En Son Çıkan Porno Filmler Izle

En Son Çıkan Porno Filmler Izle




🛑 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻

































En Son Çıkan Porno Filmler Izle
Twitter Linkedin Flipboard Linki Kopyala Yazı Tipi
Twitter Linkedin Flipboard E-posta Linki Kopyala Yazı Tipi
© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş
Güncelleme Tarihi: Nisan 04, 2016 15:02
Geçmişten günümüze vizyona giren filmler arasında birbirinden farklı birçok tür bulunuyor. Cesur sahnelerin yoğunlukta olduğu filmler izleyicilerin daha çok dikkatini çekiyor ve filme farklı bir tat katıyor. Bu da akıllarımıza her daim “Sex sells.” (seks satar) kuralını hatırlatıyor. Romanlar, reklamlar, diziler, iş dünyası yani hayatımızın neredeyse tamamında bu kural öne çıkıyor. İzlediğimiz filmlerin pek çoğunda da bu kural fazlasıyla uygulanıyor. Pornografi ve erotizm arasındaki hassas çizgiyi dengeleyen filmler sinemaseverleri kendine çekerken, tam tersi etki edip izleyiciyi iten yapımlar da bulunmakta. Çizgisini koruyan ve erotizmi ile ön plana çıkan 7 filmi bir araya getirdik.
Çekmiş olduğu aykırı temalı filmlerle tanınan Gaspar Noé, geçtiğimiz yıl tartışmalar yaratan Love filmiyle geleneğini bozmadı. Karl Glusman, Aomi Muyock ve Klara Kristi gibi isimlerin yer aldığı film erotizmin doruklarını yaşayan bir pornografik film aslında. Sınırları fazlasıyla zorlayan aşk üçgenine odaklanan film, Murphy adlı adamın saplantı haline getirdiği Electra’ya olan aşkını anlatıyor.
2. NYPHOMANIAC PART 1 & PART 2 – 2013
Çekmiş olduğu sıra dışı filmlerle sıkça adından söz ettiren Lars Von Trier’in kamera arkasına geçtiği yapım, her zamanki gibi çok tartışılmıştı. Birçok ülkede vizyona girmesi yasaklanan film, erotizmden daha çok pornografiye kayan bir yapım. Charlotte Gainsburg’un nemfomanyak bir kadına hayat verdiği Nyphomaniac, bir kadının cinselliğini kimseye hesap vermeden yaşaması, nemfomaninin bir rahatsızlık olup olmadığına odaklanan bir film.
Erotizm sosunun tam kıvamında verildiği filmlerden biri, bir Bernardo Betolucci filmi. Başrollerde ise Michael Pitt, Louis Garrel ve Eva Green yer alıyor. Fransa’ya eğitimi için gelen Amerikalı bir öğrenci kendini “68 öğrenci” olaylarının ortasında bulur. Yaşanan olaylar sırasında tanıştığı iki kardeş onu aralarına alır ve bu üçlü bir yandan siyaset konuşurken bir yandan da tabuların yıkıldığı bir cinsellik deneyimi yaşarlar. 
Sinemaseverleri ikiye ayıran 1999 yapımı Cruel Intentions, beyaz perdenin kesinlikle en erotik filmleri arasında yer alıyor. Manhattan’da hayatını sürdüren zengin ve şımarık üvey kardeşler, masum bir bakireyi baştan çıkarmaya karar verirler ve istenmeyen şeyler yaşanır. Yaşatmak istedikleri kötülük ellerine ve yüzlerine bulaşınca gerçek hayatla ilgili filirleri de olacak ve avcıyken ava dönüşeceklerdir.
J.G. Ballard’ın 1973 yılında yazmış olduğu erotik kitabından beyaz perdeye uyarlanan Crash, sinemanın en ilginç ve dikkat çekici içeriğe sahip olan filmlerinden. David Cronenberg tarafından yönetmenliği üstlenilen James Spader ve Holly Hunter’ın başrolde yer aldığı film, araba kazasından tahrik olmak ve bunun bir fetiş haline gelmesine odaklanıyor. 
Sinemanın hüzünlü aşk hikayesini işleyen aynı zamanda izleyiciyi erotizm sahneleriyle ekranlara çivileyen The Lover, Marguerite Duras’ın otobiyografik romanından uyarlanıyor. Fransız yönetmen Jean Jacques Annaud öncülüğünde çekilen filmde, çocuk yaştaki bir Fransız kız ve kendinden yaşça büyük, varlıklı bir Çinli erkek arasında yaşanan tutkulu aşk anlatılıyor. 
