Iri Bayanlarda Siki

Iri Bayanlarda Siki




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Iri Bayanlarda Siki
Shortcuts zu anderen Sites, um außerhalb von DuckDuckGo zu suchen Mehr erfahren
Batarya baslarinin siki , temiz ve korozyona ugramadigini kontrol ediniz. Bataryayi ölçünüz. ... uygun levrek oltasını andırıyor ancak levrekte daha büyük, kalın ve beyaz iğne kullanılıyor. Bu olta ile iri çipuralar, iri karagözler ve mırmır avlanabiliyor oltaya yem olarak bizim en çok kullandığımız canlı mamun, ahtapot ...
En İyi Kız Görüşleri. PusluYıldız. Xper 6. +1 yıl. Erkeklere en yakışan vücut tipi atletik bence. Çok çekici... (Güç ve dayanıklılık bakımından) Bayanlara en çok yakıştırdığım da kendi vücut şeklim olan curvy (Görüntü ve sıkılık açısından) Bana spor yapıp yapmadığınızı söyleyin,size hayat kalitenizi ...
Etkilediği temel kas: Üst bacak (quadriceps) Etkilediği diğer kaslar: Arka bacak (hamstring), Kalça (gluteus maksimus), Baldır (calves) Kullanılan alet: Vücut ağırlığı Nefes: Kalkarken nefes verilir, inerken alınır Dikkat edilmesi gereken hususlar: Başlangıç pozisyonunda eller belde, vücut dik ve ayaklar birbirinden 20 cm kadar açıktır.
Mahmut Nazik. Anılar anılar... Biyografi. 1960 Mersin' in, Bozyazı ilçesine bağlı, Dereköy'ünde doğmuşum. On bir çocuktan kalburun üstünde kalan- hayatta kalma şansını yakalayabilen- altı çocuktan ortancasıyım. Doğduğum ay belli değil. Ancak büyük bir olasılıkla Nisanda doğmuşum..
Yaş olarak erkeklerde 17, bayanlarda 16'nin üzerinde olması gerekmektedir. ... İri göğüslerin yuvarlak ve kapalı yakalardan kaçınmaları gerekiyor. Dekolteyi açacak V yaka kıyafetler size uygun olacaktır. · Uzun çizgiler daha ince gösterir. ... SIKI VE BAKIMLI KALÇALAR!
Bayanlarda 3 rakamı çıkarılarak hesaplanır yani 75kg bayanlar için şişmanlığın başlangıcıdır. Bir başka uzman araştırmacı ise hesabı şöyle yapmıştır; Boydan 150 çıkarıp 4'e bölmek ve elde edilen rakamı boydan çıkarmak. 178 - 150 = 28 28 / 4 = 7 178 - 7 = 171 Bu rakamdan 100 çıkarılır. 171 - 100 = 71kg.
Bu haberi aktarırken - bayanlarda kellikten bahsettiğinden- ister istemez genç yaşta hayata gözlerini yuman, sinema oyuncusu Persis Khambatta yı anmak istedim. ... meme ucu beliriyor. Çok küçük meme uçları olan bayanlara ufak bir ameliyat ile daha iri meme uçları yapılabiliyor ama bu da çok abartılı olmuş; üstelikte sahte. ...
Taş gibi aletini yavaşça soktu içime inliyordu ama, nasıl inlemesin küçücük bir göt, taptaze, bakire delik, daracık, sıcacık, isteyebileceği her şeyi sunmuştum ona, içime giren şey o kadar güzeldi ki hem canım acıyor hem zevk alıyordum, boşal aşkım içime boşal diyordum, daha ileri geri bile yapmadı titremeye ...
Ekinezya-Faydaları. Ekinezya (Koni Çiçeği) (Echinacea purpurea), soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir.
KALKINMADA YÖNLENDRMELER Gençler çin Firsatlari Geniletmek ve Yetkinlikler Oluturmak Orta Öretim için Yeni Bir Gündem Gençler çin Firsatlari Geniletmek ve ...
Hilf deinen Freunden und Verwandten, der Seite der Enten beizutreten!
Schütze Deine Daten, egal auf welchem Gerät.
Bleibe geschützt und informiert mit unseren Privatsphäre-Newslettern.
Wechsel zu DuckDuckGo und hole dir deine Privatsphäre zurück!
Benutze unsere Seite, die nie solche Nachrichten anzeigt:
Über $3,650,000 an Spenden für Datenschutz durch DuckDuckGo.
