32

32


🕋32.Bölüm🕋

💠💠💠➖1➖💠💠💠

⬛Üstadımız Bedîüzzaman Saîd Nursî (k.s.) Hazretleri’ne Ait Tazarrû ve Niyaz

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

♦️İlahî!

➖İki dünya hayatı elimden kaçıp gitse ya da bütün kâinat bana düşman kesilse, benim yine gam çekmemem gerekir; çünkü Sen benim Rabbim, Hâlıkım ve İlahımsın.

➖Yine benim, nihayetsiz isyanım ve iftihar vesilesi sayılan vasıflara gayet derecede uzaklığımla beraber, Senin mahlûkun ve masnuun olmam hasebiyle, Sana bir alâka ve intisabım var.

➖İşte, ben de Senin mahlûkun lisanıyla Sana tazarru ve niyazda bulunuyorum ey Hâlıkım, ey Rabbim, ey Râzıkım ve ey Musavvirim!

♦️Ya İlahî!

➖İstediklerimi esmâ-i hüsnân, ism-i a’zamın, Furkan-ı Hakîmin,

Habib-i Ekremin,

Kelâm-ı Kadîmin,

➖arş-ı a’zamın ve binler ve binler “Kul Hüvallahu Ehad” hürmetine istiyorum.

➖Beni merhametinle kuşat ya Allah, ya Rahman, ya Hannân, ya Mennân, ya Deyyân!

Beni bağışla ya Gaffâr, ya Settâr, ya Tevvâb, ya Vehhâb! Beni affet ya Vedûd, ya Raûf, ya Afüvv, ya Gafûr!

➖Bana lütufta bulun ya Latîf, ya Habîr, ya Semi’, ya Basîr!

➖Günahlarımı sil ya Halîm, ya Alîm, ya Kerîm, ya Rahîm!

♦️“Bizi yolun doğrusuna ilet”, ya Rab, ya Samed, ya Hâdî! Fazlınla bana sürpriz ihsanlarda bulun ya Bedî’, ya Bâkî, ya Adl, ya Hû!

➖Kalbimi ve kabrimi iman ve Kur’ân nuruyla nurlandır ya Nur, ya Hak, ya Hayy, ya Kayyûm, ya Mâlike’l-Mülk, ya ze’l-Celâli ve’l-İkrâm, ya Evvel, ya Âhir, ya Zâhir, ya Bâtın, ya Kaviyy, ya Kâdir, ya Mevlâ, ya Gâfir!

♦️Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım!

➖Kur’ân’daki ism-i a’zamın hatırına ve kitab-ı âlemdeki sırr-ı a’zamın Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) hürmetine, bu esmâ-i hüsnâdan bedenimdeki kalbim ile kabrimdeki ruhuma ism-i a’zam nurları boşaltan bir pencere açmanı ve böylece bu sayfanın, kabrimin çatısı ve bu isimlerin ruhuma hakikat güneşinin hüzmelerini akıtan pencereler olmasını niyaz ediyorum.

♦️Allahım!

➖Kıyamete kadar bu güzellerden güzel isimleri tekrar edip duracak ebedî bir lisanımın olmasını ne kadar arzu ederim.

➖Ne olur, ardımda bâkî kalan şu satırları, benim fânî ve zâil lisanımın yerine bir nâib olarak kabul eyle.

♦️Allahım!

➖Efendiler Efendisi Hazreti Muhammed Mustafa’ya salât ü selâm eyle ve o salât ü selâmla bizi bütün korku ve âfetlerden koru.. bütün ihtiyaçlarımızı gider.. bizi bütün günahlardan temizle ve topyekün kusur ve hatalarımızı bağışla.

♦️Ey bütün yakarışlarımı işiten ve dualarıma icabet eden Allahım!

➖Yaşadığım müddetçe ve vefatımdan sonra bu dileklerime kat katıyla icabet eyle!

➖Binler ve binler salât ve selâm, bir o kadarla çarpımından çıkan netice ve bunun da kat katı, Efendimiz Hazreti Muhammed’e, O’nun ehl-i beytine, ashâbına, yardımına koşanlara ve O’na itaat ve ittiba edenlere olsun.

➖Bu salât ü selâmların her birini, isyan kokan nefeslerim sayısınca çoğalt (çoğalt ki onlara keffaret olsun!)

➖Bu salâvatın her birisi hürmetine beni affeyle, bana merhamet et. Bunu Senin sonsuz merhametinden niyaz ediyorum, ey merhametlilerin en merhametlisi Rabbim!

⬛Üstadımız Bedîüzzaman Saîd Nursî (k.s.) Hazretleri’nin Kalbî Bir Tazarru ve Münacaatı

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

♦️Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim!

➖Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti.

Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır.

Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşâhede göre göre gayet süratle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akâribim gibi kabir kapısına yanaşıyorum.

➖ O kabir, bu dâr-ı fânî den firâk-ı ebedî ile ebedü’l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır.

Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, kat’î bir yakîn ile anladım ki; hâliktir gider ve fânîdir ölür.

➖Ve bilmüşâhede, içindeki mevcûdât dahi, birbiri arkasından kâfile kâfile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs -i emmâre yi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır.

Bir lezzet verse, bin elem takar çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.

➖ Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık- ı Kerîmim!

➖“Her gelecek yakındır” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki:

Yakın bir zamanda ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı hâliyle, rûhumun lisan-ı kâliyle bağırarak derim:

➖El-amân, el-amân! Ya Hannan! Ya Mennan! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!

💠💠💠➖2➖💠💠💠

➖İşte, kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryat edip nida ediyorum: el-amân, el-amân!

♦️Ya Hannân! Ya Mennân!

➖Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!

İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım.

Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin afv u rahmetini intizar ediyorum.

Ve bilmüşâhede gördüm ki, Senden başka melce’ ve mence’ yok.

Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşi şeklinden ve o mekânın darlığından bütün kuvvetimle nida edip diyorum:

El-amân, el-amân! Ya Rahmân! Ya Hannân!

Ya Mennân! Ya Deyyan!

Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar, yerimi genişlettir.

♦️İlâhî!

➖Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-âlemîn olan Habibin Senin rahmetine yetişmek için vesîlemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve hâlimi Sana şekvâ ediyorum.

♦️Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim!