Fransız yazar Paskal Bruckner’in romanından esinlenen filmin yönetmen koltuğunda, her filminde cinselliğe fazlasıyla yer veren yönetmen Roman Polanski oturuyor. Önemli oyuncu kadrosuna sahip olan film, bir yolcu gemisiyle Hindistan’a giden İngiliz çiftin gemide tanıştıkları yaşlı ve sakat adamın güzel karısıyla olan ilişkisini konu alıyor. Kısıtlı bir mekanı olan gemide birbirinden farklı fantezilerin kapıları aralanıyor. Gözetlemek ve gözlenmekten sado-mazo fantezilere kadar yapılan seyahat insanın zihninde erotik çağrışımlar yaratıyor.
sinemajor.com Tarafından hazırlanmıştır.
Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberleri, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi http://hurriyet.com.tr ;Hurriyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Twitter Linkedin Flipboard Linki Kopyala Yazı Tipi
Twitter Linkedin Flipboard E-posta Linki Kopyala Yazı Tipi
© Copyright 2022 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş
Güncelleme Tarihi: Mart 31, 2016 10:57
Dünyanın en çok ziyaret edilen porno sitelerinden biri kullanıcı alışkanlıklarını ölçümlemek için tuttuğu istatistiklerde oldukça ilginç verilere ulaştı. Tarayıcılardan gelen verilere göre kadın porno izleyicilerinin site ziyaretleri sırasında yaptıkları aramalar ve tıklamaları takip eden site yetkilileri, hangi ülkenin kadınlarının en çok hangi porno kategorisine ilgi gösterdiklerini ortaya çıkarttı. Ortaya çıkan sonuçlar için grafikler hazırlayan sitenin Türkiye için yaptığı tespit de dikkatlerden kaçmadı.
Dünya geneline bakıkdığında büyük bir çoğunluğun "Lezbiyen" kategorisine ilgi gösterdiği görülüyor. Bu da söz konusu siteyi daha çok lezbiyen kadınların ziyaret ettiği yönünde bir izlenim yaratıyor. Afrika'nın büyük bölümünde "Siyah" kategorisi ilgi görürken Rusya ve Ukrayna'da ters ilişki kategorisi çoğunluğu oluşturuyor. Uzakdoğu ülkelerinde ise Hentai adı verilen porno çizgi filmler en fazla izlenen videolar. Türkiye'de ise "genç" kelimesi üzerinde bir yoğunlaşma var ki bu konuda Almanya ile tercihlerimizin benzerlik göstermesi gözden kaçmıyor. 
Avrupa ve Asya bölgelerine daha yakından baktığımızda Almanya ile birlikte ortak tercihimizin Filipinler ve bazı Güney Asya ülkeleriyle de benzerlik taşıdığı görülmekte. Ancak bu tercihin dünya genelinde azınlık olarak kaldığı da haritalarda net bir şekilde ortada.
Bir başka ilginç sonuç da ülkelerin, diğer ülkelere göre daha çok tercih ettiği kategoriler hakkında. ABD'de diğer ülkelere göre çok daha fazla siyah, Rusya'da diğer ülkelere göre daha fazla ters ilişki videoları izleniyor. Brezilya ve Arjantin'de kadınların diğer ülkelere göre daha fazla travesti temalı videolar izlediği görülürken, Almanya'da diğer ülkelere göre daha fazla fetiş video izlendiği görülüyor. Türkiye'deki kadınlar bu istatistiklerde herhangi bir kategoride diğer ülkelere göre bir üstünlük sağlamış gözükmüyor.
Son olarak izleme sürelerinde Filipinler'de yaşayan kadınların 14 dakikanın üstünde bir zamanlamayla zirvede yer aldığı istatistiklerde, Türkiye'deki kadınların sıralamaya giremediği ve 6 dakikadan az bir izleme süresine sahip olduğu ortaya çıkıyor. Dünya ortalaması 10 dakika olarak görülürken, komşumuz Yunanistan'ın 9 dakikalık bir izleme süresi ortaya koyduğu görülüyor.
Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberleri, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi http://hurriyet.com.tr ;Hurriyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.


