Erkek Gayler Video

Erkek Gayler Video




⚡ TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































Erkek Gayler Video
E-Posta Listesi : Üyelik Formu
İletişim için erkekadamblogu@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Bu adresten artık ilişki veya vs. tavsiyesi vermiyoruz, bu tür şeyleri yorumlara yazınız.

Twitter hesabı : erkekadam
Youtube kanalı : erkekadamyoutube
Instagram : erkekadamsitesi
Discord Grubu: Erkek Adam Discord
Maskülenite, disiplin, ilişkiler, kadınlarla tanışma
Merhaba Erkekadam okuyucuları. Ben Boğaç. Daha doğrusu rumuzum bu. Kendimi uzun uzun tanıtmak isterdim ama konumuz bu değil. Sizinle önemli bir çeviri paylaşacağım. Erkek Adam Jocko Willink’in “ Disiplin Eşittir Özgürlük ” kitabına atıfta bulunarak bir yazı yazmıştı. Bu yazıyı gördüğümde aslında en önemli şeyin harekete geçmek ve devam etmek olduğunu tekrar hatırlamış oldum. Şimdi de Jocko’nun “Not Feeling It” podcastinin çevirisini paylaşmak istiyorum. Önemli olduğuna inanıyorum ve eklemeler de yapacağım. İyi okumalar…
Bir şey yapmak istemediğim günlerle nasıl başa çıkıyorum? O yorgun olduğum, yıprandığım veya kendime yaptığım eziyetten bıktığım günler… O günlerde ne yapıyorum?
Cevap basit. Her türlü harekete geçiyorum. İşimi yapıyorum.
Bazen ruhsuz bir şekilde yapıyor da olsam da, eylemlerimin peşinden gidiyorum(ÇN: Aslında kalıp “go through motions” ama ben böyle çevirmeyi daha uygun gördüm).
Antrenman yapmak istemiyor muyum? ANTRENMAN YAPIYORUM.
Kafamı projeme gömmek istemiyor muyum? KAFAMI PROJEME GÖMÜYORUM.
Erken uyanmak ve yatağımı terk etmek istemiyor muyum? ERKEN UYANIP YATAĞIMDAN ÇIKIYORUM!
Bu arada, bunlar bazen ufak bir araya ihtiyacınız olduğunun birer işareti olabilirler ve doğru da olabilirler.
AMA bugün ara vermeyin. Yarına kadar bekleyin. Size tatlı tatlı fısıldayan anlık hazlara aldırmayın. O sesi kapatın. Dinlemeyin. Bunun yerine, eylemlerinizin peşinden gidin. O ağırlığı kaldırın. Tepeye deparınızı atın. Projeniz üzerine çalışın. YATAKTAN ÇIKIN.
Ben ertelemeyi sevmem. Ama ara veresiniz varsa, bu ertelemeniz gereken tek şeydir. Yarına bırakılacak tek şey ara vermektir.
Ve yarın geldiğinde, hâlâ ara vermek istiyorsanız, verin. Muhtemelen ara vermeyeceksiniz veya buna ihtiyaç bile duymayacaksınız. Muhtemelen ara vermeye olan arzunuzun sadece bir zayıflık olduğunu fark edeceksiniz. O arzu aşağı inen yoldur, en az direncin yolu.
Eylemlerinizin peşinden gitmekle, bu zayıflığınızın üstesinden geleceksiniz. Ve doğru yolda kalacaksınız, disiplinin yolu. Savaş yolu!
Yani tam da ait olduğunuzu bildiğiniz yerde.
(Çevirmen Notu: Şahsen benim gelişim maratonunda öğrendiğim en önemli şeylerden biri, eylem ve motivasyonun, bize anlatılan dinamiğin tam tersi şekilde işlediği. Motivasyon eylemin sebebi değil, sonucudur . Harekete geçmek size motivasyon getirir. Harekete geçin. Eğer bir şey yapasınız yok ise o an disiplin sizinle dost olmak için fırsat kolluyor demektir. Ona merhaba deyin ve bağ kurun. O işi yapın. Hayattaki en iyi dostunuzu kazanın.)
