Harbi Türk Yeni

Harbi Türk Yeni




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Harbi Türk Yeni
Bu Vikipedi sürümündeki dil bağlantıları sayfanın en yukarısında, madde başlığının sağ tarafında yer alıyor. Yukarı gidin .


^ Мерников А. Г., Спектор А. А. Всемирная история войн. — Минск: 2005. — С. 376. (Rusça)

^ Mustafa Ablak (yönetmen, kameraman), İlyas Engin ve Hanımgül Kübra Ablak (metin yazarları) (08:20/1:07:21 süresinde). Plevne Destanı ve Gazi Osman Paşa (mpg) (Belgesel). Anatolia Movies . Erişim tarihi: 9 Şubat 2011 . Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= ( yardım )

^ a b c d e f g Büyük Larousse, cilt VII, s.3282 - 3283, Milliyet Yayınları (1986)

^ Урланис Б. Ц. Войны и народонаселение Европы. — М.: 1960. (Rusça)

^ Scafes, Cornel, et. al., Armata Romania in Razvoiul de Independenta 1877-1878 (The Romanian Army in the War of Independence 187-1878). Bucuresti, Editura Sigma, 2002, p. 149 (Rumence)

^ Olaylarla 15 Haziran 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi . ilgili araştırma yazısı (İngilizce)

^ History of the Ottoman Empire and Modern Turkey: Volume 2, Reform, Revolution, and Republic: The Rise of Modern Turkey 1808-1975. Cambridge: Cambridge University Press, 1977, Shaw, Stanford J. and Ezel Kural Shaw, s. 142-143 ISBN 0-521-29166-6 .

^ The Autobiography of a Journalist, Volume II 27 Eylül 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi . (İngilizce)

^ Caroline Finkel, The History of the Ottoman Empire, sayfa: 467, 2005, Basic Books

^ Khvostov, VM. "Geçmişten Günümüze Dünya Diplomasi Tarihi - Doğu Krizi (1875-1977) - Reichstadt Antlaşması" (Rusça). www.diphis.ru. 11 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi . 

^ Osmanlı Yüzyılları, Lord Kinross, 1977, s. 509, Morrow Quill

^ 93 Harbi kronolojisi 30 Aralık 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi . (İngilizce)

^ Savaşta Osmanlı Ordusu'nun İkmali [ ölü/kırık bağlantı ]

^ "93 Harbi" . 8 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi: 4 Ağustos 2014 . 

^ Bayonets before Bullets: The Imperial Russian Army, 1861-1914, Bruce Menning, Indiana University Press, 2000, s. 57 (İngilizce)

^ Osmanlının Balkanlardan Çekilişi Süleyman Hüsnü Paşa ve Dönemi, Erol Özbilgen, İz Yayıncılık, 2006, ISBN 975-355-609-8

^ Mustafa Ablak (yönetmen, kameraman), İlyas Engin ve Hanımgül Kübra Ablak (metin yazarları) (22:45/1:07:21 süresinde). Plevne Destanı ve Gazi Osman Paşa (mpg) (Belgesel). Anatolia Movies . Erişim tarihi: 9 Şubat 2011 . Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= ( yardım )

^ Plevne Kuşatması, Rupert Urneaux, 1958 (İngilizce)

^ Plevne Savunması 1877, Frederick William von Herbert, Longmans, Green, and Co, London, 1895, s. 131

^ "Great Victory Won by the Turks; Defear of the Russians After Two Days of Fighting, New York Times, 2 Ağustos 1877" . 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi: 16 Şubat 2011 . 

^ "The Battle At Plevna, Complete Rout of the Russians, New York Times, 17 Ağustos 1877" . 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi: 16 Şubat 2011 . 

^ Gazi Osman Paşa Plevne'ye Saplanan Tuğ, Sadettin Kaplan, İstanbul, Mart 2007, ISBN 978-975-269-278-7

^ Osmanlı Yüzyılları, Lord Kinross, 1977, s. 522, Morrow Quill (İngilizce)

^ Türk subaylarının planını içermektedir.

^ a b c (Ermenice) Hambartsumyan, Victor et al. Ռուս-Թուրքական Պատերազմ, 1877-1878 (The Russo-Turkish War, 1877-1878). Sovyet Ermeni Ansiklopedisi. vol. x. Erivan , Ermenistan SSR: Ermeni Bilim Akademisi. 1984, s. 93-94.