➖Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnûun ve abdin hem âsî, hem aciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsî’, hem müsin, hem şakî, hem Seyyidinden kaçmış bir köle olduğu hâlde, kırk sene sonra nedâmet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine ilticâ ediyor. Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor.

➖Evhâm ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş.

Sana tazarrû ve niyaz eder.

Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen; zâten o Senin şanındır.

Çünkü Erhamürrâhimînsin.

Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var?

➖Senden başka Rab yok ki, dergâhına gidilsin. Senden başka hak Mâbûd yoktur ki, ona iltica edilsin!

Senden başka bir ilah yok; yegâne İlah Sensin.

Senin hiçbir ortağın yoktur. Ben de şehadet ederim ki Allah’tan başka bir ilah yoktur ve Hazreti Muhammed (aleyhisssalâtü vesselâm) O’nun resûlüdür.

⬛Üstadımız Bedîüzzaman Saîd Nursî (k.s.) Hazretleri’nin “Hüve’l-Bâkî” Kasîdesi

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

➖O (celle celâluhû), hükümlerinde Hakîm’dir; biz de O’nun hükmü altındayız. Hakem O, Adl de O’dur; arz u sema O’nundur.

➖Mülkündeki gizli ve açık her şeyi bilen Alîm O, Arşın ve yerin sahibi Kâdir u Kayyum da O’dur.

➖Sanatındaki nakış ve hususiyetlerle Latîf O, her türlü güzellik ve kıymetin asıl sahibi Fâtır u Vedûd da O’dur.

➖Varlık aynasında ve yarattıklarının simalarında celâliyle görünen Celîl O, izzet ve kibriyânın yegâne sahibi Melik ve Kuddüs de yine O’dur.

➖O’dur varlık âlemine eşsiz güzellikler katan Bedî’, O’dur mülk ve bekânın sahibi Dâim ve Bâkî.

İhsanlarında cömert Kerîm O’dur; biz ise O’nun misafirleriyiz.

➖Bütün hamd ü senâların kendisine mahsus olduğu Rezzâk ve her ihtiyacımıza yeten Kâfî de yine O’dur.

➖Birbirinden güzel armağanlarla bizleri sevindiren Cemîl O’dur; biz de O’nun ilim dokumasının atkılarıyız. Bütün ihsanların sahibi Hâlık ve her şeyimize yeten Vâfî de yine O’dur.

O’dur mahlûkatının inilti ve dualarını işiten Semi’; O’dur, bütün şükür ve senâların Yüce Zâtına ait olduğu Râhim ü Şâfî.

➖O’dur kullarının hata ve günahlarını çokça bağışlayan Gafûr ve yine O’dur affetmek ve razı olmak şanına en çok yaraşan Gaffâr u Rahîm.

⬛Hazreti Muhammed ibn Üsâme’nin (r.a.) Haftalık Virdleri

⬛Cuma Günü Virdi: Virdü’t-Tahmîd

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla.

➖“Bütün hamdler, övgüler Âlemlerin Rabbi Allah’adır. O Rahmândır, Rahîmdir. Din gününün, hesap gününün tek hâkimidir. (Haydi, öyleyse deyiniz): ‘Yalnız Sana ibadet eder, yalnız senden medet umarız.’ Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet. Nimet ve lütfuna mazhar ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.”

♦️“Rabbin meleklere:

➖“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediği vakit onlar: ‘Â! Oradaki nizamı bozacak ve yeryüzünü kana bulayacak bir mahlûk mu yaratacaksın? Oysa biz sana devamlı hamd, ibadet yapıp, Seni tenzih etmekteyiz’ dediler. Allah: ‘Ben, sizin bilmediğiniz pek çok şey bilirim’ buyurdu.”

♦️“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’ın hakkıdır. Bir de kâfirler kalkmışlar, birtakım putları Rabbilerine eşit sayıyorlar!” “Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun ki böylece, zulmedip duran o gürûhun arkası kesildi.”

♦️“Öyle bir halde ki içlerinde kin kabilinden ne varsa hepsini söküp çıkarırız. Önlerinden de ırmaklar akar. ‘Hamd olsun bizi bu Cennet’e eriştiren Allah’a!

Eğer Allah bizi muvaffak kılmasaydı, biz kendiliğimizden yol bulamazdık.

Rabbimizin elçilerinin gerçeği bildirdikleri bir kere daha kesinlikle anlaşılmıştır’ derler.

Kendilerine de:

➖‘İşte güzel işlerinize karşılık, karşınızda duran şu muhteşem Cennet’e vâris kılındınız, buyurun!’ diye nida edilir.”

➖“Onların orada duaları, ‘Sübhansın Allahım! Her türlü noksandan münezzeh ve yücesin!’ demek, birbirlerine iyi dilek ve temennileri ise hep “selâm!”dır.

➖Duaları ‘hamd Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur’ diye sona erer.”

💠💠💠➖3➖💠💠💠

♦️“Gök gürlemesi hamd ile O’nu takdis ve tenzih eder. Melekler de duydukları saygıdan ötürü O’nu takdis ve tenzih ederler. O yıldırımlar gönderir, onlarla dilediği kimseleri çarpar. Durum bu iken onlar hâlâ Allah hakkında birbirleriyle tartışıp, ileri geri konuşurlar. Hâlbuki O’nun cezası pek çetindir.”

♦️“Hamd olsun Allah’a ki, hayli yaşlı olmama rağmen, bu ihtiyarlık hâlimde İsmâil ve İshak’ı (aleyhimesselâm) bana ihsan etti. Şüphesiz ki Rabbim duayı kabul buyurur.”

♦️“Sen Rabbini hamd ile tenzih et ve secde edenlerden ol. Sana ölüm gelip çatıncaya kadar da Rabbine ibadet et!”

♦️“Allah size bir temsil getiriyor:

Bir tarafta bir şahsın kölesi olup hiçbir güç ve yetkisi olmayan aciz bir adam, öbür tarafta kendisine tarafımızdan bol bol rızık ve imkân nasip ettiğimiz bir zât ki o maldan gizli-açık dilediği gibi harcayıp kullanıyor. Hiç bu ikisi eşit tutulabilir mi?

Bütün hamdler, övgüye vesile olan her şey, Allah’a aittir. Ne var ki onların çoğu bunu bilmezler.”

