Not

Not

Mirza Bey

>NOTLAR



Rabbimizin bizimle muamelesi,bütün bütün atılacak birileri değilsiniz,arındırma muamelesine tabi tutuyorum sizleri der gibi.

Belki bu sebeple şu anda sıkıntılar yaşıyoruz. 

Bu da ümidim.



Bütün kötülükleri çirkinlikleri,hizmet içtimai denizi,süpürür çöpe atar. 

Bu muhakkak bir sonuçtur.

Zamanı, miadı biz belirleyemez ve bilemeyiz. 


Bizde süpürülüp atılacaklardan mıyız, neyiz? onu duruşumuz, 

konumumuzun hakkını verişimiz belirleyecektir. 

Şimdi bizim icin olması gereken,

DURDUĞUMUZ YERDE DURUP, 

YAPMAMIZ GEREKENLERI YAPMAMIZDIR.




>Hak yolunun azimli erleri, 

Ruhlarla Hak arasındaki engelleri bertaraf ederek, 

Tecelli otağı vicdanları,O’na açmaya koşmalı 

Ve şu birkaç asırlık yalnızlıkları sonlandırmalıdırlar. 


İhtimal bu sayede insanî temel hak ve hürriyetler,ma’şeri vicdanın olmazsa olmazı haline gelecek.. 

Her yanda sevgi ve saygı meltemleri esmeye başlayacak.. 

Toplumdaki kopuşmalar, ayrışmalar sona erecek.. 

Utopyalarda resmedilmeye çalışılan bir içtimâî, iktisâdî, idarî yapıya gidiş yolları açılacak.. 

Ve ülke (insanlık) imrenilen, güven duyulan, sımsıcak ve Cennet-âsâ bir hal alacaktır; 


Varlığın mahiyeti orada nelerden teşekkül edecek bilemeyiz,

Bu dünya

da ve bu sistemde karbon hidrojen oksijen azot dan oluşuyor da,

Hiç akla gelmeyen yeni bir malzeme ile yeniden halk edebilir ve ederde.


Gayri mütecanis bir topluluk içinde her kesime saygılı olursanız, sizde o denli itibar görürsünüz.


Bir konuma geliyorsunuz, sonra sağa sola değişik yönlere bakıp,şimdi bu durumda ne yapabilirim diyorsunuz,

Bir günde geliyor bir ev iki ev sonra, yurt, yurtlar ve okullar, 

Bir günde geldi Sovyet coğrafyasına

>öğretmenler gitti,

Bütün bunlar hep geldiğimiz durumda ne yapabilirize Sevki ilahinin bizi yönlendirmesidir der geçeriz.


Şimdi bir duyma oldu, 

Bu duymayı anlatma ile tamamlamak düşüyor bize.


Hareket bir Mevlana hareketi gibi, 

Üstad tecdit çizgisini imanla belirliyor, mesele dünya meselesi haline gelince de sevgiyle, müsamahayla, herkese kucak açmayla daha bir enginlik kazanıyor.


Ben bize ait her şeyi severim, takkeden musikiye kadar, ila ahir.


O Aleyhisselam Şemsi-Nuru-Hidayettir, O'nun gibi kim olabilir ki, 

O'nun gibisini (AS) Allah bir daha yaratmamıştır.


Faruk Mercan'ın biyografi kitabını sordular ilk baskı 3 bin dediler.

Belki ihtiyaca göre daha sonra arttırma yapılır.

Neylersin biz bize düşeni yapalım,

Herkes karakterinin gereğini sergiliyor. 


Bize biz olmak düşer, üst

adın arkasında, Efendimiz Aleyhisselam'ın arkasında yarın toplanınca onları mahcup edecek bir durumumuz olmamalı, hayatı içtimaiye de.


Ramazan sofralarını bir de Ramazan sonrası nasıl devam ettireceğimizi ele almalı her seviyede bu dostlukları ilerletmenin yollarını konuşmalı.


Ne gündü o günler 15-20 insanla.


Her alanla alakalı olarak meseleyi bir dünya meselesi haline getirmek lazım.





>Devleti Aliye de katılık başlayınca unsurlarda da kopmalar başlamış.

Engin düşünce, kendi potasında problemleri eritici düşüncedir. Kucaklayıcı ve şümullü yaklaşmak lazım hadiselere.

