Havada Sevişme

Havada Sevişme




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Havada Sevişme
inkilap.com masaüstü bildirimlerine ekleyin.
inkilap.com özel fırsatlardan ve güncel kampanyalardan haberiniz olsun ister misiniz?
150 TL ve ÜZERİ SİPARİŞLERDE KARGO BEDAVA



Üye Girişi




Üye Ol









Kategori Seçiniz
Zülfü Livaneli
Kitap
Elektronik
Film
Müzik
Hobi
Oyun
Kırtasiye ve Kişisel Ürünler
İmzalı Kitaplar
Çok Satan Kitaplar
Kitap Setleri
İnkılap Çocuk Kulübü Kitapları
Ayın Yazarları
Ayın Yayınevi
Yeni Çıkan Kitaplar
Kitap
Tavsiye Edilenler
Kapıda Ödeme Kitap
Kitap Kampanyaları
En İyi Kitaplar
Yerli Roman - Öykü
İnkılap Grubu Kitapları





Son Kuşlar- Şimdi Sevişme Vakti- Havada Bulut- Mahkeme Kapısı- Havuz Başı- Sait Faik Abasıyanık Kitap Seti




Kürk Mantolu Madonna 9789751039743
Kuyucaklı Yusuf 9789751039750
İçimizdeki Şeytan 9789751039767

Yüzyılın Kitabı 9789751038616
1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek 9789751037442
Cumhuriyet Tarihi Yalanları 1 - 9789751030542

