Ormanda Askerle

Ormanda Askerle




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Ormanda Askerle

Samanyolu Haber
/ Gündem
/
Minibüsle kaçırdılar, ormanda işkence ettiler
/ 14 Mayıs 2017 12:45
Hizmet Hareketi’ne yakın 3 Türk’ün kaçırılma biçiminde gözaltına alınarak Türkiye’ye teslim edildiği Malezya’da daha önce yaşanan 2 kaçırma olayının daha ayrıntıları ortaya çıktı.
13 Ekim 2016 tarihinde Alettin Duman (49) ve Tamer Tıbık (43), başkent Kuala Lumpur’da güpegündüz kaçırılarak Türkiye’ye gönderilmişti. İsveç merkezli insan hakları kuruluşu Stockholm Center for Freedom (SCF) son raporunda bu olayların perde arkasını aydınlattı.
SCF, Hollanda’dan sonra ikinci ülke raporu olarak Malezya’yı yayınladı . “Erdoğan’ın Uzun Kolları: Malezya Vakası” başlıklı rapora göre iki isim, ayrı ayrı yerlerde siyah minibüslerle kaçırıldı. Kimliği belirsiz Malaylarca kaçırılan iki şahıs, 1 gün boyunca farklı yerlerde tutularak işkence gördü. Ertesi gün akşam da Türk Hava Yolları uçağında Türk yetkililere teslim edildi. Ankara’da gözaltında oldukları sürede de ağır işkence gören Duman ve Tıbık, halen tutuklu bulunuyor. Aynı şeyin, son teslim edilen İsmet Özçelik, Turgay Karaman ve İhsan Aslan’ın da başına gelmesinden korkuluyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 14 Ekim 2016 tarihinde, “Dün gece Malezya'dan 3 teröristi teslim aldık” açıklaması yaptı. Olay ilk olarak böyle duyuldu. Ancak kimliği bilinen 2 kişi var. Alettin Duman ve Tamer Tıbık’ın dışında üçüncü şahsın kim olduğu hala meçhul.
3 çocuk babası Alettin Duman, Türk okulu Time International School’un kurucularından olup bir dönem yönetim kurulu üyeliği yapmıştı. 2 çocuk babası Tamer Tıbık da Malezya-Türk Ticaret ve Sanayi Odası isimli derneğin genel sekreteriydi.
SCF’nin ulaştığı tanıkların, kaçırılma olaylarına ilişkin anlatımları ise şöyle: Alettin Duman, 13 Ekim 2016 günü ikindi namazını camide kılmak üzere Jalan Sentul Indah’daki evinden çıkar. Ancak uzun bir süre eve dönmeyince ailesi, durumu arkadaşlarına haber verir. Okulun bağlı olduğu şirkette Duman’la birlikte yönetim kurulu üyesi olan Malezya vatandaşı Mukhlis Amir Nordin (29), durumu polise bildirir. 24 saat sonra harekete geçen dedektif polisler, 14 Ekim Cuma akşam saatlerinde camiye gelerek cemaatten bir takım kişilerle görüşür ve görgü tanıklarının ifadelerini alır. Ama Duman’ı bulamaz. 
Tamer Tıbık ise İngilizce takviye dersleri almak için her gün Kuala Lumpur’daki Elite Language Centre’a gitmektedir. 13 Ekim günü de kursa gitmiş ama her zaman döndüğü saatte eve gelmemiştir. Ailesi kendisine cep telefonundan da ulaşamayınca polise başvurur. 
Her iki kayıp vakasının aynı saatlere denk gelmesi nedeniyle aileler Duman ve Tıbık’ın aynı kişilerce kaçırıldığını düşünür. Ertesi gün akşam saatlerine kadar süren aramalarda bir sonuç elde edilemez ama o sırada Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklaması sosyal medyaya düşer. Aileler, iki kişinin Türkiye’ye iade edildiğini böyle sürpriz bir şekilde öğrenmiş olurlar. 
MALEZYA’DA ORMANDA, TÜRKİYE’DE GÖZALTINDA İŞKENCE 
Alettin Duman, aile üyelerince son olarak 13 Ekim 2016 saat 16.00 sularında görüldü. Rapora göre bundan sonraki olaylar şöyle gelişti: Duman, Jalan Sentul Indah caddesi üzerindeki Tamarind Condo’da bulunan evlerine 500 metre mesafedeki Pakistanlılara ait bir camide ikindi namazını kılmak üzere evden ayrıldı. Namazdan sonra da okulun yönetim kurulu üyelerinden Malezyalı arkadaşı Mukhlis Amir Nordin’le (29) buluşacaktı.