Kimseye karşı bir tavrımız olmadı diyerek tezkiyeyi nefis yapmaya gitmeden, herkese kendini ifade edeceği, hakkı hayat sağlayacak enginliği ve ortamı oluşturmakta fayda var.

Hiç bir arkadaşımızın kimseye karşı olumsuz bir tavrı olmadı bu mevzuda.


Her şeyi bir disiplin ve düzen içindeydi O'nun (SAV).


AREFE AKŞAMI

MUAVENETLERLE ILGILI OLARAK,

Varken vermek yiğitlik, 

Yokken vermek babayigitliktir.

Bu istikamette cehdetmek ibadettir,

Kalem erbabının da çalışması aynen öyledir.

Bir insanın hidayeti o da güzel, 

Vadi vadi koyundan daha güzel.


Dünyada sevginin dellalları olmalı, 

Efendimizi (Aleyhissalatu Vesselam) ve Rabbimizi se

vdirmek buradan geçer.


Hayasızca saldırılara karşı, hayalıca sabretmek bize düşer.



>AREFE AKŞAMI

Itri'nin salavatı şerife bestesi çok ihlaslı ve güzel olmuş ki yıllar boyu birçok toplumda kabul görüyor,

Münacat naat ve Salavat hususunda Galip, Mevlana çizgisindedir ve O da güzeldir.


Bir de böyle, bir daha Ramazan nasip olur mu? olmaz mı? bilemeyecegim, olsa bile böyle namazlar teravihleri kılabilirmiyiz? kılamayız mı? onuda bilemeyeceğim, 

Ne olursa olsun ,verilecek karara baş göz üstüne amadeyiz.

Dünyada kalmakla ahirete gitmek hususundaki kararı,yine karar sahibine bırakırız.


Bir gün tamamen o havuzu kebirde hep beraber eriyeceğiz, işte o zaman dil, kültür, isim vesaire,her yönüyle kanaatlerini,hür iradeleriyle,yine onlar kendileri belirlesinler.  


Bir de mesele, dilden hale dökülebilse Müslümanlık fevç fevç daha neler olacak. 

Bu mevzuda Allah bizi bir yere getirdi. şimdi ne düşüyorsa,mefkuremizi, gaye-i hayalimizi hayata geçirebilmek için gerekeni yapmalıyız.

Allah hepinizi muvaffak eylesin.


Vazifelerini ücrete bağlayanlar,asla ıslahçı olamazlar.

Ve en leyse Lil insani İlla me sea, 

Insana sayinden başka ne var ki, yani YOK demektir.



>Herkesin değerli önemli olmasını isterizde, kendimize hiç

 düşünmeyiz, önce kendimizden başlamalıyız.

Başkalarında,onda üç olsa iyi demeli ama kendi eksiklerimizi affetmemeli,


“Yüzde ısrar etme, doksan da olur. İnsan dediğinde noksan da olur. Sakın büyüklenme, elde neler var… Bir ben varım deme yoksan da olur. Hatasız dost arayan dosttan da olur.” 

Mevlânâ


Hizmet olan yerlere ben hiç gitmedim. 

 Ben de varım demek gibi,böyle hiçbir yere gitmedim, 

Mahallede görürler diye Erzurum'da kendi evimize gece giderdim, Edirne'de pencerede kalma sebeblerinden en önemli birisi budur. Yolda sokakta görürler, o-bu, neme lazım. Şimdi de bu işin arkasında bunlar var demeleri ne kötü.

O yüzden babam leylek derdi.


Bu işin önünde arkasında bu adam vardı demek, meseleyi tesahup etmek ne acı. Yapıp ettikleri ile gösteriş alayiş yapma, ben varım ne insafsızca.

Oysa herşeyin sahibi O, önüde arkasıda O. Böyle bir tavır her şeyi alır götürür de, yanlarına sadece yorgunlukları ve uykusuzlukları kalır.

Çok şey yapmalı, her şeyi yapmalı,bir o kadarda,kendini daha lâşey görmeli,

Yerin yörüngesini değiştirecek işlere vesile olmalı ama bir kürekle 

>küçük bir çukur kazmış,hiç iş yapmamış gibi olmalı.

Yaptım değil, yaptırdılar ettirdiler olmalı hep.


Kalp işte A

llah'ın elinde, bazılarında sevgi ile dolup taşıyor bazılarında enaniyetle daraldıkça daralıyor büzülüyor. 

