Evli Kazanılmış

Evli Kazanılmış




🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Evli Kazanılmış

Türkiye’de Yaşayan Yabancı Kadınların Sıkça Sorduğu Hukuki Sorular ve Cevapları






12 Mayıs 2021





17:14






Otto Blog





Copyright © 2022 OTTO Avukatlık ve Arabuluculuk. Tüm hakları saklıdır.
Av. Özlem TARTAK
Stj. Av. Nursima TUNA
Kadın olmak zor. Yabancı bir ülkede “yabancı” bir kadın olmak daha da zor. Bu yazımızda Türkiye’de yaşayan, özellikle de Türkiye’de evlilik yapan yabancı kadınların yaşadığı sorunlara ve bu konuda sıkça sorulan sorulara değinmek istedik . Yazımızda öncelikle ev içi şiddet gören kadınların başvurabileceği adli ve hukuki yollara değinip ardından evlilik birliğinin kurulmasından boşanmaya kadar olan süreci ele alacağız. Tüm kadınların özgürce nefes alabildiği bir dünya diliyor ve paylaştığımız bilgilerin faydalı olmasını umuyoruz.
EV İÇİ ŞİDDETE UĞRAYAN KİŞİ NEREYE BAŞVURABİLİR?
Ev içi şiddete maruz kalan kişinin mümkün olması halinde öncelikli olarak en yakın Polis Merkezleri veya İl Emniyet Müdürlükleri’ne başvuru yapılmalıdır. Eğer kişinin bulunduğu yerden ayrılma imkânı bulunmuyor ise; ALO 155 Polis İmdat, ALO 156 Jandarma İmdat, Yabancılar için İletişim Merkezi 157, 112 Acil Çağrı Merkezi veya ALO 183 Sosyal Destek Hattı’nı arayarak yardım çağrısında bulunulabilir. ALO 183 hattına başvuruda görevliler tarafından ilgili polis birimini yönlendirme, talebi halinde şiddete uğrayan kişiyi kadın sığınma evine yerleştirme gibi destekler sağlanmaktadır. Ayrıca ALO 183 ve 157 hatlarında Arapça görüşme de yapılabilmektedir.
6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağduru olduğu değerlendirilen yabancı uyruklu kadınların kolluk birimi, adli merciler, sağlık birimleri ve ŞÖNİM’lerde yürütülen işlemleri sırasında gerekli 7 gün 24 saat tercüman desteğinin sağlanması zorunludur.
Ayrıca şiddete maruz kalan kişinin Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri bünyesindeki Sosyal Hizmet Merkezleri, kamu sağlık kuruluşları ve hastaneler, Jandarma Karakolları, Cumhuriyet Savcılıkları, Baroların Kadın Danışma Merkezleri de dâhil olmak üzere Barolar ve Adli Yardım Kurulları, Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri ve Sivil Toplum Kuruluşlarına başvurması mümkündür.
EV İÇİ ŞİDDETE MARUZ KALAN YABANCILAR TÜRK HUKUKUNDA NASIL KORUNUR?
Aile içi şiddete uğrayan kişiler hakkında alınacak önlemlerde vatandaş veya yabancı ayrımı bulunmamaktadır. Türk hukukunda şiddet mağdurlarını koruyabilmek için öncelikle uzaklaştırma uygulanmaktadır. Kişi, şiddete maruz kaldığını söyleyerek Valilik-Kaymakamlık, Polis Merkezi, Jandarma Karakolu, Cumhuriyet Başsavcılığı veya Aile Mahkemesi Hâkimliği’ne şikâyet ya da ihbarda bulunabilir. Bu başvuru ücretsiz olarak yapılmaktadır. Kanun kapsamında, şiddete maruz kalan kişiyi korumak için mahkeme tarafından en fazla 6 ay süre ile koruma tedbirine karar verilebilir. Bu kararda mevcut durumun gerekliliklerine göre çeşitli önlemler alınmaktadır. Bunlardan en yaygını şiddet uygulayan kişinin konuta ve şiddete maruz kalan kişiye yaklaşmasının yasaklanmasıdır. Uzaklaştırma kararının ihlali halinde hapis cezası öngörülmektedir. Ayrıca şiddete uğrayan kişinin geçici sığınma evine yerleştirilmesi, şiddetten korunması için gerektiği takdirde kimlik bilgilerinin değiştirilmesi gibi tedbirler alınabilmektedir.
