Dantelli Sutyenini Yavaşça Çıkarıp Erotik Sikiş Yaşattı
🔞 TÜM BİLGİLER! BURAYA TIKLAYIN 👈🏻👈🏻👈🏻
Dantelli Sutyenini Yavaşça Çıkarıp Erotik Sikiş Yaşattı
Unfortunately the connection with Facebook is currently unavailable.
If you don't have your password you can reset it by clicking here:
Violence / Pornography involving minors
Violent Content or Threat / Terrorism / Self-Injury
Copyright infringement / Invasion of privacy
Merhaba ben Ankara’dan Mert. Yaşadığım bu olayı yazıp yazmamayı çok ama çok düşündüm. En sonunda eşimin onayını alarak yazmaya karar verdim. Sonuçta isimler sahte ama olaylar gerçek ve paylaşmak enteresan olacaktı. Evet, Mert ben özel bir şirkette müdür yardımcısı olarak çalışıyorum. Yaşım 31 1,75 boyunda eli yüzü düzgün, oturup kalkmasını bilen, anne ****sı öğretmen, görgülü bir aileden geliyorum. Eşim Eyşan’la 5 sene kadar önce evlendik. Severek ve çok isteyerek evlendik kendisiyle. Aslen İstanbul’lu kendisi tanıştığımızda da orada yaşıyordu. Güzel, bakımlı, görenin dönüp bir daha baktığı, alımlı bir kadındır. Boyu benimle aynı sayılır. Hatları belirgin ve düzgün, bacakları ise Yunan heykellerininkiler kadar düzgündür ve benden 5 yaş küçüktür. İstanbul’da yaşamanın verdiği rahatlıkla ve vücudunun farkında olmasından kaynaklı biraz dekolte giyinirdi. Evlenince hallederim diye ses etmiyordum. Bide çok yakışıyordu. Evlendik ve Ankara’ya gelin geldi. İlk gecemiz yorgunluktan uyumakla geçti. Takip eden geceler ise tam bir kâbusa dönmüştü. Eşimin ilk erkeğiydim ve yaşadığı korku onun rahat hareket etmesini engelliyordu. Malum namus hastalığı ya da vajinusmus artık nasıl adlandırırsanız. Her 10 denememizin 9 u hüsran biride artık zorla falan olmaya başladı. Bu denemelerden birinde eşim hamile kaldı ve şimdi 3,5 yaşında bir kızımız var. Bu olay zaten fiyasko olan cinsel hayatımızı bitirdi. Uzmanlarla görüştüğümüzde doğumdan sonra bu durumun düzeleceği ve normale döneceği yönünde tavsiyeler alıyorduk. Neyse kızımız doğdu ve eşim gözle görünür derecede düzeldi. Her şey normal sayılırdı, ancak bu bir senelik dönemde ben bu eksiğimi internetten porno filmler seyrederek ve mastürbasyon yaparak geçirdiğimden artık o harika kadına birazda p***olojik olarak acı çekecek endişesiyle yanaşamaz oldum. Eşim ise durumdan rahatsızdı haliyle. Bu arada doğum sonrası vücudunu hızla toparlamış ve eski kıyafetlerine tekrar sığabilecek hale gelmişti. Ben bu kıyafetlerin evli ve çocuk sahibi bir kadına yakışmayacağı konusunda kendisi ile çok tartıştım. Kabul ettirdim ve çoğunu kaldırttım. Fakat rahatlığı bir şekilde devam ediyordu. Cinsel tatmininde ne demek olduğunu anladığından, benim en büyük zaafım olan kısa etek ve elbise konusunu çok güzel işliyordu. Filmler dedim ya işte o filmleri beraber seyretmeyi teklif ettim. Zorla kabul etti. Pekte hoşlanmadı. Tek tük sevişiyorduk fakat benim boşalma sorunum ortaya çıktı. Sadece elle boşalabiliyordum. Günlerden