Vahidi kıyasî iken mevcudu hakîkî yerine koyuluyor ve hakikate giden yolun önüne engel oluyor, perde oluyor. 


Imam Şafi hazretlerinide kanlar içinde zincire vurup Bağdat'a götürdüler.

Gücün kimyasında,bozulma ve bozma var.

Güç,kimyayı bozuyor denilebilir.

Her şeyde ölçü lazım, bazen ilimde, hatta hizmet adına gayrette bile çılgınlığa sebep olunabilir.


6/9

Üzerlerimize geldikçe, bizde sistemleşip koordinemizi ve hızımızı arttırmamız lazım


MEŞVERET,DÜŞÜNCELERDEKI İSİ PASI SILEN EN ÖNEMLI İKSİRDİR.


ALLAH'IN TEVFIKI,VIFAK VE İTTIFAKADIR.


CEMAAT, SIYANET SERASADIR.


Ta baştan beri yapacakları zulümler için fişleme yapmışlar, bugün bu fişlemeye göre muamele yapıyorlar.

Fişlenenler kara, onlara tapanlar ap ak, karasaraylarına kadar.


IFTARLAR ÜZERINE SÖYLENENLER

Katılımcıların seviyeleri durumları nasıl? buna önem veriliyor.

Müessir yerlerin katılımı nasıl? özel

>likle bu soruldu.

Belki bir müddet el etek öperek katlanarak devam edeceğiz, buna değer.

İnşallah gelecek yıla kadar değişiklikler olur, biz onları kucaklarız.

Batıda olan güzel yargılanmaları İslam dünyasında

 duyuralım.

Mazlumiyete,mağduriyete karşı,acıma hissi ile insanların bize yaklaşımı olmuş olabilir.


REHBERLIK ÜZERINE SÖYLENENLER

Yaz kamplarının ehemmiyeti.

Öğrenci iftarları üzerinde durulmalı.

Öğrenci ziyaretleri için kendisine arzu ve iştiyak arz edilince, içtihat hatası bunlar. 

Şu anda kan kusuyorum, abdest almam bir buçuk saat sürüyor ve kan ter içinde kalıyorum. 

Teheccüdü kaçırınca kaza ediyorum ne kadar zorlanıyorum bilemezsiniz.


GENEL MANZARA ÜZERINE SÖYLENENLER

Bu tablo yeni oluştu, belki bir iki senelik mümaresenin neticesi.

Bu ilerleyen senelerde daha enginliklere açılacağız demektir.

Evet ülkemizdeki mazlumiyet ve mağduriyetlerden etkilenmemek mümkün değil. Bu kalpsizlik olur. Ama bu yeni durumu en verimli nasıl değerlendiririz hızlı sistemli nasıl açılırız ona bakmalıyız.




Herkes ne yapabiliyorsa onu yapsın.

Herkes bir şey yapınca, her şey yapılmış olur.

Her yapılanı,doğrudan doğruya hizmeti yıkmaya matuf değilse,alkışlamak lazımdır.



>Terminolojiye girdi konum değerlendirmesi, şimdi ne yapılır, sonra şimdi ne yapılır, ev evi doğurdu, evler yurdu, onlardan okul ve kurslar, onlar da dünyaya açılma ilaahir.

Hep böyle konumu değerlendirmeyle gelindi sevk, sevki ilahi.

Çok

 arkadaşlar, akıllarının çok çok ötesinde hizmetlere vesile oldular, oluyorlar.

Onun için halisane olarak bu yolda yürümek bize düşer.


BAŞKALARININ YAPTIĞINI BEĞENMEMEK KALBÎ ve RUHÎ MARAZDIR.


Çıkması en zor kirler, kalbe musallat olan kirlerdir. Çok kirli kalpler var.

Burada başka şekilde, başka yerde başka şekilde, 

değişik değişik projeler peşinde olanlar var.


Arkadaşların yaptıkları pozitif şeyler,nazar değecek şekilde.

Değişik tanıma ve tanıtma yollarını pozitif olarak değerlendirme, yazılar ve diğer faaliyetler bunlar daha önce akla gelen şeyler değildiler.


Halılardaki motifleri, insanın zihnini meşgul ediyor.

Tam da huzur insanı değiliz ki her şey silinsin gitsin. Meşgul ediyor işte.

