1948’te istifa eden Hasan Saka hükümeti genç ve dinamik isimlerle yenilenerek devam ettirilmiştir. Ancak Nihat Erim gibi İnönü’nün sözcüsü niteliğindeki isimlerin varlığı Cumhurbaşkanının iktidar ile muhalefet arasındaki dengeyi koruduğunu gösterir.
Partiler arasındaki olumlu gelişmelere rağmen ekonomik sahada beklenen iyileşme görülmediğinden 1949’da Hasan Saka hükümeti istifa etti . Yerine yeni hükümet kurma görevi politik ve kültürel meselelerde liberal görüş sahibi olan Şemsettin Günaltay ’a verildi. Bu görevlendirme CHP’nin halka yakınlaşma hareketlerinde en önemli adımlardandır.
Muhalefet iktidarı ekonomi alanında Amerika’dan gelecek yardımlara fazla güvenilmemesi konusunda uyarırken CHP’de seçim kanununda siyasi partilerin devlet radyosunu kullanabilmesi ve İstiklal Mahkemelerini kaldıracağının vaadinde bulunması ayrıca halkın dini duygularında daha liberal yaklaşımlar ön plana çıkarmıştır. Buna karşılık sol örgütlenmeye karşı iktidarın ve muhalefetin desteklediği bir uygulama haline gelmiştir. İktidarın muhalefetin sesine kulak vererek adımlar atması CHP’nin imajında olumlu bir etki yapmaya başlaması DP’de rahatsızlığa neden oldu. Zira gevşeyen siyasi ortamın Halk Partisi lehine dönmesinden endişe duyuluyordu.
1950’de yapılacak seçimler yaklaşırken Demokrat Parti’nin 1949’da toplanan İkinci Büyük Kongresi’nde temel gündem konusu Seçim Kanunu’yla ilgiliydi. 1946 Seçimlerinde yaşanan hadiselerin tekrarlanmasında endişeliydiler. Bunula ilgili olarak “ Milli Teminat Andı ” adı verilen bildiriyi yayınladılar. Bildiriye göre dürüst seçim ve oy emniyeti sağlanmazsa vatandaşın devlete karşı harekete geçme hakkı doğacaktı. Bu bildiri siyasi gerilimi arttırdı. CHP’liler bu bildiriye “Milli Husumet Andı” ismini takarak muhalefetin, vatandaşı nizam ve kanun dışı harekete sevk ettiğini öne sürüyordu. Ayrıca bu kongrede DP’liler Anayasanın değiştirilmesine karşı çıkmışlardır. Partiden ihraç edilmelerini onaylayan, parti başkanlarının ve merkez komitesinin yetkilerini arttıran kararlar aldıkları gibi laiklik prensibini bozmamak kaydıyla din hürriyetinin temel hürriyetlerden olduğunu kabul etmişlerdir.
DP’lilerin kendi yandaşlarını sağlam tutmak amacıyla tırmandırdıkları gerilim, olumsuz karşılanmaya başlayınca kararların sadece ihtar amaçlı olduğu ileri sürüldü. Netice itibariyle 1950 seçimleri için gizli oy açık tasnif esasına dayalı olacak yeni bir seçim kanunu çıkartıldı.
1 Mart 1950’ de Türk büyüklerine ait türbelerin ziyarete açılması kabul edildi. Fevzi Çakmak’ın cenazesinde yaşananlar laikliğin hala pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterdi. Bu olaydan sonra Celal Bayar, Başbakan Günaltay’ı ziyaret ederek seçimlerde dini siyasete alet edebileceklere karşı hükümete yardımcı olmayı önerdi.
Demokrat Parti üretimi arttırıp, vergileri azaltmak, dengeli bütçe ile ekonominin düzeltilmesi ile rejim ve ilkelere zarar verilmeyeceği gibi seçim söylemlerinde bulunurken; CHP ise ekonomide devletin rolünü azaltmak, özel teşebbüse daha fazla fırsat vermek, paranın değerini korumak, vergi reformu yapmak ve Halk Partisi’nin altı ilkesinin anayasadan çıkarmak gibi seçim söylemlerinde bulunmuştur.