Wir speichern weder deinen Suchverlauf, noch verfolgen wir dich im Internet.
Erfahre, wie wir uns dafür einsetzen, dass du online sicher sind.
Wir zeigen Ihnen, wie du deine Privatsphäre online besser schützen kannst.

Etkilenen çözümler: Google Yandex Tns Counter
Kapalı Performans Tanımlama Bilgileri Açık
Kapalı İşlevsel Tanımlama Bilgileri Açık
Etkilenen çözümler: Admatic Id5 Sync Engageya Doubleclick Criteo Bidswitch Betweendigital Adscale
Kapalı Hedefleme Amaçlı Tanımlama Bilgileri Açık
Etkilenen çözümler: Facebook Twitter
Kapalı Sosyal Medya Tanımlama Bilgileri Açık
Mevcut ayarları kaydet Tüm çerezleri kabul et ve kapat
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.
Çerez Ayarları Tüm çerezleri kabul et

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.


yazıyorum yazıyorum pasifleniyor yazdığım yorum,anlamadım ki,neden pasifliyor antoloji,yılmak yok yazacam yine şairimmmmmmmmmm offffffffff offffffffffff ne harika anılar kah ağladım kah tebessüm ettim,kendimden neler buldum neler,kendimi yalnız ve caresiz hissedince burdayım artık, devam edin yazmaya ne olur ileride belki kitap haline getirirsiniz.kocamanından kutlarım kocaman yüreğinizi kaleminiz hep ışıl ışıl ışıldasın. sevgi dolu kalın e miiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii


Yazılarınız çok güzel. okurken hem hüzünlendim hem gülmekten kırıldım sabah sabah:Ülkemizin gerçekleri bunlar. Elinize sağlık

Çerezler, bir web sitesinden gönderilen ve kullanıcının web tarayıcısı tarafından kullanıcının bilgisayarında, kullanıcı gezinirken saklanan küçük veri parçalarıdır. Tarayıcınız her mesajı çerez adı verilen küçük bir dosyada saklar. Sunucudan başka bir sayfa talep ettiğinizde, tarayıcınız çerezi sunucuya geri gönderir. Çerezler, web sitelerinin bilgileri hatırlaması veya kullanıcının tarama etkinliğini kaydetmesi için güvenilir bir mekanizma olacak şekilde tasarlanmıştır.
Bu tanımlama bilgileri, web sitesinin çalışması için gereklidir ve sistemlerimizde kapatılamaz. Bunlar genellikle yalnızca sizin işlemlerinizi gerçekleştirmek için ayarlanmıştır. Bu işlemler, gizlilik tercihlerinizi belirlemek, oturum açmak veya form doldurmak gibi hizmet taleplerinizi içerir. Tarayıcınızı, bu tanımlama bilgilerini engelleyecek veya bunlar hakkında sizi uyaracak şekilde ayarlayabilirsiniz ancak bu durumda sitenin bazı bölümleri çalışmayabilir.
Bu tanımlama bilgileri, sitemizin performansını ölçebilmemiz ve iyileştirebilmemiz için sitenin ziyaret edilme sayısını ve trafik kaynaklarını sayabilmemizi sağlar. Hangi sayfaların en fazla ve en az ziyaret edildiğini ve ziyaretçilerin sitede nasıl gezindiklerini öğrenmemize yardımcı olurlar. Bu tanımlama bilgilerinin topladığı tüm bilgiler derlenir ve bu nedenle anonimdir. Bu tanımlama bilgilerine izin vermezseniz sitemizi ne zaman ziyaret ettiğinizi bilemeyiz.
Bu tanımlama bilgileri, videolar ile canlı sohbet gibi gelişmiş işlevler ve kişiselleştirme olanağı sunabilmemizi sağlar. Bunlar, bizim tarafımızdan veya sayfalarımızda hizmetlerinden faydalandığımız üçüncü taraf sağlayıcılarca ayarlanabilir. Bu tanımlama bilgilerine izin vermezseniz bu işlevlerden tümü veya bazıları doğru şekilde çalışmayabilir.
Bu tanımlama bilgileri, sitemizde reklam ortaklarımız tarafından ayarlanır. Bunlar, ilgili şirketler tarafından ilgi alanları profilinizi oluşturmak ve diğer sitelerde alakalı reklamlar göstermek için kullanılabilir. Benzersiz olarak tarayıcınızı ve cihazınızı belirleyerek çalışırlar. Bu tanımlama bilgilerine izin vermezseniz farklı sitelerde size özel reklam deneyimi sunamayız.