Buranın bu halılarını sade olacak şekilde bir değerlendirirsek sadece rengine bakılabilir o kadar.


6/11

Ehli dünya dünyada, ehli ukba ukbada bana seni gerek seni.

Hakiki müminlerin hayat gayesini gösteriyor.


Hz Musab gibi babaya karşı kapıları kapamış, 

kale kapısı

>gibi Gönül kapılarını hizmete açmış.


Farklı kültürler var, bunların da varlığını düşünerek, küreselleşen dünyada,yanlış da yapmadan,yeni dünyaya,yeni motive olarak önümüzdeki senelerde daha geniş ve hızlı yol alınabi

lir.

bu zaviyeden konumu itibariyle hangi noktada İsr insan,o müktesebatını değerlendirmesi lazım.

Şimdi günümüzde,bu yapılanlarla gelinen noktada elde edilen tecrübelerle, yeni alemlere kapılar açılır.


İnsanlığın iftihar tablosunun Aleyhisselamın diyalog hususundaki ufkunu henüz yakalayamadık.Raşid halifelerin dönemini de öyle, İnşallah yakalarız.


Tabii diyalogda meseleyi dengeli götürmek lazım.Birileri ile göz göze gelirken birilerini de ihmal etmemek lazım.

Kendileriyle irtibata geçtiniz diyaloğa geçtiniz insanların her birilerinin kendi içlerinde değişik fraksiyonları olabilir.

Bu Franksiyonların aralarını bulmak bile dünya barışı adına gelecek adına önemli. 1000 yıldır kendi aralarında görüşmeyen birbirlerine soğuk bakan topluluklar var onların bile aralarını bulmak bize düşebilir.

Bu da bizim genel üslubumuzu hatırlatıyor.

>Bir tarafla iş yaparken diğer tarafları ihmal etmemeli güzergah emniyeti için.


İnsanlık,insanlık duygularını harekete geçirir.


Evvela bizzat sizi alakadar etmeyen şeylerle meşgul olmamalıdır.

Zihinleri ve duyguları sarsan, meşgul eden şeyler, asıl meşgul olması gereken gaye-i Hayal den uzaklaştırır.

İşte bunlar, bizim kırmızı çizgimiz olmalıdır.


Teavu

n dusturunun teshili ile,kafa kafaya verip, ortak akla müracaat ederek.Her kişi, çok kişinin kafasından daha fazla şey üretir.

 zamanı ezme dürme ve tam eriterek bir yoğunluk ve debiye ulaştırma bu şekilde olur.


Sürekli Bir gaye-i Hayal peşinde olmalı. Başka şeylere takılmadan, o Gaye-i Hayale yürünmeli.

Allah ile irtibat da çok yüksek hedeflere talip olunmalı, Hz musab misali gibi.

Bu konuda,biz bir adım atarsak Ondan on adım mukabelesi görürüz inşallah.


NAMI CELİLİ MUHAMMEDİ

Bulunduğumuz yerlerde hep o insanlara karşı bir vefa tavrı, temsili ve hali sergilemeliyiz.

Niçin yapmadığınız şeyleri söyleyip duruyorsunuz. SÖYLEYİN ve/ama YAPIN.

Her şeye rağmen onlarla BERABER OLUN DEĞER VERİN ONLARLA KALIN.

bir inandırma süreci yaşıyorsunuz/ yaşayacaksınız.

Güven sağlamada ,tavır istikameti, davranış istikameti ve duruş çok önemlidir.

Hele

> bir de

>duruşta temadi, işte ben buyum,dedirtir.

Teenni ve tedricilik de, bu yolda bir esastır. Etteenni minerRahman,

Ell acl mineşşeytan...

Aheste giden hedefine ulaşır...

Vakitsiz hedefe şitâb eyleyen ila ahir.

Yavaş yavaş,adım adım,denecekleri devreye koymalı .




İLTİFAT ET AÇ KAPINI BENDENİ SEVİNDİR.! NAĞMELER SUN RÛHUMA ÖTELERİN DİLİNDEN; 

SUN, GÖNL

ÜMÜ SARAN HAFAKANLARIMI DİNDİR.!

SUNDUĞUN GİBİ NAÇARLAR A KENDİ ELİNDEN.


İçinde bulunduğumuz toplumu iyi okumalı, ona göre mualecede bulunmalı, yoksa aslı ve esası,üsluba feda etmiş oluruz.

