Fan Fini Fin Fon Videosu

Fan Fini Fin Fon Videosu




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Fan Fini Fin Fon Videosu
sıralama şekli
alfabetik
yeniden eskiye
dolu dolu


gündeminizi kişiselleştirin:



#spor




#siyaset




#anket




#ilişkiler




#ekşi sözlük




#yetişkin




#troll







şükela: 
tümü
|
bugün









çeşitli (!) terimler yerine kullanılabilen joker kelime. (bkz: aganigi naganigi )


"fanfinifinfon sexi don" en yaygın kullanımıdır.


ilkokulda "kim kiminle nerede nasıl ne zaman ne yapyor" oynarken "ne yapıyor" bölümüne en çok yazılan cevaptı.


ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.


sıralama şekli
alfabetik
yeniden eskiye
dolu dolu


gündeminizi kişiselleştirin:



#spor




#siyaset




#anket




#ilişkiler




#ekşi sözlük




#yetişkin




#troll







şükela: 
tümü
|
bugün









ev de tek basinizayken vuku bulan durum. icerlerden bir yerlerden televizyon un ses ini bastirarak gelen bir citirti, bir patirti. ani bir ter basmasi arkasindan, kulak o ses e kilitlenir, televizyon u unutuverir ve sonra ses devam etmezse unutulup gider ama gidip de bakilamaz, kader ani o oda da beklenir.


melez bi manita yanima yanasti sana mi gidelim yoksa bana komsular gormesin soyle hemen anama bir gecelik askta yirmibes pozisyon fan fini fin fon seksi don bir iki uc dortten sonra manita oldu mafi$ ben ise bomba bu kadar heyecana vallahi pes pes ! katil sende bize evdeki ses ! gibi bir bolumu vardi pek ho$uma giderdi


evdeki ses,evdeki ses baaammmmmm evdeki ses,evdeki ses bambammmmm fanfini fin fon sexy don 1-2-3-4 round sonra manita oldu mafis ben ise bomba


evdeki ses 2: (karakan) olan: evdeki ses evdeki ses bam bam. crazy sexy kabus, ter akiyor sirtimdan kolay degil böyle 25 pozisyon. ne var daha. bir de sexy don. manita oldu mafis ben ise bomba. 5 gece ayni tempo halimi sorma, manisa mesir bu durumda iyi gelir. dizlerimde hal yok beni gören delirir. dilim tutulsaydi da söylemeseydim. ben nerden bileydim, maf oldum bittim. tropicana escobar, pasha ve fly inn, kapidan kovuldular bacadan girdim aldim, verdim gittim ve kaldim. sadece bir gündü bin kalbi çaldim ne matragim ben, degilmi çocuklar? bu yavrular ne oyunlar oynar manita yanimda, muhabbet erotica. bir gecelik askda tadi bambaska. bunca heyecana pes, tez katil sende bize. evdeki ses! evdeki ses evdeki ses bam, evdeki ses evdeki ses bam bam evdeki ses evdeki ses bam, evdeki ses evdeki ses bam bam evdeki ses evdeki ses bam bam, mikrofonda alper aga bak sana ne anlatacagim. cumartesi gecesi iyi bir eglenecektik. söyle cartel'ce diskotege gittik. diskotekte giriste sarisin bir bomba. bakti bakti durdu bana, sonra geldi yanima "merhaba alper aga atesin varmi acaba? " ates var anam, ates düstü pantolonuma. seni böyle görünce dünyam döndü tersine. uyan oglum alper, iste hendek iste deve. bu gece bu gece bu gece gel gel gel evdeki ses'e. "bilmemki çok seyler duydum arkadaslardan ya bu geceden sonra beni unutursan? " bak güzelim ben karakan'dan alper aga! hiç gerek yok bana böyle ayak yapmana. alper aga bugün burada yarin orada. manita'yi aldim kafaya bindi arabaya. basiyorum son gaza ne yapacagiz acaba? evdeki ses dinle oh deme puf de!.