Herlanda’da karnını herkesten iyi doyurup herkesten iyi yaşamanın tek koşulu vardır:
Yaşamını Her Şey’e adayıp itaat puanını yükseltmek. Her Şey’in yüz yılı aşan süredir devam eden iktidarını sarsan
Tek tehlikeyse ülkenin Hiçlerinin yeni mücadele yöntemleridir. Herlanda’nın Hiçleri, tarihin akışını değiştirmekte kararlıdır. 
MS 2141, bardağın taşırdığı yıl olacaktır.
İrfan Değirmenci, okurlarını distopik ülke Herlanda’nın özgürleştirdiği o yıla tanıklık etmeye çağırıyor…
Bir Uyuyup Uyanalım - 9789751037596
Zaman zaman haberlere konu olan anket çalışmaları vardır hani, "Aşağıdakilerden hangisinin komşunuz olmasını istemezsiniz?" diye sorulan. O anketlerde en çok işaretlenen şıkların hepsini düşünün şimdi. Kimden nefret ediliyorsa onları düşünün. Nefret suçlarının kurbanlarını düşünün. Önyargıyla yaklaşılanları düşünün. Ötekileştirilenleri düşünün. Dışlananları, kovulanları, ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayanları düşünün. Haklıyken haksız konuma düşürülenleri, kapının önüne konulmak istenenleri düşünün. 
Yeterince düşündüyseniz okumaya başlayabilirsiniz. Uykunuz geldiği anda, hiç çekinmeyin, kitabı bir kenara koyup gözlerinizi yumun. Bir uyuyup uyanalım, her şey daha güzel olacak, biliyorum.
'Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?'
"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu." Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hiyakesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
"İsteyip istemedeğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticede aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması.. " Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış.
Kürk Mantolu Madonna - 9789753638029
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
Tutunamayanlar - Bütün Eserleri - 1 / 9789754700114
'Tutunamayanlar', Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay'ın bu ilk romanını "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak niteler. Moran'a göre "Oğuz Atay'ın mizah gücü ve duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır." Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, "saldırısı tutunanların anlamayacağı, rededeceği türden bir romanla yapar."
Kişinin kendiyle savaşmasını ve yenmesini, kendini dönüştürmesini hayati bir sorun olarak algılamaya çağıran, çarpıcı ve sarsıcı bir roman. Romanın baş kişisi Hikmet Benol, toplumdaki yoğun kargaşanın temelinde yatan gerçekliği araştırırken, gerçeklerle içtenlikle ilgilenmenin toplumu yönetenlerce tehlikeli görüldüğünü seziyor ve 'oyun oynuyormuş gibi' ilgilenmenin ve yaşamanın yollarını araştırıyor. Ve hem 'tehlikeli' hem de 'oyun'la dolu bir yolda gidebileceği son noktaya kadar ilerliyor...
Oyunlarla Yaşayanlar / 9789754702101
Tanzimat'tan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler, hedefler, ölçütler Türk aydınını kronik bir bunalıma sürükledi. Oğuz Atay'ın tiyatro eseri, varoluş sorunlarıyla boğuşan ve 'tutunmaya' çabalayan ve bunu pek başaramayan okur-yazarımızın kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir hayatın doğal ürünü beceriksizlik ve gülünç olma korkusundan Atay sürükleyici bir oyun çıkarmış. Bir Bilim Adamının Romanı'nı yazdı. 'Oyunlarla Yaşayanlar' adlı tiyatro eseri Devlet Tiyatroları'nda sahnelendi. Atay 13 Aralık 1977'de, büyük projesi 'Türkiye'nin Ruhu'nu yazamadan hayata gözlerini yumdu.
Korkuyu Beklerken - Bütün Eserleri 4 / 9789754701586
Oğuz Atay'ın hikayeleri, gündelik hayatı kavrayış derinliği anlatım zenginliği ve okuru alıp götürmedeki enerjileri bakımından romanlarından geri kalmıyor. Kitaba adını veren hikayenin "korkuyu beklerken" kendini evine hapseden kahramanı, Atay'ın edebiyat güzergahındaki farklılığının en büyük kanıtlarından. Yazarın bu kitaptaki ilk hikayeyle var ettiği "Beyaz Mantolu Adam"da öyle...
Bir Bilim Adamının Romanı / 9789754700671
Türkiye'de pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atay'ın kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Prof. Mustafa İnan'ı anlatışı. Atay'ın hedefi, bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bir bilim adamı oluşunun zorlu macerasını sergilemek. Bunun yanısıra, Oğuz Atay'ın toplumsal eleştiri kalıplarını zorlayışını da izliyoruz. Elinizdeki kitapta, Prof. Mustafa İnan'ın hayatından kesitler veren bir de fotoğraf albümü yeralıyor.
"Sevgili Oğuz,... Sana kısaca şunu söylemek istiyordum: "Eylembilim"le bize, tamamlayamamış da olsan, anlattığın olaylar ve çizdiğin kişilerle, gene de kendi içinde belli bir bütünlüğü olan unutulmaz bir başyapıt bıraktın. Sahte sağduyuya, yapay aydınlara, basmakalıp kavramlara, kof duyguluklara "Eylembilim"in intikam kılıcını korkusuzca çeken Server Gözbudak aracılığıyla, çok dolaylı bir biçimde ve kendine özgü inceliğinle çekilen acıları da eski ustalar gibi yerli yerine yerleştirmeyi başardın. Binlerce teşekkür. Gözlerinden öperim."-Cevat Çapan-