Meseleyi hale ve temsile emanet ederek, hep müspet düşünüp yaklaşarak yol alacağız.

Halle,diyeceğimiz/dediğimiz şeyleri teyit etmiş olacağız.


Başka bir derdimiz yok bizim.

Dünya kendi gelirse nerede kullanacaksak onu orada kullanırız, yoksa Dünya Bizim derdimiz olmadı hiçbir zaman.

Derdi dünya olanın,

Dünya kadar derdi olur.


Yürüyüş keyfiyetini ona göre ayarlayıp güzergah emniyetini tehlikeye atmadan yürüyeceğiz,

Ahir zamandaki Mesihiyetin ruhu bu gibi.


VAKT

Bir anı seyyale vücudu Enver 

Binler sene vücudu abtere mureccahttır. Diyor üstad işte bu Vakttir. 

O'ndan size varidat,

Sizden O'na minnet akar durur.


ZAMANIN EN KÜÇÜK PARÇASINI BİLE DOLU

>DOLU DEĞERLENDİRME BELLİ SEVİYENİN İNSANLARININ MÜKELLEFİYETİ DİR İBNÜ'L-VAKT İBNİ ZAMAN OLMA BUNA BAĞLIDIR SIRTINDA EMANET TAŞIYANLAR BUNU VİCDANLARINDA DUYMALIDIRLAR.BU BİRAZ DA VARİDATLARIN GELDİĞİ KAYNAĞA SAMİMİ YÖNELME VE TEVECCÜHE BAĞLIDIR .ZAMAN HAZANA UĞRADI,VAKİT KAPKARA OLDU.


Zamanın en küçük parçasını bile dolu dolu değerlendirme belli

 seviyenin insanlarının mükellefiyetidir. İbnü'l-vakt ibnuzzaman olma buna bağlıdır.

Sırtında emaneti taşıyanlar bunu vicdanlarında duymalıdırlar.

Bu biraz da varidatların geldiği kaynağa Samimane yönelme ve teveccühe bağlıdır. Zaman hazana uğradı,

Vakit kapkara oldu.

Cenabı Hak kendi yolundaki kullarına vakti bereketli kılar.


Bu makalede öyle bir durum oldu ki .

Buradan hiç ayrı kalmamak lazım, bazı anları var ki anlatabilmek mümkün olamaz. 

ONLAR

Fevkalade irtifayı mahviyet ile götürürler,

Her zaman yüzleri yerde gözleri ufuklar ötesindedir ,

Temkin kasesi ile telvin yudumlarlar.


Bu makalede(VAKT . KZT )iç içe muğlak şeyler var. Bazı meseleler bizim uzak kalmamızdandır. Mahrumiyetimiz uzaklığımızdandır, donanım itibariyle, kabiliyet ve algı itibarıyla İnsan buna lâyıktır potansiyeli vardır.

Vakti böyle yakalayıp yaşayanlara Ne

>mutlu nigmel Rabb'i ente, nigmel vakti.


İlk yaşlarda,helal ve haram hususundaki beslenme,mükellefiyetlerin hakkını verme ne kadar mühim. keşke besleyebilseydik. 

Bu çocukluk döneminde,verilmesi gerekenin hakkını veremeyince, kendini ciddi sorgulamalı veyl olsun demeli.

Bu hale gelmek için çok REHABİLİTASYON.


Benim vakitten zamandan hissem yoktur, ama bu yazının her k

elimesini öpesim geliyor.

Hayatımızın vakit ve zamanının her parçasını öyle işlek öyle bereketli hale getirmek istiyorsak o yolda olmak lazım.


Üstatda ciddi bir Kur'anilik var, meselelere öyle reçeteler sunuyor ki birazcık deşeleyenlere hemen kendini acıveriyor.


Büyük zatların isminin konuşulmuş olduğu yerlere sekine iner İnşallah. arkadaşlarımızdan her birileride böyle halkalar teşekkül ettirirler. Renk attırmadan İnşallah.


Gelecekte okullar dilide öğretirler.

Diğer ilim mensuplarıda bu ilimleri ansiklopedik olarak ogrenirler.

Böylece kolektif şuur tutturulur.

Biraz başlangıçta zorlansa da sonra işlene işlene güzergah haline gelir bu bugüne kadar hep söylendi.









Report Page