$arki fantastik sozleriyle favorilerim arasinda yerini almi$tir. "muhabbet erotica", "ate$in var mi?" ,"crazy sexy kabus", "manisa mesir bu durumda iyi gelir" gibi super zeka urunu bolumler ise sadece takdirimizi kazanmakla kalmayip gunluk konu$malarimizin da bir parcasi olmu$tur.


gece yarısı evde sızden baska kımse yokken no frosttan gelen korkunc catırdı sesı


mekandaki isi degisimine paralel genlesip, büzüsürken bilimum esyanin cikardigi ses. elektronik esyalar çalistiklari sürece ürettikleri isidan dolayi plastik aksamlari kaynakli çatir çutur sesler üretirler. açik pencereden dolayi perdeler üretir ses. cansiz gibi durur sizden ve kedilerden baska her sey ve fakat sürekli bir devinimi vardir esyanin, duvarin..


eve hırsız gireli henuz 2 hafta olmusken gecenin bir vakti insanı oldukca korkutan durum. önceki olayda uyudugunuz icin hirsiz la karsılasmamanızın sans sayıldıgı unutulur, ele bir tornavida alınır ve butun ev dolasılır


(bkz: cartel ) (bkz: cartel tişörtü )


ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.


sıralama şekli
alfabetik
yeniden eskiye
dolu dolu


gündeminizi kişiselleştirin:



#spor




#siyaset




#anket




#ilişkiler




#ekşi sözlük




#yetişkin




#troll







şükela: 
tümü
|
bugün









1980 li yıllarda başlamış, devletin kendine kaynak yaratmak için attığı çalımlardan biri..maaşınızdan bir miktarını keser, ''seni tasarrufa teşvik ediyorum, sen bilmez harcarsın...'' gibi bi de kılıf uydurmuştur..sonrasinda bu fonda katrilyonlar birikir, birikir ama kağıt üzerinde aslen bu para kara deliklerde harcanıp gitmiştir, 2000 mayısından itibaren devlet kılıfa bi kılıf daha takar olayın adını değiştirir.. soyle de denebilir "namez change but fucking goez on" ...enter: özel işsizlik sigortası


birikmiş faizleri nema adı altında ödenen..her yıl şubat aylarında arkasından konuşulan fon..mevcut durumda 5 yıl vadeli taksitlendirerek ödenmesi planlanmaktadır..


her şey iyi hoş da "kaçpara birikmiş acep ?" sorusunun; ankara, 6 mayis (reuters) - hazine mustesarligi, calisanlarin tasarrufu tesvik hesabinda 28 nisan itibariyle kumulatif olarak 14.482 katrilyon lira nema geliri elde edildigini acikladi. hesaba kumulatif olarak da 1.699 katrilyon lira anapara girisi oldu. alıntısıyla cevaplanacağı fan fini fin fon


verdikleri nema ile tasarrufu zerre teşvik etmedikleri aşikar olan fon. zira bunca yıl para ödedikten sonra al bunu biriktirdin diye verdikleri paraya bakınca insan olsa olsa cinayete teşvik oluyor, başka da bir şey olmuyor.


degişik bir versiyonu ile yeniden hayatımıza girmiş olan vatandaş kazıklama yöntemi (bkz: bireysel emeklilik )


geri odemeleri yapilmaya baslanan fon. ancak tasarrufu tesvik numarasini ogrenecek bir yer bulmak pek de kolay degil.


asıl adı "çalışanların tasarrufu teşvik hesabı" olan, ancak birikim sağlaması itibariyle fon olarak nitelenmesi de doğru olan hesap. 2006 haziran ayı itibariyle tasfiye edilmiş olacak. kısaca zorunlu tasarruf denildi ve yerleşti yıllardır. iyi de oldu, çalışanların istemi dışında kesiliyordu para.


bana zorla tasarruf yaptırıp, hiç bir kazancım olmadan parça pinçik geri iade edilen alın terim. ha şükretmek lazım, devlet el koyup "yok size geri ödeme" de diyebilirdi. (bkz: gereksiz şeylere şükretmek )


ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.




