Kendi Odasında Soyunarak Saldırıya Geçti

Kendi Odasında Soyunarak Saldırıya Geçti




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Kendi Odasında Soyunarak Saldırıya Geçti



İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
Mersin
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak




Anasayfa



EĞİTİM



Akademisyen Damar kendi odasında katledildi: Akademi sessizliğe büründü


Marketten çıkan yurttalar 'indirim müjdesi' veren Erdoğan'a isyan etti!

Birgun.net mobil ve tablet uyumludur.

Ankara Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar, Hukuk Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Hasan İsmail H.’nin silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Genç akademisyenin ölümü ailesini, okul arkadaşlarını ve öğrencilerini yasa boğdu. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinden edinilen bilgiye göre, Hasan İsmail H., odasında tartıştığı Damar’ı önce bıçakladı, ardından ise polis emeklisi olduğu öğrenilen babasının silahıyla ateş etti. Yaşananlar, okullardaki güvenlik problemini yeniden tartışmaya açarken “Silah ve bıçak üniversiteye nasıl sokuldu?” sorusunu beraberinde getirdi. Akademideki sessizlik dikkat çekerken, AKP tarafından ele geçirilen üniversitelerde olay adeta sıradan bir vakaymış gibi davranıldı. Ceren Damar’ın üniversitesi dışında hiçbir üniversiteden konuyla ilgili açıklama yapılmadı.
Akademisyen ile öğrenci Hasan İsmail H. arasındaki tartışma önceki gün 11.30’da gerçekleşen Medeni Usul Hukuku sınavında başladı. Öğrencisinin kopya çektiğini gören Damar, önce uyardı sonrasında ise tutanak tuttu. Sınavın tamamlanmasının ardından Damar, gözetmen olduğu bir başka sınavdan çıkarak odasına gitti.
Öğrencilerin anlattıklarına göre, bu sırada akademisyenin kopya çekerken yakalayıp uyardığı Hasan İsmail H., elinde silahla okulda koşmaya başladı. Birkaç öğrenci Hasan İsmail H.’yi engellemek için peşinden koşsa da İsmail H. tarafından havaya açılan ateş nedeniyle durmak zorunda kaldı. Bir süre sonra Ceren Damar’ın odasına giren öğrenciler, genç akademisyeni yaralı halde buldu. Zanlının, Damar’ı 10 yerinden bıçakladığı ve göğsüne iki el ateş ettiği öğrenildi. Hastaneye kaldırılan akademisyen, tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı.
Üniversitelere kimliği bulunmayan ya da disiplin cezası alan öğrencilerin dahi alınmadığına dikkati çeken Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Öğrencilerin alınmadığı okullara bıçağın ve silahın alınması çok düşündürücü” dedi. Bilim insanının katledilmesinin üzüntü verici olduğunu belirten Bozdoğan, “Şiddetin her geçen gün tüm toplumda hâkimiyetini artırdığını görüyoruz” diye konuştu. Bozdoğan, güvenlikten sorumlu olanların daha etkili önlemler alması gerektiğini söyleyerek “Bir üniversite öğrencinin hocasına saldırması, o öğrencinin akademiden ve akademik özgürlükten ne anladığını da ortaya koyuyor” ifadesini kullandı.
Şiddete maruz kalan farklı meslek gruplarının şiddetin son bulması için ortaya koyduğu tepkileri anımsatan Bozdoğan, şiddet karşısında akademideki sessizliğe ilişkin şunları söyledi: “Akademinin, şiddet olaylarına sessiz kalması tüm toplumsal olaylara karşı tepkinin bir yansıması olarak görünüyor. Özellikle son dönemde akademide meydana gelen dönüşüm ve yasal mevzuat değişiklikleriyle iş güvencesinin ortadan kaldırılması gibi uygulamalarla akademide kurulan baskı, üniversiteler sessizliğe bürünmesine yol açtı. Yalnızca üniversitelerdeki şiddete değil toplumun tüm kesimlerine yönelik şiddete karşı bir olmak ve tepki koymak gerekiyor.”