Eşine, akşam yemeğine yetişeceğini söyledi. Fakat 19.30 olduğunda hala dönmemişti. Ailesi kendisine ulaşmaya çalıştı ama telefonu kapalıydı. Şarjının bitmiş olduğunu düşündüler. Fakat 1 saat geçtiği halde dönmeyince endişelenmeye başladılar. 20.30 sularında 3 kez daha aradılar ama yine ulaşamadılar. Normalde yemeğe gelemeyecek ani bir işi çıkmış olsa kesinlikle haber verirdi diye düşündüler. Fakat bilgi de vermemişti. Oğlu Kutluhan Duman (21), babasının namaz sonrası buluşacağı Malezyalı arkadaşı Nordin’i aradı. O da ‘Buluşamadık çünkü kendisine ulaşamadım’ dedi. Bunun üzerine aile daha da endişelenmeye başladı. Bir kaza geçirmiş olmasından endişelendiler.
Eşi Saliha (43) ve oğlu Kutluhan, arabasının orada olup olmadığını kontrol etmek için binanın otoparkına indiler. Araba oradaydı. Bu kez, camiye yürürken kendisine bir arabanın çarpmış olabileceğini düşündüler. Ardından, birlikte çalıştığı arkadaşlarını aradılar. Onlar da eve geldi. Birlikte polise başvurmaya ve civardaki hastaneleri dolaşmaya karar verdiler. İlk başta kaçırılmış olabileceğini düşünmediler. Daha çok kaza veya bir soygun girişiminde yaralanmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyorlardı. Kutluhan Duman ve babasının iş arkadaşları, sabah 3’e kadar polis istasyonunda beklediler. Fakat Malezya polisi, prosedüre göre 24 saat geçmeden hiç bir şey yapamayacaklarını söylüyordu. Sabah saat 6 civarında eşi Saliha ve oğlu Kutluhan, camiye gidip sabah namazına gelen cemaate Alettin Duman’la ilgili herhangi bir şeye şahit olup olmadıklarını sordu. Cemaatten bir kişi Duman’ı tanıdı. Dün kendisini camide gördüğünü ve namazdan sonra sakin bir şekilde ayrıldığını anlattı. Şu durumda Alettin Duman camiye ulaşmış, namazını kılmış ama ne olduysa camiden ayrıldıktan sonra olmuştu. 
O gün akşama kadar arama çabaları sonuçsuz kaldı. Malezya gece saatlerinde, kötü de olsa nihayet bir haber aldılar. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Malezya’dan üç kişinin getirildiğini ve “F..Ö terör örgütü üyeliği” nedeniyle tutuklandıklarını duyurdu.
MALEZYA'DAN PASAPORTSUZ NASIL ÇIKARILDI?
Ertesi sabah Saliha Duman’ın İstanbul’da yaşayan kızkardeşi H. Ş.’den bir telefon aldılar. H.Ş., Emniyet’ten bir telefon geldiğini ve Alettin Duman’ın gözaltında olduğunu haber verdiklerini aktardı. Duman, Ankara’da tutuluyordu ve terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Aile şoka uğradı. Çünkü Alettin Duman’ın pasaportu ve kimlikleri hala evdeydi. Pasaportu ve kimliği olmadan Malezya’dan nasıl çıkabilmişti? Saliha Hanım, hemen Ankara’da yaşayan kayınvalidesi Sündüz Duman’ı aradı. Sündüz Hanım kötü haberi alır almaz emniyet müdürlüğüne gitti. Fakat polisler, gözaltında olduğu sürede kendisini oğluyla görüştüremeyeceklerini söylediler. Sündüz Duman, oğlunun gözaltında olduğu 21 gün boyunca defalarca Emniyet’e gitti ama kendisinden hiç bir haber alamadı. 