bir gün çocuğu çekmek için aldığımız dijital fotoğraf makinesi ile eşimi çekmek geldi aklıma. Sandıktaki kaldırdığımız elbise ve etekler ortaya çıktı, birbirinden seksi pozlar veriyordu kadraja. Video bile çektik o küçük Makine ile. Epey birikmişti, kaydettiğim hardisk dolmak üzere idi. Bu arada sadece poz verdiği resimler yoktu kayıtlı olan, gizlice çektiğim resimler de vardı. Haberi yoktu onlardan. Duysa bir şey demezdi ama gizli olmasının hazzı bambaşkaydı. Sanki sokakta gördüğüm bir kadını çekmişim gibi heyecanlanıyordum. Derken fotoğrafları düzenleme işine giriştim. Birden aklıma şeytan girdi ve malum forum sitelerindeki gibi bu resimleri kesip biçip internete yüklemeye karar verdim. Önce uygun bir site buldum daha sonra teker teker bu resimleri bir başlık altında yayınlamaya başladım. İşin rengi değişmeye başlamıştı. Her seferinde daha açık resimler ve her seferinde daha fazla heyecan olmaya başladı. Hem yakalanma korkusu hem bu resimlerin çekildiği mekân itibariyle eş dost tarafından fark edilmesi korkusu ile çok heyecanlı dolu günler geçiriyordum. Resimlere bakanlar türlü yorumlar yapıyor, ne kadar şanslı olduğumu ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Derken bir gün olan oldu ve Eyşan bu siteyi benim sık kullanılanlarımdan keşfedip resimlere ve yorumlara ulaştı. Kıyamet koptu, neredeyse çocuğu da alıp gidecekti. Çok pişman ve üzgündüm, hiç bu kadar korkmamıştım onu kaybetmekten. Farkındaydı ama verebileceği en yumuşak tepkide buydu sonuçta. Yaklaşık 1 ay kadar sürdü bu gerginlik. Bu seferde benim p***olojim dağılmıştı. Eyşan beni toparlamak amacıyla elinden geleni yapıyordu. Bir gün kızılayda buluşmak üzere sözleştik ve ben işimin geç bitmesi sebebi ile 30 dakika kadar bekletmek zorunda kaldım. Buluşacağımız yere yaklaştığımda uzaktan kısacık elbiseli bir bayan gördüm çok seksi idi, gözümü alamadım. Eyşan ona baktığımın farkına vardı ve “sen uslanmayacaksın” diye azarladı beni. Ben işi şımarıklığı vurmuştum. Felsefi vaazlar veriyordum. Birden Eyşan; “Madem öyle Mert bey bende bundan sonra istediğim gibi giyinirim. Sen durumun normal olduğunu her bireyin özünde özgür olduğunu ve sınırlarını kendisinin koymasını savunuyorsan banada bir yere kadar karışabilirsin o zaman” dedi. Aslında onu o kalabalıkta o kıyafetle düşünmek beni birden çok ciddi tahrik etti. Bir taraftan da bir şekilde ipler onun elindeydi. Bende blöf yaptığını, bu kadar ileri gidemeyeceğini söyledim ama amacım teşvik etmekti. Neyse işimizi hallettik eve döndük ve akşam yaşadığımız olayın heyecanıyla gayet güzel bir gece geçirdik. Sevişirken konuşmayı severim. Bu konuyu açtım. Basit fanteziler üretiyorduk sadece. Her geçen gün bu konuşlara derinlik kazandı ve ben bir gece Eyşan’ın en büyük fantezisinin dışarıda ilişkiye girmek olduğunu öğrendim. Bunu gerçekleştirmek için fırsat kolluyordum. Bir hafta sonu yine kıyafet konusunda inatlaştık. Giymek istediği