Türkiye’de yaşayan yabancı kadınların haklarını savunabilmesi ve kendilerini yasal mercilere ifade edebilmeleri, bazı açılardan zor olabilmektedir. Öncelikle dil, Türkiye’nin hukuk sistemine yabancı olma, haklarını bilmeme ve kendini nasıl ifade edebileceğini bilememe gibi sorunlar olabilmektedir. Bu yüzden şiddete maruz kalan veya tehdit altındaki kişilerin, bir kriz durumunda ne yapacakları, kimi arayacakları konusunda önceden fikir yürütmesi; kendisine yardımcı olabilecek bir akraba veya arkadaşıyla durumu önceden paylaşması ve kriz anında onlardan da destek istemesi tavsiye edilebilir.
TÜRK HUKUKUNDA EVLİLİK NASIL YAPILIR? EVLENİLMEK İSTENEN KİŞİNİN MEVCUT BİR EVLİLİĞİ OLMASI HALİNDE NASIL BİR YOL İZLENMELİDİR?
Evliliğin yapılabilmesi için öncelikle evlenme şartlarına sahip müstakbel eşlerin, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna evlenme başvurusunda bulunulmalıdır. Bu başvuru müstakbel eşler tarafından birlikte yapılır. Başvuru sonucunda kişilerin evlenmesinde bir sorun olmadığı tespit edilirse evlenme töreni için randevu oluşturulur.
Şekle tabi bir hukuki işlem olan evlenme töreni, iki tanık ve evlendirme memuru önünde gerçekleşir. Evlendirme memuru, müstakbel eşlerin her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar. Evlenme, tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda hukuki olarak geçerlilik kazanır.
Evlenme şartlarından bir tanesi tarafların evli olmamasıdır. Türk hukukuna göre birden fazla evlilik yapılamaz. Eğer evlenme başvurusunda bulunan taraflardan biri zaten evliyse evlenme başvurusu reddedilecektir. Böyle bir durumda, evli olan taraf öncelikle boşanma davası açarak mevcut evliliğini sonlandırmalıdır.
TÜRK VATANDAŞLIĞININ EVLİLİK İLE KAZANILMASI HALİNDE VEYA BAŞVURU SÜRECİNDE EŞ TARAFINDAN BAŞVURU İPTAL EDİLEBİLİR YA DA GERİ ALINABİLİR Mİ?
Evlilik yoluyla vatandaşlığın kazanılabilmesi için aranan şartlar şunlardır:
– Yabancının, en az 3 yıldan beri bir Türk vatandaşı ile devam eden evliliğinin olması,
– Eşlerin aile birliği içinde yer alması;
– Yabancının evlilik birliğine aykırı faaliyette bulunmaması;
– Yabancının kamu güvenliğini tehdit edecek bir halinin bulunmaması.
Türk vatandaşı olan eşin, vatandaşlık başvurusu yapılan tarih sonrasında vefat etmesi durumunda, “eşlerin aile birliği içinde yaşaması” şartı aranmaz. Yabancı eşin Türk vatandaşlığı kazanabilmesi için Türkiye’de ikamet etme zorunluluğu da yoktur. Evlilik, Türkiye dışında istenilen bir yerde de sürdürülebilir ve 3 yılın dolması sonrasında Türk vatandaşlığı için başvuru yapılabilir.
Bu şartları sağlayarak kazanılmış bir vatandaşlığın eş tarafından iptal edilmesi mümkün değildir. Ancak Türk eşin vefatı haricinde, vatandaşlık başvurusu sonuçlanmadan, eşin yukarıda sayılan şartların mevcut olmadığına dair ilgili kuruma bilgi vermesi halinde vatandaşlık başvurusu reddedilecektir.