^ В. И. Ворошилов. История убыхов. Майкоп , 2006.

^ Kafkas savaş alanları, Allen and Muratoff, s. 546.

^ Sergüzeşt-i Hayatımın Cild-i Sanisi, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996, ISBN 975-333-045-6

^ Kuleli tarihçesi [ ölü/kırık bağlantı ]

^ a b c d Balkan tarihi 6 Ocak 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi . (İngilizce)

^ Büyük Tarih Atlası, Hürriyet Ofset yayınları, 1990

^ Rumeli'nin Kaybı Gelen Sivil Kayıp ve Göçler [ ölü/kırık bağlantı ]

^ Osmanlı Yüzyılları, 1977, Lord Kinross, s.522, Morrow Quill

^ Mustafa Ablak (yönetmen, kameraman), İlyas Engin ve Hanımgül Kübra Ablak (metin yazarları) (1:03:47/1:07:21 süresinde). Plevne Destanı ve Gazi Osman Paşa (mpg) (Belgesel). Anatolia Movies . Erişim tarihi: 9 Şubat 2011 . Tarih değerini gözden geçirin: |tarih= ( yardım )

^ Levene, Mark, Genocide in the Age of the Nation State, I.B. Tauris, 2005, ISBN 978-1-84511-057-4 , s. 225-226. (İngilizce)

^ Halaçoğlu, Yusuf. Sürgünden Soykırıma Ermeni İddiaları . Babıali Kültür Yayıncılığı. ss. sf. 26. 

^ Fransa millî Arşivi, Guerre Mondial, 1914-1918/Turquie/Vol. 890, Légion d'Orient-I (Septembre 1915-Novembre 1916)

^ Uçak, Nurcan (1997), 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi'nin Türk edebiyatındaki akisleri , Ankara, s. 483 

^ Uçak 1997 , s. 487.

^ Uçak 1997 , s. 495.







Sayfa en son 10.38, 4 Ağustos 2022 tarihinde değiştirildi.
Metin Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı altındadır; ek koşullar uygulanabilir. Bu siteyi kullanarak, Kullanım Şartlarını ve Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz. Vikipedi® (ve Wikipedia®) kâr amacı gütmeyen kuruluş olan Wikimedia Foundation, Inc. tescilli markasıdır.



Gizlilik ilkesi
Vikipedi hakkında
Sorumluluk reddi
Mobil görünüm
Geliştiriciler
İstatistikler
Çerez politikası
Önizleme ayarlarını düzenle











Çıkış yapmış editörler için sayfalar daha fazla bilgi

Rusya — 737.355 asker [2]
Romanya — 60.000 asker [3]
Sırbistan — 81.500 asker [3]
Bulgaristan — 40.000 asker (Gerilla) [3]

Rusya — 15.567 savaşta ölü 56.652 yaralı 6.824 yara sebebiyle ölü 81.363 hastalık sebebiyle ölü 1.713 başka sebeplerden ölü 3.500 kayıp 35.000 terhis [4]
Romanya — 4.302 ölü ve kayıp 3.316 yaralı 19.904 hasta [5]
Bulgaristan — 15.000 ölü ve yaralı [3]

93 Harbi ya da 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ( Rusça : Русско-турецкая война, Russko-Turetskaya voyna ; 1877-1878), Osmanlı padişahı II. Abdülhamit ve Rus çarı II. Alexander döneminde yapılmış olan bir Osmanlı-Rus Savaşı 'dır. Rumi takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinir. Hem Osmanlı Devleti'nin batı sınırındaki Tuna ( Balkan ) Cephesi'nde, hem de doğu sınırındaki Kafkas Cephesi'nde savaşılmıştır. Savaşa hazırlıksız yakalanan Osmanlı Devleti, çok ağır bir yenilgi almıştır. Savaşın başlıca sebepleri; Osmanlı Devleti'nde yaşanan azınlık isyanları, Rusya ve Batı Avrupa ülkelerinde, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Hristiyanların insan haklarının çiğnendiği konusunda oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya'nın Balkanlardaki genişleme siyaseti, Romanya ve Bulgaristan'ın bağımsızlık istekleri ve Panslavizm akımıdır. Avrupa'nın büyük güçleri savaşı önlemek için İstanbul'da Tersane Konferansı 'nı toplamışlar, ancak Osmanlı Devleti'ne yaptıkları taleplerin reddedilmesi üzerine savaş patlak vermiştir.