etek önden beline kadar düğmeli, dar ve epey de kısa bir etekti. Sorun kısa olması değil düğmelerinin arasından iç çamaşırının görünüyor olmasıydı. Derken “giyerim hatta çamaşırım görünmesin istiyorsan çamaşırsız da giyerim” dedi. Bende “nerde o cesaret hodri meydan” dedim. Ardından da “tamam o kadar cesur isen yalnız başına git ben seni takip ederim” dedim ve anlaştık. Akşama doğru hazırlanmaya başladı karım. Gözümün önünde bir tanrıçaya dönüşmüştü. Çıkmadan 1 – 2 bardak şarap içmesini önerdim, ona da mantıklı geldi ve içti. Artık kendini daha cesur hissediyor ve bu hali yüzüne de yansıyordu. Anlaştığımız gibi hava kararmadan evden çıktı, ben de ondan 5 dakika sonra evden çıktım. Asıl amaç kızılayda buluşmaktı ama otobüsler henüz gelmediğinden durakta karşılaştık. Tam bana doğru yeltendi, ben işaret edip devam etmesini söyledim. Evet, oyun başlamıştı. Otobüs geldi, çok kalabalık olduğu söylenemezdi. Ben onun önden binmesine müsaade etmeye çalışırken bir iki kişi aramıza girdi ve otobüse bindik. Tam ben durumu anlamaya çalışırken benim önümden binen gençlerin arkadaş olduklarını ve kendi aralarında bir şeye güldüklerini fark ettim. Biraz eğildiğimde ise karmakarışık duygulara kapıldım. Gençlerden birinin elinde bir telefon ve telefonun ekranında karımın etek altından çekilmiş çamaşırsız fotoğrafı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Birden üstlerine saldırıp ağızlarını burunlarını kırmak geldi içimden. Eyşan’da yüzümün halini görüp iki adım ötemden mesaj çekti. Sorduğu neden bu kadar sinirlendiğimdi. Başka bir şey oldu da ona kızdım sanmış. Ben durumu anlattım kısaca. Ardından hemen cevap geldi: Eee sen kaşındın!!! Değil mi ya ben kaşınmıştım?! Son kez bir mesaj gönderdim cevabı da gelmedi. Yazdığım şuydu: Peki hanımefendi asıl siz kaşındınız. Olacaklardan sorumlu değilim. Sakın yardım istemeyiniz. Öptüm! Halen 20 dakikalık bir yolumuz vardı ineceğimiz yere. Bende bir ara gençleri geçip Eyşan’ın arkasına geçtim o arkasında gençler var sanıyor tabi. Önce hafifçe yüklendim. Ses yok. Yavaşça elimi bacaklarında gezdirdim. Yine ses yok. Gençlerden birisi fark etti benim tacizimi. Sonra ben sanki korkmuşta yakalanmamak için yerimi değiştiriyormuş gibi yaptım. Gençler yine karımın arkasındaki yerini almıştı. Trafiğinde yardımıyla iyice sıkı fıkı oldular. Ben gençlerden birine eğildim. “******* senin cesaretin iyi birkaç resmini çeksene şu motorun” dedim. Eleman gazı aldı, çıkardı telefonunu soktu eteğin altına. “Resimleri bana da göndereceksin bozuşuruz” dedim. “Tamam, abi” dedi. En az 20 resim çekmiştir, baya da okşamıştır bacaklarını. İnmeden resimlerin hepsini aldım. Nihayet İndik ve güven parka doğru yürümeye başladık. Mesajlaşma iyi akıl edilmişti. Sürekli mesajlaşıyorduk. Gencin çektiği resimlerden birisini gönderdim. Gözleri kapandı, boşaldı sandım. Aramızda toplasan 5 metre yoktu ama sulanan kadınlığını hissedebiliyordum. Şimdi