3 Kasım 2016 tarihine gelindiğinde, devlet tarafından atanan bir avukat, Sündüz Duman’ı arayarak oğlunun ertesi gün mahkemeye çıkacağını bildirdi. Alettin Duman, kaçırıldıktan sonra ilk kez 4 Kasım’da mahkemede annesi ve kardeşi tarafından görüldü. Bir kaç dakika kendisine sarıldılar. Kardeşi Sebahattin Duman, ağabeyini tanıdı, bu Alettin Duman’dı ama düzgünce yürüyebilecek durumda değildi. Abisine neden yürüyemediğini sordu. Alettin Duman, işkence gördüğünü, bacaklarının ağrısından dolayı yürüyemediğini söyledi. 
Hakim, kayıp belgeler nedeniyle duruşmayı 7 Kasım’a erteledi. 7 Kasım’da tekrar hakim karşısına çıktı. İfadesini verdikten sonra koridorda kelepçeli bir şekilde bir kaç saat kararın çıkmasını bekledi. Bu sırada kardeşi Sebahattin Duman, kendisiyle bir süre konuşabilme fırsatı yakaladı. Alettin Duman, başından geçenleri bu esnada anlatabildi. Daha sonra 5 Aralık 2016 günü kendisini hapishanede ziyaret eden annesine de yaşadıklarını anlattı.
SCF’nin her iki anlatımdan derlediğine göre Alettin Bey, kaçırılma anını şöyle anlattı: “Camiden çıktım. Eve doğru ilerliyordum. Trafik ışıklarından geçeceğim sırada bir minibüs durdu ve içinden sivil giyimli bir Malay çıktı. Beni kolumdan tutup minibüse sokmaya çalıştı. Direndim, kendisini ittim. Bunun üzerine içerden 2 kişi daha çıktı. Onlar da sivil giyimli ve Malay’dı. İnsan kaçakçıları sandım önce. Dördüncü bir kişi daha bana aracın içinden silah doğrulttu. Kurtulmaya çalıştım ama beni bayılttılar. Ayıldığımda kendimi bir ormanın içinde terk edilmiş bir binada buldum. Ellerim ve ayaklarım kelepçeliydi. Ağzıma bant yapıştırılmıştı. Gözlerimde bant vardı. Mafya tarafından kaçırılmış gibiydim. Ormanın içinde izole edilmiş bu binada 4 kişi tarafından işkence gördüm. Bir ara fidye için orada tutulduğumu ve öldürüleceğimi düşündüm. Silahla ve ikinci kattan atmakla beni tehdit ettiler. Yemek ve su vermediler. Zincirle sıkıca bağladılar. Kim oldukları ve beni niye kaçırdıkları konusunda hiç bir bilgi vermediler. Neredeyse bütün gün bana işkence ettiler. Kaçırıldıktan 29 saat sonra havaalanına götürüldüm. Durum o zaman anlaşıldı. Türk görevliler orada oyuna dahil oldu. Beni kaçıran Malezyalılar, Türk görevlilere teslim etti. Türk Hava Yolları ile uçurulup Türkiye’ye getirildim. Türkiye’de gözaltında kaldığım 23 gün boyunca da ağır işkenceye maruz kaldım.”
Yani aslında Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Dün gece teslim aldık” dediği saatlerde Alettin Duman daha teslim edilmemişti. Halen ormanın içindeki o ıssız binada Malezyalıların gözetiminde kelepçeli olarak tutuluyordu. Bu açıklama da iki devlet arasındaki işbirliğinin hangi boyutlarda olduğunu gösteriyor. 
“GÖZALTINDA GECE DIŞARI ÇIKARIP BAŞIMA SİLAH DAYAYARAK KONUŞTURMAYA ÇALIŞTILAR”
Alettin Duman, kardeşi Sebahattin’e, gözaltında özellikle geceleri çok işkence gördüğünden de bahsetti. Rapora göre bazı geceler onu Emniyet’ten çıkarıp boş bir araziye götürüyorlar ve başına silah dayayıp “Her şeyi itiraf et” diye tehdit ediyorlardı. Alettin Duman, “İtiraf edecek bir şeyim yok” demesine rağmen her defasında bu tehditler devam ediyordu. Duman, gördüğü bütün işkenceleri o koridorda kardeşine anlatmak istemedi. Fakat kardeşi Sebahattin, iki tane polisin o esnada “İtiraf etmezsen eşin ve kızların tehlike altında” diye tehdit ettiklerine orada bizzat şahit oldu. 