Bu tanımlama bilgileri, içeriğimizi arkadaşlarınız ve ağınızla paylaşabilmenizi sağlamak için sitemize eklenen çeşitli sosyal medya hizmetleri tarafından ayarlanır. Diğer siteleri kullanırken de tarayıcınızı izleyip ilgi alanı profilinizi oluşturabilirler. Bu durum, ziyaret ettiğiniz diğer sitelerde gördüğünüz içerikleri ve mesajları etkileyebilir. Bu tanımlama bilgilerine izin vermezseniz bu paylaşım araçlarını kullanamayabilir veya göremeyebilirsiniz.
Yaşadıklarım ne ki
Yaşamadıklarım yanında sanki
Tadına bakamamak
bir meyvenin belki
Belki gönlünce giyememek bir giysiyi
Ya da
Yüreğinde duymak acısını
Dostlarca vurulan bir hançerin
Yaşadıklarım ne ki
Belki
Yaşamak yoksulluğu
Nice kuyruklarda
Ayrı kalmak ana kucağından
Baba ocağından
Yar sıcağından
Ya da yakalanmak
Bir utancın kucağında suçüstü
Dostsuz kitapsız
Yıldızsız yağmursuz kalmak
Hapis damlarında
Yani yoksulluk
Yani yalnızlık
Yani hasret
Ya da
Ellere kalmıştır Leyla
Samanlığa düşmüş
Bir çıngı gibi
Zulanda sakladığın sevda
Olsun
Gelir geçer şeyler
Bir çıkar yol bulunur elbet
Sonu ölüm değil ya
Ama
Az şey değil
Bir insana gülümsemek
Az şey değil
Bir yüzde gülümseme görmek
Az şey değil
Her şeye rağmen sevildiğini bilmek
Az şey değil
Bir gözyaşını mendilinle silmek
Bir kalp atımı
Bir göz kirpimi sevmek
Neler verilmez
Nelere değmez ki tadı,
Yanağına bir mühür gibi vurulan öpücüğün
Az şey mi sanırsın
Yârin dudağında
Yeni ay gibi gülen gülücüğü
Yaşadıklarım ne ki
Yaşamadıklarım yanında hani
Ya okumadığım kitaplara
Duymadığım türkülere ezgilere
Kuruttuğum fidanlara ne demeli
Hani elimde kalan tohumlara
Söylenmemiş aşklara sevgilere ne demeli
Mesela barış
Mesela kardeşlik
Mesela bölüşmek bir susam tanesini
Ne demeli düşümde kalan sevdalara
Hele
Teşekkür edemediğim
Sevip söyleyemediğim
Hele hele
Kırıp da
Helalleşmediğim
Helalleşmeye yetişemediğimi
İşte onlar
Asıl onlar yakar yüreğimi
Yaşadıklarım ne ki
Yaşamadıklarım yanında sanki
Yol uzun
Zaman kısa
Ne ferman dinler ne yasa
Gönül düşmüş bir telaşa
Yapacak çook şey var daha
Nasıl yetişmeli
Nasıl telafi etmeli bilmem ki
ANILAR ANILAR
BİR YANIMI ISIRIR
BİR YANIMDA
ÇİÇEK AÇARLAR
İnsan için ceht etmişim
Ben insanı taht etmişim
Ulaşmaya aht etmişim
Kalbi pay-i taht etmişim
Düşerim düşmem kime ne
1960 Mersin’ in, Bozyazı ilçesine bağlı, Dereköy’ünde doğmuşum. On bir çocuktan kalburun üstünde kalan- hayatta kalma şansını yakalayabilen- altı çocuktan ortancasıyım. Doğduğum ay belli değil. Ancak büyük bir olasılıkla Nisanda doğmuşum.. Annemin hesaplarının şimdiye kadar hiç birbirini tutmadı. Annem yetmiş yaşına kadar: Oğlum, ben lohusa yatarken, çocuklar marş söyleyerek geçmişti.diyordu.
Ben de 23 Nisan
Neşe doluyor insan. çocuğuyum; kimse bilmese de dünya kutluyor doğum günümü diye teselli buluyorken; geçen yıl annem, o ablandı diye, ağız değiştirdi.