Akademisyenin ölüm haberiyle büyük bir üzüntü yaşadığını ifade eden lise arkadaşı İbrahim Aydemir, BirGün’e konuştu. Damar’ın babasının görevi nedeniyle bir dönem yurtdışında yaşadığını ve çok iyi Fransızca konuştuğunu söyleyen Aydemir, “Lisedeyken de çok çalışkan, başarılı ve paylaşımcıydı. Arkadaşlarına çok yardım ederdi” dedi. Yaşamını yitiren Damar’ın çok disiplinli ve planlı biri olduğunu ifade eden Aydemir, “Çok değerli ve özel bir arkadaşımızı kaybettik. Henüz yeni evlenmişti. Hayatta yapacak çok güzel şeyleri vardı. Üzüntümü kelimelerle anlatmam mümkün değil” ifadesini kullandı.
Ceren Damar’ın katil zanlısının okula her zaman bıçak ve silahla geldiği ileri sürüldü. Hasan İsmail H.’nin fotoğrafını sosyal medyadan paylaşan öğrenciler fotoğrafın altına, “Katilin ailesi emekli polis okula her zaman bıçak gibi aletlerle girerdi tedbir alınmadı” notunu düştü. Hukuk Fakültesi’nin ülkücü yapılanmanın en yoğun olduğu fakülte olduğunu söyleyen bir öğrenci gazetemize yaptığı açıklamada, Hüseyin İsmail H.’nin de içinde olduğu topluluğun daha önce üniversitede düzenlenen ve CHP eski Millletvekili Şenal Sarıhan ile İKD’li Kadınlar’ın çağırıldığı etkinliği engellemeye çalıştığını belirtti.
Haberin duyulmasıyla, içerisinde öğrencilerin de bulunduğu Başken Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin WhatsApp grubundan yapılan çirkin paylaşım dikkati çekti. Damar’ın uğradığı saldırının haberini gruba atan bir öğrenci haberin altına, “Bu örnek hareket umarım sınavlarımıza yansır. Herkese iyi çalışmalar” yorumunu yazdı. Grupta bulunan bir akademisyen ise “Kesinlikle örnek bir hareket değildir. Umarım hocamızın bir şeyi yoktur. Yazdığınız mesajı silmeniz dileğiyle” ifadeleriyle öğrenciyi uyardı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, öğrenci hakkında TCK. 215’inci Madde gereğince, “Suçu ve Suçluyu Övme” suçundan re’sen soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Türkiye’de, şiddet vakalarını bireyselleştirme eğilimi olduğunu söyleyen Sosyolog Prof. Dr. Sencer Ayata, şiddet olaylarının toplumsal bir gerçekliğe işaret ettiğinin göz ardı edilmeye çalışıldığını belirtti. Ayata, “Ceren Damar’ın öldürülmesinde bireysel psikolojik sorunlar var elbette ama çeşitli sosyal etkilerin bireyin psikolojisini etkilediğini de unutmamak gerekiyor” diye konuştu. Toplumda son dönemlerde saldırganlığa eğilimin arttığını ifade eden Ayata, “Öfkenin bu kadar çabuk şiddete dönüşmesi özdenetim zayıflığının sonucu” ifadesini kullandı.
Damar’ın ölümünün, silaha erişimin kolay hale gelmesini bir kez daha gözler önüne serdiğini vurgulayan Ayata, şiddet vakalarındaki cezasızlık sorununa işaret etti. Bazı durumlarda yaygın bir cezasızlık durumu olduğunu söyleyen Ayata, “Verilen ya da verilmeyen cezaların bazıları da kültürel kodlar dikkate alınarak siyasi nedenlerle belirlenebiliyor” dedi. Yaşananların endişe verici olduğunu söyleyen Ayata, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Olayda bir anlık öfke ve pişmanlık uyandırabilecek bir saldırganlığın ötesinde güçlülük/güçsüzlük duygusunu yansıtan bir hınç görebiliyoruz. Doktorlar, memurlar, öğretmenler, avukatlar peş peşe saldırıya uğruyor. Uzmanlara yönelik şiddet bir toplumsal olgu haline gelmiş durumda.”
Şiddet olaylarının siyasetteki ve toplumdaki kutuplaşmayla ilgisi olduğunu savunan Ayata, şöyle konuştu:
“Uzmanlar’, ‘Elitler’ olarak algılanıyor ve onlara olumsuz özellikler yükleniyor. Topluma, vatandaşa tepeden bakmayan, horlayan, hizmette ayrımcılık yapan kendi çıkarı için hareket eden kimseler… Her toplumda hizmet verenlerin eksiklerinden, yanlışlarından, kusurlarından söz edilir. Ama bizde konu bir hizmet ilişkisi sorunundan çıkarılarak bir toplumsal çatışma arenasına dönüşmüş durumda. Bazı meslek gruplarına topyekûn biçimde düşmanlığa ve saldırıya dönüşmekte. Bu eğilime dur dememiz şart.”
Video haberler için YouTube kanalımıza abone olun
© 2022 Birgun.net - Tüm Hakları Saklıdır.
© 2022 Birgun.net - Tüm Hakları Saklıdır.