Oğuz Atay'ın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü. "Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda bana bunu da yaptınız" sözleriyle başlayan Günlük boyunca okur, yazarın son yıllarındaki yalnızlığını paylaşmakla kalmıyor, Oyunlarla Yaşayanlar'ın oluşum sürecini adım adım izliyor, bir edebiyat laboratuvarındaymış gibi. Günlük'ün sonunda, Atay'ın tamamlayamadığı eseri Eylembilim'den şimdilik bulunabilen parçalar da yer alıyor. Bir Bilim Adamının Romanı'nı yazdı. Oyunlarla Yaşayanlar adlı tiyatro eseri Devlet Tiyatroları'nda sahnelendi. Atay 13 Aralık 1977'de, büyük projesi "Türkiye'nin Ruhu'nu yazamadan hayata gözlerini yumdu.
Özel fırsatlar ve yeni ürünlerden haberdar olmak için bültenimize kayıt olun.
“Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.”
Şimdi Sevişme Vakti Çıplak heykeller yapmalıyım, Çırılçıplak heykeller Nefis rüyalarınız için Ey önümden geçen ak sakallı kasketli, Yırtık mintanından adaleleri gözüken Dilenci Sana önce Şiirlerin tadını Aşkların tadını Kitaplardan tattırmalıyım Resimlerden duyurmalıyım, resimlerden..
Şimdi Sevişme Vakti *Yeis *Sicilya Ormanları *Ceylânı Bahri *Arkadaş *O ve Ben *Napoli *Mektup 1 *Mektup 2 *Bir Zamanlar *Şarap İçerek *Deli Çay *Bir Masa *Köprü *Marikula Doğur *Karlı Hava *Söyliyemiyorum *Yarı Belimiz
“Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu. Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade… (…) Gözlerinin etrafında yedi sekiz çizgi, hayatında çok güldüğünü değil, yüzünü güneşe verip mavi gözlerini kıstığını ifade ediyor dersem, inanmalısınız! O, aynaya baktığı zaman, bu çizgilerin gülmekten değil, güneşe bakmaktan olduğunu, köpeğine söylemiştir. Bir köpeğe söylenilmiş lakırdıyı komşulardan hiçbiri işitmemiştir, denebilir mi?”
Havada Bulut *Ay Işığı *Büyük Hulyalar Kuralım *Karidesçinin Evi *Yorgiya’nın Mahallesi *Kurabiye *Korkunç Bir Pastane *Eleni ile Katina *Falcı Matmazel Todori *Birinci Mektup *İkinci Mektup *Sonu *1 Nisan’da Bir Erik Ağacı ile Konuştum *Mehmet Bey’e Göre
Sait Faik bu kez bir ay boyunca izlediği adliye mahkemelerindeki “tutukluların” öykülerini yazıyor. Bu kişiler Sait Faik’in bildik evreninin bildik yüzleri: kimsesizler, yoksullar, işsizler, balıkçılar, oyun olsun diye hırsızlık yapan çocuklar... Ve öte yanda yargının soğuk yüzünü yansıtmaktan uzak, iyicil yargıçlar çıkar karşımıza. Suçlu olarak mahkemede bulunan çoğu kişiyi, önce insan olduğunu anımsatan ayrıntılarla, onların önce bir oğul ya da bir baba olduğunu vurgulayarak anlatır Sait Faik. Aslında ona göre ortada suç da yoktur, suçlu da. Okura da hepsini tahliye etmek düşer...
Seylan Çayı Hırsızları *Modern Bir Karı Koca *Bursa’dan Cesur Bir İhtiyar Geldi” *İki Buçuk Liralık Bir Rüşvet *Bir Peri Masalı mı? İpekli Kumaş Hırsızlığı mı? *Üç Bayan Bir Bay *Koltuk Değnekli Adam *Pişmanlık *Nüfus Tezkeresiz Adam *Sultan Mahmut Türbesi’nin Kurşunları *Altmış Liralık Bir Kadın Çantası *Bıçakla Oynanmaz *Yüze Yakın Basamak *Çamaşır İpleri ve Don Gömlek Hayaletleri *Üniversiteliler ve Bir Bayan *Artistler Turneye Çıkarlarken *Bu Senenin Meşhur Karakışı Cinayeti *Dayının Ceketi *H. Soğukpınar *Yerli İskoç Kumaşından Spor Ceket *100.000 Marsilya Kiremiti *Meryem Ana Kandili Ampülünün Kordonu *Davacıya Göre:Bir Muharebe *Başkalarının Derdiyle Dertlenen Bayan *Mahkemeye Verilen Mektuplar Kimin? *Portakal Ezmelerinde Boya Var mı, Yok mu?
“Bir bahar günü Sait Faik ve Orhan Veli ile birlikte yaptığımız bir Boğaz gezintisini anımsıyorum. Üsküdar’dan Beykoz’a kadar her iskelede Sait beni sınava çekmişti: ‘Şu iskeleyi anlatmak gerekse neresinden başlarsın?’ Anadoluhisarı İskelesi’nin yanında küçük bir kahve vardır. ‘Haydi’ dedi, ‘mademki hikâyecisin, şu kahvede ilk gözüne çarpan nedir, söyle bakalım?’ Baktım üç dört kişi oturmuş, kâğıt oynuyor, kahve içiyor, duvarda birtakım basma resimler… İran şahının, Atatürk’le resmi falan. ‘Bu resimleri belirtirim’ dedim. Kızdı birden, ‘Ulan!’ dedi, ‘o kenarda tek başına oturan ihtiyar sakallı var ya? İşte asıl hikâye o be?’ ”
Oktay Akbal, Şair Dostlarım, 1964
*Havuz Başı *Kumarbaz Hayri Efendi *Çatışma *İyilik Unutulmaz *Bir Sonbahar Akşamı *Bir Ev Sahibi *Bayan Gülseren *Yüksekkaldırım *On Milyonerle On Metresi *Jimnastik Yapan Adam *İnsan Gibi Bir Şey: Huy *Su Basması *Mektup *Sur Dışında Hayat *Serseri Çocukla Köpek *Sonbahar *İnsanlar, Türküler, Masallar *Parkların Sabahı, Akşamı, Gecesi *Cezayir Mahallesi *Simitle Çay *Şehrin Sabahları ve Adamlarından Biri *Şehrâyin *Güğüm

