Kizil Saçli Çitir Defalarca Boşaliyor

Kizil Saçli Çitir Defalarca Boşaliyor




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Kizil Saçli Çitir Defalarca Boşaliyor



The Wattys


Abenteuer


Action


Aktuelle Literatur


ChickLit


Fan-Fiction


Fantasy


Historische Romane


Horror


Humor


Jugendliteratur


Klassiker


Kurzgeschichten


Mystery


Poesie


Romantik


Sachbücher


Science-Fiction


Spirituelles


Thriller


Vampirgeschichten


Werwolf


Zufällig


Übernatürliches







Watty Ödülleri




Topluluk Güncellemeleri




Wattpad Elçileri








Yeni bir hikaye oluştur



Hikayelerim



Yazma Yarışmaları




ATEŞ ORDUSU | Kaos'un Çocukları Serisi 1. Kitap
İçindekiler


KIZIL SAÇLI CADILARIN HÜZÜNLÜ MELODİSİ




HENÜZ VAKİT VARKEN, HAYATTA KALMAK İÇİN ÇABALA




EĞER OLMADIĞIN BİRİ OLMAKLA İTHAM EDİLİYORSAN SAVUNMAYA GEÇMEK İÇİN ACELE ETME!




SADAKATİN KADARDIR ASİL RUHUNUN DİKENLERİ




SAÇAKLARLA DONATILAN SARAYIN ZEHİRLİ DİŞLERİ




BİRBİRİNE TOKUŞTURULAN KILIÇLARIN SESİ




ÖLÜM VAADİYLE TAÇLANAN SOLUK BEDENLER





668



312




901




x_kimliksiz_x tarafından

Takip Et

Belki bir gün burda bir fotoğrafımız olur..♡
Sadece yıl sonu olduğu için ufak bir tatil yapmak istemiştik. Ben ve benim gibi düşünen masum bir okul. Belkide adımız çıkmıştı ama kimliklerimizle değil "Kayıp Oku...
Elimi uzattığım yollar karanlık çıktı. Sevdiğim insanlar hain, gelecek bir uçurum oldu. Gittikçe o uçuruma düşecektim. Koca bir çırpınışta geçmişe ışık yolladım. Bu beni...
"Ben Eylem Martinez. Yirmi yedi yaşında dünyaya gözlerini açan o kadın. Sahip olduğu herşey ellerinden tek bir günde sökülüp alınan, Ahsen'in intikamı için uyandırı...
➠AÇIK
kapak tasarımı , afiş , karakter kartları tasarımları
eski ad :: f4irlydiie
Ben unutulmayacak birisimiydim ya da sevilecek?
Betül normal bir hayat yaşayan üniversitesi hazırlık öğrencisidir. Bir gün tanımadığı biri tarafından mesaj aldığını san...
Yeni bir mesaj.
Kimden: Ferah
- Satırlarım hep eksikti. İyi yansıtamadım sana, varlığın için binlerce kez teşekkür etsem de gösteremedim bunu. Oysa sen de bilirsin; en...



Daha fazlasını göster




Yükleniyor ...



Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin


Ücretli Hikayeler
Premium'ı deneyin
Uygulamayı İndir
Dil
Yazarlar
|
İş
İşler
Basın


Koşullar
Gizlilik
Erişilebilirlik
Yardım
© 2022 Wattpad


Geçmişte var olmuş ama asla doğruluğu teyit edilmemiş ve sadece basit kehanetlerde geçen büyü ve lanetler varlığını kanıtlamak adına bir anda meydana gelince insanlar son derece afallamış. Ne yapacaklarına dair çaresizce umut arayışı içine girmişle...

# aksiyon
# apolaktif
# ateş
# aşk
# cadı
# doğaüstü
# edebiyat
# epik
# epikfantastik
# fantastik
# genelkurgu
# gençkurgu
# gençkız
# kan
# korku
# macera
# muhafız
# paranormal
# rastgele
# savaşçı
# sevgi
# wattsy2022

Günlerim, tüm hayatımı bir kaç günde çekilmez boyuta taşıyan koltukta uzanmakla geçiyordu. Kırık ayağım hâlâ düştüğüm andan oluşan hasardan daha sağlıklı değildi. O kibirli ve her şeyin en iyisini biliyormuş edasında ortaklıklarda dolanan doktor, uğursuz iş dönemine girmiş gibiydi. Ayağımda hiçbir ilerleme yoktu. Bir ömür boyu bu koltuğa yapışıp kalmaktan endişe duyuyordum.