Zaten kışın doğsaydım o günün beyrinde, yaşama şansım yüzde on bile değildi. (.Hele benim gibi dokuz ay dokuz günü beklemeyecek kadar sabırsızsan biri için) Doğduktan sonra yirmi gün durmadan ağlamışım. Eşek sütü, ezilmiş arı suyu tedavi etmemiş demek ki. Böbreğimin birinin çürümüş olduğunu öğrendiğimde yaşım kırka gelmişti..
NÜFUS KÜTÜĞÜ
Bizim evde bir sandık var. Biz ona nüfus kütüğü deriz. Sandığın kapağının içi adeta bir inek nüfus defteri gibi. İneklerin tosuna çekilme, buzalama tarihlerini hepsinin günü gününe saatiyle kaydı tutulmuş.. Doğan her dananın doğum tarihi babasının kim olduğu, tahmini doğacağı gün ay yıl hep kayıt altında.
Ancak, hiç bir çocuğun doğum tarihini düşmemişler kütüğe. Onun için tıpkı yaşıtlarım gibi bir meçhul zamanın çocuğuyum. Yani kıran artığı. Annemin yaş hesabı çok basit. Kendince milat tarihleri var hani. Babanın askere gitmesi; kıtlıktan üç yıl önce, iki yıl sonra, Boruya su gelmeden önce veya sonra..(Bağlama köyde bir mevki adı. Ekin zamanı köylü önceleri suyu altı yedi km den eşek sırtında getirirlermiş. Devlet ellili yıllarda su borularıyla su getirmiş, sonra da oranın adı Boru olmuş. Ve o günün insanları için de bir milat tabii)
KÖR İMAM KÖR EMİNEYİ BECERDİKTEN ÜÇ YIL SONRA DOĞMUŞUM..
Takvim dedim de, çalıştığım bir köydeki milat geldi aklıma. Hani köyde bir kör imam varmış, bir de Deli Emine, ama o hem deli, hem de tam körmüş.. Bir gün imam, Kör Emine’yle yakalanınca köyden kaçmış. Ardan yıllar geçer. Bir gün imamın yolu köyün yakınına düşer. Köye uğrayıp ne olmuş bitmiş öğrenmek ister. Tam köyün girişinde bir çocuğa rastlar. Adını falan sorar, sonra
-Kaç yaşındasın, yavrum, der.
Çocuk:
- Valla bilmem emmi, Kör imam; Kör Emineyi becerdikten üç sene sonra doğmuşum der. (Siz Kör Emine yerine eşek de diyebilirsiniz, orijinali de öyle zati.)
Köylü için çocuğun kıymeti ne ola ki: inek değil sağılmaz, kabak değil yenmez, çifte koşulmaz. tavuk değil yumurtlamaz ki değeri olsun.
Ne edecek, nerden bilecek doğum gününü. Ölse de önemi yok; Nasıl olsa arkada bir kaç yedeği vardır. Çok şükür köylünün fabrikası sağlam. Çocuk üretmede ne var sanki. Hele erkekler için. Avradına bir iki dakika abandın mı, al sana bir kaşık düşmanı. Fabrikaya bir şey mi oldu, kadın mı yok bir daha alırsın..
Hiç unutmam çalıştığım köyün birinde bir adamın beşinci kadınıydı öldürüp de aldığı. Kimse bilmez, kimse sormaz bu adamın yatağına giren kadın neden yaşamaz.
Bir kardeşim altı yaşında ölmüş, biri iki, Üçü de bir yaşına giremeden öldüler.
Hele en büyük ablamız, Lüberde, türküsünü çağıra çığıra ölmüş. Çok akıllıydı, diyor annem. Sesi de çok güzeldi. Köyde söylenen ne kadar türkü varsa ezbere bilirdi. Bir Türküyü bir kere duymaya görsün nasıl ezberlediğine şaşar kalrdık.
Lüberde lüberde
Çektin gözüme perde
Devriyeler sardı da bizi
Meğer kaderim böyle
Zavallı kardeşim nerden bilsin devriyenin Azrail olduğunu. Şimdi bizim evde, o Türkünün özel bir yeri var. O ablamızı - ölen büyümez ki ablamız olsun değil mi- hiç birimizin görmemesine rağmen hepimiz çok severiz.
Ve, hepimiz Lüberde Türküsüyle hüzünleniriz.