Bu noktada, Türkiye’de yaşayan yabancı kadınlar tarafından sıklıkla “Eşim vatandaşlık başvurumu iptal ettirebilir mi?” sorusu sorulmaktadır. Yabancı eşlerin, “Senin vatandaşlık başvurunu iptal ettiririm” şeklinde korkutulduğu olaylar gerçekleşebilmektedir. Şunu belirtmek isteriz ki, bir eşin boşanma talep etme hakkı vardır, ama diğerinin vatandaşlık başvurusuna müdahale etme yahut bu başvuruyu iptal ettirme hakkı yoktur. Yani eşin “boşanma davası açarım” demesinin hukuki temeli olabilir, ancak “vatandaşlık başvurunu iptal ettiririm” iddiasının bir temeli bulunmamaktadır.
ÇOCUKLARIN YURTDIŞINA ÇIKARILMASINDA DİĞER EBEVEYNİN İZNİ GEREKİR Mİ?
Müşterek velayet altında bulunan, yani velayet hakkının her iki ebeveyn tarafından ortak kullanıldığı durumda çocuğun yurtdışına çıkarılmasında diğer eşin izni aranır. Böyle bir durumda eşin diğer eşten, noter tasdikli yurtdışına çıkış izin belgesi alması gerekmektedir. Velayet hakkını tek başına kendisinde bulunduran eşin, çocuğu yurtdışına çıkarması için diğer eşten izin almasına gerek yoktur. Ancak uygulamada bazı ülkeler vize aşamasında, diğer ebeveynden alınacak olan izin belgesini şart koşmaktadır. Bu sebeple seyahat edilecek ülkenin konsolosluğundan bu durum mutlaka öğrenilmelidir.
YAZILI OLARAK İSPAT EDİLEBİLEN DİNİ NİKAH GEÇERLİ MİDİR? DİNİ NİKAHIN YABANCI EŞİN HAKLARINI KORUYUCU NİTELİĞİ VAR MIDIR?
Sığınmacıların, mültecilerin ve vatansız kişilerin ilgili ülkenin kuralları doğrultusunda menşe ülkede veya önceki mutat ikamet yerinde kazandıkları medeni durum Türkiye’de tanınmaktadır. Bazı ülkelerde dini nikâh resmi nikâh olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, menşe ülkede veya önceki mutat ikamet yerinde kıyılmış olan dini nikâh, o ülkede resmi nikâh olarak kabul edilmesi durumunda, Türkiye’de de tanınacaktır. Ayrıca diğer geleneksel nikâh türleri de kişi İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne kayıt sırasında o şekilde bir ifade vermişse, kayıt sırasında nikâhı tasdik eden resmi bir belge sunamamış olsa bile Türkiye’de tanınmaktadır.
Ancak yurtdışında yapılan evliliklerin Türkiye’de geçerli olabilmesi için yapılan evliliğin Türk mevzuatlarına uygun olması gerekmektedir. Türkiye’de yapılan dini nikahın Türk hukukunda resmi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Türk hukukunda evlenme, şekil şartına bağlanmıştır bu nedenle dini nikah geçerli bir evlilik oluşturmaz. Bu şekil şartına uygun olarak yapılmayan evlenme akitlerinin hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. Hukuken geçerli bir evlilik olmadığı için de kişinin evli olma sebebiyle sahip olunan hakları kullanması mümkün değildir.
TÜRK HUKUKUNA GÖRE BOŞANMA USULÜ NEDİR?
Türkiye’de açılacak boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesi; yetkili mahkeme ise Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 168. Maddesinde belirlenen, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Boşanma davalarının iki şekilde ikame edilmesi mümkündür: Anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları ile ilgili izlenecek olan prosedür birbirinden farklıdır. Bu boşanma türleri arasındaki farkları kısaca izah edecek olursak:
Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için tarafların en az 1 yıldır evli olmaları gerekmektedir. Eşler arasında anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmış ve bu protokol imzalanmış olmalıdır. Her iki eşin de boşanma davasının duruşmasına bizzat katılmaları ve boşanma kararlarını mahkeme huzurunda tekrar etmeleri gerekmektedir. Tarafların duruşmada hazır bulunmamaları halinde boşanmaya karar verilemeyecektir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde varsa tarafların müşterek çocuklarına ve çocukların velayetlerine, nafakaya, tazminata, mevcut malların paylaşımına, ziynet eşyalarının iadesine ve eşler arasında anlaşma sağlanan diğer hususlara yer verilir. Protokol hukuki bir metindir ve hak kayıplarına sebebiyet verebilir, bu nedenle avukat aracılığı ile hukuki destek alınmadan düzenlenmesi mağduriyete yol açabilir.