10




Daha önce onu hiç yakından tanıma fırsatım olmamıştı. Geçen iki hafta içinde tanıdığım en tahammülsüz insandı, hiç kuşkusuz.Çok çabuk öfkeleniyor ve bağırıp çağırarak sağa sola emirler dağıtıyordu. Kelimenin tek anlamıyla herif bir kontrol manyağıydı. Normal hayatta bir arkadaşın ona nasıl katlanabileceğini düşünemiyordum. Ayriyeten bu huysuz ve gıcık hallerine katlandığım yetmiyormuş gibi, beni de kendisine benzetmekle suçluyordu. Bu hayatımda işittiğim, karakterime yapılan en büyük hakaretti. Şahsıma yönelik bir saldırıydı.

6




Ondan başka doktor şu koca kasabada nasıl bulunmaz, hayret ediyordum. Bu durum, sadece lânet okumaktan başka bir şey yapamayacağım gerçeği kadar can yakıyordu.

14




Kalçamdan belime kadar uzanan sırt çizgisi boyunca vücudum tutulmuştu. İş, kalçamı hissetmeme boyutuna kadar varmıştı. Başka bir doktor bulmak zorundaydım. Bu da surların ötesine geçmek demekti. Ve bu pek arzuladığım bir mesele değildi. Özellikle ayağımı kırdığım gün gördüğüm o şey ve Anthony'nin konuyla ilişkin babasıyla yaptığı tartışma bir an olsun aklımdan çıkmıyordu.

28




Kimi zaman çok düşünmekten kafayı yiyecek sınırlarda olduğumu hissediyordum,kimi zaman ise bir bağlantı kurmak ve olaya daha objektif bakmaya çalıştıkça vardığım tek nokta, ilk düğümü attığım başlangıç noktası oluyordu. Düğümleri açıp tekrardan olaya bakmaya çalıştığımda ise kendimi çığlık atma isteği ile savaşırken buluyordum. Ve sanki bu döngü asla bir sona bağlanmayacak gibi geliyordu.

1




Avucumu yere dayayarak hafiften doğruldum ve bedenimi arkaya doğru çekerek sırtımı koltuğun başladığına dayadım. Dizlerimin üstünde kalan yorganı da belime kadar çektim.

+




"Sana sıcacık çorba yaptım."dedi salona giren Nadia, Elindeki tepsiyi yanıma ulaşınca sehpanın üstüne bırakıp yan taraftaki boş sandalyeye oturdu. "Kendini nasıl hissediyorsun?"

1




Zoraki bir tebessümle sorusunu yanıtladım."Kasvetli ve umutsuz."

17




Kolunu öne uzatıp elimi tutu. Kaygılı görünüyordu. Kaşları çatıktı. "Mara,"diye kuru bir sesle söze girdi. "Bacağın kırıldığından beri bir farklı görünüyorsun. Bunun kırık bacağının seni yatağa hapsetmesi ile alâkalı olduğuna inanmıyorum."

2




Başımı pencere yönüne çevirdim, şiddetli yağmurun pencere camına zalimce yaptığı hoyrat ve telaşlı saldırıyı izledim. Yüzümdeki ifadenin gerildiğinin farkındaydım. Dudaklarım tek bir çizgi hâline gelmişti. Ona belli etmeme çabasına girmeye bile tenezzül etmedim. Çünkü onu çok iyi tanıyordum. Müthiş bir gözlem gücüne sahipti.

9




Ona bakmadan hemen önce,"Bu havalar beni çok endişelendiriyor."dedim.

7




Hiçbir yorumda bulunmadan uzun bir süre yüzüme dikkatlice baktı. "Anlıyorum,"dedi ellerini geri çekerken. Yüzü düşmüştü. Tüm keyfi onu terk etmişti birden. Yavaşça ayağa kalktı. "Bir gün beni kendine yakın bir arkadaş olarak görmeye başlarsan sana iki çift lafım olacak."dedi. Bana sırtını döndü.

14




"O gün geldiğinde sana söyleyeceklerim umarım sana benim,deli olduğumu düşündürmez." Kimsenin iyiden ibaret anıları yoktu.

+




Omzunun üstünden bana baktı. Dudağında o tanıdık sırıtmasını gördüm. "Sen zaten delisin."dedi.

8




Kısık sesli bir kahkaha attım. "Bazen beni bu kadar iyi tanıyor olman,korkmama sebep oluyor. Biraz daha ağırdan alsan, olmaz mı? Alıştıra alıştıra."

+




"Aynı karşılığı sendende bekliyordum. Bunları söylediğine göre beklentim, sadece bir beklentiymiş."derken bana kırıldığını gizlemedi. Kapıya doğru gitti.

+




Başımı kucağıma düşürdüm. "Farkındalık senin için çok önemli, değil mi?"