Bize bu ürün hakkında ne düşündüğünüzü söyleyin. Yaptığımız işte daha iyi olmamıza ve nihayetinde size daha iyi ürünler sunmamıza yardımcı olur.


Bu site Ticimax ® Gelişmiş E-Ticaret sistemleri ile hazırlanmıştır.


Dünya Dünyada eşi yok! Turistlerin cinsel hayatı orayı yok etme noktasına getirdi...
Haberler Dünya Haberleri Dünyada eşi yok! Turistlerin cinsel hayatı orayı yok etme noktasına getirdi...
• 29 Kasım 2021 - 08:18 • Son Güncelleme: 29 Kasım 2021 - 08:30
• 29 Kasım 2021 - 08:18 • Son Güncelleme: 29 Kasım 2021 - 08:30
BİZİ TAKİP EDİN UYGULAMALARI İNDİREBİLİRSİNİZ
Tüm dünyada turizm küresel ekonominin en önemli gelir kalemlerinden biri. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan geçimini bu sektör üzerinden kazanıyor. Ancak bazı bölgelerde turizm artık istenen bir şey olmaktan çıkmış durumda.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün "Aşırı Turizm" adını verdiği bu olgu, yaşanan turist akını nedeniyle o destinasyonun tamamının, belli bir kısmının ya da yerel halkının olumsuz etkilendiği durumlara deniyor.
Aşırı turizmin, mevsimsel nüfusun aşırı artması, çeşitli hizmetlerin sekteye uğraması, belli türlerin ya da doğal güzelliklerin tahrip olması, çevre kirliliği gibi çok sayıda sonucu var.
Geçtiğimiz günlerde yapılan ve CNN Travel'ın aktardığı bir araştırma ise Avrupa'nın en önemli doğal koruma alanlarından birinin turistlerin hareketli seks hayatı nedeniyle yok olmanın eşiğine geldiğine işaret ediyor. Nasıl mı? Hemen anlatalım...
İspanya'ya bağlı Büyük Kanarya adasında bulunan Las Dunas De Maspalomas Özel Doğal Koruma Alanı, kıyıya kurumuş deniz fenerinin arkasında göz alabildiğine uzanan kum tepeleriyle biliniyor. Hangi rehber kitaba baksak, Fas'ın hemen batısında yer alan adanın "Mutlaka ziyaret edilmesi gerekenler" listesinin en başında Dunas de Maspalomas'ı görüyoruz.
Bu kum tepeleri, Avrupa kıtasında kalan sayılı hareketli kumul sistemlerinden birini oluşturuyor ve 1982 yılından beri yasal koruma altında. Kumullar Afrika ile Avrupa kıtaları arasında gidip gelmekte olan göçmen kuşlar için bir dinlenme alanı sağlıyor.
Daha doğrusu sağlıyordu. Zira son yıllarda bu kum tepelerinde seks yapmak isteyen turistler yüzünden, kuşlara pek alan kalmıyor.
Bilim dergisi, Journal of Environment Management'ta yayımlanan makale, kumulların bir seks alanı olarak kullanmasının doğal etkileri üzerine yapılmış ilk araştırma.
Saha çalışması Mayıs 2018'de gerçekleştirilen araştırmayı yürütenler, kumullar üzerinde 5763,85 metrekarelik alana yayılmış tam 298 "seks noktasını" kayıt altına aldı. Bu seks noktalarının özellikle çalıların ve bitkilerin ve 'nebkha'ların yoğun olduğu alanlarda toplandığı belirtildi. Nebkha kumun bitkilerin etrafında toplanıp birikmesiyle oluşan kumullara deniyor.
Turistlerin seks yapmak için sadece kum olan bölgelerdense bitkilerin ve hayvanların yaşadığı kısımları seçmeleri dikkat çekici. Uzmanlar yakınlarda inşa edilen tatil köylerinin kumulların hareketini değiştirdiğini ve bölgede daha fazla bitkinin üremesine alan açtığını da belirtiyor. Bitki miktarı arttıkça seks alanlarının sayısı da artıyor.
Uzmanlara göre, turistlerin seks yapması sadece nebkha'ların değil, üçü endemik olmak üzere sekiz yerel bitki türünün de zarar görmesine neden oluyor.