Tüm Forumda Konular Bu Kategoride Bu Konuda
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz. Kadınlar Kulübü'ne ücretsiz üye olmak için tıklayın...
Konu Sahibi BenAyKizim Başlangıç Tarihi 9 Ekim 2008
Ayrıntılı Düzenleme Kimler kimler yazdı?
kızlar benim bebiş 4 aylık oldu ve yaklaşık 20 gündür kendi odasında yatırıyorum karyolasında ama bende yanındayım.sünger bekar amele yatağı aldık...gülmeyin ama ...onda yatıyorum heryerim ağrıyor..onun yanında yatmamın sebebi gece çok mızıklanıyor ve bazen de kusup öksürüyor.boğazında kalacak diye çok korkuyorum.bebefon var ama ben eğer kendi yatağımda yanımda o olmadan uyursam duyamam diye korkuyorum.e ayların uykusuzluğu var yani..kafamçokkarıştı zaten hep benle uyumak istiyor.şöyle bi gözünü aralayıp bakınca ben yoksam hemen ağlıyor.yer yatağına yanıma alıyorum ben de ama artık havalar soğudu onu yanıma alamam.ev ne kadar sıcakta olsa yer soğuk.ve benim de her yerim tutuldu. artık odasında yalnız bıraksam mı?bebefonu ağzının dibine dayayayım kızımın.benimkini de kulağıma yapıştırayım.yoksa bu işin içinden çıkamayacam :uhm:
çok iyi yapmışsın şimdi ayırmasaydın alışırdı yanınıza bende ayırıcam ama çok korkuyorum bişey olur diye.odamızda sepet var onda uyuyo ama çok küçük sepet artık sığamıyo,odasına koydum bir akşam bu seferde yatağı çok geniş,kıpırdanmış yorganının altına kaçmış,boğulcak diye korktum.zaten geceleride ağlayınca hemen kendi yatağımıza alıyorum çok zevkli onunla uyumak ama korkuyorumda bu sefer yatağımıza alışcak diye ...offf amma zor işmiş ya anne olmak
çok iyi yapmışsın şimdi ayırmasaydın alışırdı yanınıza bende ayırıcam ama çok korkuyorum bişey olur diye.odamızda sepet var onda uyuyo ama çok küçük sepet artık sığamıyo,odasına koydum bir akşam bu seferde yatağı çok geniş,kıpırdanmış yorganının altına kaçmış,boğulcak diye korktum.zaten geceleride ağlayınca hemen kendi yatağımıza alıyorum çok zevkli onunla uyumak ama korkuyorumda bu sefer yatağımıza alışcak diye ...offf amma zor işmiş ya anne olmak
ben 4 aylıkken ayırdım odamızı.ılk zamanlar bende korkmustum sesını duyamam dıye ama ınanın en ufak bır ınıltısını duyuyorsunuz.ınsan kuskuyla yatınca her sesı duyuyor.tam ayrı yatmaya alısmıstı esım yurtdısına gıttıgı ıcın oglumu yanımda yatırdım 10 gun.bu sefer yanıma alıstı tekrar ayrı yatırmak ıcın ıkı gun ugrastım.ayrı yatınca uyumuyor yanıma alınca hemen uyuyordu ama ben ınat edıp tekrar ayrı yatırdım sımdı cok rahatım herkes odasında uyuyor artık.6.5 aylık suan
canım kotu seyler dusunme ole yaa delımısın allahım korur onları ıyı yapmısın bende 15 gune kadar oda yaparım heralde bende dusunuyorum ayırmayı ısın kotusu bız felaket bırbırımıze alıstık bırlıkte yatıoruz gecelerı sarılıp uyuyoruz 7 aylık oglum
ben kızımı 3 aylıkken odasında yatırmaya başladım.bizim yatak odamız küçük öle beşik falan sığmadı.ilk başlarda bebfondan duyamam sesini diye korkuyordum.ama tedirgin yatınca ıhh dese fırlıyorum.allaha şükür şimdiye kadar bişey olmadı.bebefonu beşiğinin kenarına koyuyorum sesi iyi gelsin diye.bazen sabah uyanınca onunla oynuyor .içeri tıkır tıkır sesi geliyor.sadece eşim 3 güne bir gece nöbete gidiyor.ozaman yanımda yatıyor.
28 Mart 2007 961 334 41
ben 4. aydan beri ayrı yatırıyorum telsiz sürekli başımda, inan şimdi alıştırmazsan sonra çok daha zor olur rahat duyuyorum bence dene cnm sen de...
Community platform by XenForo ® © 2010-2022 XenForo Ltd. kadinlarkulubu.com; 5651 Sayılı Kanun kapsamında BTK tarafından onaylı Yer Sağlayıcı'dır. Hukuka Aykırılık Bildirimi'ne buradan ulaşabilirsiniz.
Bu site çerez kullanmaktadır. Siteyi kullanmaya devam etmeniz halinde çerez kullanımı ile ilgili site koşullarını kabul etmiş sayılırsınız.
Hamilelik günlüğü : Doğumdan bu güne 646 gün geçti.
Lütfen sitemizde reklamlara izin verin
Kadınlar Kulübü yayıncısındaki reklamlara izin ver