1950’de yapılan genel seçimlerde, çoğunluk sistemine dayanan, gizli oy-açık tasnif usulüne göre seçim gerçekleşmiştir. Seçim sonuçları CHP’nin her türlü değişim çabalarına rağmen halkı ikna edemediğini kanıtlamıştır. Katılım % 88.88 ile rekor düzeyde olup. DP oyların % 53’ünü CHP ise % 39’unu almıştır. Böylece CHP, iktidarı DP’ye devretmiştir. Bu sonuçlar DP’nin başarısı olarak görünse de halkın önemli bir kısmının halen CHP ve İnönü’yü desteklediğini göstermesi açısından önemlidir.
Seçim sonuçları dış basında büyük yankı uyandırmış ve kazananları dahi sonuçtan şaşkın olduğuna değinilmiştir. Seçimlerden sonra Cumhurbaşkanlığına Celal Bayar seçilmiştir ve partisinden istifa ederek tarafsız bir konuma gelmiştir. “Dörtlü Takrir” imzacılarından Refik Koraltan Meclis Başkanlığına getirilirken hükümet kurma görevi de Adnan Menderes ’e verilmiştir. Yeni meclisin daha ilk oturumunda muhalefete söz hakkı tanınmayınca Meclis’i terk etmiş ve bu durum 4 yıl boyunda sürecek sürtüşmenin ilk işareti olmuştur. Bu dönemde DP muhalefette İnönü’nün etkisini azaltmaya çalışmaktaydı.
Yeni iktidar 27 yıllık CHP iktidarının köklerini tüm devlet kurumlarından sökmek için harekete geçti. Ordu, üniversite, basın ve yargı üzerinde düzenlemeler yapıldı. İlk önce Genelkurmay Başkanı ve önemli sayıda yüksek rütbeli subay emekliye sevk edildi.
DP döneminde ulaşım sektöründe de gelişmeler yaşanmış, ancak bu dönemde Atatürk ve İnönü dönemlerinin aksine demiryollarına değil, karayolu yapımına öncelik verilmiştir. DP döneminin eğitim politikası da CHP’den farklı olmuştur. Atatürk döneminde açılmış olan Halkevlerinin 1951 yılında kapatılması ve İnönü döneminde kurulan Köy Enstitüleri’nin kapatılarak İlkokula dönüştürülmesi bu farklı politikanın en çarpıcı örnekleridir.
İrtica söylemlerinin çoğalması, Atatürk heykellerine saldırlar yapılması ve parti taşra örgütlerinden Atatürk ilkelerinden dönülmesi taleplerine muhalefetin tepkisi olmuştur. Buna karşılık iktidar irtica söylemleri nedeniyle Büyük Doğu ve İslamiyet gibi bazı dergilere soruşturma açılmış. Buna ilaveten 25 Temmuz 1951’de Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu çıkarmıştır.
Yasal anlamda ilk çalışma, muhalefetinde desteğiyle Arapça ezan yasağını kaldırmak oldu. Bundan başka DP iktidarı bir af kanunu çıkartmış, ücretli hafta sonu tatilini kabul etmiştir. Bu dönemde önemli bir yer teşkil eden bir başka konu ise Komünizm ile mücadele olmuştur. Bu doğrultuda sert ve ciddi adımlar atılmıştır.
Türkiye’nin 1952’de NATO’ya girmesiyle, II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan yalnızlık da sona ermiştir. Doğal olarak bu gelişme iç politikaya da yansımış ve DP’nin gücü ve halktan aldığı destek artmıştır.
Muhalefet tarafında ise değişim isteği açık bir şekilde ifade ediliyordu. CHP’nin Sekizinci Genel Kurulu’nda İsmen İnönü ve ekibinin çekilerek partinin gençleştirilmesi delegeler tarafından isteniyordu.
Bu dönemde İktidar-Muhalefet ilişkilerine baktığımı
Sex Momporno
Zorla Ensest Pornolar
18+Video

Report Page