Burcuna ve Doğum Saatine Göre Aslında İsmin Ne Olmalıydı?


Tercihlerine Göre Türkiye'nin Hangi Şehrisin?


Alacakaranlık Serisini Ne Kadar Biliyorsun?


Seçtiğin Görsellere Göre Seni Mutlu Edecek Mesleği Söylüyoruz!


Bu Masajların Hangi Ülkeye Ait Olduğunu Bulabilecek misin?


7 Soruda Aşk Hayatının Geleceğini Söylüyoruz!


Gelini Ters Köşeye Yatıran Damat, Kız İsteme Merasiminde Tuzlu Kahveyi Geline İçirdi


İngiltere'de Veganlar Bir Markete Girerek Sütleri Yere Döktüler


Bir Turistlere Bir de Bizimkilere Baktım Diyen Adam: Bizimkilerin Elinde Bir Su ve Yarım Simit, Yaşamak Mı Bu?


Ümraniyespor İçin Para Akmış Bir Yerden Demişti: Fazıl Say Fenerbahçe'yi İzlerken Sinirlendiği Anları Paylaştı


İkiz Kardeşinin Rahminden Hamile Kalmış: Dört Bacaklı Kadının Şov Dünyasından Tıp Literatürüne Uzanan Öyküsü


8 - 14 Ağustos Haftasında A101, BİM ve ŞOK Aktüel Ürünler Listesinde Neler Var?


Nişan Elbiseciniz Ayağınıza Geldi. Evlilik Yolunda Tercih Edebileceğiniz 13 Seçenek


TikTok Camiasını Sallayan En Yeni Makyaj Hileleri

> Erotizm İçeren Sahneleriyle Büyük Olay Yaratıp IMDb'de Beğeni Rekorları Kıran En İyi Filmler
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş













© 2022 Onedio. Her hakkı saklıdır |
V-Count
bir Onedio Grup ürünüdür.