Çekişmeli boşanma davasında ise evliliğin süresine ilişkin herhangi bir şart bulunmamaktadır. Boşanmak isteyen eşin boşanma davası açması gerekmektedir. Boşanma davasının açılması ile birlikte mahkeme duruşma gününde her iki tarafı da dinleyecek ve kanıtlarını sunmalarını isteyecektir. Taraflar boşanmaya ilişkin kanıtlarını sunduktan sonra mahkeme tarafından tüm kanıtlar değerlendirilir ve boşanmanın kabulüne ya da reddine karar verilir.
Her iki tür boşanma davasında da varsa müşterek çocukların velayeti ve nafaka hususlarında karar verilebilmektedir.
YABANCILAR BAKIMINDAN TÜRKİYE’DE BOŞANMA USULÜ NEDİR?
Evlilik Türkiye dışında gerçekleşmiş olsa bile, Türkiye’de boşanmak mümkündür. Türkiye’de boşanma işlemlerine başlamak için evliliğin öncelikle Nüfus Müdürlüğünde kayıtlı olması gerekir. Yabancı bir vatandaşın boşanma davası açabilmek için ilgili dava başvurusu prosedürünü izlemesi ve boşanma kararını verecek bir hukuk mahkemesine başvurması zorunludur. Yabancı uyruklu vatandaşların Türkiye’de boşanmasına ilişkin uygulanacak hukuk Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku’na (MÖHUK) göre belirlenecektir. Buna göre boşanma davasına ilişkin olarak MÖHUK madde 14/1’e göre boşanma ve ayrılık sebeplerine eşlerin müşterek milli hukuku, yoksa müşterek mutat mesken hukuku o da yoksa Türk hukuku uygulanır. Boşanma davasının açılacağı yetkili mahkemenin belirlenmesi ise MÖHUK’un 40. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının tayin edeceği belirtilmiştir. MÖHUK’un iç hukuka yaptığı atıf ile birlikte yetkili mahkeme hususunda yukarıda da yer verilen TMK madde 168 uygulama alanı bulacaktır. Ancak eşlerin yurtdışında yaşaması ve Türkiye’de ikametgahı ya da yerleşim yeri bulunmaması durumunda bu maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır. Eşlerin Türkiye’de yaşamaması ve eşlerden birinin Türk vatandaşı olması durumunda yetkili mahkeme MÖHUK madde 41 gereğince belirlenir. Buna göre “Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması hâlinde ilgilinin sâkin olduğu yer, Türkiye’de sâkin değilse Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.” hükmü gereğince yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir.
Ek olarak; sığınmacıların, mültecilerin ve vatansız kişilerin boşanma usulleri hususunda geçerli kanun Türk kanunlarıdır. Türkiye’de boşanmak isteyen sığınmacılar, mülteciler ve vatansız kişiler Türk Medeni Kanunu hükümlerine tabidir.
Boşanma kararının verilmesinin ardından yabancı uyruklu eş nafaka, velayet ve boşanma şartlarına (protokolü) sırası ile istinaf ve temyiz yollarına başvurarak süresi içerisinde itiraz edebilir. Velayet ve boşanma hususlarında kendisine karşı açılan davaya cevap verirken karşı dava ile hak iddia edebilir ya da boşanma davası devam ederken yeni bir dava açabilir. Ayrıca yabancı eşin boşanmak istememesi durumunda boşanma talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ispat etmek koşuluyla açılan davanın reddini talep edebilir.
BOŞANMA DURUMUNDA MÜŞTEREK ÇOCUKLARIN VELAYETİ TÜRK VELİYE Mİ VERİLİR?