Bill Maher’in komedi şovundan feminizm ve feminenleşme karşıtı efsane bölüm …
Lütfen, kadınlar hakkında konuşmak kadın düşmanlığı değildir, tamam mı? Şimdi bunu yapacağız. Çünkü ben burası “feminenleşmiş bir ülke” derken öncelikle şunu söyleyeyim ki orada dışarıda milyonlarca şahin bakışlı, realist kadın var ve yine milyonlarca erkek de böyle değil. Ama, daha iyi bir terim bulamadığım için şöyle söyleyeceğim : feminen değerler bugün Amerika’nın değerleri oldular :
“Duyarlılık, gerçeklerden daha önemli.”
“Duygular, hakikatlerden daha önemli.”
“Bağlılık, bireysellikten daha önemli.”
“Çocuklar, insanlardan daha önemli.”
“Güvenlik, eğlenceden daha önemli.”
Hep duyuyorum kadınları sürekli “biliyorsun evli erkekler daha uzun yaşıyor” diyorlar. Evet … evden dışarı adım atmayan kedi de … daha … uzun yaşıyor … Her ne kadar ruhu ölmüş bir tüy yumağı olarak hiçbir zaman tadını çıkaramayacağı dünyayı pencereden izlerken … ama evet teknik olarak daha uzun yaşıyor.
Görüyor musunuz, bu benim için çok kişisel. Evlenmiş arkadaşlarımın karıları kocalarının benimle takılmalarını istemiyorlar. Ben kaçmış köle gibi bir şeyim. Özgürlük muştuluyorum. Biliyorsunuz … benim etrafta olmam iyi bir şey değil. “Kocalarımızı karanlıkta tutalım, onlar böyle daha mutlu.”
Biliyorsunuz tüm evli arkadaşlarım … ben bu adamların gençliğini biliyorum … hepsi birer aygırdı. İstedikleri şeyleri, istedikleri zaman yaparlardı. Ya şimdi? Birer aygır değiller. Central Park’ta fayton çeken, atgözlüklü, stresli, sinek sürüsü içinde daireler çizen ve kovaya sıçan beygirler …
Tamam Amerika kadınlar için kolay değil ama bu ülkede erkek olmanın kendisi bile politik olarak doğru değil. Televizyona bakın, sitcomlara bakın. Kadın her zaman parlak zekalı, erdemli ve her konuda haklı ve koca da her zaman onu bulduğu için “çok şanslı” olan sikik embesil. Televizyondaki tek akıllı erkekler Fraiser ve kardeşi ki onlar da Küçük Richard’ın donundan bile daha gayler.
Anlıyorum, kadınlar da acı çekiyorlar ama Amerika da bir sürü erkeğin sessizce sefil hayatlar yaşadıklarının, lipidolarının söküp atıldığı, kendilerini maçlar ve porno ile uyuşturduklarının gündem geldiğini düşünmüyorum. Ve kadın bakış açısı ile hemfikiriz gibi davranmak zorunda kaldığımız, Orwellci bir dünyada yaşıyoruz. Amerika’da herhangi bir TV programında biri kalkıp “biliyorsunuz kadınlar erkeklerden daha zeki” dese alkış kıyamet. Biri çıkıp “erkekler kadınlardan daha zekidir” dese, sahneden yuhalanarak atılır. Bir cinsiyet diğerinden daha zekiymiş gibi düşünüyor görünmek zorundayız, bu kültürümüz hakkında ne diyor sizce?
“Kadınlar erkeklerden zekidirler” … alkış kıyamet
“Eğer dünyayı kadınlar yönetse, dünyada savaş olmaz” … alkış kıyamet
“Hamile olmak çok seksi” … alkış kıyamet
Bir sürü şeye gerçekten inanmadığımız halde inanıyormuş gibi yapıyoruz zira kadından onay almak gece köpek klübesinde yatmaktan daha kolay.
Geçen gün sabah programında duydum. Bunu sadece bir kadın söyleyebilir. Tabii herkes doğruymuş gibi yapıp alkışladı : “Çiftler, müşterek fantazilerini keşfetmeliler” dedi.
Ortak fantaziler diye bir şey yok. Sizinkiler bizi sıkar, bizimkiler sizi rencide eder. Hanımlar inanın bana. Şöyle bir fantazi yok : “Yakışıklı prens çayıdan koşarak gelip, sizi kollarına alıp, size olan ölümsüz aşkı için ant içer … ve sonra suratınıza attırır. Tamam mı? Bakın bu “müşterek fantazi” olurdu, eğer hiç porno filmi izledi iseniz.