♦️“Yedi kat gök, dünya ve onların içinde olan herkes Allah’ı takdis ve tenzih eder. Hatta hiçbir şey yoktur ki O’na hamd ile tenzih etmesin.

Ne var ki siz onların bu tenzih ve takdislerini iyi anlayamazsınız.

Bunca azametiyle beraber, kullarının gaflet ve cürümlerine karşı, O, Alîmdir, Ğafûrdur (çok müsamahalıdır, affedicidir).”

♦️“Her türlü hamd O Allah’a mahsustur ki, asla evlat edinmemiştir. ‘Hâkimiyetinde hiçbir ortağı yoktur. Acze düşüp de bir desteğe muhtaç olmamıştır’ de ve tekbir getirerek O’nun büyüklüğünü ilan et.”

♦️“Hamd O Allah’a mahsustur ki kuluna kitabı indirdi ve onun içine tutarsız hiçbir şey koymadı. Dosdoğru bir kitap olarak gönderdi. Ta ki Kendi nezdinde inkârcılar için hazırladığı şiddetli azabı bildirerek onları uyarsın. Makbul ve güzel işler yapan müminleri de ebediyyen içinde kalacakları güzel bir mükâfatla müjdelesin.”

♦️“O halde onların söylediklerine sabret.

Güneş’in doğmasından ve batmasından önce Rabbinin yüceliğini ilan et, O’na hamdet.

Gecenin bazı vakitlerinde, gündüzün bazı taraflarında da O’na ibadet et ki Allah rızasına eresin.”

♦️“Sen ve beraberinde olanlar gemiye yerleşince de ki: Bizi o zalim toplumun elinden kurtaran Allah’a hamd ü senalar olsun!”

♦️“Öyleyse sen ölmeyen, o mutlak hayat sahibi Allah’a dayan ve O’nu hamd ile tesbih et. O’nun, kendi kullarının günahlarından haberdar olması yeter.”

♦️“Biz Davud’a ve Süleyman’a (aleyhimesselâm) ilim verdik. Onlar da: ‘bizi mümin kullarının çoğuna üstün kılan Allah’a hamd olsun’ dediler.”

♦️“De ki: Hamd olsun Allah’a, selâm olsun seçtiği kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa O’na ortak saydıkları şeyler mi?”

♦️“De ki: Hamd O Allah’a olsun ki size er-geç alâmetlerini gösterecek siz de onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

♦️“O’dur Allah. O’ndan başka yoktur İlah. Başta da sonda da, dünyada da âhirette de bütün hamdler, güzel övgüler O’nadır. Hüküm yetkisi O’nundur. Sonunda varacağınız yer de O’nun huzurudur.”

♦️“Eğer onlara: ‘Gökten su indirip ölümünden sonra yeri canlandıran kimdir?’ diye sorsan elbette: ‘Allah’tır!’ diyeceklerdir. De ki: Hamd olsun Allah’a ki, (kâfirler bile O’nun bu vasıflarını inkâr edemiyorlar.) Bütün hamdler, güzel övgüler aslında Allah’a mahsustur, fakat onların ekserisi bunu düşünüp anlamıyorlar.”

♦️“Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O’na mahsustur. İkindi vaktinde de, öğleye girerken de, O’nu takdis ve tenzih edin, namaz kılın!”

“Şayet onlara: ‘Gökleri ve yeri yaratan kimdir?’ diye soracak olursan, elbette ‘Allah’tır’ diye cevap vereceklerdir. De ki: el-Hamdülillah, müşrikler bile O’nu inkâr edememektedirler! Fakat onların ekserisi bunun anlamını bilmezler.”

♦️“Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki kendilerine o âyetler hatırlatıldığında, derslerini hemen alır, secdeye kapanır, Rabbilerine hamd, O’nu takdis ve tenzih ederler, asla kibirlenmezler.”

♦️“Bütün hamdler, güzel övgüler gerçek ilah olan Allah’a mahsustur ki göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. Ahirette de hamdler O’na mahsustur. O Hakîm’dir, Habîr’dir.” Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla.

♦️“Hamd, gökleri ve yeri yaratan ve melaikeyi iki, üç, dört... kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur.O, yarattıklarından, istediğine, dilediği kadar fazla özellikler verir, Çünkü O her şeye kâdirdir.”

💠💠💠➖4➖💠💠💠

♦️“Şöyle derler: Hamd olsun bizden her türlü endişeyi gideren Allah’a. Gerçekten Rabbimiz Ğafûrdur, Şekûrdur (çok affedicidir, kullarının amellerini ve şükürlerini kabul edip mükâfatlarını fazlasıyla verir).”

♦️“İzzet ve kudret Rabbi olan senin Rabbin onların bütün bâtıl iddialarından münezzehtir, yücedir. Selam bütün peygamberleredir. Bütün hamdler Âlemlerin Rabbi Allah’adır.”

♦️ “İşte şimdi Allah bir temsil daha getiriyor:

➖İki adam var, bunlardan birincisi, birbirine rakip, birbiriyle hep çekişen ortakların emrinde, diğeri ise sadece bir kişinin emrinde çalışıyor.

Bu ikisinin durumu hiç bir olur mu? Olmaz elhamdülillah! Fakat çokları bu gerçeği bilmezler.”

➖“Onlar şöyle karşılık verirler:

“Hamd ü senalar olsun o Allah’a ki sözünde durdu ve dilediğimiz yerinde oturacağımız şekilde bizi Cennet’e yerleştirdi. Çalışanların mükâfatları ne güzelmiş! Sen o gün melekleri de Arş’ın etrafını çevrelemiş Rabbilerine zikir, tenzih ve hamd eder vaziyette görürsün. Derken, aralarında adaletle hükmolunur ve ‘Hamd ü senalar Rabbülâlemin olan Allah’a mahsustur’ diye bitirilir.”

♦️“Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rabbilerini zikir ve O’na hamd ederler. O’na gerçekten iman ederler ve müminler için şöyle mağfiret diler ve dua ederler:

➖Ey Ulu Rabbimiz!

Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır! O hâlde tevbe edenleri ve Senin yoluna tâbi olanları affet ve onları cehennem azabından koru!”

➖“O halde, sen sabret! Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Hem günahından istiğfar et, sabah akşam Rabbine hamd ederek zikir ve ibadete devam et.”