Yaklaşık 1 yıl süren savaşta Osmanlı orduları, savunma savaşı yapmıştır. Batılı devletler ise tarafsız kalarak, savaşı bitirmek için ara buluculuk yapmıştır. Özellikle Balkanlarda bu olaylar neticesinde etnik temizlikler yaşanmış ve yer yer kıyımlar görülmüştür. Sonunda batıdaki Osmanlı savunma hatlarını kıran Rus ordularının önü açılmış, dirençle karşılaşmadan İstanbul'un eşiğine ( Yeşilköy ) kadar ilerleyerek Osmanlı Devleti'nin varlığını tehdit etmiş ve bunun sonucunda Osmanlı Devleti Ayastefanos Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. Ancak Batı Avrupa ülkelerinin bu antlaşmanın koşullarından hoşnut kalmamaları sonucu bu antlaşma geçerliliğini yitirmiş ve yeniden imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devleti , çok fazla toprak kaybetmiş, Balkanlardaki nüfuzunu büyük ölçüde yitirmiştir. Balkanlar'da ve Kafkasya'da sayıları 1 milyonu aşkın Osmanlı vatandaşı mülteci konumuna düşmüş, savaş süresince ve savaştan sonra Anadolu'ya dev göç dalgaları yaşanmıştır. Ayrıca Batum 'da yaşayan Müslüman Lazlar ve Gürcüler Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalmışlardır.

Rus İmparatorluğu 18. yüzyılda güçlenmiş ve zamanla kendisini Ortodoks dünyasının lideri ve koruyucusu olarak görmeye başlamıştı. Bu nedenle de Osmanlı Devleti'nin Balkanlarda yaşayan ve çoğunluğu Ortodoks olan Hristiyan vatandaşlarının haklarını korumak bahanesiyle İstanbul'daki elçileri vasıtasıyla Osmanlı hükûmetinden çeşitli taleplerde bulunmaya başladı. Nitekim 1853 yılında, Rusya'nın Kudüs topraklarındaki İsa 'nın doğduğu kilisenin anahtar hakimiyetinin Ortodokslara verilmesi talebi Kırım Savaşı 'na yol açtı. Bu savaş Birleşik Krallık ve Fransa 'nın da müdahalesiyle Osmanlı zaferiyle sonuçlandı. Ama yine de Rusların istediği gibi, kilise de Ortodoks rahiplere de söz sahipliği verildi. Böylece Rusya, kendisini Ortodoksların sözcüsü olarak kabul ettirmişti, nitekim Ortodokslar da bundan hoşnuttu. [ kaynak belirtilmeli ]

1858 yılında da Osmanlı yönetimindeki Lübnan topraklarında Hristiyanlarla ilgili bir sorun yaşandı. Fransızların desteklediği Maruniler ile İngilizlerin desteklediği Dürziler çatışmaya başlamıştı. Kayıplar artıyor ve bölgede iç savaş tehlikesi büyüyordu. Fransız basını, Lübnan'da Hristiyanlara yönelik katliamların yapıldığını yazıyordu [6] . Dönemin Hariciye nazırı Keçecizade Fuat Paşa , Lübnan topraklarına giderek çatışmaları bastırdı. İsyanın ele başlarını idam ettirdi. Ama Osmanlı Devleti Fransız ve İngilizlerin baskısıyla Lübnan'a Hristiyan bir vali atanmasını kabul etmek zorunda kaldı. [ kaynak belirtilmeli ]

1861 yılında tahta çıkan sultan Abdülaziz 'in döneminde de Osmanlı Devleti'nin Hristiyan halkları arasında huzursuzluklar devam etti. Saltanatının ilk yılında Sırbistan topraklarında ayaklanmalar başladı. Kendilerini geniş anlamdaki Slav milletinin bir parçası olarak kabul eden Sırp halkı özerklik talebiyle ayaklandı. Çeteler kuruldu. Müslüman halkla karşılıklı kıyımlar yaşandı. İstanbul hükûmeti, bölgeye müdahale etti. Fakat tam başarı elde edilemedi, Ömer Paşa kumandasındaki Türk askerleri, Belgrad 'ı topa tutunca birçok kayıp verildi. Avrupa kamuoyunda Türklerin aleyhinde bir tutum gelişti. Paris Antlaşması 'nın ihlal edildiği söyleniyordu [7] . Bunun üzerine görüşmeler yapıldı, Osmanlı Devleti için önemli olan birçok kale, özerkliğini kazanmış olan Sırbistan'a bırakıldı. Belgrad ve gerisi ise yine Osmanlı'da kaldı. 1864 yılında ikinci bir İstanbul protokolü yapıldı. Buna göre Romanya , prenslik haline geldi. Bölgedeki Osmanlı nüfuzu azalıyordu, daha sonra Romanya da özerkliğini kazandı ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Rusya tarafında savaştı. [ kaynak belirtilmeli ]