Boşanma davalarında velayetin verilmesinde tarafların uyrukları önem arz etmemektedir. Velayetin verilmesi hakkında çocuğun üstün yararı ilkesi geçerlidir. Velayet hususunda boşanma davasında karar verilebileceği gibi boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılacak velayet davası ile de karar verilebilir. Velayetin hangi tarafa verileceği hususunda çocuğun yaşı, anne ve babanın sosyal yaşantısı, annenin ve babanın ahlaki tutumları, maddi durumları ve sair hususlar dikkate alınacaktır. Ayrıca mümkün olması halinde çocuğun da kiminle birlikte kalmak istediğine ilişkin fikri alınacak ve tüm hususlar birlikte değerlendirilerek velayet hakkında karar verilecektir. Öte yandan okul çağı öncesi çocukların velayetlerinin annenin bakımına ve ilgisine muhtaç olduğu gerekçesiyle sıklıkla anneye verildiği görülmektedir.
BOŞANMIŞ YABANCI UYRUKLU VELİNİN TÜRKİYE’DEN AYRILMAYA KARAR VERMESİ HALİNDE NAFAKA VE VELAYET HAKKI SONA ERER Mİ?
Nafaka ve velayet hakkında yalnızca mahkeme kararıyla değişiklik yapılabilir. Yabancı uyruklu velinin Türkiye’den ayrılmak istemesi durumunda velayet kendisinde bulunmayan taraf haklı sebebi varsa velayetin değiştirilmesini dava yoluyla talep edebilir.
MÖHUK’un 19. maddesi, nafaka taleplerinin, nafaka alacaklısının mutad meskeni hukukuna tabi olduğunu düzenlemektedir. TMK madde 175 nafaka alacaklısı olmak için boşanmada en fazla diğer eş kadar kusurlu olmak ve boşanmayla yoksulluğa düşecek olma şartını getirmiştir. Bu iki şart varlığı halinde yabancı uyruklu kişini nafaka alacaklısı olabileceği düzenlenmiştir. Nafakanın kaldırılması için ise nafaka borçlusu tarafın bu şartların ortadan kalktığını ispat ederek dava ile nafakanın kaldırılmasını talep etmesi mümkündür.
YABANCI EŞ TARAFINDAN BOŞANMA DAVASI AÇILMASI DURUMUNDA YABANCI EŞ İKAMET HAKKINI KAYBEDER Mİ?
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 34. ve 37. maddeleri arasında, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliği’nin 30. ve 34. maddelerinde aile ikamet izni düzenlenmiştir. Türk vatandaşıyla evli ve en az üç yıl aile ikamet izniyle kalmış yabancılar boşanma durumunda kısa dönem ikamet izni talebinde bulunabilirler. Ancak aile içi şiddet nedeniyle mağdur olduğunu mahkeme kararıyla ispat eden yabancılardan en az üç yıl aile ikamet izniyle kalmış olma şartı aranmamaktadır. Aile ikamet izniyle Türkiye’de en az 3 yıl ikamet edip reşit olan çocukların talep etmeleri durumunda aile ikamet izinleri kısa dönem oturma iznine dönüştürülebilir.
YABANCILARIN ÜCRETSİZ HUKUKİ DESTEK ALMASI MÜMKÜN MÜ?
Yabancı ülke vatandaşlarının açmış oldukları davalarda ücretsiz olarak hukuki destek alabilmeleri için birtakım koşullar aranmaktadır. Farklı illerde baroların yaklaşımı değişkenlik gösterebildiğinden, öncelikle ikamet edilen ildeki baro aranarak bu konuda bilgi alınmasını tavsiye etmekteyiz. Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de açmış oldukları davalarda adli yardım adı verilen ücretsiz hukuki destekten yararlanabilmeleri için öncelikle kısmen ya da tamamen ödeme gücünden yoksun olduklarını ispat etmeleri gerekmektedir. Bu ispat için fakirlik belgesi adı verilen belgenin temin edilmesi yeterlidir. Fakirlik belgesi için ikametgahın ya da yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahallenin muhtarına başvurulması gerekmektedir. Fakirlik belgesi almak için herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmamak ve mülk sahibi olmamak şartları aranır. Bu koşulların muhtar tarafından tespit edilmesinin ardından muhtar tarafından fakirlik belgesi düzenlenir.