♦️“Tam mânasıyla diri olan yalnız O’dur. O’ndan başka ilah yoktur. Öyleyse ibadeti gönülden olarak ve yalnız O’na yapın, yalnız O’na yalvarın. Bütün hamd ve övgüler Âlemlerin Rabbi Allah’adır.”

➖“Öyle ki neredeyse gökler üstlerinden yarılacaklar. Melekler Rabbilerini överek tenzih ve takdis eder ve yerde bulunanlar için mağfiret dilerler. İyi bilin ki, Ğafûr ve Rahîm O’dur.”

♦️“Demek ki bütün hamdler, övgüler göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Dolayısıyla göklerde ve yerde ululuk yalnız O’na aittir. Azîz ve Hakîm O’dur (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).”

♦️“O halde sen onların söylediklerine karşı sabret! Gerek Güneş’in doğuşundan, gerek batışından önce Rabbine hamd ederek ibadet et. Geceleyin de, secdelerin peşinden de O’na ibadet et.”

♦️“Rabbinin hükmü yerine gelinceye kadar sabret. Çünkü sen Bizim himayemiz altındasın. Namaza kalktığında Rabbini hamd ile tenzih et. Geceleyin de, gecenin sonunda yıldızların batışının ardından da O’na ibadet edip tenzih et.”

♦️“Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih ve tenzih eder. Hâkimiyet O’nundur. Bütün hamdler ve övgüler O’na mahsustur. O her şeye kâdirdir.”

♦️“Allah’ın yardım ve zaferi geldiği zaman ve insanların kafile kafile Allah’ın dinine girdiklerini gördüğün zaman, Rabbine hamd ile tesbih et ve O’ndan af dile. Çünkü O Tevvâbdır, tevbeleri çok kabul eder.”

⬛Cumartesi Virdi: Virdü’l-İstiğfar

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

➖“Sonra, insanların sel gibi aktığı yerden siz de akın edin ve Allah’tan af dileyin! Çünkü Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur.”

➖“Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah’ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah’tan af dileyen müminlerdir.”

➖“O müttakiler ki çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah’ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim affeder ki? Bir de onlar, işledikleri günahlarda bile bile ısrar etmez, o günahları sürdürmezler.”

➖“İnsanlara yumuşak davranman da Allah’ın merhametinin eseridir.

Eğer kaba, katı yürekli biri olsaydın -ki değilsin-, insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile ve işleri onlarla müşavere et!

Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah’a tevekkül et!

Allah muhakkak ki Kendisine dayanıp güvenenleri sever.”

➖“Biz hiçbir peygamberi, Allah’ın izni ile, kendisine itaat olunmaktan başka bir gaye ile göndermedik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri vakit sana gelip de Allah’tan af dileseler, sen de resûl olarak onların affedilmelerini isteseydin, elbette Allah’ı tevbeleri kabul eden, pek merhametli bulacaklardı.”

💠💠💠➖5➖💠💠💠

➖“Allah’tan af dile. Çünkü Allah Ğafûrdur, Rahîmdir (affı ve merhameti boldur).”

➖“Kim kötülük eder veya günah işleyerek nefsine zulmeder de sonra Allah’tan af dilerse, Allah’ı Ğafûr ve Rahîm (affı ve merhameti bol) bulur.”

➖“Hâlâ Allah’a dönüp O’ndan af dilemeyecekler mi? Allah Ğafûrdur, Rahîmdir (affı ve merhameti boldur).”

➖“Halbuki sen onların aralarında bulunduğun müddetçe Allah onları azaba uğratmaz; eğer onlar istiğfar ederlerse Allah bu takdirde de onlara azab etmez.”

📌“Onlar için sen ister Allah’tan af dile, ister dileme! Yetmiş kere bile istiğfar etsen, Allah onları asla affetmeyecektir. Evet, böyle! Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlünü tanımayıp karşı geldiler. Allah da böylesi fâsıkları hidayet etmez, emellerine kavuşturmaz.”

📌“Kâfir olarak ölüp cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akraba bile olsalar, müşriklerin affedilmelerini istemek, ne Peygamberin, ne de müminlerin yapacağı bir iş değildir.

İbrahim’in (aleyhisselâm), babası için af dilemesi ise, sırf ona yaptığı vaadi yerine getirmek için olmuştu. Fakat onun Allah düşmanı olduğu kendisine belli olunca, onunla ilgisini kesti. Gerçekten İbrahim (aleyhisselâm) çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.”

♦️“Bir maksat da şudur:

Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra O’na tevbe edin! O’na dönün ki belirlenmiş bir ömür süresinin sonuna kadar sizi nimetleriyle yaşatsın ve faziletli bir hayat sürenlere, lütuf ve fazlından mükâfatlarını versin. Fakat imandan yüz çevirirseniz sizin tepenize inecek o müthiş günün azabından korkarım.”

♦️“Ey halkım!

Haydi, Rabbinizden af dileyin, sonra ona tevbe edin, O’na dönün ki gökten size bol bol yağmur göndersin, gücünüze güç katsın, n’olur, yüz çevirip suçlu duruma düşmeyin!”

♦️“Semûd halkına da kardeşleri Salih’i (aleyhisselâm) elçi olarak gönderdik.

‘Ey benim halkım!’ dedi, Yalnız Allah’a ibadet edin, çünkü sizin O’ndan başka ilahınız yoktur!

Sizi topraktan yetiştirip yaratan, sizi orada yaşatan O’dur. O halde O’ndan mağfiret dileyin, yine O’na dönün, tevbe edin. Çünkü Rabbim kullarına çok yakın ve onların tevbe ve dualarını kabul edendir.”

♦️“Rabbinizden af ve mağfiret dileyin, sonra günahlarınızdan tevbe edip O’na sığının! O sizi affeder ve korur. Çünkü Rabbim Rahîm’dir, Vedûd’dur (pek merhametlidir, kullarını çok sever).”

♦️“Yusuf! Sakın bunu kimseye söyleme! Kadın! Sen de günahından dolayı af dile, çünkü sen günaha girenlerden oldun.”

♦️“Evlatları ise şöyle dediler: “Ey bizim şefkatli babamız! Bizim günahlarımız için Allah’tan mağfiret dile. Doğrusu biz günahkârız.”