# -
A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Albümün okur notu : ( 7.14 /10, Toplam oy: 29 )
Kadro
KARAKAN
Kerim Yüzer (Kâbus Kerim)
Alpertunga Köksal (Alper Ağa)

ERCİ E
Erci Ergün (Erci E)

CİNAİ ŞEBEKE (DA CRIME POSSE)
M. Ali Aksoy (M. Ali)
Abdurrahman İnce (Çelik Bilek Apo/İnceefe)
Miguel Perelló (Babalu)
Ole Peter Jeß (Olcay)

Paul Pogba'nın Bir Kolu Uzun Bir Kolu Kısa Forma Altı Tişörtü says:
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.
Ben: İyi günler abi, Cartel’in kaseti var mı?
Kasetçi 1: Yok kardeş.
Ben: İyi günler abi, Cartel’in kaseti var mı?
Kasetçi 2: İki üç tane gelmişti, hepsini sattım, şimdi yok.
Ben: İyi günler abi, Cartel’in kaseti var mı?
Kasetçi 3: Grup Kardelen mi, var var.
Ben: Yok Kardelen değil, Cartel.
Hangi gündü, okuldan önce miydi, sonra mıydı, inanın hatırlamıyorum. TRT’nin kadim programı “Gezelim Görelim” misali, babamın görevi nedeniyle bir o şehre bir bu şehre gittiğimiz için o zamanki son durağımız olan Yüksekova’da en büyük eğlencelerimden biri, televizyondaki müzik programlarını takip etmekti. İki senedir bulunduğumuz bu memlekette Deniz Arcak’ın “Vurur” klibini izleyip gereksiz bir hüzne de bu şekilde boğulmuştum, Mirkelam’ın “Her Gece” klibini de bu yolla görmüş, sonra kasetçiye “koşup” Mirkelam’ın ilk kasetini satın almıştım. Aslına bakarsanız yazının girişindeki diyalogların yaşanma nedeni biraz da buydu. Çünkü daha önce Kenan Doğulu’nun ilk albümünü de Barış Manço’nun “Müsaadenizle Çocuklar” albümünü de (kaset olarak tabii) bu kasetçi abilerden almıştım. Televizyonda karşıma çıkıp beni daha 13 yaşındayken bir savaş makinesine çeviren Cartel adlı bu ne idiği belirsiz gençler topluluğunun da bir kaseti olabileceğini düşünüp kasetçilerin yolunu tutmuştum ama aktardığım üzere elim boş dönmüştüm. Hatta bu vesileyle Grup Kardelen diye bir müzik topluluğu olduğunu da öğrenmiştim. Birkaç ay sonra döneceğim Mersin ve sonra Adana’da Cartel tişörtleri ve hoodie’leriyle sokaklarda fink atacak bir Cartel manyağına dönüşeceğimden; ezberlediğim Cartel şarkılarıyla okulda, sokakta, evde rap yapacağımdan habersizdim tabii. Cartel’e dair yığınla anım var ama bu defa anı yerine grubun nasıl ortaya çıktığından ve albümdeki şarkılardan biraz bahsedeceğim. Kimdi bu sert çocuklar, neden öfkelilerdi, bu kadar ilgi çekici şarkıları nasıl yaptılar?
Aralarında amcamın da bulunduğu yüz binlerce insan, 1961’de Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan Türkiye-Almanya İş Gücü Antlaşması neticesinde Almanya’nın Berlin, Frankfurt, Hamburg, Köln gibi kentlerine, işçi olarak gitti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında özellikle zorlu işlerde çalıştıracak işçi bulamayan Almanya’ya işçi gönderen sadece Türkiye değildi ama en zorlu koşullarda çalışıp barınan (barınmaya çalışan) şüphesiz Türklerdi. Bunu mübalağa olsun diye veya bir başka amaçla yazmıyorum, zira değil 1960’larda, 1980’li yıllarda bile Türklerin çalışma koşulları berbat durumdaydı. Bunun böyle