Bence erkekler, erkek oldukları için özür dilemekten bıktı ve kadınlar bizi sürekli erkek olduğumuz için özür dilemek zorunda bırakmazlarsa daha mutlu olacaklardır. Kendilerini de bir sürü külfetten kurtarırlar. Bakın bir örnek. Amerika’da hiçbir kadın memelerine silikon taktırmazdı. Eğer erkeklerin zihnine gerçekten girebilseniz … anlayacaksınız ki olay hiçbir zaman büyük – küçük, kısa – uzun, esmer – sarışın olayı değil. Olay sadece yaşlı ve tazeden ibaret. Hugh Grant, evde Elizabeth Hurley var iken canı peruklu Marvin Hagler çekti!
Biyolojiyi ıslah edemezsiniz. Bu arada, erkeklerin tohumlarını saçma dürtüsü sayesinde başarılı bir türüz. Bu sayede şu an burada oturuyoruz. Peki kimse teşekkür ediyor mu? Hayır. Onun yerine mahkemeye veriliyoruz.
Tartışma esnasında size saldıracak bir kişi, bunu çok değişik konuşma zorbalıkları ile yapabilir. Fakat en belli başlı konuşma zorbalıkları genelde aynıdır ve bunları bilmeniz sizi tartışmalarda galip duruma getireceği gibi, size olan saygının artmasını da sağlayacaktır.
Yakın zamanda Jordan Peterson, İngiltere’de bir kanalda Cathy Newman adlı feminist bir gazeteci ile ropörtaj yaptı. Gazetecilik adına utanç verici bu ropörtajda, Newman salağı karşısındakinin neonazi bir kadın düşmanı salak olduğuna emin bir şekilde çıkmış belli ki. Fakat karşısındaki Jordan Reis, klinik psikolog ve zor insanlarla konuşma uzmanı. 30 dakika boyunca kadının yaptığı klasik tüm tartışma çirkefliklerine bir tarafına soktu ve en sonunda Newman boyunun ölçüsünü fena aldı (Yakaladım seni kısmına bakın :)).
Aşağıdaki klip, bu ropörtaj üzerinden, konuşarak ve konuşmada çirkefleşerrek saldıran insanlara karşı taktikleri örnekliyor. Jordan Reis’in destan yazdığı bu 30 dakikalık konuşmayı, İngilizceniz varsa mutlaka izleyin.
Not : Televizyonda Jordan Peterson tarafından alaşağı edilen Newman, hemen klasik feminist taktik ile “Peterson takipçileri beni tehdit ediyor, kadın düşmanı tehditler aldım” çığlıkları ile kurban ayağına yattı. Bu sayede de ana akım medyada tüm haberler ropörtajın içeriği ve Newman’ın nasıl rezil olduğu ile değil de bu sözde tehditlerle alakalı idi. Bütün yayın organları, tek bir tehdit örneği göstermeden tehdit iddialarında bulundu.
Bu “kadın düşmanı” tehdit iddialarının sahte olduğu zaten kadının polise başvurmamasından belli ama birileri oturup tweetleri analiz etti. Newman’a yönelik saldırgan tweet sayısı 8, kadın düşmanı saldırı sıfır. Tweetler içinde Jordan Peterson’a yönelik erkek düşmanı saldırı sayısı 55. Büyük kısmı da Peterson’ı yumruklamak üzerine.
“Şüphesiz ki biz onları ibret olsun diye yarattık.”
Çok kötü oldum cidden. Kırmızı hap falan siktir edin, sadece Allah aşkına şunu bir izleyin. Şu ses tonunu, el kol hareketlerini, saç şeklini, şu yaranmacı tavırları bir izleyin (tabii sonuna kadar dayanabilirseniz) ve hatunların yanında tam tersini yapın. Garanti veriyorum erkeklerin yüzde 50’sinden öne geçersiniz.
Anlattığı cinsiyet eşitliği, cinsiyet rolleri, erkeğin sert olma zorunluluğunun olmaması vs. gibi saçmalıklara hiç girmiyorum zaten, Kırmızı hap camiası defalarca cevapladı bunları.
Videonun yorum kısmı daha da ibretlik. Güya destek veren ama elemanın meriçliğine içten içe güldüğüne emin olduğum feminikler mi dersin, “lan eleman feminizmle kızları etkiliyor, hemen sıramızı kapalım en büyük feminik benim hülooğğ” diye koşa koşa gelen diğer meriçler mi dersin…
New York University’e bağlı Stern School of Business’da sosyal psikoloji profesörü olan Jonathan Haidt’in Jordan Peterson ile yaptığı “ The Perilous State of the University ” adlı söyleşisinden. Bu bölümde Haidt, 1995 sonrasında doğanlar üzerinde, özellikle de kızlar üzerinde, Facebook’un ciddi psikolojik felaket olduğundan bahsediyor.
