Albert Einstein:  Tüm Zamanların En Etkili Bilim İnsanı

Albert Einstein:  Tüm Zamanların En Etkili Bilim İnsanı

Marsu

Kaynak: How It Works Dergisi

Kategori: Biyografi

Ortalama Okuma Süresi 4 dk.

Albert Einstein 14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kentinde doğdu. Özel ve genel görelilik kuramı ile 20. yüzyılın en etkin fizikçisi olarak kabul ediliyor. Bu kuramlar fizik ve astrofizik alanındaki tüm çalışmaların temelini oluşturuyor. 1921’de fotoelektrik etkisine (bir maddenin elektromanyetik radyasyona maruz kaldığında elektrik yüklü parçacıklar salması) getirdiği açıklama ile Nobel Fizik Ödülünü aldı. 

Einstein bilimle ilk defa küçük bir çocukken, babasının pusulası sayesinde tanıştı. Pusula iğnesinin üzerine etki eden görünmez güçlerin varlığı ile kafası karışan Einstein bu güçlerin kaynağını o zamandan itibaren aramaya başladı. Aaron Bernstein’ın elektrik ve ışık konseptlerini anlatan çalışmalarını okuyan Einstein, gençlik yıllarını ışığın doğasını anlamaya çalışarak geçirdi.

Sonunda da “Manyetik Alanlarda Eterin Durumu Üzerine Bir Araştırma” isimli bir bilimsel makale yayınladı. Bir bilim aşığı olan Einstein’ın akademik kariyeri ne yazık ki pek parlak değildi. İsviçre Polytechnic Lisesi’nde okurken sık sık derslerini kaçırıyordu. Babasının finansal durumunun kötü olması yüzünden aile sık sık taşınmak zorunda kalıyordu. Doktora yapmak istiyordu, ancak geçinebilmek için Bern’deki İsviçre patent ofisinde çalışmak zorunda kaldı.

Patent ofisinde çalışırken bol bol boş zamanı oluyordu. Bu boş zamanı ışığın özellikleri ve doğası üzerine teoriler geliştirmek için harcadı. 1905 yılında bir anda yıldızı parladı. Einstein bu yılı “mucize yılı” olarak adlandırıyor. Bu dönemde dört bilimsel makale yayınladı: Birincisi fotoelektrik etkisi, ikincisi atomların varlığı, üçüncüsü özel görelilik kuramının matematiksel teorisi, dördüncüsü ise görelilik kuramı üzerineydi. Einstein’ın ünlü formülü, E=mc2 bu son makalede yer alıyordu. Bilim dünyası ilk başta Einstein’ın bu çalışmalarını görmezden geldi. Ancak o dönemin en önde gelen bilim insanlarından, kuantum teorisinin babası Max Planck Einstein’ın teorileri ile ilgilendi. 

Einstein, Planck sayesinde uluslararası bilim camiasında tanınmaya başladı. Ünlü Solvay konferanslarına katıldı ve Avrupa’nın en önde gelen üniversitelerinden teklifler almaya başladı. 1915 Kasım ayında genel görelilik kuramını tamamladıktan sonra çalışmaları I. Dünya Savaşı nedeniyle kesintiye uğradı. Hayatı boyunca savaş karşıtı olan Einstein savaşa karşı çıkıyor ve bulduğu her fırsatta bunu duyurmaya çalışıyordu. Einstein savaş bittikten sonra Dünya turuna çıktı, ancak Avrupa’dan uzakta geçirdiği bu dönem bir anda kalıcı oldu. 1933’te Nazi Almanya’sından kaçarak ABD’ye gitti ve 1940’ta ABD vatandaşı oldu.

Amerika’dayken her ne kadar atom bombasının yapılabileceğini düşünmüyor olsa da ABD hükümetini bu konuda cesaretlendirmeye çalıştı. Hatta Başkan Roosevelt’i Almanya’nın bu alandaki çalışmalarına karşı uyaran, uranyumlu nükleer zincirleme reaksiyonları üzerine çalışmalar yapılması gerektiğini belirten bir mektup bile yazdı. Atom bombası projesi üzerinde bilfiil çalışmış olmasa da, bombayı yapanlar büyük ölçüde Einstein’ın çalışmalarını temel aldılar. Hiroşima’ya ilk atom bombası atıldığında Einstein tatildeydi. Bombanın verdiği hasar ve arkasında bıraktığı korkunç felaket, Einstein’ın hayatını geriye kalan kısmında anti nükleer kampanyalar düzenlemesi ve derslerinde hep bu konuyu dile getirmesine neden oldu.

Solucan Deliği

Einstein hayatının son yıllarında birçok öncü teori geliştirdi. Bunların arasında solucan delikleri, çoklu boyutlu modeller, zamanda yolculuk ve birleşik alan teorisi vardı. Birleşik alan teorisinin amacı evrendeki güçleri ve fiziği tek bir çatı altında toplamaktı. Einstein 1955’te aort anevrizması nedeniyle hayatını kaybetti ve birleşik alan teorisi tamamlanamadı. Buna rağmen mirası hala yaşıyor ve Einstein, günümüz bilim insanlarını teorileri ve geleceğe dair tahminleri ile en çok etkileyen bilim insanı olarak kabul ediliyor. 

Albert Einstein'in Peşinden Gidenler

Stephen Hawking: Ünlü İngiliz teorik fizikçi, Einstein’a çok şey borçlu. Çekim tekilliği üzerine teorileri ile tanınan Hawking birçok kitap yayımladı. En ünlü eseri, “Zamanın Kısa Tarihi”dir. Time dergisine verdiği bir röportajda eğer hayatta olsa Einstein’a ne soracağı sorulduğunda “neden kara deliklere inanmadığını sorardım” yanıtını vermişti.

Carl Sagan: Amerikalı astrofizikçi Carl Sagan sık sık Einstein’ın öneminden ve bilimin gücünden söz eder. “Evreni olduğu gibi kabul etmekten korkanlar batıl inançların konforuna sığınırlar. Ancak evrenin doğasını araştırmaya cesareti olanlar, onun en derin gizemlerini çözebilirler” demiştir. 


ALBERT EINSTEIN HAKKINDA 5 ÇARPICI GERÇEK

1-) Sessiz Bir Çocuk: Einstein çocukken çok az konuşurdu. Konuştuğu zamanlarda ise çok yavaştı. Kayıtlara göre bu durum dokuz yaşına kadar devam etti.

2-) İlham kaynağı: Einstein’ın bilime olan ilgisi babasının pusulası ile başladı. Beş yaşında boşluk gibi görünen çevremizde bu pusulanın iğnesini hareket ettiren görünmez bir güç olduğunu düşünüyordu.

3-) Yavaş bir başlangıç: Einstein okulda çok yüksek notlar almıyordu. Liseden mezun olduğunda notlarının düşüklüğü yüzünden hiçbir üniversiteye giremedi. O da üniversiteye girmek yerine İsviçre patent ofisinde çalışmaya başladı.

4-) Nükleer pasifist: Einstein savaş karşıtı bir bilim insanıydı. Her ne kadar ilk başlarda nükleer silahların kullanımını desteklemiş olsa da daha sonra nükleer silahsızlanma ve dünya barışı için kampanyalar yürüttü.

5-) Beyni incelendi: Thomas Stoltz Harvey tarafından beyni çıkarıldı ve onu dahi yapan şeyin ne olduğunu anlamak amacıyla incelendi. 

Report Page