olduğunu, kanıtlarıyla ortaya koyansa o dönemin başarılı araştırmacı gazetecilerinden Günter Wallraff’tan başkası değildi. Bir Türk kılığına girip adını da Levent Ali Sinirlioğlu olarak değiştiren gazeteci, Almanya’daki Türk işçilerle birlikte çalışmaya başladı. Türk işçilerin yaşadığı sömürüyü, ne denli tehlikeli işlerde güvensiz şekilde çalıştıklarını ve aldıkları düşük ücreti ortaya çıkardı. Wallraff’ın “En Alttakiler” kitabı, Türklerin çalışma koşullarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Türkiye’nin işçi göndermesinin en temel nedeni, giden Türklerin orada yeni bir medeniyet görüp ülkelerine kültürlü ve Alman çalışma disiplinini kazanarak dönmeleriydi. Elbette oradayken ülkeye gönderecekleri dövizler de Türkiye’ye ekstra bir getiri sağlayacaktı. Ne var ki evdeki hesap çarşıya uymadı ve İkinci Dünya Savaşı’nın kabaca 15 yıl sonrasında Almanya’ya, ortalama iki yıllığına diye giden “misafir” Türk işçileri, Alman siyasiler, antlaşma gereği Türkiye’ye göndermek istediler. Fakat işçilere alışan, onlara dil öğreten, iş öğreten işverenler, onları göndermek istemediler. Durumu işçilerle konuşan işverenler, bekledikleri gibi Türk işçileri Almanya’da kalmaya ikna ettiler. Başlarda uzun süre boyunca Almanya’da yaşayacağını düşünmeyen ve memleket hasretiyle yanıp tutuşan işçiler, yaşayabilecekleri kadar parayı yanlarında tutup geri kalanını ailesine, akrabalarına gönderdiler, hasret dolu mektuplarıyla birlikte… Aile ve çocuk hasretiyle başa çıkamayan işçiler, ailelerini Almanya’ya getirmeye, henüz bekâr olanlar ise Almanya’da evlenip çocuk sahibi olmaya başladılar.
Belki işçi, belki çiftçi çocuğu olan Almanya’daki Türk işçilerin çocukları, anne-babalarıyla aynı kaderi yaşamadı ve doğrudan Alman okullarında iyi sayılabilecek bir eğitim aldılar. Ancak bu durum, Almanya doğumlu çocukların, kimlik krizi yaşamalarına neden oldu. Evde Türkçe konuşan, sokakta arkadaşlarıyla Almanca konuşan, sosyokültürel olarak Alman ama özünde Türk olan bu çocuklar, Alman mı, Türk mü oldukları noktasında zaman zaman bocaladılar. Günler günleri kovaladı ve Türkiye’de 12 Eylül darbesi gerçekleşti. “Sakıncalı” sanatçıların, haklarında çıkarılan tutuklama kararından kurtulmak için sığınacakları ilk liman, Almanya oldu. Hem sağ (Ozan Arif) hem sol cenahtan (Cem Karaca) gelen sanatçılar, ideolojilerini de müziklerini de Almanya’ya taşıdılar. Almanya’da yaşayan ve kimlik krizi yaşayan ikinci kuşak Türk gençlerinden bazılarına bu durum, ileride üretecekleri eserlerde önemli ilhamlar verecekti.
Almanya’da yaşayan Türkler için hayat, her ne kadar Günter Wallraff’ın ortaya çıkardıklarından sonra maddi ve sosyokültürel açıdan iyileşmiş olsa da hiçbir zaman mükemmel hâle gelmedi. Kültürel olarak kendi içlerinde yaşayıp giden ve çoğunlukla getto olarak nitelendirilebilecek yerlerde ikâmet eden Türklere, 1970’li yılların sonlarından itibaren ırkçı Neo-Naziler saldırmaya başladılar. 1979’da Hamburg’da Ramazan Avcı’nın katledilmesiyle başlayan ırkçı saldırıların arkası kesilmedi. 