Mesajlaşmanın aksine bir kişinin bir mesajı yüzlerce hatta binlerce kişiye göndermesi ve bu mesajın / fotonun yorum ve Like alması üzerine kurulu sosyal medya platformlarının oluşturduğu linç tehlikesi, özellikle ergenlikte yeme ve imaj sorunlarına daha yatkın olan kızları kötü etkiliyor.
Bir diğer problem de kızların saldırganlık / kavga şeklinin sosyal medya platformları tarafından aşırılaştırılması. Yapılan araştırmalar hem kızların hem de oğlanların eşit ölçüde saldırganlık gösterdiğini ortaya koyuyor. Oğlanlar aralarındaki anlaşmazlıkları fiziksel kavga (ya da çoğunlukla fiziksel kavga tehditi) ile çözerken, kızlar bunu birbirlerinin itibarlarına saldırarak yapıyorlar. Bu nedenle sosyal medya erkeklerin kavga etme şeklini değiştirmez iken, kızlarınkini, linç potansiyeli yüksek bir topluluğun gözünün önüne çıkarıyor.
Sosyal medya platformlarının yapısı, linç kültürünü besler nitelikte olduğundan, bir tek mesaj veya foto bile bir linç sürüsü tarafından saldırı bahanesi olarak kullanılarak, bunu sosyal medyaya gönderen kişiyi depresyon tehlikesi altında bırakıyor.
Podcast Türkiye topluluğu, YouTube üzerinden her hafta yeni podcastler ve sohbetler yayınlayan bir grup. Topluluk YouTube’da yeni bir kanal açtı, Sağlam Kazık. Sağlam Kazık , kırmızı hap ile ilgili bir kanal olacak. Kanal hakkındaki bilgi şu:
Sağlam Kazık kanalı, bir red pill – kırmızı hap erkek kanalıdır. Kadınları, karşı cinsi anlamak, kadınların algoritmasını çözmek ve kadınlar hakkında çok doğru bilinen yanlışları göstermek için kurulmuştur. Erkeklerin ADAM olmasını, feminen merkezli yetişmemesini sağlamak için açılmıştır.
Kadınları anlamakta zorlanan, hayatının bir kısmını sürekli kazık yiyerek geçirmiş olan ve artık eşeğini sağlam kazığa bağlamak isteyen, eşek erkeklerin, özgürlüğe kavuşması için kurulmuştur.
Arkadaşlar bizim yazılarımızı da podcasta okuyacaklar ve ilk videoları olan Arkadaş Kalalım Diyen Kız yeni yayınlandı. Podcastta Arkadaş Kalalım Diyen Kıza Cevap yazımızdan bölümler okuyorlar.
Kendilerine başarılar diliyoruz. YouTube kanallarına üye olmanızı tavsiye ediyorum.
Aşağıdaki video Modern Times: Camille Paglia & Jordan B Peterson adlı yaklaşık 2 saatlik söyleşiden alıntı. Jordan Peterson, üçüncü dalga feministlerce afaroz edilen feminist Camille Paglia ile söyleşisinin bu bölümünde, erkeklere saldıran deli kadınlara karşı erkeklerin ellerinde bir silah olmadığını anlatıyor.
İki erkek arasındaki tartışmanın medeni sınırlar içinde kalmasını sağlayan fiziksel kavga tehditi, bir erkek için kadın ile tartışırken yasak olduğu için, deli bir kadının istediği gibi medeniyet sınırlarının çok dışına çıkabilmesine rağmen, aklı başında bir erkeğin, aynı delilikteki bir erkeğe karşı kullanabileceği teknikleri kullanamayacağını anlatıyor.
Camille Paglia, 68 hareketinin ateşli kadın hakları savunucusu ve ünlü bir feminist olmasına rağmen, politik doğruculuk ve neomarksizm tarafından işgal edilmiş modern feminist akım tarafından sevilmeyen bir kişi.
Bu ikilinin söyleşisinden başka bölümleri de buraya taşıyacağız.
Farkettim de, alfa aşağı, alfa yukarı konuşuyoruz ama etten kemikten alfalara pek örnek vermiyoruz. Bugünden başlayarak açığı kapatalım ve hatta bugün iki tane verelim. Amerika’da maçlarda kiss cam (öpücük kamerası) diye bir olay var. Çiftlere odaklandı mı, çiftler büyük ekranda çıkıyor ve öpüşmeleri bekleniyor.
