Cadı Avı: Town Of Salem

Cadı Avı: Town Of Salem

Editör: Seydunaa

🔍 Kaynak: 1-2

📚 Kategori: Tarih / Politika

⏱️ Ortalama okuma süresi 5 dk.

Kitlesel cadı avları, 16. yüzyılda Avrupa’da Katolik din adamları tarafından başlatıldı ve Protestan yerleşimlerine doğru dalga dalga ilerledi. Cenevreli iki Katolik ilahiyatçının 1486’da yazdığı Malleus Malleficarum (Cadı Tokmağı) başlıklı kitapta cadı kavramı, Hıristiyanlıktan çıkmış, şeytana eşlik edip onunla sözleşmiş ve bunun karşılığında insanlara ve hayvanlara zarar verme yeteneğini kazanmış insan olarak tanımlanıyordu.

Kitap, cadıların çoğunlukla kadınlardan oluştuğunu söylüyor, bunun gerekçesi olarak da kadınların özellikle cinsellikle bütünleştiklerini, ahlaken zayıf olduklarını ve akılca erkeklerden geri olduklarını öne sürüyordu(!)

Cadılık suçlamalarıyla yapılan katliamların en bilineni Kuzey Amerika’ya yerleşen İngilizler’in kurduğu ve halkın önemli bir bölümünün Protestanlığı benimsediği Salem kolonisinde gerçekleşmiştir. Çoğu kadın olmak üzere yirmi kişinin idamıyla sonuçlanacak olan Salem duruşmaları 1 Mart 1692’de başlamıştır.

Salem köyünün papazı Samuel Parris’in 9 yaşındaki kızı Betty ile onun 11 yaşındaki kuzeni, ruhsal sarsıntı geçirmeye ve tuhaf davranışlar göstermeye başladı. Çocukların, vücutlarında iğneyle açılan delik ve yaraların olduğunu söylemeleri, yerlerde sürünmeleri ve kendilerini garip şekillere sokmaları şüphe uyandırdı ve bir doktor çocukları muayene etti. Ancak çocuklarda fiziksel bir rahatsızlık bulunamadı.

Kısa süre sonra Salem köyünde yaşayan bir genç kadın da benzer davranışlar göstermeye başladı. Bunun üzerine, o dönem Avrupa’da son derece yaygın olan cadılık suçlaması gündeme geldi. Yalnız yaşayan, yoksul, yaşlı veya farklı bir etnik kökenden gelen kadınlar diğer bölgelerde olduğu gibi Salem’de de olayların olağan şüphelisi ilan edildi.

İlk yargılamadan sonra Sarah Good, Sarah Good’un hizmetçiliğini yaptığı Sarah Osburne ve Papaz Parris’in yanında köle olarak çalıştırılan Tituba tutuklandı. İki kadın, suçlamaları inkar ederken Tituba “şeytan bana geldi ve ona hizmet etmemi teklif etti.” ifadesiyle büyücülük yaptığını itiraf etmeye zorlandı. (Tituba, cadı olduğunu söylemesine rağmen kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.)

Politik gücünü ve kilisedeki görevini kaybetmek üzere olan Papaz Parris, cadı avını resmen başlattı ve başlattığı cadı avı için halk tarafından kahraman ilan edilmesiyle birlikte görevine de devam etti. (Olayların papazın çevresinde başlaması ve Papazın kölesi olan Tituba’nın cadı olduğunu kabul etmesine rağmen serbest bırakılması da oldukça ironik bir durumdur).

Salem Mahkemeleri’nde, üç kadının tutuklanmasının ardından, köy halkı garip ağrılar ve belirsiz hastalıklar yaşadıklarını öne sürdü. Bunun üzerine cadıların halka büyü yapmaya devam ettikleri ve daha geniş bir grup olduklarının kanısına varıldı ve yeni yargılamalar başlatıldı.