ne yapalım diye sordu. Bende hadi metro çarşısına dedim. Uzun basamaklı merdivenler yani. “Yürüyemiyorum etek çok dar” dedi, “aç o zaman bir düğme daha” dedim. “Olmaz zaten 5 düğmeli ve 1 i zaten açık açarsam o zaman oturunca her yerim görünür” dedi. Güldüm. Anladı tabi, biz çoktan geçmiştik utanma kavramını. Bir düğme daha açtı eteğinin önünden. Muhteşem bir görüntü, nasıl tarif etsem bilemiyorum. Adım attığında yandan bakınca kasıklarına 3 – 4 santim mesafe kalıyordu. Etrafta fark eden kadın erkek zaten güzelliği ve alımıyla ilgi odağı karımı spot ışığıyla dolaşır hale getirmişti. Merdivenleri inerken çıkarken ki görüntü zaten akıllara ziyandı. Neyse gittim yanına, koluna girdim. Daha fazla yalnız bıraksam alıp götüreceklerdi. “Ne yapalım” dedi. Baktım gözler baya kayık. Şaraplar iyi gelmiş. “Hadi” dedim. “Önce birer bir şeyler içelim artık acilen içmek istiyorum” dedim. Hemen küçük bir puba gittik. Oturduk garsonu beklemeye başladık. Garson geldi siparişleri aldı ben bir bira Eyşan da bir kadeh şarap sipariş ettik. “Ben lavaboya kadar gidicem” diyerek kalktı Eyşan. “Hayırdır” dedim. “Çok ıslandım kurulanıcam” dedi ve gülerek gittiTam dönerken garsonda onunla birlikte geldi. Garson ona yol verdi ve oturmasını bekledi. Oturup sandalyesini çekerken garsonun baktığı yere baktım oda ne Eyşa’nın pembe ve ağdalı amı olduğu gibi ortadaydı. Garson elindekileri az daha deviriyordu. Servis yaptı ve gitti ama aklı masada kaldı. İkide bir gelip bir isteğimiz olup olmadığını soruyordu. Eyşan da farkındaydı durumun. Garson çocuk karşıda bir yer buldu kendine çaktırmadan bakmaya çalışıyor perişan oluyordu. Eyşan da fark etmemiş gibi yapıyor, arada bir bacak bacak üzerine atar gibi yapıp garsona istediğini veriyordu. Bir süre sonra hesabı istedik, hesap geldi ödeyip kalktık. “Ee şimdi ne yapıcaz kocacım” dedi Eyşan. “Hadi aşkım dedim sana bir ayakkabı alalım” dedim. Önce uyanmadı “olur” dedi ama daha kapıdan girerken jeton düştü. “Emin misin?” diye sordu “tabi” dedim. Biraz dolandık baktık ayakkabılara. Bir kaç tane seçti denemek için. Satıcı genç yardımcı olmak için pervane oluyordu etrafımızda. Seçtiğimiz ayakkabıları deneyebilmemiz için bir tabure getirdi. Eyşan gayet rahat bir tavırla “yardımcı olur musunuz, eğilemeyeceğim” deyince içinden oley diye bağırdığını duydum. Eyşan oturdu tabureye oğlanda karşınına geçip çömeldi. Sağ ayakkabısını çıkardı ve Eyşa’nın elinde tuttuğu ayakkabıyı almak için kafasını kaldırdığında 10 saniyeye yakın kalakaldı. Eyşan’la göz göze geldik, ne yapayım dercesine kafasını salladı. Ellerimi birleştirip açtım. Mesajı aldı, çokta abartmadan bacaklarını araladı. Satıcı çocuk resmen kendinden geçti. Ayakkabıyı giydirip diğerini de giydirmek için “ayakkabıyı alabilir miyim” derken sesi o kadar titriyordu ki bir an kendimi zor tuttum gülmemek için. Ama bir taraftan da heyecandan aklımı kaçırmak üzereydim. 