İçerdiği cinsellik içeren sahnelerle sizi zirveye taşıyacak en iyi filmleri sizler için derledik. Şimdiden uyaralım, bu filmleri sadece ama sadece yalnız olduğunuzda izleyin 😅
Not: Film alıntıları Beyazperde.com 'dan, puanları ise IMDb 'den alınmıştır.
Nemfomanyak bir kadın olan Joe'yu merkeze alan film, baş karakterinin doğumundan 50 yaşına kadar olan hayatına, özellikle de cinsel serüvenlerine odaklanıyor. Soğuk bir kış gecesi yakışıklı bir bekar olan Seligman, yolda dövülmüş halde Joe'yu bulur. Onu evine getirip, yaralarını sarar. Joe bu adamın evinde dinlenirken kendi hikayesini de anlatmaya başlar...
San Francisco polisi cinayet masasından dedektif Nick Curran, bir cinayet dosyasını araştırırken davanın şüphelisi olan Catherine Trammel’le yakınlaşır. Yazar olan ve cinsellik konusunda son derece serbest davranan Catherine, son kitabında Nick’in davasındaki cinayetin bir benzerini detaylı şekilde anlatmıştır. Catherine, çekiciliğiyle Nick’i etkisi altına alır ve ikili ihtiras dolu bir ilişkinin içine sürüklenirler.
Lee Holloway, yirmili yaşlarında akıllı ve kurnaz bir kadındır. Akıl hastanesinde geçirdiği kısa bir sürenin ardından Florida’ya döner. Kendinden ve bunaltıcı çocukluğundan biraz uzaklaşmak için liseden, çalışkan bir öğrenci olan arkadaşı ile takılmaya başlar ve aynı zamanda da bir hukuk firmasında sekreter olarak işe başlar. Çok geçmeden patronu Bay Grey’e saplantılı bir tutku duymaya başlar. Aralarındaki tuhaf ilişki süresince Lee, en derin özlemlerini mazoşizm boyutlarına kadar takip eder. Ta ki kendisini doğrulayana dek...
Jeanne evliliğin arifesindeki, sıradan bir kadındır. Evliliğe hazırlık aşamasında ileride oturabileceği bir de ev aramaktadır. Bir gün evleri gezerken müstesna ve tuhaf bir adamla karşılaşır. Amerikalı Paul, yaşça Jeanne'den büyük olmasına rağmen onu delicesine etkiler. İkili, yasak bir aşkın meyvelerini yemeye başlarlar. Aralarında garip bir ilişki başlar. Sürekli beraber olsalar dahi, birbirlerine birbirleri dışındaki hayatlarına dair hiçbir şey sormayacaktırlar. Bir süre sonra aralarındaki kişilik farklılıkları ikisini de dar bir çıkmaza sürükleyecektir.
Climax, Fransa ’daki köhne bir dans kulübünde geçen uzun bir geceyi takip ediyor. 90’ların ortasında 20 dansçı, üç günlük bir prova için ormandaki yatılı bir okulda bir araya gelir. Birbirini yeni tanıyan ekip provalar dışında da eğlenceli vakit geçirirler. Provalar bitmesinin ardından ayrılmadan önce son bir parti düzenlerler. Fakat içkilerin sayısı arttıkça içlerinden bazıları tuhaf davranışlar sergilemeye başlar. Gençler bir süre sonra tamamen kontrollerini kaybeder. Artık onların içine düştükleri girdaba direnmeleri neredeyse imkansızdır. Müzik , dans, gerilim ve cinsellik dolu bu ortamda kimileri cennette olduğunu hissederken kimileri içinse durum cehennemden farksızdı.
Orta yaşının güzelliğini süren Carol; 1950’lilerin New York’unda pek çok Amerikalı kadının imreneceği bir hayat sürmektedir; sosyetenin tanınmış, zengin isimlerinden. Evli olmasına rağmen kocasından boşanmak ister ve kızının velayetini alabilmek için savaş vermektedir. Therese henüz yolun başında genç bir kadındır. Bir butikte mağaza görevlisi olarak çalışmakta, günlerini sıradan bir şekilde doldururken, bu koca şehirde kimliğini aramaktadır. Bu iki farklı dünyaya ait kadının, Carol ve Therese’nin yolları Manhattan semtinin bu lüks butiğinde kesişir. Carol, Therese’yi görür görmez genç kadının güzelliğinden etkilenir.
Brandon 30'lu yaşlarında New York'ta yaşayan, kelimenin gerçek anlamıyla seks bağımlısı bir adamdır. Fakat asi kız kardeşi onun yanına taşınınca Brandon'ın hayatı da beklenmedik biçimde değişecektir. Zira kız kardeşi Sissy (Carey Mulligan) ikisinin de geçmişinden gelen acı dolu hatıraları da beraberinde getirecektir...