+




Kabanını giyerken sessizdi. Kapıyı açtı, dışarı bir adım attı, eşikte durup başını bana çevirdi. Soğuk hava hiç zaman kaybetmeden tüm salona yayıldı. Titredim.Yorganı göğsümün üstüne çektim."İnsanların düşüncelerini, duygularını yargılamadan gözlemlemeyi her zaman için daha fazla benimsemişimdir." Tebessüm ederek duraksadı. "Konuşmak için hazır olana kadar sürekli gidip geleceğim."Kaşlarıyla baş ucumdaki sehpaya koyduğu çorabıyı işaret etti. "Hadi, iç. Soğumasın." Şemsiyeyi başının üstüne kaldırdı.Eşikten çekildi ve kapıyı kapattı. Onun gidişiyle oluşan boşluğa bakmayı sürdürürken aklım düşünceler karmaşası içindeydi.Duruşum sabit, bakışlarım donuktu.

3




"Nadia Gitti mi?"Melissa'nın sesiyle başımı kapıdan çekip sehpadaki tepsiye çevirdim. Yana doğru eğildim, tepsiyi alıp karnımın üstüne sabitledim.

+




Belli belirsiz bir baş sallamayla, "Gitti,"dedim ve başımı öne hafifçe eğerek doldurduğum çorba kaşığını ağzıma koydum.Nadia'nın yemek yapmada iyi olup olmadığı, üzerine günlerce tartışabileceğim bir mevzuydu. Şimdilik benim için yaptığı çorbaya değinecek olursak,fena sayılmazdı.

+




"Her gün senin için burada."dedi Melissa,Nadia'nın az önce oturduğu koltuğa yerleşerek. "İyi bir arkadaş."

+




"Bir arkadaşının olması nasıl bir duygu?"diye sorunca ağzıma doğru götürdüğüm kaşıkla duraksadım. Yüzüne baktım. Kırılgan ifadesinde, insanı hüzne boğan samimi bir merak vardı. Boğazımda biriken yumruları hissettim.

18




Sırtımı dikleştirdim, kaşığı çorba kasesinin içine geri bıraktıktan sonra onu sehpanın üstüne bıraktım. Gözlerine bakmadan, "İyi hissettiriyor,"dedim. Sesim pürüzlü ve kısıktı. Boğazımı temizledim. "Ailen dışında sırlarını paylaştığın, konuştuğun,beraber sohbet ettiğin bir arkadaşının olması bahşedilmiş bir lüks gibi."

+




"Gerçekten mutluluk veriyor mu?"

6




Sokak kapısı sonuna kadar açıldı,Ulrika karlar içindeki botlarıyla telaşla içeri daldı, hiç zaman kaybetmeden kapıyı ardından kapattı. "Dondum,dondum!"diye söylenirken kabanını gelişigüzel çıkarıp yerine astı ve şöminenin yanına koştu. "Hava inanılmaz soğuk." Avuçlarını ateşe yaklaştırdı. "Soğuktan ölmeden ilkbahara kavuşmamız mucize olur." Kestaneyi anımsatan dolgun saçları ıslanmıştı. Yer yer kuru kalan kısımlar kabarık kalmış; korkudan tüylerini kabartan bir kedinin o komik ve bir o kadar sevecen havasını katmıştı. Birebir annemin kopyası gibiydi. Hafif çekik gözleri,ses tonu,uzun boyu,zarif vücut hatları... Fazlasıyla annemdi. Bazen bana onu hatırlattığı için öfkeleniyordum. Bunun onun seçimi olmadığını hatırlayınca içimdeki öfkenin tek hedefi bizi terk eden o kadın oluyordu.

17




Ben ise ona hiç mi hiç benzemiyordum. Ne kızıl, kıvırcık saçlarım ne de yapmaktan hoşlandığım şeyler onunla uyuşuyordu. Karakterimde anneme dair tek bir iz bile yoktu. Bu beni çok mutlu ediyordu. Babama benziyordum. Onu küçükken sadece bir kaç kere görme fırsatım olmuştu. Sürekli olarak surların ötesinde askerlik yapıyordu. Eve hiç gelmiyordu.

1




Beni kucağına alışını, havada rüzgarın arasında salışını; bembeyaz güzel dişlerini ortaya döken gülümsemesini parlak öğlen güneşinin eşliğinde nasıl yüzünde doğduğunu hatırlayabiliyordum. Giydiği siyah formasının omuzlarında ki hayvan şeklindeki parlak şeye ne çok istemiştim dokunmayı.Tıpkı benim gibi olan kuzguni kızıl saçları anılarımın en güzeliydi. Ta ki ölüm onu bizden alana kadar bazı şeylerin büyük anlamlar ifade ettiğini anlamamıştım. O bana, baba kelimesinin dağları titretecek kadar müthiş bir şey olduğunu anımsatıyordu. Üzülüyordum. Çünkü onunla anılar biriktirememiştim.