Alettin Bey, polislerin ve savcıların kendisini ‘Bylock’ kullanmakla suçladığı bilgisini verdi. Buna karşılık kendisinin bu uygulamayı hiç kullanmadığını, zaten Bylock’un ıPhone’lara yüklenemediğini ve kendisinin Iphone kullanıcısı olduğunu söyledi. Buna rağmen o gün mahkeme, Bylock kullanıp kullanmadığı netleştirilinceye kadar tutuklanmasına karar verdi. Yani Duman, Bylock kullanmadığını ispat etmek zorundaydı. Bu netleşene kadar da tutuklu kalacaktı. 
TIBIK’IN AİLESİ MALEZYA’DAN KANADA’YA GEÇTİ
Tamer Tıbık da Duman gibi önce Sincan T Tipi cezaevinde konuldu, sonra Kırıkkale Keskin Cezaevi’ne nakledildi. Ailesi, 1 Aralık 2016 tarihli ziyarette kendisinden dinlediklerini SCF’ye aktardı. Buna göre Tıbık da uzun süre gözaltında tutuldu ve işkence ile itirafçı olması istendi. Hizmet Hareketi’ne bağlı kişilerin isimlerini vermesi için baskı yapıldı. Hatta Tıbık’ın annesi bir defasında polislerden, “Oğlun bize hiç konuşmuyor, bize hiç yardımcı olmadı” şeklinde sitem dahi işitti. 
Tıbık’ın kaçırılmasından sonra eşi ve çocukları kendilerini Malezya’da emniyette görmedikleri ve can güvenliklerinden endişe ettikleri için 2 gün sonra ülkeyi terk ederek Kanada’ya gittiler. Statüleri bu ülkede halen incelenmeye devam ediyor.
Tamer Bey’in eşi Kamuran Tıbık (41), Kanada’dan SCF’ye gönderdiği mektupta, başlarından geçenleri şöyle anlattı: “Benim adım Kamuran Tıbık. Türk polisi, hükümet üyeleri ve AKP destekçilerinin dahil olduğu Türk devletinin kontrol ettiği zulüm, keyfi gözaltı ve işkence konusunda köklü bir korkuya sahibim. (…) Eşimin kaçırılması ile birlikte hayatımız mahvoldu. (…) Kızlarım ve ben o 2 gün boyunca gece gündüz ağlayarak ve umutsuzca kendisini bulmaya çalıştık. 15 Ekim’de Türkiye’den bir arkadaşım aradı ve Dışişleri Bakanı’nın Malezya’dan iki Gülenist’in başarıyla getirildiğini açıkladığını söyledi. Artık ben ve kızlarım da Malezya’da güvende değildik. (…) Türkiye’ye kaçırılanlardan birinin yüksek ihtimalle eşim olduğunu öğrendikten sonra vakit kaybetmeden Malezya’dan ayrıldık ve 16 Ekim’de Kanada’ya geldik. 
Eşim Türkiye’den ayrılmadan önce Avukat Hasan Basri Aksoy’a vekalet vermişti. Fakat o avukat da tutuklanmıştı. Ben de bir arkadaşım aracılığıyla başka bir avukat buldum. Fakat yetkililer, kendilerinin zaten bir avukat atadıklarını ve bizim tuttuğumuz avukatı kabul etmeyeceklerini söylediler. Kayınvalidem ve kardeşim savcı ile görüşmeye gitti. Bana aktardıklarına göre savcı ilk başta arkadaşça yaklaştı. Onlara, darbe girişimine katıldığını itiraf etmesi noktasında eşimi ikna etmem için beni Türkiye’ye çağırmaları gerektiğini söyledi. Savcı, eşimin bu yönde ifade vermediğini ama eğer itirafçı olursa sadece 2 yıl hapse maruz kalacağını, aksi takdirde 15 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. Kayınvalidem ve kardeşim, eşimin masum olduğunu savunup dokümanları talep ettiğinde ise savcının tavrı değişti. Kayınvalidem ve kardeşimi ‘hain’ olarak adlandırıp Türkiye’ye dönersem benim de tutuklanacağımı söyledi. Ayrıca talep ettikleri dokümanları vermeyi de reddetti. 
Eşim, hiç bir suç işlemediği halde şu anda cezaevinde. İşkence ve kötü muamele ile karşı karşıya. Sebepsiz yere onu daha ne kadar uzun süre içeride tutmaya devam edeceklerini de bilmiyoruz. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı kalmadığı için eşim ciddi bir işkence, kötü muamele ve ‘intihar’ süsü verilmiş infaz riski altında.”