Fransa 'da alevlenip tüm dünyayı etkisi altına alan '68 olayları sırasında, Fransa'dayız... '68 kuşağı ruhuna sıkı sıkıya bağlı olan Isabelle ve kardeşi Theo, ailelerinin tatile çıkması nedeniyle Paris'te yalnız kalmış, bu sırada da Amerikalı bir öğrenciyle tanışıp arkadaş olmuş, onu evlerine davet etmişlerdir. Matthew'ı Isabelle ve Theo ile buluşturan şey ise büyük ölçüde sinema olmuştur. Dışarıda, sokaklarda devrim sesini yükseltirken üçlü arasındaki tutku ve cinsellik alevlenmektedir.
Lucia, bir süredir Madrid'de sıradan bir restoranda garsonluk yaparak hayatını kazanan, genç yaşlarındaki bir kadındır. Uzun süredir bir yazar ile bir birlikteliği vardır ancak artık ayrılmışlardır. Lucia, artık yalnız kalmasının bir süre kendisi için en doğru şey olduğunu düşünür ve kendiyle baş başa kalabilmek adına bir Akdeniz kasabasına doğru yolculuğa çıkar. Deniz ve güneş ile iç içe geçen bu tatil , Lucia'ya geçmişini ve geleceğini hatırlatacaktır.
Bir yolcu gemisinin içerisinde yolculuk etmekte olan bir İngiliz çift, seyahat sırasında Oscar isimli gizemli bir adamla karşılaşırlar. Oscar, tekerlekli sandalyeye mahkum olan ve ilginç hikayeleri olan samimi bir adamdır. Tanıştıkları an itibarıyla Nigel'e, kendisi için son derece önemli olan bir anısını anlatmaya başlar. Oscar, vakti zamanında tanışmış olduğu ve kendisini oldukça etkileyen bir kadınla aralarında geçen ilişkiyi anlatmaktadır. Oscar'ın anlattıkları Nigel'i iyiden iyiye etkilemeye başlar. Bu hikayenin başrolü olan kadının da kendileriyle aynı gemide olması ise bir hayli ilginç bir durumdur.
İlk gösterimi 2009 yılında Cannes’da yapılan Boşluk, transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer.
Paris'te oldukça pis bir arka sokak barı... İçeriden dışarıya çıkan sedyeler, ambulans ışıkları ve yaşanmış kanlı bir gece... Bu gecenin kurbanları, aslında bu gecenin sonunda değil başındalardır henüz. Hayatın kurgusu, bazen insanın zannettiği gibi ileri doğru değil, geriye doğru akar. Bütün günahlar, birer birer ortaya çıkacaklardır ve insanoğlu kendi pisliğiyle karşı karşıya gelecektir.
Bill Harford ve karısı Alice Harford'ın dış dünyaya mutlu bir yansıyan bir evlilikleri vardır. İlişkilerinde her şey yolunda gibi görünmektedir. Bir gün katıldıkları bir davette Alice, başka erkeklerle sohbetlere dalar. Bunu fark eden Bill, hem sinirlenir hem de yaşanan bu duruma tuhaf bir tepki gösterir. Bill, yaşanan o geceden sonra kimliğini cinselliğe emanet edecektir. Oldukça tuhaf düşüncelerle örülü bir cinsellik dünyasına doğru savrulacaktır.
Micheal Ondaatje’ nin aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film, II. Dünya Savaşı İtalya ’sından Kuzey Afrika’nın savaş öncesi çöllerine kadar aşk, benlik ve savaşın öyküsünü anlatıyor.
1968 yılında Prag ’dayız. Bir beyin cerrahı olan Thomas, o yıllarda ülkede esmekte olan özgürlük rüzgarlarının da etkisiyle hareketli bir cinsel hayata sahiptir. Çalıştığı hastanedeki hemşireler de hastalar da, adeta onu mutlu etmek için sıraya girmiş gibidir. Oysa Thomas’ın gözdesi kendisi gibi hayatı, cinselliği ve ilişkileri hafife alan Sabina’dır. Yakışıklı doktorun hayatına genç ve tuhaf bir cazibesi olan taşralı Tereza girdiğinde işler değişir. Tutku dolu genç kadınla evlenmeyi kabul da etse Thomas hastanedeki çapkınlıklarına devam eder ve Sabina’yı görmeyi sürdürür. Apolitik bir adam olan kahramanımız her ne kadar görmek istemiyor olsa da, ülkedeki özgürlük havası, Sovyetler Birliği ’nin demir yumruklu müdahalesi ile yerini şiddete bırakmak üzeredir. Prag baharı sona ererken hepsinin hayatları derinden sarsılacaktır.