♦️“O insanları, kendilerine peygamber geldiği hâlde, inanmaktan ve Rabbilerinden af dilemekten alıkoyan şey, sırf Allah’ın kanunu uyarınca, evvelki ümmetlerin başına gelen azabın kendilerinin de başlarına gelmesini yahut âhiret azabının gözlerinin önüne konulmasını beklemeleridir.”

♦️“İbrahim (aleyhisselâm): ‘Selâmetle, hoşça kal!’ dedi.

Rabbimden senin için af dileyeceğim. O gerçekten bana karşı çok lütufkârdır.”

♦️“Gerçek müminler ancak öyle kimselerdir ki Allah’a ve Resûlüne bütün kalbleriyle iman etmiş olup, bütün toplumu ilgilendiren meseleleri görüşmek üzere onun yanında bulundukları vakit ondan izin almadıkça ayrılıp gitmezler. Senden izin isteyenler hakikaten Allah’a ve Resûlüne gerçekten iman edenlerdir. Öyle ise bazı işleri için senden izin istedikleri zaman, sen de onlardan dilediğin kimselere izin ver ve onlar için Allah’tan af dile! Muhakkak ki Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir.”

♦️“Ey halkım! dedi, İyiliği bırakıp da neden kötülüğün çarçabuk gelmesini istiyorsunuz. Niçin, merhametine nâil olmak ümidiyle Allah’tan af dilemiyorsunuz?”

♦️“Şöyle dedi: ‘Doğrusu, senin tek koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle o sana haksızlık etmiştir. Zaten bir arada yaşayan insanların birçoğu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gerçekten iman edip yararlı davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!’ Davud (aleyhisselâm) kendisini imtihan ettiğimizi anladı, derhal Rabbinden mağfiret diledi, eğilip secdeye kapandı ve Allah’a yöneldi.”

♦️“Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rabbilerini zikir ve O’na hamd ederler. O’na gerçekten inanır ve müminler için şöylece af dileyip dua ederler:

➖Ey Kerîm Rabbimiz, Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kaplamıştır!

O halde tevbe edenleri ve Senin yoluna tâbi olanları affet ve onları cehennem azabından koru!”

➖“O hâlde, sen sabret! Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Hem günahından istiğfar et, sabah akşam Rabbine hamd ederek zikir ve ibadete devam et.”

💠💠💠➖6➖💠💠💠

➖ “De ki: Ben de sizin gibi bir insanım. Yalnız, bana şu vahyolunuyor: Sizin İlahınız, sadece bir tek İlahtır. O hâlde O’na yönelerek doğru yolda yürüyün, O’ndan af dileyin! O’na eş, ortak uyduranların vay haline!”

➖“Öyle ki neredeyse gökler üstlerinden yarılacaklar. Melekler Rabbilerini överek tenzih ve takdis eder ve yerde bulunanlar için mağfiret dilerler. İyi bilin ki, Ğafûr ve Rahîm O’dur (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur).”

➖“O hâlde şu gerçeği hiç unutma ki: Allah’tan başka ilah yoktur. Sen hem kendi günahın, hem mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahı için Allah’tan af dile. Allah, (dünyada) dönüp dolaştığınız yeri de, (âhirette) varıp duracağınız yeri de pek iyi bilir.”

➖“Geceleri az uyurlardı. Seher vakitleri istiğfar ederlerdi.”

➖“İbrahim’de (aleyhisselâm) ve onunla beraber olanlarda size güzel bir örnek vardır:

Hani onlar hemşehrilerine şöyle demişlerdi:

Bizim, ne sizinle, ne de Allah’tan başka ibadet ettiğiniz şeriklerinizle hiçbir ilişiğimiz kalmamıştır. Siz Allah’ın tek İlah olduğuna inanmadıkça, biz sizi reddediyor, bizimle sizin aranızda ebedî olarak düşmanlık ve nefret meydana geldiğini ilan ediyoruz.

Ne var ki İbrahim’in (aleyhisselâm) babasına:

‘Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Bununla beraber, Allah’ın senin hakkında dilediği hiçbir şeyi önlemem mümkün değildir.’ demesi başka.

Onun ve beraberinde olanların duası şudur:

Ey Yüce Rabbimiz! Yalnız sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız.”

♦️“Ey Peygamber!

Mümin hanımlar, Allah’a hiçbir sûrette ortak tanımamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, hiç yoktan yalan uydurup iftira atmamak, bulduğu bir çocuğu, kocasına isnat etmemek veya gayr-ı meşrû bir çocuk dünyaya getirip onu kocasına mal etmemek, senin kendilerine emredeceğin meşrû olan herhangi bir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana biat etmeye geldiklerinde, sen de onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan af dile! Çünkü Allah Ğafûrdur, Rahîmdir (affı ve ihsanı boldur).”

♦️“Onlara:

‘Gelin, Resûlullah’ın huzuruna varın, sizin için dua etsin, Allah’tan size af dilesin!’ denildiğinde, (açıktan bir şey söyleyemediklerinden), kibirlerinden ötürü başlarını sağa sola büker, içten içe homurdanırlar ve onların kibirli bir şekilde yan çizdiklerini görürsün.

Ha mağfiret diledin, ha dilemedin, onlara göre birdir. Allah onları asla affetmeyecektir. Çünkü Allah, fâsıklığı tabiat haline getirenleri hidayet etmez, emellerine ulaştırmaz.”

♦️“Dedim ki onlara: ‘Rabbinizden af dileyiniz. Zira o Ğaffârdır.’ (affı geniştir).”

♦️“Senin Rabbin, gecenin bazen üçte ikisine yakın bir kısmını, bazen yarısını, bazen üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin da böyle yaptığını elbette biliyor.

➖Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini belirleyen Allah’tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp muaf tuttu.

Artık Kur’ân’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun.

Allah bilmektedir ki aranızda hastalananlar olacaktır.

Kimileri Allah’ın lütfundan nasiplerini aramak için yol tepecek, dünyanın çeşitli yerlerinde dolaşacaklardır.

Bazıları Allah yolunda muharebe için sefere çıkacaklardır. Haydi, artık Kur’ân’dan, kolayınıza gelen miktarı okuyun!

➖Namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve bir de Allah’a güzel ödünç takdim edin! Unutmayın ki kendi iyiliğiniz için âhirete hazırlık olarak her ne gönderirseniz mutlaka onu Allah’ın nezdinde bulursunuz. Hem daha üstün ve daha hayırlı, mükâfatı kat kat artmış olarak!