2







NAZIM HİKMET'LE BÜYÜK AŞKI PİRAYE'NİN HÜZÜNLÜ YAŞAMI "KALBİMİN KIZIL SAÇLI BACISI PİRAYE" ROMANI 27 MAYIS 2012 TARİHLİ HÜRRİYET GAZETESİNDE YER ALDI...

Esra
ERDOĞAN-eerdogan@hurriyet.com.tr



Nazım Hikmet’in
karısı Piraye için yazdığı şiirler, hapishane mektupları birçok kez yayınlandı
ama aşklarını anlatan bir roman hiç yazılmadı. Gazeteci yazar Tuna Serim,
‘Kalbimin Kızıl Saçlı Bacısı/Piraye’ romanında Nazım ve Piraye aşkını konu
aldı. “Önce onları tanımaya, anlamaya çalıştım, sonrası kolaydı, çünkü onlar
gibi hissetmeye başlamışım. Öyle anlar oldu ki, yazarken ağladım“ diyor.

- Nazım ve Piraye üzerine şimdiye dek
birçok çalışma yapıldı. Sizin romanınızın farkı ne?
- Kitabımın diğerlerine göre en büyük farkı, bir roman olması. Şimdiye
kadar herkes Nazım üzerine yazdı, bunlar politik görüşüydü, şiirleriydi,
mektuplarıydı, onunla olan anılarıydı, aşklarıydı, ihanetleriydi ama hiçbirinde
Nazım’ın veya Piraye’nin ne hissettiği veya hissedebileceği belirtilmedi.
Kitapta çoğunlukla Piraye ne hisseder, ne düşünür diye uğraştım, zaman zaman da
Nazım’ın duygularına odaklandım, öyle anlar oldu ki, ağlayarak yazdım.
- Piraye’nin Nazım Hikmet’in hayatındaki önemi,
ağırlığı nedir sizce?
- Nazım gerçekten de tutkulu bir erkek, üstelik tutkuludan da öte yüreği
sevgiyle dolu. Piraye’nin oğlu Mehmet Fuat babasından çok Nazım’ı seviyor,
annesi ayrılırken de Nazım’ı bir daha göremeyeceğim diye üzülüyor, ikisinin
arasını yapmak için uğraşıyor. Nazım hiçbir kadını Piraye kadar sevmemiş ama
hiçbir kadın da ona Piraye kadar sadık kalmamış. Anlaşamadıkları nokta
ilkeleri... Nazım, Piraye’yi kaybetmek istemiyor, ayrılma mektubundan sonra
bile ona dönmeye çalışıyor. Özür diliyor, mektuplar yazıyor ama Piraye farklı dedim
ya, kabul etmiyor, biterse biter diyor ve ayrılıyor.
- Nazım ve Piraye’nin ilişkisine “geçen yüzyılın en büyük ve hüzünlü aşkı”
diyorsunuz. Adını sık duyduğumuz ama hayatı hakkında fazla şey bilmediğimiz, “Nazım’ın eşi” olarak hatırladığımız biri Piraye. Peki, kimdi bu kadın,
nasıl bir hayatı oldu?
- Nazım ve Piraye’nin aşkı uzun sürmüş, ama birliktelikleri iki-üç yılı
geçmemiş. Nazım hapishanenin birinden çıkıyor, diğerine giriyor, idamla
yargılanıyor, yaşamlarının büyük bölümü hapishane buluşmalarında geçiyor.
Piraye kim dersek, kendini hep saklamış, ortalığa çıkmamış, Nazım onun yazdığı
mektupları şiirleştirdiğinde bunların yayınlanmasını istememiş... O çok sade ve
çok onurlu bir kadın. Zengin bir ana babanın kızı olarak doğmuş, sonra yaşamı
alt üst olmuş, önce babası annesini başka bir kadınla aldatmış, o sırada Piraye
16’sında, ilk ihaneti böyle tatmış. Bir paşazadenin sanat meraklısı oğluna âşık
olmuş ama adam sorumsuz, gencecik karısını iki çocuğuyla bırakıp Paris’e gitmiş
piyano çalmış, film yönetmiş. Piraye, Nazım’la tanıştığında annesinin evinde
yaşıyor, kocasını dört yıldır görmüyor, boşanacak da, adamın adresi bile belli
değil. Nazım ona ilk görüşte âşık oluyor,
Face Book Türbanlı
Lise Aşık Sex
Tıravestı Sex Pornoları Turk

Report Page