4. Ayakkabıda Eyşan’ın suları tabureye kadar akmış oğlanda muhtemelen boşalmıştı. Bir çift aldık hatırı sayılır bir indirimle ve dükkândan ayrıldık. Biraz daha dolaşıp daha kalabalık bir bara gitmeye karar verdik. İçerisi baya kalabalıktı. Müzik ve dans eden insanlar ortamı çok sıcak bir hale getirmişti. Piste yakın bir masaya geçtik oturduk Çok değilse de ortam loş sayılırdı. Bir ara lavaboya gitmek için kalktım döndüğümde Eyşan’ın sipariş ettiği ve gün içerisinde 5. olan şarap kadehi ve masa boştu. Etrafa bakındım göremedim herhalde lavaboya kalkmıştır diye düşünerek tam masaya otururken kafamı kaldırdığımda sahnede bir gençle dans ederken gördüm. Yanına yaklaşıp “hayırdır” dedim, Daveti geri çeviremediğini müzik biter bitmez geleceğini söyledi ve masaya geri gönderdi beni. Geçtim ve içkimi yudumlarken bir taraftan da karımı seyrediyordum. Müzik bitti ve hemen arkasından slow bir müzik girdi. Eyşan tam ayrılacakken delikanlı beline sarılıverdi. Göz göze geldik, sen bilirsin gibisinden bir hareketle izin verdim.Çocuk yakışıklı sayılacak bir gençti. Hayır diyemeyen karım şimdi onun kollarında sarmaş dolaş dans ediyordu. Kısa olan bluzu sırtının açıkta kalmasına sebep oluyordu. Alkol ve müziğin oluşturduğu ortam, dans edenleri kendinden geçirmişti. Masaya doğru yaklaştıklarında gencin ellerinin karımın bluzunu sıyırarak sırtında dolaştığını gördüm. Eyşan sırtından çok tahrik olurdu. Olacakları bende merak etmeye başlamıştım. Bir daha dönüp geldiklerinde gencin elleri bu sefer karımın kalçalarındaydı. Son geldiklerinde ise önce Eyşa’nın yüzü dönüktü bana gözleri kapalı ve acı çeker bir hali vardı. Tam ne olduğunu anlamaya çalışırken önümde yavaşça döndüler gencin sol elinin parmakları karımın sırtından eteğinin boşluğuna doğru içeride olduğunu gördüm, tam ne oluyor demeye kalmadan diğer elinin ise bir düğmesi daha açılan -ki bu haldeyken düz dursa bile amı görünür halde olan- Eyşan’ın amını okşarken gördüm. Müzik bittiğinde genç karıma teşekkür ederek masasına döndü. Eyşan sendeleyerek masaya geldi. Oturmadan son açılan düğmesini kapattı. Bana döndü ve “sakın hiçbir şey sorma tamam mı” dedi. Ben gülerek “boşaldın mı yoksa” dedim. Ters ters baktı ve “hayır” dedi. Sandalyesini yanıma çekti, pantolonumu yırtmak üzere olan ***imi tuttu ve “sen daha boşalmadın mı?” Diye sordu. “Az kalmıştı” dedim. “Bekle o zaman “dedi yerinden kalktı, gence doğru gitti ve tekrar dansa kaldırdı. Dansa devam ederken eğilip kulağına bir şeyler söyledi. Genç onayladı “ne dedi acaba” diye düşünürken bu sefer yine yanıma kadar gelip orada dans etmeye başladılar. Çok sıkı tutuyordu Eyşan’ı. Eyşan’ eli aşağıya kaydı ve gencin fermuarını açtı elini içeri soktu. Hemen dibimde oluyordu bütün bunlar. Ben ne yapacağımı ne diyeceğimi şaşırmış aptal aptal olanlara bakıyordum. Eyşan masaya doğru eğildi benim biramdan büyük bir yudum aldı ve elini uzattı tutmaya yeltendim, “hayır salak yala” dedi. Elini yalamamı