Aşığım ay vurgunuyum
Kara sevda yorgunuyum
Abu derya durgunuyum
Dolar taşarım kime ne
Son bir iki yılda yazdığım beş altı yüze yakın veya fazla şiirimsim olmakla birlikte ‘’kitapsız şairler! denim. Mason değilim. Lions Kulübüne üye değilim; Kültür Bakanında tanıdığım da yok. Halkımız öyle şiir de okumuyor ki. Şiirlerimi noterde tescil ettirecek parayı ancak bulabiliyorum.
Belki de biraz geç gelmişim dünyaya diye düşünüyorum. Hani şu Sanatın içine tükürülmediği; şiire sanata gerçek değer verildiği; yoldaşlık, ülküdaşlık gibi duyguların olduğu; köylerde keşikle iş yapmanın, yani vicdanın, yani sevdanın, tedavülden kalkmadığı; bir de şerefsizlerle, namussuzlarla, rüşvetçilerle, vurguncularla, katillerle yurdum insanının gurur duymadığı zamanda hani.. Belki de hepsi o zaman da vardı da tek sesli ülkemizde biz duymuyorduk.
Heder olmaksa kaderim
Kül olmuştan da beterim
Alıp başımı giderim
Kara sevda yordu beni
İlk şiirimi orta birinci sınıfta yazdım. Ökulda ödev olarak yazdığım; Yeşilay’la ilgili bir şiirdi sanırım.. Babam sıkı tiryaki olduğu için sigarayı çok iyi tanıyordum. Hele babama olan arkadaşlığını, bir göz evde genetik olarak alerjisi olan bize çektirdiklerini çok iyi biliyordum.
Öğretmenim okudu, şöyle yüzüme bir baktı: ‘ Bu şiiri sen mi yazdın? ’ dedi.
Fena bozulmuştum. Hani zaten köylücek potansiyel suçluyduk şehirlilerin gözünde. Nedense Anamurlular, o zamanlar bizim köylüleri hiç sevmezlerdi. Hani şu meşhur Toros Canavarı’nın çıktığı günlerdi. Bizim köyde ve yakın köylerde birçok adam öldürme olayları olmuştu. Bir iki yılda ne oldu bilmem eline tabanca geçiren, hatırı kalmasın diye bir kaç kişiyi gönderiyordu tahtalı köye. Bu olaylar nedeniyle anemiz babmız, başımız belaya kalmasın, çoluk çocuk okusun cahil kalmasın diye terk etmişlerdi köyü. Bu olaylardan dolayı, gittiği yerlerde korkuyla karışık horlanma, insanların düşmanlığı uzun süre bırakmadı bizim köylüleri. Hep bir korku karışımı nefretle baktılar bize. Öğretmenlerimiz de dâhil. Hep hissettirdiler bizlere bunu. Hatta açık açık yüzümüze söylüyorlardı. Yoksulluk bir yandan, sicilimiz bir yandan bu kompleksle, bir şey derler de onurumuz kırılır, gururumuz incinir korkusuyla büyüdük hep.
Belliki öğretmenim, bu lanetlenmiş köyden bir çocuğun da duyguları, söyleyecekleri olduğunu kabul edememiş olacak ki inanamadı şiiri benim yazdığıma. Öğretmenime bir türlü ispatlayamadım o şiiri benim yazdığımı. Ancak öğretmenim de benim yazmadığımı ispatlayamadı. Yediğim dayak, gördüğüm hakaret yanıma kar kaldı.
Sadece şunu hatırlıyorum; yazdığım şiiri okuyan her öğretmen: Bunu sen mi yazdın? Hadi canım sen de, diyordu. Sanki suç işlemiştim. Her öğretmen de aynı tavır. Belli ki öğretmenler kendi aralarında karar almışlar, cezam kesilmişti.
O şiir alınacak, şöyle bir gözden geçirilecek. ‘Hadi canım sende; git oradan, bunu sen mi yazdın’ denilecek.! Yalan söylüyorsun! ’ denilip, suratına bir tokat atılacak…
‘Def ol ordan, ulan! ’ denilecek. Sen kuyruğunu sıkıştırıp mahçup mahçup, defolup giderken, arkandan da dudağını büzüp: ‘Kendisi yazmışmış! ’ diye söylenilecek.