Çanakkale'nin Haftalık Ücretsiz Gazetesi, Aynalı Pazar Websitesine Hoş Geldiniz.

1 yıl önce saldırıya uğramıştı. 1 yıldır faillerin bulunmasını bekliyordu. Devletten ve adaletten umudunu kesince kendi failinin peşine kendisi düştü…. Cemal Oral yılın ilk günü yazdığı köşesinden 3-5 güne kadar faili açıklayacağını yazdı.





1

2

3

4


Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"





1

2

3

4

5

6







GENEL

Hava Durumu
Önemli Telefonlar
Şans Oyunları
Rüya Tabiri
Ziyaretçi Defteri
Linkler






HABERLER

Günün Haberleri
Haber Arşivi
Köşe Yazarları




VİDEOLAR

Spor
Haber
Sağlık
Çocuklar
Tv ve Magazin
Amatör
Sinema
ÇANAKKALE



FOTO GALERİ

Gündem
Ekonomi
Spor
Komedi
Magazin
Yaşam
Diğer
ÇANAKKALE



HABERLER

GÜNDEM SİYASET AYNALI PAZAR İLÇELERDEN RÖPORTAJLAR KÜLTÜR-SANAT BÖLGESEL SAĞLIK SPOR ÇANAKKALE







Kaynak göstermeksizin haberlerin alınmaması rica olunur.
2022 © Murat KIRAY Tüm Hakları Saklıdır.