Raporun tamamının İngilizce PDF'i bu adreste: OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Malezya kaçırılan 3 Türk'ü Türkiye'ye verdi



<< Önceki Haber
Minibüsle kaçırdılar, ormanda işkence ettiler
Sonraki Haber >>

Sitemizi kullanmaya devam
ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz.
Detaylı bilgi almak için Çerez Politikasını ve Gizlilik Politikasını inceleyebilirsiniz.


Haber : Ormanda Kaybolan Çocuğu Jandarma Buldu - Haberler
Haberler ›› yerel ›› Ormanda Kaybolan Çocuğu Jandarma Buldu - Haberler
Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere Haberler.com tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur.
Aydın'ın Nazilli ilçesine bağlı Haydarlı köyünde ablası ile oynarken kaybolan 7 yaşındaki engelli çocuğu, jandarma ekipleri ve köylüler 8 saat sonra ormanda buldu.
Aydın 'ın Nazilli ilçesine bağlı Haydarlı köyünde ablası ile oynarken kaybolan 7 yaşındaki engelli çocuğu, jandarma ekipleri ve köylüler 8 saat sonra ormanda buldu.
Edinilen bilgiye göre, Nazilli'ye bağlı 20 kilometre uzaklıktaki dağ köyü olan Haydarlı Köyünde anne Necla Yıldırım (37), ablası ile evde bir süre yalnız bıraktığı 7 yaşındaki engelli Ali Rıza, evden uzaklaşarak ormanda kayboldu. Yarım saat sonra eve gelen ve oğlu Ali Rıza'yı göremeyen anne Necla Yıldırım (37) kızından oğlu hakkında bilgi alamayınca hemen köy içerisinde oğlunu aramaya başladı. Bir saat süren köy içi ve yakın çevre aramadan sonuç alamayan acılı anne yakınları daha sonra Nazilli İlçe Jandarma Komutanlığına haber verdi. Saat 12.00 gibi kaybolduğu belirlenen işitme, konuşma ve zihinsel engelli Ali Rıza'yı aramak üzere Nazilli İlçe Jandarma Bölük Komutanlığından gelen 25 askerle birlikte tüm köylüler seferber olarak aramaya katıldı. Saat 16.30 sıralarında havanın kararması ile birlikte arama çalışmaları fenerler ve el fenerleri ile devam etti. Havanın kararmasının üzerinden 3 buçuk saat geçtikten sonra yaklaşık 2 kilometre köyün uzağındaki dağlık ve ormanlık arazideki dar bir patika üzerinde çocuğun bulunduğu haberi geldi.
Jandarma ekiplerinin, Ali Rıza'yı patika yolunda kenarında soğuktan dolayı oldukça üşümüş ve korkmuş bir halde bulunmasının ardından hemen köyün yakınlarında hazır bekletilen 112 acil servis ekiplerine teslim edildi. 2 kilometre boyunca jandarmanın kucağında bir askerin paltosuna sarılı vaziyette getirilen Ali Rıza'yı kontrol eden sağlık ekiplerince ilk tedavisinin ardından Nazilli Devlet Hastanesine getirilerek tedavi altına alındı. Hastanede de çocukla yakından ilgilenen jandarma ekipleri 8 saat boyunca soğukta ve aç kalan, Ali Rıza'ya atıştırması için bisküvi ve meyve suyu alarak şefkatini bir kez daha gösterdi.
7 yaşındaki çocuğunun bir an olsun yanından ayrılmayan anne Necla Yıldırım, jandarma ekiplerine durmadan teşekkür ederek, "Saat 12.00 sıralarında ablası ile evde bırakarak bir işimi halletmek üzere kısa süreliğine evden ayrıldım. Yaklaşık 45 dakika sonra döndüğümde ablasının kardeşini aramakta olduğunu gördüm. Çok korktum. Çünkü Ali Rıza da Mental Retardasyon var, yani zeka geriliği var ayrıca konuşamıyor ve kulakları az duyuyor. Önce köyün içerisinde aradık. Bulamayınca yakın çevrede aramayı sürdürdük. Yine bulmayınca bu kez bir saat sonra jandarmadan yardım istedik" dedi.