➖Allah’tan af dileyin! Muhakkak ki Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir (affı, merhamet ve ihsanı boldur).”

♦️“Allah’ın yardım ve zaferi geldiği zaman ve insanların kafile kafile Allah’ın dinine girdiklerini gördüğün zaman, Rabbine hamd ile tesbih et ve O’ndan af dile.

Çünkü O Tevvab’dır, tevbeleri çok kabul eder.”

💠💠💠➖7➖💠💠💠

⬛Pazar Virdi: Virdü’t-Tesbîh

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

♦️“Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediği vakit onlar:

“Â! Oradaki nizamı bozacak ve yeryüzünü kana bulayacak bir mahlûk mu yaratacaksın? Oysa biz sana devamlı hamd, ibadet yapıp, Seni tenzih etmekteyiz!” dediler.

Allah: “Ben, sizin bilmediğiniz pek çok şey bilirim” buyurdu.”

♦️“Sübhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki? Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan Sensin. dediler.”

♦️“Bir de: ‘Allah evlat edindi.’ dediler. Hâşâ! O böyle şeylerden münezzehtir. Bilakis göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nun mahlûkudur. Hepsi O’nun emrine boyun eğmektedir.”

♦️“O: ‘Ya Rabbî, bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?’ deyince, Allah: ‘Senin işaretin şudur: “Üç gün müddetle halkla işaretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!’ buyurdu.”

♦️ “Onlar ki Allah’ı gâh ayakta divan durarak, gâh oturarak, gâh yanları üzere zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünür ve derler ki: Ey Yüce Rabbimiz! Sen bunları gayesiz, boşuna yaratmadın. Seni bu gibi noksanlardan tenzih ederiz.”

♦️ “Ey Ehl-i kitap!

Dininizde haddi aşmayın, taşkınlık yapmayın ve Allah hakkında gerçek olmayan şeyleri iddia etmeyin! Meryem’in oğlu Mesih Îsâ sadece Allah’ın râsulü, Meryeme ulaştırdığı kelimesidir. Allah tarafından gelen bir ruhtur. Gelin Allah’a ve elçilerine iman getirin, ‘Tanrı üçtür!’ demeyin. Kendi iyiliğiniz için bundan vazgeçin! Allah ancak tek bir İlahtır.

O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ne var, yerde ne varsa O’nundur. Koruyan ve yöneten olarak Allah yeter.”

♦️“Hem Allah Teâlâ:

‘Ey Meryem oğlu İsa!’ Sen mi insanlara ‘Beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin!” dedin?’ diye sorduğu vakit o şöyle diyecek:

‘Hâşa! Sen şerikten ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz.’

Hem söylediysem malûmundur elbet!

Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Senin Zâtında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sensin.”

♦️“Böyle iken tuttular, cinleri Allah’a ortak yaptılar; hâlbuki bunları da O yaratmıştır. Bundan başka O’na birtakım oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Ne dediklerini bildikleri yok! O, müşriklerin Kendisine isnat ettikleri bu gibi nitelendirmelerden münezzehtir, yücedir.”

♦️“Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte gelip de Rabbi ona hitab edince:

‘Ya Rabbî, dedi, göster bana Zâtını, bakayım Sana!’

Allah Teâlâ şöyle cevap verdi: ‘Sen Beni göremezsin. Ama şimdi şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni görürsün!’ Derken Rabbi dağa tecelli eder etmez onu un ufak ediverdi. Mûsâ da düşüp bayıldı.

Kendine gelince dedi ki:

Sübhansın ya Rabbî! Her noksanlıktan münezzeh olduğun gibi, dünyada Seni görmemizden de münezzehsin! Bu talebimden ötürü tevbe ettim.

(Ben ümmetim içinde Seni görmeden) iman edenlerin ilkiyim!”

♦️“Yahudiler hahamlarını, Hıristiyanlar rahiplerini ve Meryem’in oğlu Mesih’i Allah’tan başka Rab edindiler. Hâlbuki onlara bir tek İlaha ibadet etmeleri emrolunmuştu. O’ndan başka İlah yoktur. O, onların ortak koştukları şirkten münezzehtir.”

♦️“Onların orada duaları; ‘Sübhansın Allahım! Her türlü noksandan münezzeh ve yücesin!’, birbirlerine iyi dilek ve temennileri ise hep ‘selâm!’ dır.

Duaları ‘El-hamdülillahi Rabbilâlemin/Hamd Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.’ diye sona erer.”

💠💠💠➖8➖💠💠💠

♦️“Onlar, Allah’tan başka kendilerine ne zarar ne de fayda veremeyen birtakım nesnelere ibadet ediyor ve ‘onlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir’ diyorlar.

De ki: Böyle bir şey olacak da Allah bilmeyecek ha! Ne o, yoksa siz Allah’a göklerde ve yerde olup da bilmediği şeylerin varlığını mı haber vereceğinizi iddia ediyorsunuz?

Hâşâ! O, onların iddia ettikleri her türlü ortaktan münezzehtir, yücedir.”

♦️ “Müşrikler ‘Allah evlat edindi’ dediler.

Hâşâ! O bundan münezzehtir.

O her şeyden olduğu gibi evladı olmaktan da müstağnidir. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi O’nundur. Buna dair, ey müşrikler, hiçbir deliliniz yoktur. Ne o! Allah hakkında kesin bilgi sahibi olmadan konuşuyor, rastgele şeyleri mi O’na isnat ediyorsunuz!”

♦️“De ki:

Ey insanlar!

İşte Rabbiniz tarafından, hakikat size gelmiş bulunuyor. Artık kim bu gerçeği kabul eder de doğru yolu tutarsa, bunun faydası sadece kendisinedir.

Her kim de bu yoldan saparsa, o da kendi aleyhine olarak sapar. Bilin ki, ben işlerinizi yönetmeyi üstüne almış biri değilim.”

♦️Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla

➖“Allah’ın emri geldi, gelecek! Artık onun gelmesini çabuklaştırmak istemeyin. Allah müşriklerin koştuğu ortaklardan münezzehtir, yücedir.”

♦️“Allah’ın kızları olduğunu iddia ediyorlar.

O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Hoşlandıkları erkek çocuklarını ise kendilerine yakıştırırlar.”