1866 yılında da Girit adasında ayaklanmalar patlak verdi. Bağımsızlığını 1832 yılında kazanmış olan Yunanistan Krallığı , Girit'i de Yunan yönetiminde görmek istiyordu. Yunanistan'ın kışkırtmalarıyla Girit adasında yaşayan Rum halkı Osmanlı yönetimine isyan etti (1866). Rum çetelerini Yunan Krallığı, dolaylı olarak da Avrupalı devletler destekliyordu. Bölgedeki kırımlar artmaya başladı, müdahalelerde sonuç alınamadı. Sadrazam da heyet topladı ve Girit idaresinde değişiklik yapıldı. Buna göre valinin iki yardımcısından biri de Rum olacaktı. Buna rağmen çete savaşları bitmedi, Yunanlar bu çeteleri desteklemeye devam edince Osmanlı Devleti ültimatom verdi. Ancak 1869 yılında Yunanistan'la yapılan bir anlaşma sonucu, Yunanistan bu tutumundan vazgeçti [8] ama 19. yüzyılın sonlarında ayaklanmalar tekrar alevlendi ve 1898 yılında Girit'in özerklik kazanmasıyla sonuçlandı.

19. yüzyılın ortalarında Avrupa birçok savaşa sahne olmuştu. 1866 yılında bir Prusya-Avusturya Savaşı patlak verdi, 7 hafta süren savaşı Prusya ve müttefikleri kazandı. Böylece diğer Alman eyaletlerinde Prusya egemenliği baş gösterdi. 1870 yılında başlayan Fransa-Prusya Savaşı ise 1 yıl sürdü ve kesin Prusya zaferiyle sonuçlandı. Böylece Alman kökenli eyaletler birleşerek Alman İmparatorluğu 'nu kurdular. Bundan itibaren Almanya sürekli güçlendi, Avrupa 'nın söz sahibi ülkelerinden biri haline geldi. Fransa ise ağır bir darbe aldı, ekonomik açıdan önemli birçok topraklarını kaybetti ve III. Cumhuriyet kuruldu. 1866 yılındaki yenilgi sonrası Avusturya İmparatorluğu , prestij kaybetti ve Macaristan ile birleşerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğunu kurdu. Avrupa'daki eyaletlere bölünmüş ülkelerin yönetimleri birleşik bir yönetim biçimine geçiyordu.

İtalyan birliğini kurma ümitleriyle Kırım Savaşı'na katılmış olan Sardinya Krallığı da 1861 yılında amacına ulaşarak bu birliği sağladı ve İtalya Krallığı kuruldu. İtalyanlar da aynı Almanlar gibi, gecikmeli olsa da sömürgeciliğe başladılar. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Avusturya güç kaybetmiş, İtalya ve Almanya ise güçlenmişti. Rusya ise yenileşme sürecindeydi. Kırım Savaşı'nda ağır bir yenilgi alan Ruslar, Prusyalı subaylar getiriyor ve orduyu ıslah ediyorlardı. Balkanlar'da da Slav propagandası yapılıyordu. İngiliz İmparatorluğu , Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya Krallığı , Rusya 'ya karşı bir tutum içindeydi. Avrupa ülkeleri arasında yalnızca Alman İmparatorluğu , Rusya 'ya dostça davranıyordu.