1988’de Bavyera kasabası Schwandorf’ta üç Türk ve bir Alman vatandaşının, yapılan kundaklama neticesinde evde hayatlarını kaybetmelerini 1992’de Schleswig Holstein eyaletine bağlı Mölln kasabasındaki kundaklama takip etti. Bu ev kundaklamasında üç Türk daha hayata gözlerini yumdu. Çok değil, bir yıl sonraysa hatırlandıkça iç burkan bir başka kundaklama olayı gerçekleşecekti. Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kasabasında bir eve yapılan kundaklama sonrasında üçü çocuk toplam beş Türk katledildi.
Yaşanan bu travmatik olaylar, ikinci kuşak Türk gençlerini derinden etkiledi. Kendini Türk olarak tanımlayan gençler, 1980’lerden itibaren kendilerini ya çeşitli sportif faaliyetlere ya da sanata adadı ve sorunlarını bu yollarla ifade ettiler. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD askerlerinin ilk geldiği ve gelirken kültürlerini de getirdikleri Nürnberg; soul ve funk gibi müzik türlerinin ülkeye yayılmaya başladığı kent oldu. 1980’lerde ise hip hop kültürü de Almanya’ya bomba gibi düştü. Ancak Almanlardan ziyade ikinci kuşak Türkler bu kültürü benimsediler; bu kültürü ortaya çıkaran, horlanan ve azınlık konumundaki ABD’li siyahiler gibi. Sokakları grafitilerle donatıp breakdance yapan ve kendilerince rap müzik eserleri üreten Türk gençleri, ilk etapta İngilizce sözlerle müzik üretseler de konumuz olan Cartel’i oluşturan önemli isimlerden Alper Ağa’nın ilk projesi King Size Terror, Nürnberg’de faaliyet göstermeye başladı. Farklı etnik kimliklere sahip grup üyelerine kucak açan King Size Terror, aynı zamanda bir rap grubu olup ilk Türkçe sözlü rap müzik parçasını üreten ekip olmayı da başardı. Evet, aklınıza Gökhan Semiz’in başı çektiği Grup Vitamin’in ürettiği birbirinden absürt ve eğlenceli rap parçaları gelebilir. Hatta Parla Şenol’un “Dam Üstünde Saksağan” adlı ilginç yapıtını da rap eseri şeklinde değerlendirebilirsiniz. Ama bugün anladığımız anlamda ilk Türkçe rap parçası, King Size Terror’ın 1991’de yayımladığı “Bir Yabancının Hayatı” adlı eserin 1.52’den itibaren başlayan kısmıdır.
King Size Terror, Cartel’i oluşturan üç gruptan biri olan Karakan’ın da doğuşuna vesile oldu. 14-15 yaşlarında farklı müzik türleriyle tanışan ama bir yandan da Türk müzik eserlerinden kopmayan Kâbus Kerim, çeşitli mekânlarda başladığı DJ’lik kariyerini, Alper Ağa ile tanışmasının ardından King Size Terror altında sürdürdü. 1991’de yayımlanan ilk Türkçe rap parçası olan ve ileride “Defol Dazlak” parçasına dönüşecek olan “Bir Yabancının Hayatı” şarkısı sonrasında Türkçe rap alanında daha fazla şarkı yapmaya başlayan ve artık Karakan’a dönüşen oluşum, “Defol Dazlak” kayıtlarını kendi olanaklarıyla yayımladı. Tabii aklınıza bir plak şirketiyle anlaşma gibi bir şey gelmesin. Grup, hazırladıkları CD’leri, alışveriş yaptıkları marketlere bıraktılar. Markete ekmek, peynir almaya gelen vatandaşlar da ilgilerini çekerse bu CD’yi satın aldılar. Hem bu CD’nin etkisi hem de katıldıkları ve farklı