Aşağıdaki abinin ise bolluk zihniyetinin tepe noktalarındaki hareketi de bizi kopardı. Hatunu da koptu. Abinin başındaki alfa oturuşuna dikkat edin :
Bolluk Zihniyeti Seviye 1000. Hatunun nasıl koptuğuna dikkat edin! pic.twitter.com/SqeeP4DQu7
— GotPickup? Gary PUA (@gotpickup) June 29, 2017
Arada bu kiss camlere böyle elemanlar çıkıyor. Bir de dondurmasını hatundan cengaverce koruyan aşağıdaki alfa elemana bakın.
Hatunun suratındaki “bana bunu yaptığına inanamıyorum, ben bir kızım” bakışına dikkat edin. Eleman sonrasında hatuna dondurmadan tattırıyor ama dikkat edin o kaşıklama anında bile hatuna bakmıyor.
Eleman gayet eğleniyor. Kız da. Standart iyi çocuk kadınına böyle birşeyi yapmayı aklından bile geçiremez ama aslında bu tür kötü çocuk anları kadınların çok hoşuna gider. Bu çift viral olduktan sonra beraber televisyona çıkmışlardı ve “bu olay bizim için hiç önemli birşey değil ama olay oldu” demişlerdi.
Sizin için önemli olmayabilir birader fakat şu kısacık video ortalama iyi çocuğa kadın – erkek ilişkisi dinamiği konusunda beta akım medyada çıkan binlerce taviyeden daha fazla bilgi veriyor.
Video İngilizce ve çevirmeye üşendim ama medyaya neden beta akım dediğimi bu videodaki spikerler çok iyi gösteriyor. Biraz ingilizce biliyorsanız “she”‘nin kadın için, “he”nin erkek için kullanıldığını bilirsiniz. Adamlar neredeyse tamamen “she” diyor ve aslında tamamen kızın tepkilerine odaklanmış ve beta perspekstifinden “kadının suratındaki ifadeye bak, eve gidince başın dertte diyor” yorumları yapıyorlar. Adamın perspektifi yok tabii. Feminizasyon o kadar derine işledi ki, bu videoda yorum yapan adamların kendilerini ışık hızıyla kadınla özdeşleştirmeleri ( yani kadınlaştırmaları) neredeyse hiç kimseye garip gelmiyor.
Ortalama bir beta erkek bu elemanın bir ayı olduğunu ve eve gidince dırdır yiyeceğini düşünür. Oysa kırmızı hapı yutmuş bir erkek o gecenin nasıl duvardan duvara bittiğini tahmin etmiştir 😀
Bu iki adamın da ortak özelliklerine dikkat :
İkisi de kız arkadaşlarından onay aramayan tipler
İki erkek de sosyal baskıya boyun eğmiyor
İki erkek de ne kızın ne de toplumun bu antika hareketlerini nasıl değerlendireceğini umursamıyor
İkisi de sonuçtan bağımsız (bolluk zihniyeti ile olur ancak)
Jordan Peterson’ın bir dersinde kaydedilmiş bu ilginç videodaki erkeklere güzel kadın yüzlerini gösterdikleri çalışmadan bahsettiği bölüm özellikle dikkatimi çekti. Erkek deneklere gözleri sağa, sola ve direk erkeklerin gözlerinin içine bakan güzel kadın yüzleri gösteriyorlar. Araştırmacılar bunu yaparken de deneklerin beyinlerindeki dopamin merkezlerindeki aktiviteyi gözlüyorlar.
Kadınların gözlerinin içine baktıkları fotoğraflarda bu merkezler ışıl ışıl oluyor. Ve bu merkezler, kadın kırmızı elbise giyiyor ise daha da ışıldıyor. Daha da komiği, erkeklere biçimli hatları olan spor arabaları gösterdiğinizde de aynı ışıldamayı yaratabiliyorsunuz 🙂
Dopaminle ilgili daha önce yazmıştık :
Dopamin beynin ödül devresi (reward circuit) ismi verilen bir kısmını ateşleyen bir kimyasal. Bu devre sizin arzu ve zevk hissettiğiniz ve aynı zamanda bir şeye bağımlı olduğunuz bölge.