Balkanlar'daki güç dengesi de değişmişti. Bölgedeki Osmanlı nüfuzu azalıyordu. Milliyetçilik akımı güçleniyor, bölgede katliamlar gerçekleşiyordu. Sırplar ve Yunanlar bağımsızlıklarını kazanmıştı. Romanya ise özerkleşmiş, Bosna 'da da özgürlük hareketleri başlamıştı. Sırplar , Rusya 'ya yaklaşıyor ve kendilerini ortak bir Slav ırkından sayıyordu. Osmanlı yönetimi 19. yüzyıl başlarından beri Balkanlardaki karışıklıklarla uğraşıyordu. 93 Harbi'ne birkaç yıl kala, Osmanlı Devleti'nde büyük bir ekonomik sıkıntı baş göstermişti. Bu sıkıntıyı gidermek üzere vergiler arttırıldı. Bu da Bulgar isyanları 'na yol açtı.

Osmanlı hazinesi, Sultan Abdülmecit 'in döneminden beri yapılan aşırı harcamalar sonucu Avrupa 'ya karşı ağır bir şekilde borçlanmıştı ve bu borçları ödeyebilmek için Balkanlardaki vergileri yükseltmişti. Bu ağır vergiler Balkan halkları arasında hoşnutsuzluk yarattı. Ayrıca Kafkaslar'dan Ruslar tarafından Çerkes Sürgünü sonucu göçe zorlanan Çerkes ve Abhaz gibi Müslüman gruplar Balkanlar'da yerleştirilmiş [9] ; bu göçmenlerle Balkanlar'ın yerlisi olan Hristiyanlar arasında büyük bir düşmanlık ortaya çıkmıştı. Nisan 1876 zamanında ortaya çıkan Bulgar isyanları , başıbozuklar vasıtasıyla bastırıldı. Fakat isyanların bastırılması sırasında ölen Bulgarlar için Avrupa'da büyük bir sempati oluştu. İsyanlar sırasında ölen Müslümanların sayısını hiçe sayan Avrupa basını, Osmanlı Devleti'ne karşı çok olumsuz bir kamuoyu yarattı.

Bulgar isyanları'ndan kısa bir süre sonra, Sırplar da topyekûn savaşa girişti. 30 Haziran 1876 tarihinde Sırbistan , Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Temmuz ayına gelindiğinde, Bulgarları savunan Avrupa kamuoyu, Sırpları da savunmaya başladı. Rus çarı II. Alexander ve prens Aleksandr Mihayloviç Gorçakov , Avusturya-Macaristan İmparatorluğu imparatoru Franz Joseph ile 8 Temmuz 1876 tarihinde bir görüşme yaparak Avusturya'ya, Osmanlı Devleti'ne karşı bir ittifak teklifinde bulundu [10] . Avusturya ile Rusya, daha önce Osmanlı'ya karşı yaptıkları son ittifaklarını 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı 'nda kurmuşlardı. Fakat Prusya 'ya ve İtalya 'ya yenilmiş olan Avusturya, henüz toparlanamadan bir savaşa daha girmek istemedi. Rusların büyük miktarda toprak teklifine rağmen sonuç alınamadı. Rus yönetimi yalnız kaldı. Temmuz ayında, Osmanlı Devleti'yle savaşan Sırp saflarında Rus askerleri de görünmeye başlamıştı. Ayrıca Rus ordusu, Sırplara silah ve asker yardımı da yapıyordu [11] . Buna rağmen Osmanlı ordusu, Sırpları yenmeyi başardı. Sırpların hücum kolları imha edildi, savunma hatları saf dışı bırakıldı ve Sırbistan çok güç durumda kaldı. Ağustos ayında, Sırplar ateşkese razı oldular ve Avrupa'dan ara bulucuk yapmalarını istediler.