istiyordu. Bana mastürbasyon yaparken de bana yalatırdı elini. Çok kaygan oluyor azınca tükürüğüm. Avucuna tükürdüm, elini tekrar partnerinin açık fermuarından içeriye soktu. Partneri de boş durmuyordu, onunda eli Eyşan’ın bacak arasındaydı. Eyşan Oğlanın elini tuttu ve bana doğru uzattı. Ben artık işimi öğrenmiştim. Oğlanın da eline tükürdüm ve artık otuz santim önümde ayakta dans ederken birbirlerine mastürbasyon yapmalarını seyrediyordum. Elimi pantolonumun içine doğru soktum ***im ateş gibiydi. Bir iki kere okşamaya kalmadan boşalmıştım bile. Tam Eyşan’a tamam diyecektim ki sadece aşağıdan değilmiş çalışma aynı zamanda deliler gibi öpüşüyorlarmış. Kendimi çok kötü hissettim. Eyşan titreyerek boşalırken, oğlanın da Eyşa’nın elini pantolonundan çıkarması için işaret ettiğini gördüm. Eyşan elini çıkardı, teşekkür etti ve sandalyesine oturdu. Bana doğru döndü ve “kocacım bana bir peçete verir misin” dedi. Uzattım aldı ve bir avuç dolusu meniyi elinden sildi peçeteyi masanın üzerine doğru attı. “Hesap isteyelim kalkalım” dedi. Kalktık, geç olduğu için taksiyle dönmek zorundaydık. Binene kadar hiç konuşmadık. Binmeden bir sigara içelim öyle binelim dedim kabul etti. Sigaralarımız yaktık. Ben etrafa bakınırken birden bana sarıldı ve “kızdın mı aşkım” dedi. Sesi benim için cennetin şarkıları gibidir. Ona kızmaksa benim için en fazla 2 dakika sürer. “Hayır” dedim. Gerçi o ana kadar kızgındım ama geçiverdi işte. Neyse eski havamıza bürünmüştük yine. Şen şakrak taksiye bindik. Binerken verdiği frikikten dolayı taksicinin eli ayağı birbirine dolandı. Arka koltuğa oturduk gideceğimiz yeri söyledik ve birbirimize döndük. Elim Eyşa’nın bacaklarındaydı, kasti olarak koymamıştım. Eyşan kulağıma eğilip taksicinin aynasını aşağıya doğru indirdiğini ve muhtemelen bacaklarına baktığını söyleyince ***im yine taş kesilivermişti. Cüzdanımdan birkaç parça kâğıt çıkarıp okuyormuş, onlar hakkında konuşuyormuş gibi yaptım. Tabi bunun içinde tepe ışığını yakmıştım. Diğer elim ise karımın bacaklarından kasıklarına doğru düzenli olarak gidip geliyordu. Bir süre sonra bacaklarını hatırı sayılır derecede açan Eyşan elimi tuttu iki parmağımı seçti ve kendi amına sokup çıkarmaya başladı. Karım nerde olduğunu unutmuş resmen taksini arka koltuğunda kıvranıyor ve inliyordu. Her zamanki gibi sarsılarak boşaldı. Elim vıcık vıcık olmuştu. Taksici ise yolu falan unutmuş gözünü dikiz aynasından alamıyordu. Gideceğimiz yeri çoktan geçmiştik. Fark ettiğimizde uzaklaşmıştık. Taksiciye “geçmişiz abi niye söylemiyorsun” diye çıkıştım. “Pardon dalmışım” dedi. Eyşan kıkırdamaya başladı. Onu susturmam baya zaman aldı. Adam bizi döndü ve indirdi. “Ne kadar” diye sordum. “Borcunuz yok abi” dedi ve yavaş yavaş belki bir umut çağırır mıyız diye arkasına bakarak gitti. Gecenin karanlığında evden biraz uzakta incin topa atan bir sokakta yürüyorduk. Asıl niyetim Eyşan’ın en büyük fantezisi olan