Dopamin’in evrimsel görevi sizi genleriniz için iyi olan şeyi yapmaya itmek. Ne kadar çok dopamin salgılarsanız isteğiniz de o kadar şiddetli oluyor. Hiç dopamin yoksa, karşınızdaki şeyi / kişiyi tamamen es geçiyorsunuz. Çikolata, kremalı kek ve dondurma ile dopamin seviyesi tavan yaparen kereviz dopamin salgılatmayacaktır bile. Cinsel uyarı ise ödül devrenizde en çok dopamin salgılanması sağlayan doğal uyaran.
Dopamin’in göbek adı “bağımlılık molekülü” zira bağımlılık konusunda merkezi bir rolü var. Dopamin “zevk molekülü” olarak da bilinse de bu isim teknik olarak pek uygun değil aslında. Dopamin aslında tamamen ödül arama, tahmin ve isteme ile alakalı bir kimyasal. Dopamin uzun dönemli hedefler için potansiyel ödülü arama istek ve motivasyonu sağlıyor sadece. Bu konu tartışmalı olsa da, ödül ve zevk ise opioid denilen kimyasallar sayesinde.
Göz teması önemli. Göz teması ilgi göstergesidir ve prensipte yaklaşabilme ihtimalini gösterir. Yaklaşma ise dopamin tarafından düzenlenen pozitif bir duygusal durum yani. Hatunun bakışları bir şekilde sizi buluyorsa, beyniniz motivasyon hormonunu salgılayıp sizi yaklaşmaya itiyor bir şekilde.
Kadın zirvesine katılan Kılıçdaroğlu’nun Ayşe Arman ile konuşmasının bir bölümü aşağıda. Ayşe Arman Kılıçdaroğlu’nun “erkekler ekonomik sıkıntı yüzünden eziliyor büzülüyor çaresiz kalıyor ve eve gidince hıncını kadından çıkarıyor” türünde talihsiz (!) bir açıklama yaptığını söyledikten sonra, tipik bir feministten beklenecek bir şekilde kelime oyunu yaparak bu konuda veri temelli açıklama yapma cürreti gösteren bir erkeğe saldırıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bir sebepten bahsediyor ama Arman bunu gerekçe diye lanse ediyor. Bu son zamanlarda feministlerin beğenmedikleri araştırmaları susturmak için çokça kullandıkları bir yöntem. Kılıçdaroğlu’nun acı bir gerçeği dile getirmesi onu tasvip ettiği anlamına gelmemesine rağmen Arman burada “böyle derseniz bunu haklı görürsünüz” anlamına gelecek şeyler söylüyor.
Türkiye’deki rakamları bilmiyorum (Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 15 diyor ama bana az geldi) ama dünyada da birçok ülkede erkeğin fiziksek olarak saldırgan taraf olduğu aile içi şiddetin en büyük sebeplerinden biri erkeğin dışarda, başta ekonomik olmak üzere belirli nedenlerle özgüven kaybı yaşaması ve bunun hıncını evde çıkarması. Aynı zamanda veriler, aile içi şiddetin, sosyo ekonomik olarak aşağı indikçe astronomik olarak arttığı yönünde.
Feministler tabii bunu duyar duymaz “şiddete kılıf buluyorsunuz” diye çığırtıyorlar zira onlara göre sebep belli (!) : adam öküz. Ayşe Arman gibilerin zaten yaşadıkları fildişi kuleden kendi yüksek zevklerine uymayan herşeyi “öküzlük”, “hanzoluk”, “göbeğini kaşıyan adamlık” gibi yüksek IQ belirtisi (!) kavramlarla açıklamasına artık şaşırmıyoruz. Fakat burada ek olarak tipik feminist tek sebepçilik de var. Bu tek sebep de belli : erkeğin içindeki testosteron destekli şiddet eğilimi ve bunu hunharca dışa vurmasını destekleyen, kadını ezen ataerkil sistem. Bitti. Niye bitti zira çözüm (!) (daha doğrusu feminist ajanda) ataerkil sistemi yıkmak olduğu için sorun cinsiyetçilik olmalı.
Oysa eğer Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi bir veri geliyorsa araştırmalardan, bunu ciddiye almak ve erkeklere bu konuda psikolojik destek, danışma hattı, vs. gibi çözümler üretmek, aile içi şiddeti gerçekten azaltabilir. Azaltır demiyorum ama orada ciddiye alırsan çözüme doğru politika üretme ihtimalin olan bir durum var. Veri destekli çözümler her zaman d
Gotten Sikis Vidiyolari Izle
Gerçek Gibi Zorla Sex Izle
Çin Ünlü Pornoları

Report Page