Dünya, ülkelerin arasındaki politik çıkmazlar sebebiyle büyük bir savaşın gölgesindedir. Bu dünyada gençliğine ulaşmaya çabalayan bir çocuk ise kasabalarına gelen, güzeller güzeli bir genç kadın olan Malena'nın etkisiyle kendi erkek kimliğini bulmak üzeredir. Malena, tüm güzelliğiyle faşist bir İtalyan kasabasını derinden etkilemektedir. Bütün kasabayı birbirine düşürecek olan genç, seksi ve dul kadın, bu kasabanın hem başlangıcı hem de sonu olmak üzeredir.
Savaşın her yeri talan ettiği bir dönemde bir ülkenin hali duman olsa da kişisel boyutta duygusal dünyaların da ayrı ayrı hırpalanması göz ardı edilemez. Mr Yee, Şangay’da önemli bir politikacıdır ve İkinci Dünya Savaşı sürerken zor zamanlar yaşamaktadır. Öte yanda duygusal dünyası da buna paralel iniş çıkışlar sergiler. Karısının bir arkadaşı ile şehvet dolu bir hikayenin içindedir. Şimdi gerçek bir ruletin oynanma zamanıdır. Cinayet ise aşkı tanımlayacak unsurlardan biri olacaktır.
The Piano, dilsiz bir piyanist olan Ada ve kızının, 19. Yüzyılın ortalarında Yeni Zellanda’nın batı kıyısında geçen hikayesidir. Altı yaşından beri tek bir kelime bile konuşamayan Ada bu suskunluğunu çok sevdiği piyanosuna yansıtmış, iyi bir piyanist olmuştur. Babası Ada’yı, Yeni Zellanda’lı bir zenginle yaptığı anlaşmayla evlendirir ve genç kadın kızını da alarak daha önce hiç görmediği, bilmediği bu ülkeye taşınır. Yeni kocasıyla arasında problemler yaşanır ve genç kadın piyanosundan ayrılmak zorunda kalır. Ancak bu esnada kendisini bekleyen bir sürpriz hayatındaki tüm aksaklıkları çözecek, onu bambaşka biri haline getirecektir.
Başarılı bir indie-yapım 'Y Tu Mamá También'... Türkiyede'de vizyon şansı bulan bu nitelikli yapım, ayrıksı bir yol sineması örneği... Bir çok festivalden ödül ile dönen 'Y Tu Mamá También' Meksikalı 17 yaşlarında iki arkadaş; Julio ve Tenoch'ın öyküsünü beyaz perdeye yansıtıyor. Bu iki kafadar, hayali bir kumsala doğru bir yolculuk planlarlar. Julio ve Tenoch'un olgun bir arkadaşları daha onlara eşlik edecektir; kendilerinden yaşça büyük olan Luisa...
15 yaşındaki Adele'in emin olduğu iki şey vardır; o bir kızdır ve kızlar erkeklerle çıkar. Bir gün büyük meydanda Emma'nın mavi saçlarını fark ediverir ve işte o an hayatının değişeceğini anlar. Kendi ergenlik sorularıyla yapayalnız, bakışlarını kendine ve başkalarının bakışlarını kendine çevirir. Emma'yla yaşadığı aşkı bir kadın olarak, bir yetişkin olarak yaşamaktadır. Fakat Adele ne kendisiyle ne ailesiyle ne de bu absürt dünyayla barış yapmayı becerememektedir.
1935 yazının en sıcak günlerinden birinde, On üç yaşındaki Briony Tallis, yanlış zamanda yanlış yerde bulunarak görmemesi gereken bir şeyi aklına kazır: Ablası Cecilia ve hizmetçilerinin oğlu Robbie’nin gizli bir şekilde cilveleşmelerine tanık olmuştur. Çocuk aklı ile gördüklerini yanlış yorumlaması yıllarca sürecek büyük bir trajedinin yaşanmasına neden olacaktır. Bir daha hiç düzelmeyecek kadar trajik bir şekilde kaderleri birbirlerine bağlanan bu üç insan da, hak etmedikleri bir kefaretin farklı şekillerde kurbanı olacaklardır. Dört dalda Oscar adayı olan Aşk ve Gurur’un yönetmeni Joe Wright, bir başka kitap uyarlaması olan Kefaret ile yeniden romantizmin ve dramın etrafında dolaşıyor.
1983 yılı yazı sırasında 17 yaşındaki Amerikalı-İtalyan Elio Perlman günlerini ailesinin İtalya 'nın kuzeyindeki 17. yüzyıldan kalma villasında klasik müzik yaparak, okuyarak ve arkadaşı Marzia ile flört ederek geçirmektedir. Elio, Greko-Roma kültüründe uzmanlaşmış seçkin bir profesör olan babası ve onu elit kesim meyveleriyle, doğal lezzetlerle şımartan, çevirmen olan annesi Annella ile bir arada olmaktan ziyadesiyle memnundur. Elio'nun olgunluğu ve entelektüel birikimi, onu tam teşekk
Yei Eklenen Porno
Japona Tecavüz Videolar
Turkce Sİkİs Kanallarİ

Report Page