Bir yıl önce eşi Davut'u kaybettiğini ifade eden Anne Necla Yıldırım, "Eğer oğlumu da kaybetseydim yaşayamazdım. Allah Jandarmadan razı olsun. Cep telefonu bile çekmeyen sarp ve ormanlık arazide 7 saat boyunca oğlumu aradılar. Umudum kesilmek üzereyken beni oğluma kavuşturdular. Hastanede bile oğlumun tedavisi ile yakından ilgilendiler. Eğer jandarma olmasaydı oğlum bulunamazdı ve dağda donarak ölürdü. Allah onlardan ve köylülerimden razı olsun. Beni Ali Rıza'ma kavuşturdular" diye konuştu.
7 yaşındaki Ali Rıza'nın sağlık durumunun iyi olduğu ve tedavisinin sürdüğü öğrenildi. - AYDIN
Haberler.com: Türkiye'nin en kapsamlı haber sitesi. Son dakika haberleri ve en güncel haberler Haberler.com'da.
Haberler.com'un size anlık bildirim göndermesine izin veriyor musunuz?

jungkook : 31.12.2020
SON GÜN 31.12.2020 UMUT ALP GELECEKTE BURAYA TEKRAR GELECEĞİM O ZAMAN DÜZENLERİM TABİ GELİRSEM
proshell : 26.12.2020
abicim boyle oyun yok full bunu oynuyom
kas : 31.08.2019
efsanenin ötesiiiiiii
kas : 31.08.2019
efsanenin ötesiiiiiii
Ormanda kötü bir ejderha dolaştığını öğrenen jack smith hemen iş başına koyuldu ve köyün askerlerine silah techizat, ok kılıç gibi araçlar üretmesi gerekiyor. Bu yüzden hemen taşınabilir üretim aracınıda yanına alarak maceralı bir oyuna atılıyor. Jack Smith ile kılıç yapacak, ok yapacak ve böylece savaşa asker göndererek köyünüzü iyi bir şekilde savunmaya çalışacaksınız. Oyunda yaptığınız ok ve kılıçlara askerle puan verecek böylece jack smith kendisini daha da iyi geliştirerek satışlarındaki memnuniyeti yakalamaya çalışacak. Oyunda savaşçılar sizden ne isterse onu yapın kılıçsa kılıç başka birşeyse başka birşey. Askerler savaşa gittikten sonrada onları takip ederek savaşta kazandıkları elmasları toplamanız gerekiyor. Bakalım dev ejderha ile savaşacak kadar yeterli ekipmanı üretebilecek mi jack smith hepsini bu oyunda göreceğiz. Kitoyun.com ile birçok ilerlemeli savaş oyunu sizlerle.

Haber : Ormanda Kaybolan Çocuğu Jandarma Buldu - Haberler
Haberler ›› yerel ›› Ormanda Kaybolan Çocuğu Jandarma Buldu - Haberler
Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere Haberler.com tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur.
Aydın'ın Nazilli ilçesine bağlı Haydarlı köyünde ablası ile oynarken kaybolan 7 yaşındaki engelli çocuğu, jandarma ekipleri ve köylüler 8 saat sonra ormanda buldu.
Aydın 'ın Nazilli ilçesine bağlı Haydarlı köyünde ablası ile oynarken kaybolan 7 yaşındaki engelli çocuğu, jandarma ekipleri ve köylüler 8 saat sonra ormanda buldu.
Edinilen bilgiye göre, Nazilli'ye bağlı 20 kilometre uzaklıktaki dağ köyü olan Haydarlı Köyünde anne Necla Yıldırım (37), ablası ile evde bir süre yalnız bıraktığı 7 yaşındaki engelli Ali Rıza, evden uzaklaşarak ormanda kayboldu. Yarım saat sonra eve gelen ve oğlu Ali Rıza'yı göremeyen anne Necla Yıldırım (37) kızından oğlu hakkında bilgi alamayınca hemen köy içerisinde oğlunu aramaya başladı. Bir saat süren köy içi ve yakın çevre aramadan sonuç alamayan acılı anne yakınları daha sonra Nazilli İlçe Jandarma Komutanlığına haber verdi. Saat 12.00 gibi kaybolduğu belirlenen işitme, konuşma ve zihinsel engelli Ali Rıza'yı aramak üzere Nazilli İlçe Jandarma Bölük Komutanlığından gelen 25 askerle birlikte tüm köylüler seferber olarak aramaya katıldı. Saat 16.30 sıralarında havanın kararm
Zenci Kiol Sikiş
Bedava Türk Porno Filim Izle
Türbnalı Fantazi

Report Page