Fakirlik belgesi dışında aranan ikinci şart ise karşılıklık (mütekabiliyet) koşuludur. Karşılıklılık şartı, Türkiye’de adli yardım talebinde bulunan yabancının vatandaşı olduğu ülkede, Türk vatandaşlarının da adli yardımdan yararlanabilmesiyle sağlanmaktadır. Karşılıklılık şartının ispatında, iki taraflı veya çok taraflı uluslararası antlaşmalar ve ilgili ülkedeki Türk vatandaşlarına bu hakkın verildiğini gösteren fiili uygulamaların ispatı yeterlidir.
Ancak 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında avukatlık ücretlerini karşılama imkânı bulunmayan uluslararası koruma statüsüne sahip kişilerin adli yardım başvurusunda karşılıklılık şartı aranmaz. Buna göre mülteciler, şartlı mülteciler ve ikincil koruma talep eden yabancılar uluslararası koruma statüsündelerdir. Bu kişilerin aynı Kanun kapsamındaki iş ve işlemleri ile ilgili olarak yargı önündeki başvurularında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun adli yardım hükümlerine göre avukatlık hizmeti sağlanmaktadır. Buna göre uluslararası koruma statüsündeki kişilerin yalnızca fakirlik belgesi ile ücretsiz adli yardım hizmetinden faydalanması mümkündür.
Bu sitedeki tüm makale ve içerikler Otto Avukatlık ve Arabuluculuk’a ait olup, elektronik imzalı zaman damgası ile aidiyet tescili sağlanmıştır. İçerik ve yazıların izinsiz kopyalanması halinde FSEK kapsamında yasal işlem yapılır. Sitedeki makale ve içeriğe link verilebilir, kaynak göstermek ve aktif link vermek koşulu ile içerikten alıntı yapılabilir.

Bakire olup evlenenler gözüme daha değişik geliyor
23yaşımdayım üç farklı kişiyle oldu
Bakire olmadan evlenip evli mutlu çocuklu olunur mu?
Bahsedildiğin paylaşımlar "Daha Fazla" altında
Ana Sayfa > Cinsellik > Bakire olmadan evlenip evli mutlu çocuklu olunur mu?
En İyi Görüş(eig) Oranı
Detaylı bilgi
Kendi görüşünü eklemek için aşağıdaki butona hemen tıkla! Görüş Ekle
Yarın düğünüm var ve ilk gecem. Utangacım kendime güvenim yok. Ne yapmalıyım, nasıl...
Sabahlara kadar oyun oynayıp gözlerinizin şiştiği anlar oluyor mu?
Bir daha asla muhatap olmayın, hepiniz basın engeli.
Arkadaş görmeye değmeyecek biriymiş, ona göre davranın.
Siz de onu bir yere tekrar çağırın, daha sonra hepiniz kalkın gidin.
Yeni insanla tanışmasın mı? Gayet normal, tepki vermeyin.
Yaşın
Kızım Erkeğim Lütfen yaşını seç
Ayrılmadan önce en yeni popüler içerikleri gör!
Tarayıcında KizlarSoruyor bildirimlerine izin vererek hiçbir şeyi kaçırma!
Bir çok gencin; yetersiz aile desteği, manevi, uhrevi eksiklikler, eğitim-öğretimin özele inememesi ve hormonal sebeplerden dolayı ergenlik dönemlerinde yanlışlıklar yapması kaçınılmaz oluyor. Bilinçsiz, gençliğin verdiği cesaretle ve biyolojik sebeplerle yapılan bu tür tercihler, kişide düzgün bir psikoloji yoksa belli bir süre sonra travmalara sebep oluyor. İşin içine birde içinde yaşanılan toplumun; dinsel, ırksal, bölgesel ve toplumsal özellikleri de girince travmalar onarılmaz mutsuzluk ve umutsuzluklara kadar ilerliyor. İşte sen şu an böyle bir dönemi yaşıyorsun hanımefendi. Olan
Wankz - Shay Fox İnanılmaz Göğüsleri Kapalı Gösterir
Türk Porno Türkpornorehberi Com Izle
Küçük Memeli Minyon Bebek Sandalyede Parmaklıyor

Report Page