YÜREĞİMDEKİ YARA ÇOCUKLUĞUMDAN KALMA
Sorma bana
Kimsin nesin
Nerelisin
Nerden geldin
Nereye gidersin
Beni yorma
Bana bir şey sorma
Yürek yangısı
İlk göz ağrısı nedir bilirsin
Sen de oralardan gelirsin
Yüzümdeki çizgiye
Gözlerimdeki ize bak
Çıkarabilirsin
Kolayına kaçmadan
Küllenmiş yaramı açmadan ama
Bakıp da sıkılmış yumruğuma
Hükmetme hırçın olduğuma
Beni asi
Beni öyle huysuz
Beni belalı
Beni öyle sevgisiz sanma
Yüreğimdeki sızı
Saçımın beyazı
Çocukluğumdan,
On sekiz yaşımdan kalma
Bir kere hükmetmiş
Yediğim her tokat kazınmış aklıma
Onun için hırçınım böyle
Alınganlığım ondan
İmirsem
Bir damlacık uyusam
Bir sevda ki ne sevda
Sevginin serildiği bir dünya
Barışa, kardeşliğe dair
Bir vedia
Zalim ve mazlum arasında
Diş dişe ölesiye
Kıran kırana kıyasıya
Bir kavga girer düşlerime
Götürür beni
Çocuk hayallerime
Gençlik gülüşlerime
Sevgilim
Gidiyorum işte
Seni aşka
Seni sevdaya
Seni bambaşka
Bir dünyaya davet ediyorum
Sen bilirsin
İstersen
Tutup da elimden
Yanımdan yürürsün
İstersen
Silersin anılarından
Hatıra defterinden
Ama
Dön deme bana
Tükenir telef olurum
Zelil zebun olurum
Dağlara düşer
Deli olurum
Yaşayan ölü olurum
Eririm biterim o zaman
Bu nasıl irade
Bu nasıl ferman
İşte sevgilim işte
Bitişimin mührüdür o an
Freni boşalmış
Dengesi bozulmuş
Devri dönmüş bir dünyada
Sığmazken yere göğe
Dur denir mi
Yaralı yeminli bir yüreğe.
Hani hep
Kuş gibisin, derdin ya
Benim de durmamak düşmüş payıma.
Tuz basma yarama
Arama beni sorma
Beni boş yere yorma
Ağlatırsın
Yaramı kanatırsın sonra
Hoşça kal bir tanem hoşça kal
Seni dağlara
Denizlere
Rüzgârlara
Seni
Gülen aya
Göz kırpan yıldızlara
Oğullara kızlara
Seni buralara
Seni
Çocuk gülüşlere
Yarım kalmış türkülere
Gülüşünden vurulmuş düşlere
Sen sana
Seni sevdalara emanet ediyorum
Hoşça kal bir tanem hoşça kal
Takıp da gülüşünü dalıma
Sevgini kanadıma
Gidiyorum aşkım
Adını tadını
Muradını alarak yâdıma
Yanıma yedeğime.
Kelebek olup ıslanmaya
Nehir olup uslanmaya gidiyorum
Baka baka ardıma
Gidiyorum bir tanem
Gidiyorum
gök kuşağının ardına
Bilirsin
Bu iflah olmaz bir aşk
Yüreğe düşen Leyla’dır
Devasız bir dert
Bu bir bela
Bu bir karasevdadır bilirsin
Belki de
Korkuların
Korkulukların
Sahte
Sıvama
Yamama tüm güzelliklerin
Tükürüp yüzüne
Kim bilir belki de
Kendinle yüzleşirsin
Dedim ya sen bilirsin
Yüreğimdeki sızı
Çocukluğumun izi
Aha
Şuramdaki yara da
On sekiz yaşımdan
Belki de çocukluğumdan kalma
Kim bilir
Belki arkamdan gelirsin
Belki de gelip bana yetişirsin
Değilse
Arama beni sorma
Yaramı
Kanatırsın sonra
Şiire, o ilk şiirimden sonra bir süre ara verdim. Yani emekli olana kadar. Yaklaşık otuz beş, otuz altı sene!
Zati ülkemde hep öyle değil mi? Kimse yeteneğine göre bir meslek seçmez. Anamızın babamızın hayaline, hülyasına; kendi olamadıklarına ya da tesadüflere göredir mesleklerimiz. Onun için de ne bir buluş yapabiliriz, ne de bir yenilik. Okullar mı; adete bir dişli, bir yetenek törpüsü gibi işler hep.. Matematiği iyi olan, bir anadolu veya fen lisesini kazanan çocuk, zeki; değilse geri zekalıdır.
Hani Evren Paşamız da resme başladı ya. Öyle işte. Nerden çıktıysa o içimdeki çocuk doğuverdi kır
Türk Yerli Pornoları
Sekx Videyoları
Bir Konusu Olan Porno

Report Page