♦️“Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammed’i, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren O Zâtın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O’dur.”

♦️“Allah onların, iddialarından münezzehtir, son derece yücedir, uludur.

Yedi kat gök, dünya ve onların içinde olan herkes Allah’ı takdis ve tenzih eder.

Hatta hiçbir şey yoktur ki O’na hamd ile tenzih etmesin.

Ne var ki siz onların bu tenzih ve takdislerini iyi anlayamazsınız.

Bunca azametiyle beraber, kullarının gaflet ve cürümlerine karşı, O, Halîmdir, Ğafûrdur (çok müsamahalıdır, affedicidir).”

♦️“Yok, yok! Bu da yetmez, senin altından bir evin olmalı yahut göğe çıkmalısın. (Ama unutma!) Sen bize oradan dönerken okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yine de senin oraya çıktığına inanmayız ha!

De ki: Fesübhanallah! Ben sadece elçi olan bir insandan başka ne olabilirim ki!”

“Ulu Rabbimizin şanı yücedir! Ne vaad ederse mutlaka gerçekleşir, derler.”

♦️“Allah’ın evlat edinmesi olacak iş değildir!

O bundan münezzehtir! Bir işi yapmak istedi mi, ‘şöyle olsun!’ demesi kâfidir.”

♦️“O halde onların söylediklerine sabret! Güneş’in doğmasından ve batmasından önce Rabbinin yüceliğini ilan et, O’na hamdet! Gecenin bazı vakitlerinde, gündüzün bazı taraflarında da O’na ibadet et ki gönlün huzur ve hoşnutlukla dolsun.”

♦️“Gece gündüz, usanmadan, ara vermeden tesbih ve ibadet ederler.”

“Halbuki gökte ve yerde, Allah’tan başka ilahlar bulunsaydı oraların nizamı bozulurdu.

Demek ki o yüce arş ve hükümranlığın sahibi Allah, onların zanlarından, onların Allah’a reva gördükleri vasıflardan münezzehtir, yücedir!”

♦️“Gerçek bu iken, bazıları kalkıp:

‘Rahman evlat edindi!’ iddiasında bulundular.

O, bundan münezzehtir. Bilakis onların evlat dedikleri melekler O’nun ikram ve takdirine mazhar olmuş kullarıdır.”

♦️“Geceyi ve gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.” “Zünnûn’u da an. Hani o halkına gazaplanmış, onlardan ayrılmış, Bizim kendisini sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Sonra karanlıklar içinde şöyle yakarmıştı:

💠💠💠➖9➖💠💠💠

♦️Ya Rabbî! Sensin İlah, Senden başka yoktur ilah!

Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, Yücesin! Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!”

♦️“Allah asla evlat edinmedi. O’nun yanı sıra hiçbir ilah da yoktur. Öyle olsaydı her ilah kendi yarattıklarını yanına alır ve onlardan biri diğerine üstün gelmeye çalışırdı. Allah o müşriklerin isnat ve nitelendirmelerinden münezzehtir.”

♦️“Nasıl oldu da onu işitir işitmez: “Böylesi iftiraları ağzımıza alamayız, böyle şeyler bize yakışmaz. Hâşâ! Bu pek büyük, pek çirkin bir bühtandır” demediniz!”

♦️ “O nura, Allah’ın, yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isminin zikredilmesine izin verdiği evlerde kavuşulur. Oralarda, sabah akşam O’nun şanını yücelterek tenzih ederler.”

♦️“Baksana göklerde olan, yerde olan herkes, kanatlarını çarparak uçan dizi dizi kuşlar, hep Allah’ı tesbih ederler. Onlardan her biri kendi duasını ve tesbihini pek iyi bellemiştir. Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilir.”

♦️“Onlar şöyle cevap verirler: Sübhansın! Yüceler Yücesisin! Senden başka dost edinmeyi düşünmek bize yaraşan şey değildir. Ne var ki Sen onları ve babalarını, nimetlerine mazhar edip ömür vererek yaşatınca onlar Seni anmayı unuttular ve helake müstahak bir topluluk haline geldiler.”

♦️“Öyleyse sen ölmeyen, o mutlak hayat sahibi Allah’a dayan ve O’na hamd ile tesbih et. O’nun kendi kullarının günahlarından haberdar olması yeter.”

♦️“Oraya varır varmaz birden şöyle nida edildi:

Ateş mahallinde ve çevresinde bulunan kimselere feyiz ve bereket verildi. Âlemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir, bütün noksanlardan münezzehtir.”

♦️“Senin Rabbin dilediğini yaratır, dilediğini seçer. Onların ise seçme hakları yoktur. Allah, onların uydurdukları şeriklerden münezzehtir, yücedir.”

♦️“Haydi, siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah’ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın!”

♦️“Allah O yüce Rabdir ki sizi yaratır, sonra rızıklandırır, sonra tayin ettiği vâde geldiğinde sizi öldürür, sonra da diriltir. Düşünün bakalım: Sizin, ibadette Allah’a ortak yaptığınız putlar içinde bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı? Allah onların iddia ettikleri ortaklardan münezzehtir, yücedir.”

♦️“Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki kendilerine o âyetler hatırlatıldığında, derslerini hemen alır, secdeye kapanır, Rabbilerine hamd, O’nu takdis ve tenzih ederler, asla kibirlenmezler.”

♦️“Onlar: ‘Müşriklerin iddialarından Seni tenzih ederiz.

Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar değil, sadece Sensin! Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı.’ diye cevap verirler.”

♦️“Münezzehtir o Allah, her noksandan münezzeh! Yerin bitirdiği her şeyi, ve kendilerini ve daha nice bilmedikleri şeyleri çift yaratan, münezzehtir, yücedir!”

♦️“Sübhan’dır, münezzehtir o Zât ki, her şey üzerinde hâkimiyet elindedir. Ve... hepinizin de dönüşü, O’na olacaktır.”

♦️“Şöyle derler: Allah onların iddia ettikleri şeylerden münezzehtir, çok yücedir.” “Allah’ı zikredip O’nu tenzih edenler biziz.”

♦️“İzzet ve kudret Rabbi olan senin Rabbin, onların bütün bâtıl iddialarından münezzehtir, yücedir. Selam bütün peygamberlere. Bütün hamdler Âlemlerin Rabbi Allah’adır.”