Avrupa 'nın da baskısıyla Osmanlı tarafı, barış yapmaya razı oldu. Balkanlardaki bütün bu sorunları çözüme ulaştırmak için İstanbul'daki Tersane-i Amire 'de uluslararası bir konferans yapılmasına karar verildi. Tersane Konferansı adı verilen bu konferansta Osmanlı Devleti'ne Balkanlardaki Hristiyan halklarıyla ilgili ağır baskılar yapılması bekleniyordu. Konferansın kararlarını yumuşatmak için tahta yeni çıkmış olan II. Abdülhamit konferansın toplandığı 23 Aralık 1876 günü alelacele I. Meşrutiyet 'i ilan etti. Ama yine de konferans Osmanlı Devleti 'ne karşı çok ağır kararlarla sonuçlandı. Rusya , Paris Antlaşması'nın (1856) Karadeniz 'de tersane ve savaş gemisi bulundurulmayacağına ilişkin hükümlerini tanımadığını Prusya'nın güçlendiği ve Avrupa dengelerinin sarsılmaya başladığı 1870'te bir nota ile Paris antlaşmasına taraf ülkelere bildirmişti.Bu nedenle kendisini Karadeniz ve Balkanlarda sınırlayan hemen tüm yükümlülüklerden kurtulmuştu. Ardından da Ortodoks uyruklarına söz konusu antlaşmadaki hükümleri uygulaması için Osmanlı Devleti 'ne baskıda bulunmaya başladı. Bu sırada Birleşik Krallık , Rusya 'nın Osmanlılara savaş ilan etmesini önlemek amacıyla Londra Konferansı'nın toplanmasına önayak oldu. Osmanlı sadrazamı İbrahim Edhem Paşa , konferansta hazırlanan 1877 Londra Protokolü 'nü içişlerine müdahale sayarak reddetti. Ülkedeki Panslavist akımların etkisiyle protokolün reddini bir savaş nedeni sayacağını önceden bildirmiş olan Rusya 24 Nisan 1877'de Eflak ve Boğdan 'a girerek Osmanlılara savaş açtı. Kısa bir süre sonra da tam bağımsızlığını kazanmak isteyen Rumenler savaşa Rusların safında katıldı. [12] Bulgar isyancıları ve Sırplar da Osmanlılarla savaşan Ruslara ve Rumenlere katıldı.

Osmanlı İmparatorluğu'nu hem doğudan, hem de batıdan kıskaca almak isteyen Rusya, 24 Nisan 1877 tarihinde Osmanlı Devleti'ne bağlı Romanya'ya girdiği gibi, 27 Nisan 1877 tarihinde de Osmanlı Devleti'nin doğu sınırındaki Doğubayazıt 'a girdi. Osmanlılar böylece Kafkasya ve Tuna olmak üzere iki cephede, kendilerinden silah ve asker gücü bakımından çok daha üstün [13] durumdaki Rus ordusuna karşı zorlu bir savunma savaşı vermek zorunda kaldılar.

Hem Rus, hem de Osmanlı tarafının güçlerini en yoğunlaştırdığı cephe Tuna cephesi idi. Savaş başladığında Çırpanlı Abdülkerim Nadir Paşa Rumeli Ordusu başkomutanı olarak Balkanlardaki bütün Osmanlı birliklerinin en üst düzeydeki komutanı durumundaydı. Bölgedeki Osmanlı kuvvetleri Rusçuk , Silistre , Şumnu ve Varna arasında bulunan Ahmed Eyüb Paşa 'nın komutasındaki Doğu Tuna Ordusu, Vidin 'de üslenen Osman Nuri Paşa 'nın komutasındaki Batı Tuna Ordusu ve ikisinin arasında yer alan Süleyman Hüsnü Paşa 'nın komutasındaki Balkan Ordusu olmak üzere üç ordudan oluşuyordu [14] . Balkanlardaki Rus birliklerinin en yüksek düzeydeki başkomutanı ise Grandük Nikolay Nikolayeviç idi. Ancak savaş meydanındaki Rus birliklerine komuta eden kişi General İosip Gurko idi.

Rus ordusu, savaş ilanından bir süre sonra Rumen ordularıyla beraber Tuna Nehri'nin kuzeyinde toplanmaya başladı. Osmanlı ordusu da hazırlıklarını sürdürüyor, gönüllü askerler yazılıyordu. Bu süreçte Rumen topçuları, nehirdeki Osmanlı gambotlarını dağıtmayı başardı. Böylece nehri savunan Osmanlı deniz gücü ortadan kalkmış oldu. Savaş ilanından iki ay sonra, 21 Haziran 1877 tarihinde Rus askerleri, tekneler ile nehri geçmeye başladı. Rusların nehri geçmesini önlemek ile görevlendirilen Osmanlı güçleri, zamanında yetişemedi. Ruslar nehri büyük bir direnişle karşılaşmadan aştı. Bu başarısızlık, avantajın Ruslara geçmesine sebep oldu. Zira Tuna'dan sonra daha büyük bir engel yoktu. 27 Haziran gecesi, Ziştovi 'ye bağlanmak için gizlice bir köprü kuruldu.

Ruslar, nehri geçti
Hemşiredoktorpornosu
Türbanlı Vidyolar
Online Liseli Sikiş Izle

Report Page