dışarıda seks işini düşünüyordum ki Eyşan’ın çantasının kenarına iliştirilmiş bir kâğıt parçası gördüm sessizce aldım ve baktım. Üzerinde Murat ve altında telefon numarası yazan bir nottu. Olsa olsa bardaki gençti bu. Eve geldik. Eyşan “ben duşa giriyorum hayatım” dedi banyoya gitti. Bende içecek bir şeyler almak için kuruyemişçiye çıkıyorum dedim. Evden çıktım ve nottaki telefonu numaramı gizleyerek aradım. Kendimi tanıttım ve kendisiyle nasıl görüşebileceğimizi sordum. Yakın sayılabilecek bir yerdeymiş evi. Davet etti ama aklımdaki şey başkaydı. Ben onu davet ettim 5 dakika içinde çıkıp geldi. Eve 5 dakikalık mesafede buluştuk. Kendisine karımın ondan ne kadar hoşlandığını ama istemezse bunun olmayacağını tek seferlik olması gerektiğini ve güvenlik için eve gitmeden gözlerini kapatmam gerektiğini anlattım. Anlayışla karşıladı. Yanımda bir şey olmadığından kendi çorabını çıkarıp gözlerine bağladık. Eve geldiğimizde Eyşan hala banyodaydı. Murat’ı odalardan birine sakladım. Eyşan, “Mert aşkım yeniden doğmuş gibi oldum sende girsene banyoya” dedi. Bende “gece daha uzun girerim elbet” dedim ve salona geçtim. Yanıma saçları ıslak, benim beyaz gömleklerimden birini giymiş olarak geldi. Ona en sevdiği şarabı almıştım görünce havalara uçtu hemen iki kadeh getirdi. Ünlü utana sıkıla aldığım yarı porno yarı erotik filmlerden birini koyduk DVD ye hem izliyor hem film hakkında yorum yapıyor ve hem de içiyorduk. Derken birden koltuktan aşağıya kaydı ve şortumu aşağıya doğru sıyırdı. ***imi nazikçe yalamaya başladı. Bu gece barda olanlar hakkında konuşmaya başladık. Çaktırmıyordu ama çok etkilenmişti. Gençten değil belki ama olay çok tahrik ediciydi. Karşıdaki aynadan şeffaf tangasını görebiliyordum. Birden kalktım yatak odasından bir eşarp alıp salona döndüm. “Onu ne yapacaksın” dedi. “Oyuna devam” dedim. Gözlerini bağladım. Yere yatırıp sırılsıklam amını yalamaya başladım. İnliyordu ve o inledikçe ben kendimden geçiyordum. İkinci bardağı bitirince bir daha doldurmam için bardağını uzattı, bende kalkıp bardağını doldurdum. Bütün olup biteni seyreden Murat’ı sessizce odadan çağırdım ve yerime karımın amını yalamaya gönderdim. Şarap bardağını da eline tutuşturdum. Karım olup bitenden habersiz yerde kıvranmakla meşguldü. Sonra yanlarına gelip dokunmak istedim ama erkendi henüz. Murat’ı kaldırıp Eyşan’ı tekrar ilk pozisyonuna getirdim. Koltukta oturuyordum Eyşan da yerde domalmış bir halde ***imi yalıyordu. Eyşan’ın başını tutup dudaklarına yapıştım. “Şimdi şu haldeyken ***ilmek ister misin” diye sorduğum da “evet hem de nasıl” dedi. Tekrar dudaklarına yapıştım ve Murat’a işaret ettim. O an gelmişti. Belki ahlaksızlığın geldiği son nokta ama dayanılmaz bir heyecan. Murat şortunu indirdi, benimkinden biraz daha büyük ***ini tuttu hedefi nişanladı ucunu dayamasıyla birlikte
Iki Lez Birbirini Yalıyor
Rokettube Türkçe Konuşmalı Pornoları
Eşcinsel Tıravsti Pornosu