♦️“Eğer Allah evlat edinmek isteseydi yarattıklarından dilediğini seçerdi. Ama o bunu dilememiş, evlat edinmemiştir. O bundan münezzehtir, yücedir. Tek hâkimdir.”

♦️“Ama onlar, Allah’ın kudret ve azametini hakkıyla takdir edemediler, O’na layık ta’zîmi göstermediler. Halbuki bütün bir dünya kıyamet günü O’nun avucunda, gökler âlemi de bükülmüş olarak elinin içindedir. Böyle bir azamet ve hâkimiyet sahibi olan Allah, onların uydurdukları ortaklardan yücedir, münezzehtir.”

♦️“Sen o gün melekleri de Arş’ın etrafını çevrelemiş Rabbilerini zikir, tenzih ve O’na hamd eder vaziyette görürsün. Derken, aralarında adaletle hükmolunur ve ‘Hamd ü senalar Rabbülâlemin olan Allah’a mahsustur.’ diye bitirilir.”

♦️“Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rabbilerini zikir ve O’na hamd ederler. O’na gerçekten inanır ve müminler için şöylece af dileyip dua ederler:

Ey Kerîm Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kaplamıştır! O halde tevbe edenleri ve Senin yoluna tâbi olanları affet ve onları cehennem azabından koru!”

♦️“O halde, sen sabret! Çünkü Allah’ın vaadi gerçektir. Hem günahından istiğfar et, sabah akşam Rabbine hamd ederek zikir ve ibadete devam et.”

💠💠💠➖10➖💠💠💠

♦️“Eğer kibirlenecek olurlarsa, şunu bilsinler ki Rabbinin nezdinde olan melekler, gece gündüz O’nu tenzih, tesbih ederler ve asla usanmazlar.”

♦️“Öyle ki neredeyse gökler üstlerinden yarılacaklar. Melekler Rablerini överek tenzih ve takdis eder ve yerde bulunanlar için mağfiret dilerler. İyi bilin ki, Ğafûr ve Rahîm O’dur (affı, merhamet ve ihsanı pek boldur).”

♦️“Ta ki onların üstüne binerken Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve şöyle diyesiniz: Bunları bizim hizmetimize veren Allah yüceler yücesidir, her türlü eksiklikten münezzehtir. O lütfetmeseydi biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz sonunda Rabbimize döneceğiz.”

♦️“Göklerin ve yerin Rabbi, o Arşın, o muazzam saltanatın Rabbi, Kendisine eş, ortak uyduranların iddialarından münezzehtir, yüceler yücesidir.”

♦️“Allah’a ve Resûlüne iman edesiniz, ona destek olup saygı gösteresiniz ve Allah’ı da sabah akşam tesbih ve tenzih edesiniz.” “O halde sen onların söylediklerine karşı sabret. Gerek Güneş’in doğuşundan, gerek batışından önce Rabbine hamd ederek ibadet et! Geceleyin de, secdelerin peşinden de O’na ibadet et!”

♦️“Yoksa onların Allah’tan başka bir ilahları mı var? Allah onların iddia ettikleri ortaklardan münezzeh ve yücedir.”

♦️“Rabbinin hükmü yerine gelinceye kadar sabret! Çünkü sen Bizim himayemiz altındasın. Namaza kalktığında Rabbini hamd ile tenzih et. Geceleyin de, gecenin sonunda yıldızların batışının ardından da O’na ibadet edip tenzih et.”

♦️“Öyleyse Ulu Rabbinin yüce adını tenzih et.”

♦️“O halde Ulu Rabbinin ismini tenzih et!”

♦️ “Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ı tenzih ve tesbih eder. O Azîz ve Hakîm’dir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).”

♦️ “Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih ve tenzih eder. O, Azîz’dir, Hakîm’dir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).”

♦️“Cehennemliklerle Cennetlikler elbette bir olmaz. Felah ve başarıya erenler, Cennetliklerdir.

💠💠💠➖11➖💠💠💠

Eğer Biz bu Kur’ân’ı bir dağın tepesine indirseydik onun, Allah’a ta’zîmi sebebiyle başını eğip parçalandığını görürdün. İşte bunlar birtakım misallerdir ki düşünüp istifade etmeleri için, Biz onları insanlara anlatıyoruz. Allah’tır gerçek İlah!

O’ndan başka yoktur ilah.

Görünmeyen ve görünen her şeyi bilir.

O Rahmandır, Rahîmdir.

Allah’tır gerçek İlah!

O’ndan başka yoktur ilah!

O Melik’tir, Kuddüs’tür, Selâm’dır, Mü’min’dir, Müheymin’dir, Aziz’dir, Cebbar’dır, Mütekebbir’dir. Allah, müşriklerin iddialarından münezzeh ve yücedir. Allah o gerçek İlahtır ki Hâlık’tır, Bârî’dir, Musavvir’dir. Hâsılı, en güzel isimler ve vasıflar O’nundur.

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi O’nu tesbih ve tenzih eder. O, Azîz’dir, Hakîm’dir.”

♦️“Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Melik (kâinatın gerçek hükümdarı), Kuddûs (çok yüce, her noksandan münezzeh) Azîz ve Hakîm olan Allah’ı tesbih ve tenzih eder.”

♦️“Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih ve tenzih eder. Hâkimiyet O’nundur. Bütün hamdler ve övgüler O’na mahsustur. O her şeye Kâdirdir.”

♦️“En makul olanları ise: ‘Ben size Allah’ı zikretmenizi söylememiş miydim!” dedi. Bunun üzerine “Sübhansın Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!’ dediler.”

♦️“Şüphesiz o karşılaşacakları kesin bir gerçektir.

O halde, (ey şanlı Elçi)! Haydi, sen de Rabbinin yüce adını zikret!”

♦️“Gecenin bir kısmında da O’na secde et, geceleyin uzun bir süre de O’na tesbih ve ibadet et!”

♦️ “Tenzîh et Rabbinin yüce adını! O seni yaratıp, mükemmel yaratılış vereni!” Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla.

♦️“Allah’ın yardım ve zaferi geldiği zaman ve insanların kafile kafile Allah’ın dinine girdiklerini gördüğün zaman, Rabbine hamd ile tesbih et ve O’ndan af dile. Çünkü O Tevvâb’dır, tevbeleri çok kabul eder.”

Report Page