Cadı olmakla suçlanan ve çoğu kadın olmak üzere 20’den fazla kişi yargılandı ve köylülerin anlatımlarına dayanılarak yapılan yargılamalar sonucunda birçoğu tutuklandı. Yargılamalar sırasında, Martha Corey, kendini ve bazı kadınları, kiliseye düzenli olarak gittiklerini söyledi ve kilise tarafından yapılan suçlamaların dayanaksız olduğunu savundu. Ancak yapılan savunmalar Papaz Parris'in ve halkın çoğunluğu tarafından reddedildi.

Cadılıkla suçlanan kadınlardan bazıları hapisten kaçtı, bazılarıysa hapishanedeyken öldü. Yedi kadın; Martha Corey, Mary Eastey, Mary Parker Alice Parker, Ann Pudeator, Wilmot Redd, Margaret Scott ve bir erkek; Samuel Wardwell ise 22 Eylül 1692’de halka açık şekilde idam edildi.

Cadılar tarafından büyülendiklerini iddia eden köylülerin yaşadığı garip ağrıların, aslında çavdar mahmuzu (çavdar, buğday ve diğer tahıllarda bulunan bir tür mantarın yol açtığı toksitlenme) nedeniyle oluştuğu öğrenildi. 1976’da Science dergisinde yayımlanan araştırma, Salem’deki köylülerde görülen sanrı, kusma ve kas spazmları gibi semptomların da çavdar mahmuzu nedeniyle oluştuğu ortaya çıkarıldı.

Salem cadı mahkemeleri, günümüzün strateji oyunu, Town Of Salem'in ilham kaynağı olmuştur. Town of Salem, oyuncuların rol yapması ve diğer oyuncuları manipüle etmesi üzerine kurulu bir oyundur. Oyunun başında her oyuncuya belirli roller dağıtılır, oyuncular da kendi rolünün gerekliliklerini yapmaya ve insanları inandırmaya veya yalan söyleyenlerin yalanlarını ortaya çıkarmaya çalışırlar.

Oyun en az 7 en fazla 15 oyuncuyla oynanır. Bu oyuncular Köylü, Mafya ve Tarafsız grubunda olabilirler. Eğer oyunun giriş ekranında herhangi bir isim seçmezseniz oyun otomatik olarak size bir isim atayacaktır. Bu isimler toplam 30 tanedir ve Salem kasabasındaki olaylarda yer almış gerçek kişileri referans almaktadır.

Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da üç yüz yıl süren cadı avları sonucunda, kaç kişinin cadılık suçundan infaz edildiği bilinmiyor. Tahminler 40 binden başlıyor olsa da sayının 500 bine ulaştığını belirten araştırmalar da mevcut. Cadı yargılamaları sanıldığının aksine, yalnızca Engizisyon tarafından yapılmadı. 1560’tan sonra -Salem’de olduğu gibi- kilise dışı merkezi ve yerel makamlar da olaya el attı ve 1580’den sonra, "cadı korkusu" toplumsal bir panik halini aldı.

Papazların ve devlet adamlarının yürüttüğü cadı infazları, coğrafi olarak çok daha geniş alanlara yayıldı ve devlet, yargının cadılara muamelesini, usullere bağlayarak meşrulaştırdı ve sertleştirdi. Suçlananların pek çoğu yoksul köylü kadınlardan, suçlayanlar ise bu kadınların işverenleri ya da toprak sahiplerinden oluşuyordu (yerel iktidarın parçası olan ve merkezi devletle sıkı ilişkiler içinde olan kişilerden).

Yasal olarak ilk cadı yargılaması 1204’te yapıldı, 600 yıldan uzun bir süre devam ettikten sonra, 1736 yılında cadılık bir suç olmaktan çıkarıldı. Ancak günümüzde de Kamerun ve Suudi Arabistan yasalarında hala cadılıkla ilgili maddeler bulunuyor. Bunun yanı sıra Afrika toplumlarında, Hindistan’da ve Papua Yeni Gine’de cadı olduğu düşünülen insanlar öldürülmeye devam ediliyor.

Tanzanya, Burundi ve Uganda gibi Afrika ülkelerinde ise albino doğan çocuklar, “tuhaf” görünüşlerinden dolayı, cadılara büyücülük malzemesi yarattığı gerekçesiyle hala öldürülmeye devam ediyor.


Report Page