Türk rap gruplarıyla tanışmalarını sağlayan yerel hip hop jam’lerdeki iyi performansları sayesinde Karakan’a, Karakan adıyla albüm yapma teklifi geldi. Ellerinde çok sayıda parça olmadığı için teklifi getiren şirkete, “Başka Türk rap gruplarıyla iş birliği yaparak albümü hazırlayabilir miyiz? diye soran Karakan, şirketten olumlu yanıt alınca daha önce tanıştığı altı farklı rap grubuyla iletişime geçti ve nihai noktada Erci E ve Cinai Şebeke ile birlikte albüm yapmaya karar verdi. Temel hedefleri Almanya’daki sorunlarını dile getirmek ve kendilerini ifade etmek olan rap gruplarının arasında çok ciddi bir sinerji oluştu. Ayrıca Solingen’de yaşanan ırkçı saldırı, ortaya çıkan yeni grubun enerjisini de yer yer kızgınlığını da besledi. Albümü, Türkiye’deki müzikseverler için değil de Almanya’daki gençler dinlesin diye hazırlayan ve adı Cartel olarak belirlenen grubun niyeti, yıldız olmak veya çok para kazanmak değildi. Öyle ki Kâbus Kerim’in sözlerine göre albüm kapağında hiçbir grup üyesinin bulunmaması, kapağın Türk bayrağını andırır şekilde tasarlanması, grubun logosunda ay bulunması ve Cartel logosunun çevresinde Türk motiflerinin yer alması, yapımın bir Türk albümü olduğunu vurgulaması ve dikkat çekici hâle gelmesi adına yapılmış. Albümün pek satacağını düşünmeyen ve “önemli olan yapabilmek” diye düşünen Cartel, Almanya’da küçük bir etki yaratsa da asıl patlamasını Türkiye’de yaptı.
Klip çekimlerini 1994’ün sonlarında yapıp stüdyo çalışmalarını 1995 nisan ayında başlatan Cartel, grubu temsil eden ve her bir grup üyesinin en az bir kere mikrofon gerisinde bulunarak seslendirdiği “Cartel” parçasıyla küçük büyük herkesin ilgisini çekti. Şarkının özelliği, yazının başlarında bahsettiğim sağ cenahın, 1980 darbesi sonrasında Almanya’ya gitmek zorunda kalan önemli sanatçılarından Ozan Arif’in, Turgut Özal’ın kızı Zeynep Özal’la evlenen davulcu Asım Ekren’i eleştirdiği “Nereden Aldın Bu Parayı” adlı parçanın sample’ları üzerine inşa edilmesi ve akılda kalıcı nakaratla donatılmasıydı. Cartel’i oluşturan grup ve sanatçıları tanıtma parçası da olan eser, “Cartel” albümünün içerdiği diğer parçaların nasıl olacağına dair fikir de veriyordu.
1995 yılından bu yana hâlâ sıkılmadan dinlediğim albümde beş adet Karakan parçası, üçer adet Erci E ve Cinai Şebeke parçası bulunuyor. Projeye en hazırlıklı olan ve albüme dâhil ettikleri parçaları bir süredir farklı sample’lar ve altyapılarla farklı mecralarda söyleyen Karakan, albümün yıldızı konumunda. Albümün ortak parçasından sonra başlayan “Çek Bir Fırt”, Karakan’ın gölge karakteri Ahmet Ölmez İşçitürk’ün sample bulma, altyapıya yedirme ve yaratıcı işler çıkarma konusundaki uzmanlığının -diğer Karakan parçalarında olduğu gibi- bir göstergesi. Önceleri Karakan’ın kadrolu üyesi de olan ve artık Almanya’da stand-up’çılık yapan İşçitürk, altyapısını hazırladığı eserlerde yalnızca 1970’ler ve 1980’ler Türk müziğine h
Erkek Erkeğe Sikiş
Mobil Tecavûz Full Porno Indir
Seksilik Video Izle

Report Page