Aynalı Pazar Gazetesi olarak “Adaletin Bu Mu Dünya?” isimli haberde gazeteci Cemal Oral’a geçtiğimiz saldırarak darp edenlerin bir yıl olmasına rağmen halen yakalanmamasını gündeme taşımıştık. Yaptığımız habere Devletten yada adaletten bir cevap gelmezken gazeteci Cemal Oral kalema aldığı köşe yazısında failleri “3-5 gün sonra..” veya olayın gerçekleştiği tarih olan 14 Ocak 2015 tarihinde açıklayacağını belirtti.
Geçtiğimiz yıl iş yerinden evine gitmek üzereyken gece 22.00 sularında evinin bulunduğu sokakta kişi veya kişilerce darp edilen gazeteci Cemal Oral’a yapılan saldırı ve faillerinin bulunamaması Çanakkale kamuoyunda hala tepki çekmeye devam ediyor. Kimliği belirsiz kişi veya kişilerce darp edilerek 14 gün boyunca iş göremez raporu alan gazeteci Cemal Oral için başta Çanakkale Valisi Ahmet Çınar olmak üzere, o dönemde yeni Çanakkale’ye atanan İl Emniyet Müdürü Yılmaz Özden’e düzenlenen basın toplantılarında gazeteciler Cemal Oral’a yapılan saldırı sormuşlardı.
Çanakkale Valisi Ahmet Çınar; “Üç-Beş güne kadar” olayın aydınlanacağını söylerken; İl Emniyet Müdürü Yılmaz Özden ise özel bir ekip kurulduğunu ve olayı en kısa sürede aydınlığa kavuşturacaklarını açıklamışlardı. Yapılan açıklamaların da olayın üzerinden de yaklaşık bir yıl geçti ama adalet hala sağlanabilmiş değil. Olayın yıl dönümü ve konuyu bir kez daha kamuoyu gündemine getirdiğimiz haberin ardından gazeteci Cemal Oral bugünkü köşe yazısında failleri geçen yılın moda deyimiyle “Üç-Beş güne kadar” veya olayın gerçekleştiği günün yıldönümünde açıklayacağını yazdı.
Gazeteci Cemal Oral’ın köşesinde yazdığı işte o yazı;
“Geçen yıl 14 Ocak günü kafama ve dizime yediğim darbelerle ‘yılın ilk olayı’ na aday olmuştum. Yine geçtiğimiz yıl ‘yılın son haberine’ konu oldum…
Aynalı Pazar Gazetesi 28 Aralık 2014 Pazar günkü sayısında ‘ Adaletin bu mu dünya’ başlığı ile 14 Ocak 2014’de bana yapılan saldırıyı kapak yapıp okuyucularına ‘hala faali bulunamadı’ içeriği ile duyurdu.
Geçmişte uzun yıllar birlikte çalıştığım gazeteci arkadaşım Murat Kıray’a duyarlığından dolayı teşekkür ederim. Gazeteci Kıray, haberinde Çanakkale Valisi ve Çanakkale Emniyet Müdürü’nün o günlerde söylediklerini de ortaya koymuş ve ‘Saldırının üzerinden 1 yıl geçti’ tespitini yapmış.
Aynı haber sosyal medyada paylaşıldıktan sonra, Demokrat Çanakkale haber sitesinde işadamı Davut Doğan’ın olayı kınadığına dair bir haber gördüm. Haber aynen şöyle;
“DOĞTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı işadamı Davut Doğan gazeteci Cemal Oral’a geçen yıl yapılan saldırının faillerinin hala bulunmadığını hatırlatarak saldırıyı kınadığını, olaya tüm sivil toplum kuruluşlarının tavır koyması gerektiğini söyledi. Davut Doğan, ?@davutdogan adlı twitter hesabından yayınladığı mesajında şunları söyledi: “Çanakkale’deki gazeteci Cemal Oral’a yapılan çirkin saldırıyı birinci yılında tekrar kınıyorum.tüm STK lar tavırlarını koymalı” İşadamı Doğan ayrıca yerel bir gazetenin “adaletin bu mu dünya?” başlıklı oldukça sert bir haberini de paylaşarak tepkisini ortaya koymuş oldu.
Sayın Davut Doğan’a hassasiyetinden ötürü teşekkür ederim…
Bir yıl önce, bir yıl sonra her zaman bana destek olan tüm meslektaşlarıma ayrıca teşekkür ederim…
Artık ‘teşekkür’ faslını kapatıp ‘Adaletin bu mu dünya?’ sorusuna gelelim…
Evet, bana yapılan saldırı 14 Ocak’ta tam bir yıl olacak ve hala faali-failleri bulunamadı.
“3-5 gün içinde sonuç alınacak” diyenlerin bugün ne diyeceğini merak etmiyor da değilim…
O haberden sonra bana ‘Hala bulunamadı mı?, ‘Bulunur mu hiç!’, ‘İsteseler bulurlar’ gibi yoruma dayalı anlatımlar geldi tanıdığım kişilerden.
“ 3-5 gün içinde sonuç alınacak” diyenlerin geriye kalan 360 günde ne gibi sonuçlar aldığını bilemiyorum ama benim tespitim ‘organize iş’ …
14 Ocak 2014 gününden 20 Nisan 2014 gününe kadar ‘konuşmadan’ sadece ‘dinleyerek’ bekledim ve sonrasında ‘biraz da ben kanıt bulayım’ dedim…
Konunun ‘3-5 günde aydınlatılması’ için…
Önce tüm resmi tutanakları inceledim, raporları okudum, ifadesi alınan 6 kişinin ne dediklerine baktım, olay yerinde bir de ben inceleme yaptım, ‘sokak’ ne diyor diye dinledim…
3-5 günde kanıt bulup, aklımda bir (!) işareti oluşmadı ama sonrasında o işaret açıkça yerini aldı kafamın içinde…
Gerçi kafatası darbeli, kaş göz gizli dikişli, dizkapak ‘oynar’ haldeydi ama olsun…
İnancım kalmadı faillerin yakalanacağına…
O nedenle kendi adeletimi kendim sağlamak olmasa bile kendi delili mi kendim bulup ‘adaletin bu mu dünya?’ sorusuna yanıt vereceğim…
Not: Lütfen ben çalışırken rütbeli,rütbesiz,sivil,resmi zevatın bana ‘çay’ içmeye gelmemesini, ‘posta güvercinlerinin’ ise randevu alıp uğramalarını şiddetle öneriyorum… Uyarıyı kaale almayanlara ‘konuşmayacağımı’, sadece 3-5 gün içinde kanıtlarıyla yazacağımı ifade ederim…

Tüm Forumda Konular Bu Kategoride Bu Konuda
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz. Kadınlar Kulübü'ne
Yeşilçam Yerli Porno Filmleri Izle
Gençlerin Ilk Sex Deneyimi
Seksi Liseli Resimleri

Report Page