Turistler bu bitkileri ayaklarıyla eziyor hatta kökünden söküp atıyor, kumların yerlerini değiştiriyor. Kendi 'yuvalarını' oluşturup etrafını çiftle çeviren turistler bile var. Bu da yetmezmiş gibi sigara izmaritlerini, kullanılmış prezervatiflerini, tuvalet kağıtlarını, ıslak mendillerini ve teneke içecek kutularını da ortalığa atıp gidiyorlar.
Uzmanlar turistlerin kumulları tuvalet gibi kullandığını belirterek "idrar ve dışkı noktaları" bulduklarını da ifade ediyor.
Uzmanlar ayrıca daha gözden uzakta olan seks noktalarının daha sık kullanıldığını, bunun sonucunda buralarda çöp birikiminin de daha fazla olduğunu vurguluyor. Yetkililerin kumulların çeşitli noktalarına yerleştirdiği çöp torbalarının da dolu olduğu belirtiliyor.
Kumulların turistlerin girişine kesinlikle kapalı olan en hassas bölümünde bile 56 seks noktası bulunmuş olması da bir diğer çarpıcı detay.
Dunas de Maspalomas Özel Doğal Koruma Alanı'nın oluşturulma sürecinde öncelikli amacın eğitim olduğu açıklanmıştı. Ancak turistik faaliyetler nedeniyle, doğal koruma alanında çevre eğitiminin tamamen bir kenara atıldığı da araştırmada yer alıyor.
Makalenin yazarlarından Patrick Hesp, The Conversation için kaleme aldığı bir yazıda, Kanarya Adaları'nın en önemli türlerinden olan dev kertenkelelerin de turistik faaliyetlerden zarar gördüğünü belirtiyor. Çünkü bitkilerin yok olması dolaylı olarak hayvanları da etkiliyor.
Dahası Hemp, normalde deniz anası yiyerek beslenen kertenkelelerin turistlerin arkalarında bıraktıkları prezervatifleri yiyip öldüklerini de kaydediyor. Covid-19 pandemisinden önceki dönemde, Büyük Kanarya adası her yıl yaklaşık 14 milyon ziyaretçiyi ağırlıyordu. Ada özellikle ABD, İngiltere ve Almanya'dan turistlerin favori destinasyonları arasında yer alıyor.
Kıyılarda bulunan kumul sistemleri, doğal peyzajın en önemli parçalarından biri. Ancak sadece Büyük Kanarya'da değil, dünyanın birçok başka yerinde de bu kumullar turist çekmek için bir olta olarak kullanılıyor. Yazarlara göre, bu da yıkıcı sonuçlar yaratıyor. Makalede, "Birçok durumda kumulların tahribatı doğrudan turizmdeki gelişmenin bir sonucu" ifadelerine yer veriliyor.
Hesp ise The Conversation'daki yazısında, "İnsanların yarattıkları yıkımın farkında olmalarını istiyoruz. Plajda seks yapan bir çift büyük bir şey olmayabilir ama aynı bölgede aynı şeyin yüzlerce kez yaşanması, kumullara arazi araçlarıyla girmeye benzer bir hasar veriyor" kıyaslamasını yapıyor.
Neyse ki iyi haberler de var... Hesp'in aktardığına göre, bu araştırma sayesinde yetkililer ve yerel tatil köyü sahipleri kumulları korumak için harekete geçti.
İspanya hükümetinin başlattığı MASDUNAS projesi kapsamında çok sayıda büyük temizleme operasyonu gerçekleştirdi. Bu operasyonlarda büyük miktarda atık madde ve ölü bitki kumullardan toplandı. Bazı tatil köyü sahipleri de kumullar üzerinde seks yapmanın olumsuz etkilerine dair misafirlerini uyarmaya başladı.
Yakın zamanda La Palma adasında meydana gelen yanardağ patlaması da çevrenin korunmasıyla ilgili çalışmaları yetkililerin öncelik listesinde üst sıralara taşıdı.
Kanarya Adaları'nda durum böyle. Peki aşırı turizmden bu şekilde zarar gören başka destinasyonlar var mı? Ne yazık ki var… Özellikle de Avrupa'da…
2020 başında
Mobil Öğretmen Öğrenci Sex Indir
Geç Oğlan Ve Yaşlı Kadın Sikişi
Gizli Cekim Kari Koca Arabia Sex

Report Page